(Закончите предложения как в примере).
Örnek (пример):
Otobüs bileti indirimli miymiş? Evet,
indirimliymiş.
Hayır, indirimli
değilmiş.
1. Okul yeni miymiş?
Evet,________
Hayır,______________________
2. Kardeşiniz hasta değil miymiş?
Evet,__________
Hayır,__________________
3. Bugün ders var mıymış?
Evet,_____________________
Hayır,___________________
102
4. Hülya Hanım'm evi bahçeli miymiş?
Evet, _________
Hayır,___________________
5. İstanbul'da hayat pahalı mıymış?
Evet,______________________
Hayır,_________________________
6. O kız nişanlı değil miymiş?
Evet,________________________
Hayır, ______________________
7. O lokantanın yemekleri lezzetli miymiş?
Evet,________________________
Hayır,______________________
8. Deniz kenarı kalabalık değil miymiş?
Evet,___ ____________________
Hayır, ___________________,__________
NASREDDİN HOCA'DAN FIKRALAR
1
АНЕКДОТЫ ОТ ХОДЖИ НАСРЕТДИНА
Nasreddin Hoca, 1208 yılında Sivrihisar'a bağlı Hortu köyünde
doğmuş, 1284'de Akşehir'de vefat etmiştir. Onun yaşamıyla ilgili bilgiler,
hal kın kendisine olan aşırı sevgisi yüzünden, söylentilerle karışmış, yer
yer olağanüstü nitelikler kazanmıştır.
Nasreddin Hoca, Türklerin en ünlü gülmece kahramanlarından biridir.
Nasreddin Hoca fıkraları, insanları sadece güldürmekle kalmaz; aynı
zamanda toplumdaki bozuklukları ve insanların kötü davranışlarını da
alaycı bir dille eleştirir.
Nasreddin Hoca pazarda dolaşırken, satılık bir papağan görmüş.
Papağanın fiyatı on iki altınmış. Hoca, çok şaşırmış ve yanındakilere “Bu
kuş neden bu ka dar pahalı?” diye sormuş.
Yanındakiler de “Bu normal bir kuş değil, bunun bir özelliği var. Bu
kuş konuşur.” diye cevap vermişler. Bunun üzerine Hoca, hemen evine
gitmiş; hindisini almış ve pazara geri dönmüş.
1
Yılmaz C. Nasreddin Hoca Fıkraları. Tutku Yayın, Ankara, 2009.
103
Pazardakiler “Kaça bu hindi?” diye sormuşlar. Hoca “On beş altın.”
diye cevap vermiş. Bu duruma en çok papağanın sahibi şaşırmış. “Bir
hindi on beş altın eder mi?” diye sormuş.
Hoca da “Ama sen yumruk kadar papağanı on iki altına satıyorsun.”
diye yanıtlamış.
Papağanın sahibi, “Onun marifeti var, insan gibi konuşur. Ya seninki
ne yapar?” diye sormuş. Hoca da “Senin papağanın düşünmeden konuşur.
Ama benim hindim insanlar gibi düşünür.” diye yanıt vermiş.
Nasreddin Hoca, fazla meraklı insanları da fıkralarında eleştirir:
Nasreddin Hoca çarşıda dolaşırken gevezenin biri: – “Hocam, az önce nar
gibi kızarmış bir tepsi baklava götürdüler.” demiş. Hoca aldırış etmeksizin;
“Bana ne?” demiş. – “Ama, baklava tepsisini sizin eve götürdüler.” demiş
geveze. Hoca o zaman “Sana ne?” diye cevap vermiş.
Nasreddin Hoca, aynı zamanda, hazır cevap bir kişidir de. Her durum
karşısında mutlaka söyleyecek bir sözü vardır:
Bir İranlı'ya memleketinden mektup gelmiş. Adam, mektubu okutmak
için Hocaya vermiş: – “Hocam!” demiş, “Şunu bir oku.”
Hoca bakmış, yazı hem okunaksız hem de Farsça. “Bunu başka bir
kişiye okut, ben Farsça bilmem, yazı da okunaksız.” demiş.
İranlı kızıp köpürmüş; “Başında değirmen taşı kadar kavukla şu
mektubu okuyamazsın ha!” diye söy lenmiş. Hoca hemen kavuğu çıkarmış,
İranlı'nın başına koymuş; “İş kavuktaysa, buyur sen giy. Mektubu da sen
oku!” diye cevap vermiş.
Nasreddin Hoca, can sıkıcı konuları bile esprili bir üslupla dile getirir:
Bir gün Hocanın bir arkadaşı “Hocam, senin karın çok geziyor.”
demiş. Hoca da gayet sakin bir tavırla “Hiç öyle şey olur mu? O kadar
çok gezse, arada bir bizim eve de uğrardı.” diye cevap vermiş.
Canten Yılmaz
(Yeniden düzenlenmiştir)
(Упрощенный текст)
104
Достарыңызбен бөлісу: |