Пайдаланған әдебиеттер тізімі:
1.
Eren Erol, (1993),Yönetim Psikolojisi, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstantul, s.217
2.
Sabuncuoglu Zeyyat ve Tüz Melek, (2001), Örgütsel Psikolojisi, Ezgi kitabevi, Bursa,
s.64.
3.
Can Yalil, Tuncer Doğan. Ayhan Doğan Yaşar, (1999), Genel İsletmecilik Bilgileri,
Ankara.
4.
Hakan Koç, Menekşe Tarhan Öztoprak, (2014), Yazışma Teknikleri, Ankara, s. 42,30,
40, 46-48, 59, 62, 80-81, 86-88.
5.
EkremBuğraEkinci, Osmanlı Devletinin resmi dili var mıyıdı?//
http://www.turkiyegazetesi.com.tr
6.
Дүйсембекова Л., Іс қағаздарын қазақша жүргізу, -Алматы, 2007, -15, 30, 40, 80-81,
86-88б.
7.
Галиакбарова, Н. М. Деловой турецкий язык : практикум : [учеб.-метод. пособие]
/Н. М. Галиакбарова ; [науч. ред. проф. В. А. Кузьмин] ; М-во образования и науки Рос.
Федерации, Урал.федер. ун-т. — Екатеринбург :Изд-во Урал. ун-та, 2014.— 118 с.
378.016
YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE HALK EDEBİYATINDAN
YARARLANMA
Emel Kartav
Süleyman Demirel Üniversitesi
İki Yabancı Dil Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi. Tez Danışmanı: Janagül Turumbetova
ÖZET. Türkü, mani, masal, atasözü, deyim ve fıkra gibi edebiyat türleri Türkçe’nin etkili
ve güzel kullanıldığı türlerdir.Bu nedenle bu türler dil eğitiminin vazgeçilmez malzemesidir. Bu
601
ürünler çocukların sözcük dağarcığını zenginleştirmelerine, konuşma becerilerini
geliştirmelerine, dili keşfetmelerine eğitim süreci içerisinde dilin inceliklerini kullanarak ve
uygulayarak dil bilinci oluşturmaya olanak sağlayan ürünlerdir.
Yabancı dil öğretiminde nasıl daha etklili bir anlatım yapılabilir, hangi yöntem daha iyi bir
yoldur derken bir çok araştırma ve teknik anlatım yöntemleri ortaya çıkmıştır.Yaşanılan coğrafya,
birey farklılıkları, öğretmenin bilgi ve becerisi, öğrencinin o dili öğrenmek için yeteri kadar
güdülenmesi gibi faktörler rol oynamaktadır.Bir yandan da öğretilen dilin kültürünü yansıtmak ve
öğretmek son derece önemlidir. Türk kültüründe bulunan Karadeniz yöresini ve insanını bilmeyen
Karadeniz fıkraları hakkında ne kadar bilgiye sahip olup anlayabilir. Geçmişten günümüze kadar
gelen Atalarımızın mirası Atasözlerini ve masalların yabancı dil öğrenen bireyler üzerinde etkileri
incelendi ve dil öğretimindeki etkileri araştırıldı.
Anahtar Kelimeler: Yabancı dil öğretimi, yabancı dil öğretiminde edebi metinlerin
öğrenciler üzerindeki etkisi.
Halk Edebiyatı Folklor Ürünlerinden Faydalanarak Yabancılara Dil Öğretimi
Yabancı dil öğretiminde öğretilien dilin iyi anlatılması ve o dilin kültürünü güzel
yansıtmak başlıca amaçlardan bir tanesidir. AB’nin 2001 yılını Avrupa Diller yılı olarak kutlaması
amaçları arasında dil öğretimi yoluyla demokratik kültür bilinci geliştirmiş bireyler yetiştirmekte
vardır.Bu nedenle sadece dil öğrenmenin değil öğrenilen dilin kültürünü de öğrenmenin önemine
vurgu yapılmaya çalışılmıştır [1,71]. Bir milleti ulus yapan bağların en güçlüsü dildir. Bireylerin
ulusuna, yurduna geçmişine sıkı sıkıya bağlar; kuşaktan kuşağa aktarılarak gelen dil, bireyi geçmiş
ile gelecek arasındaki zincirin bir halkası durumuna getirir [2,13]. Dil ile kültür birbirine sıkı sıkya
bağlıdır. Dil değerlerine önem vermeyen milletlerin dili zayıf kalmaktadır. Kendi dilleri ile
anlaşma kurmayan toplulukların kültürlerinden bahsedilemez.
Bir milletin folkloru,müziği,sanatı, ebebiyatı, ilmi, Dünya görüşü millet olamayı gerektiren
her türlü ortak değerleri yüzyılların süzgecinden süzüle süzüle sembolleşerek dil hazinesine
akmaktadır. Böylece dil sosyal yapının da aynası olmaktadır.
‘’Her edebi eser konu edindiği cemiyetin bedii fikir, duygu, kabul ve davranışlarının
dünyasını, bir nisbet dahilinde yansıtır’’ [3,27].
Yabancılara halk edebiyatıyla dil öğretimi etkili yöntemlerden biridir. Günümüze kadar
yabancı dil öğretiminde çok fazla yöntem ve teknik kullanılmıştır.1930’larda konuşma dilinin
öğretilmesinin ön plana çıkmasıyla dolaysız (direct) yöntem, daha sonra kulak-dil alışkanlığı
(audio- lingual) yöntemi çok yaygın olarak kullanılmıştır. Son yıllarda ise iletişimci yönteme
ağırlık verilmiştir.
Bir kaç edebi türlerden örnek vererek Türkçe derslerinde yabancı öğrencilere dil öğrenme
etkisini gösterelim.
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Fıkralardan Yararlanma
Yabancı dil öğrenenleri bıktırmadan, onların ihtiyaç duydukları söz kalıplarını öncelikle
öğretebilmek, öğrenciye motivasyon ve dolayısıyla dersi eğlenceli hâle getirmek açısından
önemlidir. Dersi zevkli kılan ögelerden biri ise sınıf ortamında yapılan etkinliklerdir ve öğrenciyi
günlük hayatında karşılaşacağı durumları oyunlaştırarak canlandırma tekniğidir. Kardeniz
insanları genel olarak sevecen ve komik insanlardır fıkralarıda Temel, Dursun, Fadime gibi
tiplemelerden oluşup günlük hayatta da karşılaşabilecek komik durumları anlatan fıkralardır.Bu
fıkraları ders ortamında hem canlandırarak skeç tarzında hem de ezberleterek öğrenciye hem bir
602
çok kelime öğretir hemde bir yöre hakkında bilgi vererek türk kültürürnün zenginliğinden
bahsededilebilir.
Önce fıkra anlatılır sonra ezberlemeleri söylenenir ve anlattırılır.Gerekirse anlatılan
fıkranın canlandırılması istenir.
HASAN
İri yarı bir adam kahveye girmiş.
- Hasan cimdur?
- Penum, demiş adamın biri.
Adam bu adamı bir güzel pataklamiş ve yüzünü gözünü kan içinde bırakmış.
Sonrada çekip gitmiş. Adam gittikten sonra dayak yiyen adam başlamış gülmeye.
Kahvedekiler şaşırmış ve hemen sormuşlar:
- Ya o kadar dayak yedin, yüzün gözün kan içinde. Ne diye durmuş gülüyorsun simdi.
- Penum adim Hasan teğul Temel, nasıl kandurdum o enayi adamı ama....
Böylelikle hem aktif hem eğlenceli hemde karadeniz dil yapısı teleafuz ve şivesi hakkında
bilgilendirilmiş olur öğrenci [3. http://www.fikralarim.com/komik-fikralar].
BOYACI LAZ
Laza karayollarını boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre
boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca
amiri Lazı çağırmış:
- Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ?
- Ben yine iyi çalışıyorum
- İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın.
- E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya
basladı. [3. http://www.fikralarim.com/komik-fikralar].
Dil öğretiminde empatinin önemi çok büyüktür. Karadeniz Fıkralarını okuyan kimse veya
dinleyen öğrenciler, kendilerini fıkradaki kahramanları gözlerinde canlandırmaktadır. Yabancılara
Türkçenin öğretiminde Karadeniz fıkralarının kullanılması, hem öğrencilerdeki öğrenme isteğini
artırmakta hem de telaffuz ve kelime hazinesi açısından öğrenene önemli katkılar sunmaktadır.
Önemli olan bu fıkraların, öğrencilerin Türkçedeki söz haznelerinin ve dil bilgisi düzeylerine
uygun olarak seçilmesi, sınıf içindeki oyunlaştırarak canlandırma etkinliklerine katkıda bulunması
ve kültürümüze açılan birer pencere olarak düşünülmesidir.
Yabancılara Türkçe Öğretiminde Masallardan Yararlanma
Bir insana gerek ana dili gerekse öğreneceği ikinci bir dil için ikilemeler, benzetmeler,
uyaklar, deyimler, atasözleri vb. konuşma dilinin bütün incelikleriyle zenginleştirilmiş
masallardan daha iyi, sözlü veya yazılı hangi edebiyat ürünü daha iyi anlatılabilir ki [4,153]
ifadesiyle halkbiliminin yabancılara Türkçe öğretiminde ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Yabancı dil öğretiminde kültür aktarımının en önemli vasıtaları hiç şüphesiz metinlerdir.
Uygun metinlerin seçimi ve bu metinlerin nasıl çalışılabileceğinin sağlıklı bir biçimce saptanması
yabancı dil derslerinde verimi arttıracak önemli bir etmendir[5,83].
Yabancı öğrencilere masallar ilgi çekici gelip derse odaklanmalarında etkili bir yöntemdir.
Masallarla hem folklor özelliklerinizi hemde dil yapı özelliklerini gösterebilirsiniz. Öğrenciye bir
metin dağıtılır önce kendilerinin okumasını sonra sesli okumlarını istenir daha sonra bu masaldan
ne anladıklarını ölçmek için çeşitli sorular yönlendirilerek hem masalı daha iyi anlar hemde
603
konuşma becerisini geliştirerek dil becersini geliştirebiliriz. Bu yöntemde daha çok öğrenci aktiftir
ve bu nedenle dersler daha keyifli ve canlı geçer.
TİLKİ İLE ODUNCU
Tilkinin biri, arkasına düşen avcılardan kurtulayım derken karşısına bir oduncu çıkmış;
“Bir
yer göster de saklanayım!” diye ona yalvarmış. Oduncu, “Benim kulübeye gir, orada görmezler
seni” demiş. Az sonra avcılar gelmiş. Oduncuya, “Buralarda bir tilki gördün mü?” diye
sormuşlar. Oduncu ağzi ile, “Görmedim!” demiş, ama bir yandan da eliyle işaret edip hayvanın
nerede saklandığını göstermiş. Avcılar, oduncunun dediğini duymuş, eline bakmamışlar.
Tilki, onların geçip gittiğini görünce saklandığı yerden çıkmış, hiç bir şey söylemeden
uzaklaşmak istemiş. Oduncu şaşmış, “Nasıl oluyor? Sana iyilik ettim, canını kurtardım; sen bana
bir teşekkür bile etmiyorsun!” diye siteme baslamış. Bunun üzerine tilki, “Ben, sana tesekkür
ederdim, ederdim ama, dilinle elin birbirine uymadi ki!” demiş. Vardır öyle insanlar; sözlerine
bakarsın iyidirler, ama aslını ararsan, kötülük etmeye çalışırlar; bu masal işte öyleleleri için
söylenmiş [5, 93].
Vermiş olduğumuz bu masal örneğinde hangi masal türü, iki yüzlülük, belirsiz geçmiş zamana
hazırlık, ünlem işareti konularını inceleyeceğiz.İlk olarak masalda geçen deyim ve kelimelerin ne
anlama geldiği konusunda bilgi verilir.
KELİME VE DEYİM ÇALIŞMASI
Avcı: Av işiyle uğraşan, avı kendine iş edinen kimse.
İyilik etmek: Hiç bir karşılık beklemeden yardımcı olmak.
Siteme başlamak: Bir kimseye üzüldüğünü, öfkelenmeden belirtmek.
Kötülük etmek: Kötü davranmak, zarar vermek .
Daha sonra okunan metinlerin anlaşılıp anlaşılmadığını incelemek için sorular sorulur.
Okuduğunu anlama çalışmaları
1.
Tilki oduncuya ne diye yalvarmış?
2.
Avcılar, oduncuya ne diye yalvarmışlar?
3.
Oduncu, avcıların sorularına nasıl cevap vermiş?
4.
Tilki, oduncuya, neden teşekkür etmemiş?
5.
Bu parçadan nasıl sonuç çıkarabiliriz? [5,93]
Bu soruları sorarak hem ne kadar anladıklarını ölçebiliriz hemde konuşma berecerilerini
geliştirmiş oluruz.
Masallar öğrencinin derse ilgi duymasını sağlayan dikkat çekici bir edebi türdür.
Öğrencinin kelime telaffuzunu iyi öğrenmesi ve kullanabilmesi açısından masalların yeri
büyüktür. Dilsel becerilerinin geliştirilmesinin yanında deyim, atasözü kelime anlamı gibi
türlerinde çalışması yapılabilir.
Bir çok edebi ürünümüz derslerde kullanılan okuma, anlama, yazma, dinleme gibi
faliyetlerde rahatlıkla kullanılabileceği ürünlerdir.Masallar ve fıkralar sadece bunlardan iki tanesi
buların yanı sıra atasözleri, türkü, tekerleme, deyimler gibi ürünlerden zengin ve yararlı türlerdir.
Bu metinlerde çalışmanın faydası öğrenciye eğlenceli bir şekilde dili öğretmek ve
öğrenirkende bir yandan öğrendiği dilin ülkesi hakkındada kültürel açıdan bilgi sahibi olması
sağlamak. Edebi türleri okuyup anlayıp sonra bu türleri dilbigisi, anlama, kelime bilgisi ve drama
yoluyla dört temel beceriyi geliştirerek dil öğrenmeye yardımcı olmaktadır.
KAYNAKÇA
604
1.
Özturk A.O. Yabancı Dil Eğitimi Bölümlerinde Edebiyat Öğretimi. –Ankara: Anı
Yayınları, 2007.
2.
Tural Sadık K. Zamanın Elinden Tutmak. – Ankara, Ecdad Yayınları, 1991.
3.
Yavuz M. Masallar ve Eğitimsel İşlevleri. – Erzurum, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002.
4.
Tapan N. Yazınsal Metinler ve Yabancı Dil Olarak Almanca Öğretimi. Alman Dili ve
Edebiyatı.
5. Şafak C. Kayhan G. vd. Türkiye Türkçesi. Ahmet Yesevi Vakfı Yayınları - 2.
378.016
TÜRK MİTOLOJİSİ İNCELEMELERİ ÜZERİNE BAZI GÖRÜŞLER
Eleşeva S.
Jumajanova А.
Al Farabi Üniveristesi
Tez danışmanı:
Doç.Dr. Zubayda Şadkam
Mitoloji "mythos" "söylenen ya da duyulan sözdür, masal, öykü, efsane anlamına gelir "
ve Eski Yunan'da “geçmişte söylenenlerin tekrar edilmesi” gibi bir anlam taşıyor. Çağdaş
kullanımda, mitoloji ya belirli bir din veya kültürdeki mitlerin bütününü tanımlar (Türk mitolojisi,
Eski Mısır mitolojisi vs. ) ya da mitlerin incelenmesi, yorumlanması bilimini tanımlar. Kelimelerin
verdiği anlamlarını sözlükten bakarsak mit “geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü
etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili hayali, alegorik bir anlatımı olan
halk hikayesi,” mitoloji “mitleri, doğuşlarını, anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim” ve “bir
ulusa, bir dine, özellikle Yunan, Latin uygarlığına ait mitlerin, efsanelerin bütünü” olarak
açıklanmaktadır (T.D.K. Türkçe Sözlük. Ankara, 2011).
Mythos'a pek güven olmaz, çünkü insanlar gördüklerini, duyduklarını anlatırken birçok
yalanlarla süslerler. Bu yüzdendir ki Herodot gibi bir tarihçi mythos'a tarih değeri olmayan
güvenilmez söylenti der, Platon gibi bir filozof da mythos'u gerçeklerle ilişkisiz, uydurma, boş ve
gülünç bir masal diye tanımlar. Yüzyıllar boyunca oluşan kültürel değişmeler nedeniyle mitolojiye
bakış açıları değişmiş ve buna bağlı olarak pek çok mitoloji tanımı doğmuştur. Mitoloji nedir
sorusuna cevap bulabilmek için araştırıcılar tarafından yapılmış mitoloji tanımlamalarını
değerlendirmemiz gerekmektedir. Kazak araştırıcılarından Serikbol Kondıbay'ın mitoloji
hakkındaki tanımlaması şöyledir: "Mitoloji, kutsal ve mukaddes boşluğu yeniden tanıyıp
öğrenebilmemiz için yol açan anahtarların en önemlilerinden biridir." Kondıbay'ın "kutsal
boşluk(evren)" (kasiyetti kenistik) dediği kavramın açıklaması ise, bizim şuur, algı ve aklımızda,
her Kazak'ın iç dünyasında saklı olan, tozlanmış ve bulunması zor olan içimizdeki yurdumuzdur,
manevi dünyamızdır. İçimizdeki yurdumuz asırlarca beynimizde kayıt olmuş kodlarla bilinçaltı
olarak harekete geçer (T. A. Konıratbay. Gumilyev atındagı EUU Habarşısı. №3 (82) 2011). Rus
araştırmacısı B.S. Gerşunskii mitolojiyi ilim ile ınanışın sentezi olarak tanımlar. L. N. Gumilyev'e
göre "efsaneler ve mitler insanların hayal gücünden oluşan eserler değildir, onlar kendi
çağlarındaki insanların bakış açılarını ve eğitimlerini gösterir" (Gumilyev L. Etnosfera. İstoriya
lyudey i istoriya prirodıy. Moskva, 1993). Kazak felsefecilerinden G. Yesim "Mitoloji, insanların
etrafını ve hayatta olup bitenler hakkındaki anlayışlarını tarihi hikayelerle, kendiliğinden oluşmuş
diye inandıkları imgeler, kahramanlar ve olaylarla anlatma biçimidir. Mitolojik bilgilerle
kalabalığın anlayışı oluşur" diye tanımlar (Yesim G., Artemyev A., Kanayev S., Bilyalova G.
Dintanu negizderi. Almatı, 2003). M. Nihat Özön’ün hazırladığı Osmanlıca-Türkçe Sözlük’te
mitoloji için, "ilkçağlardaki insanların tanrıları hakkındaki hikayeleri. Masal, acayip hikayeler"
tanımına yer verilmiştir (Mustafa Nihat Özön. Büyük Osmanlıca-Türkçe Sözlük). Kazak mitolojisi
605
hakkında Ş. İbrayev "mitoloji Kazak halkının geleneksel dünya görüşü ve konuşma sanatının
kaynağı olarak sayılabilen bir türdür. Mitler dünyanın yaradılışı, herşeyin nasıl ve nereden
oluşunu, yaradılış sebebi, etrafımızda olup bitenlerin sırrı ve sıfatı hakkında oluşmuş acayip
hikayeler, inançlar, görüş ve fikirlerdir". Zamanında Ş. Valihanov mitlerin şamanizm inançlarıyla
olan ilişkisini ve şamanizm rituellerinin mitlerde yansımasını araştırmıştı. S. Seyfullin ise ilkel
çağlarda yaşayanların dünya görüşlerindeki mitlerin rölünü ve mitlerin bir gerçek olarak kabul
edilmeleri hakkında kendi fikirlerini sunmuştur. Mitolojiyi oluşturan mitin en çok kabul gören
tanımlarından birisi dinler tarihi üzerinde çalışan ve mitoloji üzerine pek çok çalışması bulunan
Mircea Eliade tarafından yapılmıştır. Eliade miti şöyle tanımlamıştır: "Mit kutsal bir öyküyü
anlatır: en eski zamanda "başlangıçtaki" masallara özgü zamanda olup bitmiş bir olayı anlatır. Bir
başka deyişle mit, olağanüstü varlıkların başarıları sayesinde, ister eksiksiz olarak bütün gerçeklik
yani kozmos olsun, isterse onun yalnızca bir parçası olsun, bir gerçekliğin nasıl yaşama geçtiğini
anlatır." Farkettiğimiz gibi mitolojiye her araştırmacı kendi anlayışıyla değişik tanımlar vermeye
çalışmıştır. Bilge Seyidoğlu'nun mitoloji ile ilgili yaptığı bir araştırmasında mitoloji tanımına
değinirken "Mitolojinin herkes tarafından kabul edilebilecek bir tarifini yapmak çok zordur"
dediğine dayanarak, mitolojiyi tanımlamayla birlikte özelliklerini de göz önüne alarak sınırlarını
çizmek daha doğru olacaktır.
Mitoloji deyince başta Yunan-Roma mitolojisine dayalı bir kavram akla gelir. Bu anlayış
ve algılama da yanlıştır. Aslında bir Akdeniz çevresi efsaneler topluluğu vardır, onu Yunanistan
ve Roma'ya mal etmemiz, bu efsanelerin Yunanistan ve Roma uyruklu yazarların kalemiyle
Yunanca ve Latince olarak yazılmış olmasından ileri gelmektedir. Oysa bu efsanelerin çıkış yeri
ne Yunanistan’dır, ne de İtalya. Anadolu'dur, Girit'tir, Mezopotamya'dır, Fenike, Mısır'dır, ya da
bütün bu bölgelerdeki sözlü geleneklerin karışımından ortaya çıkmış bir bütündür (Azra Erhat.
Mitoloji Sözlüğü. Remzi Kitabevi Yayınları. İstanbul, 1996, sözlüğün giriş bölümü).
Ritüel mitleri, belirli
dini uygulamaların
yapılışını veya anlamını açıklayan mitlerdir.
Tapınma, ibadet eylemi ile yakın bir ilişki içerisindeki bu mitler, dini veya ruhani sistemin liturjik
yapısında yer alabilirler. Köken mitleri bir
adet
, isim, nesne veya canlının kökenini açıklayan
mitlerdir.
Kült
mitleri bir ilahın gücünü gösteren kompleks kutlamaları açıklayan mitlerdir. Prestij
mitleri genellikle ilâhî unsurlar veya kutsallık atfedilmiş belirli bir halk, kahraman veya şehirle
ilgili mitlerdir. Eskatolojik mitler bilinen dünyanın sonunu getireceğini öne sürülen bir mutlak
sonu, veya buna dair kavram ve olayları açıklayan, kısacası eskatolojik şeyleri konu alan, mitlerdir.
Sosyal mitler ise o anki sosyal değer veya uygulamaları savunmak veya güçlendirmek amacını
taşıyan mitlerdir. Bir mit birden çok kategoriye uyabilirse de konularına göre efsaneler üç
kategoride incelenebilirler
:
Evren ve yaratılışa dair söylenceler, Tanrılara dair söylenceler ve Kahramanlara dair
söylenceler.
Tüm kültürler kendi dinleri, kahramanları, tarihleri ve benzeri unsurlarına ilişkin anlatıları
barındıran kendi mitlerini zamanla geliştirmişlerdir. Bu mitlerin barındırdıkları sembolik
anlamların gücü onların uzun süre boyunca canlı kalabilmelerinin ana sebeplerindendir. Mitlerin
geniş açıklayıcı özellikleri oluşumlarını belirli bir oranda mutlaklaştırmakta olup, efsanelerin
kökeni konusunda yazarlar arasında ortak uzlaşma bulunmamaktadır. Kimi yazarlar yaşanıp
unutulmuş gerçek olaylara kimisi tamamen bilinçaltı ve hayal gücüne, toplumların varolma ve
kaynak bulma ihtiyaçlarını sömüren dini ve siyasi önderler tarafından teşvik edilip, oluşturulduğu
kanatindedir (Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Phoenix yayınları. İstanbul, 2009, s. 7-
8).
Mit dilde gerçekleşen ve dilin bir unsuru niteliğini taşıyan anlayıştır. Mitolojik düşünce ve
şuur dilde yaşar, bu yaşama tarihi, etnografik, psikolojik ve ahlaki değerleri kodlaştırarak ilah
adlarında, etnonimlerde (boy adları), antroponimderde (insan adları) ve bunun gibi hayatımızda
karşımıza çıkacak başka şeylerde korumuş olur. Büyük bir önem taşıyan dilimiz, mitolojinin
varlığını oluşturmuştur. Bundan dolayı mitolojik adlar ve kavramlar birtakım açıklamalarla
anlaşılması kolaylaştırılmış metnin şifrelenmiş kodu olarak sayılır. Buna göre etimoloji,
mitolojinin sadece özelliği değildir, birleşim kısmıdır. Gizli bilgiler adlarda saklı olduğu için
606
etimoloji bu kozmik bilginin anahtarı rölündedir (Fuzuli Bayat. Türk Mitolojik Sistemi. Ötüken
Neşriyat. İstanbul 2012).
Mitlerin sınıflandırılmasıyla ilgili bazı görüşleri anlatacak olursak, mitler, genelde edebi,
tarihi ve işlevsel özellikleri göz önüne alınarak sınıflandırılabilir. Bununla birlikte bütün
mitolojilerde görülen ortak unsurlar göz önüne alınarak genel bir sınıflandırma da yapılabilir. Ama
mitin tanımında olduğu gibi sınıflandırılmasında da bilim adamları arasında ortak fikir
sağlanamamıştır.
S. Henry Hook, "Ortadoğu Mitolojisi" adlı eserinde Mezopotamya, Mısır, Ugarit, Hitit,
İbrani, Yahudi ve Hıristiyan mitolojilerini inceliyor ve bu mitolojileri göz önünde bulundurarak
mitleri beş gruba ayırmaktadır. Hook bu sınıflandırmayı yaparken ölçü olarak “işlev” kavramını
kullandığını belirtmektedir. Eserde mitler şöyle sınıflandırılmıştır: 1. Ritüel mitleri, 2. Orijin
mitleri, 3. Kült mitleri, 4. Prestij mitleri, 5. Eskatalogya mitleri.
Şükrü Elçin "Türk Halk Edebiyatına Giriş" adlı kitabında mit sınıflandırmasını şöyle
yapmaktadır: 1. Teogoni, 2. Kozmogoni, 3. Antropogoni, 4. Eskatoloji.
Dursun Ali Tökel’in, çeşitli kaynaklara dayanarak beş ayrı grupta yaptığı sınıflandırma ise
şöyledir: 1. Kozmogonik mitler, 2. İnsan hayatının önemli anlarına ilişkin mitler, 3. Av ve ziraat
mitleri, 4. Olağanüstü şahıslarla ilgili mitler, 5. Orijin mitleri.
Eski Türk abidelerindeki mitolojiyi inceleyen S. Klyaştornıy mitolojik epizotları şöyle
sınıflandırmaktadır: 1. Kozmogonya ve kozmoloji→Yaratılış ve dünyanın oluşması hakkında
mitler→Kozmik felaketler hakkında mitler, 2. Panteon ve cemiyet→Tanrılar ve onların ilahi gücü
hakkında mitler→Devletin kutsal yaratılışı ve kağanın gökte doğması hakkında mitler, 3.
Etnogonya→Türk soyunun ortaya çıkması hakkında mitler→Medeni kahramanalar ve ecdat
hakkında mitler (Klyaştornyı S.G. Mifologiçeskiye syujetıy v drevnetyurkskih pamyatnikah.
Tyurkologiçeskii sbornik, 1977, Moskva, 1981).
Ancak Klyaştornıy'ın verdiği sınıflandırmada Türk mitolojisine özgü olmayan ve tasnif
dışında kalmış birçok meseleler vardır. Fuzuli Bayat Türk mitolojik metinlerinin sunmuş olduğu
bilgileri göz önünde bulundurarak "Türk Mitolojik Sistemi" eserinde şöyle tasnifi önermekte: 1.
Dünya modeli, 2. Kozmogonik, türeyiş mitleri, menşe mitleri ve dünyanın sonu hakkındaki mitler,
3. Mitolojik Ana kompleksi, 4. Gök Tanrı inanç sistemi, 5. İye kültü ve demonoloji, 6. Kült ve
inanç sistemi.
Araştırmacılar çoğunlukla genel olarak Türk mitolojik sisteminin özelliklerini görememiş
ve her Türk topluluğundan seçme yaparak bir araya toplanmış mitlerin herhangi bir etkileşime
uğramamış ve bağımsız olduğunu göstermeye çalışmış, ya da tam tersi Türk halkları mitleri ile
Asya halkları adı altındaki Mançu, Fin-Ugor, Moğol ve Tibet gibi diğer halkların da mitlerini
karıştırmışlar. Buna bir neden olarak Türklerin geniş bir alana yayılmasının dil, kültür ve mitolojik
konularda bir avantaj sağlamadığını net bir şekilde söyleyebiliriz.
Türk mitolojisinin ve ayrı mitolojik unsurların yapısal, anlam bilimsel, kültürün bir araya
gelerek birleşmesi açısından öğrenilmesinin etnik sistemin yeniden canlanarak diriltilmesinde ve
mitolojik sistemle beraber eski Türklerin sosyal, ekonomik enstitülerinin, devletçilik
geleneklerinin ayrı sınıflar oluşturarak katmanlaşmasının araştırılmasında büyük önemi vardır
(Fuzuli Bayat. Türk Mitolojik Sistemi. Ötüken Neşriyat. İstanbul 2012).
Şu anda elimizde bulunmakta olan mitolojimiz çağdaş Türk halklarının şekillendiği
devirlerden çok daha önce, etnik medeni birlik devrinde yaşamış ve bugüne parçalanmış halde
gelip çatmış mitlerden oluşmuştur. Çağdaş Türk halklarının mitolojik inanç ve görüşlerini
araştırarak genel Türk mitolojik sistemini öğrenmek mümkündür. Türk mitolojisinin bütün Türk
toplumlarının aynı derecede ortak bir malı olan mitolojik hikayelerle zengin olması bir gerçektir.
Türk mitolojisinde yönlendirici milli kültür unsurlarıyla birlikte Türklerin varolduğu sürece kabul
ettikleri dinlerin unsurları da görülmektedir. Sözlü kültürde, ritüellerde, tasviri sanatta var olan
mitolojimiz folklor ve Şaman metinlerinde özellikle iyi korunmuştur. Sözlü kültürümüzün bu iki
tipinde dünyanın mitolojik haritası oldukça sağlamdır. Düşünce sistemimizi ruh, tanrı ve tanrısal
varlıkların adlarında kodlaştırmış Türk mitolojisi, dilimizin bütün zenginliklerini koruyabilmiştir.
Onun içindir ki, hem etimolojik hem de kökenbilim çalışmaları Türk mitolojisinin tamamen Türk
607
düşüncesinin ürünü olduğunu ispat etmekte çok önemlidir. Yunan mitolojisindeki tanrı adlarından
bir ikisi hariç çoğu Mısırca, Finikice ve Kenanicedir, Slav tanrı adlarının birçoğu Fince ve
Türkçedir, bu olayla başka da halkların mitolojilerinde karşılaşmak mümkündür (Bernal M. Kara
Atena. İstanbul, 2003). Fakat farklı olarak Türk mitolojisindeki isimler özbeöz Türkçedir. Mesela,
Tanrı, Mitolojik Ana, Umay, Ötüken, Erlik, Yer-Sub, Ülgen vb. Bu adların tümünü sadece Türkçe
açıklayabiliriz, bunun mitolojik araştırmalar bakımından taşıdığı önem çok büyüktür.
Sonuç olarak, mitler, ortak kültürel mirasın ürünüdür. Mitlerden hareketle, milli kültürün
bugünkü haliyle en eski zamanları arasındaki ilişkiler tespit edilebilir. İnsanlık bilimsel bilgiye
sahip olmadığı çağlarda, yani ilkellik dönemlerinden başlayarak gördüğü ve yaşadığı her olaya bir
açıklama getirmeye çalışmıştır. Çevresinde olup bitenlere kayıtsız kalmayan insanın bunları
anlama ve açıklama isteği onun temel ihtiyaçlarından birisidir. Mitler yaratıldıkları toplumun
dünyaya ve olaylara bakış açısını, bir anlamda o toplumun karakterini yansıtırlar. Bu nedenle, Türk
mitolojisinin incelenmesinin Türk kültür yapısına önemli katkıları vardır. Türk mitolojisi derinden
incelenerek günümüzde varolan sosyal ve kültürel değerlerin kaynağına ulaşılacak ve Türk
toplumunun kültür yapısı daha iyi anlaşılacaktır.
Достарыңызбен бөлісу: |