Атты студенттердің IV жоо аралық дәстүрлі ғылыми конференциясының ЕҢбектері



Pdf көрінісі
бет78/135
Дата21.02.2017
өлшемі15,88 Mb.
#4636
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   135

 

Пайдаланған әдебиеттер тізімі: 

1.

 



Eren Erol, (1993),Yönetim Psikolojisi, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstantul, s.217 

2.

 



Sabuncuoglu Zeyyat ve Tüz Melek, (2001), Örgütsel Psikolojisi, Ezgi kitabevi, Bursa, 

s.64. 


3.

 

Can Yalil, Tuncer Doğan. Ayhan Doğan Yaşar, (1999), Genel İsletmecilik Bilgileri, 



Ankara. 

4.

 



Hakan Koç, Menekşe Tarhan Öztoprak, (2014), Yazışma Teknikleri, Ankara, s. 42,30, 

40, 46-48, 59, 62, 80-81, 86-88.  

5.

 

EkremBuğraEkinci, Osmanlı Devletinin resmi dili var mıyıdı?// 



http://www.turkiyegazetesi.com.tr

 

6.



 

Дүйсембекова Л., Іс қағаздарын қазақша жүргізу, -Алматы, 2007, -15, 30, 40, 80-81, 

86-88б. 

7.

 



Галиакбарова, Н. МДеловой турецкий язык : практикум : [учеб.-метод. пособие]  

/Н. М. Галиакбарова ; [науч. ред. проф. В. А. Кузьмин] ; М-во образования и науки Рос. 

Федерации, Урал.федер. ун-т. — Екатеринбург :Изд-во Урал. ун-та, 2014.— 118 с. 

 

 

378.016 



YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE HALK EDEBİYATINDAN 

YARARLANMA 

Emel Kartav 

Süleyman Demirel Üniversitesi 

İki Yabancı Dil Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi. Tez Danışmanı: Janagül Turumbetova 

 

 

 

ÖZET. Türkü, mani, masal, atasözü, deyim ve fıkra gibi edebiyat türleri Türkçe’nin etkili 

ve güzel kullanıldığı türlerdir.Bu nedenle bu türler dil eğitiminin vazgeçilmez malzemesidir. Bu 



601 

 

ürünler çocukların sözcük dağarcığını zenginleştirmelerine, konuşma becerilerini 



geliştirmelerine, dili keşfetmelerine eğitim süreci içerisinde dilin inceliklerini kullanarak ve 

uygulayarak dil bilinci oluşturmaya olanak sağlayan ürünlerdir. 

Yabancı dil öğretiminde nasıl daha etklili bir anlatım yapılabilir, hangi yöntem daha iyi bir 

yoldur derken bir çok araştırma ve teknik anlatım yöntemleri ortaya çıkmıştır.Yaşanılan coğrafya, 

birey  farklılıkları,  öğretmenin  bilgi  ve  becerisi,  öğrencinin  o  dili  öğrenmek  için  yeteri  kadar 

güdülenmesi gibi faktörler rol oynamaktadır.Bir yandan da öğretilen dilin kültürünü yansıtmak ve 

öğretmek son derece önemlidir. Türk kültüründe bulunan Karadeniz yöresini ve insanını bilmeyen 

Karadeniz fıkraları hakkında ne kadar bilgiye sahip olup anlayabilir. Geçmişten günümüze kadar 

gelen Atalarımızın mirası Atasözlerini ve masalların yabancı dil öğrenen bireyler üzerinde etkileri 

incelendi  ve dil öğretimindeki etkileri araştırıldı. 



Anahtar  Kelimeler:  Yabancı  dil  öğretimi,  yabancı  dil  öğretiminde  edebi  metinlerin 

öğrenciler üzerindeki etkisi. 

 

Halk Edebiyatı Folklor Ürünlerinden Faydalanarak Yabancılara Dil Öğretimi 

Yabancı  dil  öğretiminde  öğretilien  dilin  iyi  anlatılması  ve  o  dilin  kültürünü  güzel 

yansıtmak başlıca amaçlardan bir tanesidir. AB’nin 2001 yılını Avrupa Diller yılı olarak kutlaması 

amaçları arasında dil öğretimi yoluyla demokratik kültür bilinci geliştirmiş bireyler yetiştirmekte 

vardır.Bu nedenle sadece dil öğrenmenin değil öğrenilen dilin kültürünü de öğrenmenin önemine 

vurgu yapılmaya çalışılmıştır [1,71]. Bir milleti ulus yapan bağların en güçlüsü dildir. Bireylerin 

ulusuna, yurduna geçmişine sıkı sıkıya bağlar; kuşaktan kuşağa aktarılarak gelen dil, bireyi geçmiş 

ile gelecek arasındaki zincirin bir halkası durumuna getirir [2,13]. Dil ile kültür birbirine sıkı sıkya 

bağlıdır.  Dil  değerlerine  önem  vermeyen  milletlerin  dili  zayıf  kalmaktadır.  Kendi  dilleri  ile 

anlaşma kurmayan toplulukların kültürlerinden bahsedilemez. 

Bir milletin folkloru,müziği,sanatı, ebebiyatı, ilmi, Dünya görüşü millet olamayı gerektiren 

her  türlü  ortak  değerleri  yüzyılların  süzgecinden  süzüle  süzüle  sembolleşerek  dil  hazinesine 

akmaktadır. Böylece dil sosyal yapının da aynası olmaktadır. 

‘’Her  edebi  eser  konu  edindiği  cemiyetin  bedii  fikir,  duygu,  kabul  ve  davranışlarının 

dünyasını, bir nisbet dahilinde yansıtır’’ [3,27]. 

Yabancılara halk edebiyatıyla dil öğretimi etkili yöntemlerden biridir. Günümüze kadar 

yabancı  dil  öğretiminde  çok  fazla  yöntem  ve  teknik  kullanılmıştır.1930’larda  konuşma  dilinin 

öğretilmesinin  ön  plana  çıkmasıyla  dolaysız  (direct)  yöntem,  daha  sonra  kulak-dil  alışkanlığı 

(audio-  lingual)  yöntemi  çok  yaygın  olarak  kullanılmıştır.  Son  yıllarda  ise  iletişimci  yönteme 

ağırlık verilmiştir. 

 

Bir kaç edebi  türlerden örnek vererek Türkçe derslerinde yabancı  öğrencilere dil öğrenme 



etkisini gösterelim. 

Yabancılara Türkçe Öğretiminde  Fıkralardan Yararlanma 

Yabancı  dil  öğrenenleri  bıktırmadan,  onların  ihtiyaç  duydukları  söz  kalıplarını  öncelikle 

öğretebilmek,  öğrenciye  motivasyon    ve  dolayısıyla  dersi  eğlenceli  hâle  getirmek  açısından 

önemlidir. Dersi zevkli kılan ögelerden biri ise sınıf ortamında yapılan etkinliklerdir  ve öğrenciyi 

günlük  hayatında  karşılaşacağı  durumları  oyunlaştırarak  canlandırma  tekniğidir.  Kardeniz 

insanları  genel  olarak  sevecen  ve  komik  insanlardır    fıkralarıda  Temel,  Dursun,  Fadime  gibi 

tiplemelerden oluşup günlük hayatta da karşılaşabilecek komik durumları anlatan fıkralardır.Bu 

fıkraları ders ortamında hem canlandırarak skeç tarzında hem de ezberleterek öğrenciye hem bir 



602 

 

çok  kelime  öğretir  hemde  bir  yöre  hakkında  bilgi  vererek  türk  kültürürnün  zenginliğinden 



bahsededilebilir. 

Önce fıkra anlatılır sonra ezberlemeleri söylenenir ve anlattırılır.Gerekirse anlatılan 

fıkranın canlandırılması istenir. 

HASAN 

İri yarı bir adam kahveye girmiş. 

- Hasan cimdur? 

- Penum, demiş adamın biri. 

Adam bu adamı bir güzel pataklamiş ve yüzünü gözünü kan içinde bırakmış. 

Sonrada  çekip  gitmiş.  Adam  gittikten  sonra  dayak  yiyen  adam  başlamış  gülmeye. 

Kahvedekiler şaşırmış ve hemen sormuşlar: 

- Ya o kadar dayak yedin, yüzün gözün kan içinde. Ne diye durmuş gülüyorsun simdi. 

- Penum adim Hasan teğul Temel, nasıl kandurdum o enayi adamı ama.... 

Böylelikle hem aktif hem eğlenceli hemde karadeniz dil yapısı teleafuz ve şivesi hakkında 

bilgilendirilmiş olur öğrenci [3. http://www.fikralarim.com/komik-fikralar]. 

BOYACI LAZ 

Laza karayollarını boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre  

boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca 

amiri Lazı çağırmış: 

- Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ? 

- Ben yine iyi çalışıyorum 

- İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın. 

- E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya 

basladı.  [3. http://www.fikralarim.com/komik-fikralar]. 

Dil öğretiminde empatinin önemi çok büyüktür. Karadeniz Fıkralarını okuyan kimse  veya 

dinleyen öğrenciler, kendilerini fıkradaki kahramanları gözlerinde canlandırmaktadır. Yabancılara 

Türkçenin öğretiminde Karadeniz fıkralarının kullanılması, hem öğrencilerdeki öğrenme isteğini 

artırmakta hem de telaffuz ve kelime hazinesi açısından öğrenene önemli katkılar sunmaktadır. 

Önemli  olan  bu  fıkraların,  öğrencilerin  Türkçedeki  söz  haznelerinin  ve  dil  bilgisi  düzeylerine 

uygun olarak seçilmesi, sınıf içindeki oyunlaştırarak canlandırma etkinliklerine katkıda bulunması 

ve kültürümüze açılan birer pencere olarak düşünülmesidir. 

 

Yabancılara Türkçe Öğretiminde   Masallardan Yararlanma 

Bir  insana  gerek  ana  dili  gerekse  öğreneceği  ikinci  bir  dil  için  ikilemeler,  benzetmeler, 

uyaklar,  deyimler,  atasözleri  vb.  konuşma  dilinin  bütün  incelikleriyle  zenginleştirilmiş 

masallardan  daha  iyi,  sözlü  veya  yazılı  hangi  edebiyat  ürünü  daha  iyi  anlatılabilir  ki  [4,153] 

ifadesiyle halkbiliminin yabancılara Türkçe öğretiminde ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. 

Yabancı dil öğretiminde kültür aktarımının en önemli vasıtaları hiç şüphesiz metinlerdir. 

Uygun metinlerin seçimi ve bu metinlerin nasıl çalışılabileceğinin sağlıklı bir biçimce saptanması 

yabancı dil derslerinde verimi arttıracak önemli bir etmendir[5,83]. 

Yabancı öğrencilere masallar ilgi çekici gelip derse odaklanmalarında etkili bir yöntemdir. 

Masallarla hem folklor özelliklerinizi hemde dil yapı özelliklerini gösterebilirsiniz. Öğrenciye bir 

metin dağıtılır önce kendilerinin okumasını sonra sesli okumlarını istenir daha sonra bu masaldan 

ne  anladıklarını  ölçmek  için  çeşitli  sorular  yönlendirilerek  hem  masalı  daha  iyi  anlar    hemde 



603 

 

konuşma becerisini geliştirerek dil becersini geliştirebiliriz. Bu yöntemde daha çok öğrenci aktiftir 



ve bu nedenle dersler daha keyifli ve canlı geçer. 

TİLKİ  İLE ODUNCU  

Tilkinin biri, arkasına düşen avcılardan kurtulayım derken karşısına bir oduncu çıkmış; 

“Bir  

yer göster de saklanayım!” diye ona yalvarmış. Oduncu, “Benim kulübeye gir, orada görmezler 



seni” demiş. Az sonra avcılar gelmiş. Oduncuya, “Buralarda bir tilki gördün mü?” diye 

sormuşlar. Oduncu ağzi ile, “Görmedim!” demiş, ama bir yandan da eliyle işaret edip hayvanın 

nerede saklandığını göstermiş. Avcılar, oduncunun dediğini duymuş, eline bakmamışlar.  

Tilki, onların geçip gittiğini görünce saklandığı yerden çıkmış, hiç bir şey söylemeden 

uzaklaşmak istemiş. Oduncu şaşmış, “Nasıl oluyor? Sana iyilik ettim, canını kurtardım; sen bana 

bir teşekkür bile etmiyorsun!” diye siteme baslamış. Bunun üzerine tilki, “Ben, sana tesekkür 

ederdim, ederdim ama, dilinle elin birbirine uymadi ki!” demiş. Vardır öyle insanlar; sözlerine 

bakarsın iyidirler, ama aslını ararsan, kötülük etmeye çalışırlar; bu masal işte öyleleleri için 

söylenmiş [5, 93]. 

Vermiş  olduğumuz  bu masal  örneğinde  hangi  masal  türü,  iki  yüzlülük,  belirsiz  geçmiş  zamana 

hazırlık, ünlem işareti konularını  inceleyeceğiz.İlk olarak masalda geçen deyim ve kelimelerin ne 

anlama geldiği konusunda bilgi verilir. 



KELİME VE DEYİM ÇALIŞMASI  

Avcı:  Av işiyle uğraşan, avı kendine iş edinen kimse. 

İyilik etmek: Hiç bir karşılık beklemeden yardımcı olmak. 

Siteme başlamak: Bir kimseye üzüldüğünü, öfkelenmeden belirtmek.  

Kötülük etmek: Kötü davranmak, zarar vermek . 

Daha sonra okunan metinlerin anlaşılıp anlaşılmadığını incelemek için sorular sorulur. 



       Okuduğunu anlama çalışmaları 

1.

 



Tilki oduncuya ne diye yalvarmış? 

2.

 



Avcılar, oduncuya ne diye yalvarmışlar? 

3.

 



 Oduncu, avcıların sorularına nasıl cevap vermiş? 

4.

 



Tilki, oduncuya, neden teşekkür etmemiş? 

5.

 



Bu parçadan nasıl sonuç çıkarabiliriz? [5,93] 

Bu soruları sorarak hem ne kadar anladıklarını ölçebiliriz hemde konuşma berecerilerini 

geliştirmiş oluruz.  

Masallar  öğrencinin  derse  ilgi  duymasını  sağlayan  dikkat  çekici  bir  edebi  türdür. 

Öğrencinin  kelime  telaffuzunu  iyi  öğrenmesi  ve  kullanabilmesi  açısından  masalların  yeri 

büyüktür.  Dilsel  becerilerinin  geliştirilmesinin  yanında  deyim,  atasözü  kelime  anlamı  gibi 

türlerinde çalışması yapılabilir. 

Bir  çok  edebi  ürünümüz  derslerde  kullanılan  okuma,  anlama,  yazma,  dinleme  gibi 

faliyetlerde rahatlıkla kullanılabileceği ürünlerdir.Masallar ve fıkralar sadece bunlardan iki tanesi 

buların yanı sıra atasözleri, türkü, tekerleme, deyimler gibi ürünlerden zengin ve yararlı türlerdir. 

Bu  metinlerde  çalışmanın  faydası  öğrenciye  eğlenceli  bir  şekilde  dili  öğretmek  ve 

öğrenirkende  bir  yandan  öğrendiği  dilin  ülkesi  hakkındada  kültürel  açıdan  bilgi  sahibi  olması 

sağlamak. Edebi türleri okuyup anlayıp sonra bu türleri dilbigisi, anlama, kelime bilgisi ve drama 

yoluyla dört temel beceriyi geliştirerek dil öğrenmeye yardımcı olmaktadır. 



 

KAYNAKÇA 

604 

 

1.



 

Özturk    A.O.  Yabancı  Dil  Eğitimi  Bölümlerinde  Edebiyat  Öğretimi.  –Ankara:  Anı 

Yayınları, 2007.  

2.

 



Tural Sadık K.  Zamanın Elinden Tutmak. – Ankara, Ecdad Yayınları, 1991. 

3.

 



Yavuz M. Masallar ve Eğitimsel İşlevleri. – Erzurum, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002. 

4.

 



Tapan  N.  Yazınsal  Metinler  ve  Yabancı  Dil  Olarak  Almanca  Öğretimi.  Alman  Dili  ve 

Edebiyatı. 

5. Şafak  C. Kayhan G. vd.  Türkiye Türkçesi. Ahmet Yesevi Vakfı Yayınları - 2.  

 

 

378.016 



TÜRK MİTOLOJİSİ İNCELEMELERİ ÜZERİNE BAZI GÖRÜŞLER 

Eleşeva S.  

Jumajanova А.

  

Al Farabi Üniveristesi  

Tez danışmanı:  

Doç.Dr. Zubayda Şadkam  

 

Mitoloji  "mythos"  "söylenen ya da duyulan sözdür, masal, öykü, efsane anlamına gelir " 



ve  Eski  Yunan'da  “geçmişte  söylenenlerin  tekrar  edilmesi”  gibi  bir  anlam  taşıyor.  Çağdaş 

kullanımda, mitoloji ya belirli bir din veya kültürdeki mitlerin bütününü tanımlar (Türk mitolojisi, 

Eski Mısır mitolojisi vs. ) ya da mitlerin incelenmesi, yorumlanması bilimini tanımlar. Kelimelerin 

verdiği anlamlarını sözlükten bakarsak  mit “geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü 

etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili hayali, alegorik bir anlatımı olan 

halk hikayesi,” mitoloji “mitleri, doğuşlarını,  anlamlarını yorumlayan, inceleyen bilim” ve “bir 

ulusa,  bir  dine,  özellikle  Yunan,  Latin  uygarlığına  ait  mitlerin,  efsanelerin  bütünü”  olarak 

açıklanmaktadır (T.D.K. Türkçe Sözlük. Ankara, 2011).   

 

Mythos'a  pek  güven  olmaz,  çünkü  insanlar  gördüklerini,  duyduklarını  anlatırken  birçok 



yalanlarla  süslerler.  Bu  yüzdendir  ki  Herodot  gibi  bir  tarihçi  mythos'a  tarih  değeri  olmayan 

güvenilmez söylenti der, Platon gibi bir filozof da mythos'u gerçeklerle ilişkisiz, uydurma, boş ve 

gülünç bir masal diye tanımlar. Yüzyıllar boyunca oluşan kültürel değişmeler nedeniyle mitolojiye 

bakış  açıları  değişmiş  ve  buna  bağlı  olarak  pek  çok  mitoloji  tanımı  doğmuştur.  Mitoloji  nedir 

sorusuna  cevap  bulabilmek  için  araştırıcılar  tarafından  yapılmış  mitoloji  tanımlamalarını 

değerlendirmemiz  gerekmektedir.  Kazak  araştırıcılarından  Serikbol  Kondıbay'ın  mitoloji 

hakkındaki  tanımlaması  şöyledir:  "Mitoloji,  kutsal  ve  mukaddes  boşluğu  yeniden  tanıyıp 

öğrenebilmemiz  için  yol  açan  anahtarların  en  önemlilerinden  biridir."  Kondıbay'ın  "kutsal 

boşluk(evren)" (kasiyetti kenistik) dediği kavramın açıklaması ise, bizim şuur, algı ve aklımızda, 

her Kazak'ın iç dünyasında saklı olan, tozlanmış ve bulunması zor olan içimizdeki yurdumuzdur, 

manevi dünyamızdır. İçimizdeki yurdumuz asırlarca beynimizde kayıt olmuş kodlarla bilinçaltı 

olarak harekete geçer (T. A. Konıratbay. Gumilyev atındagı EUU Habarşısı. №3 (82) 2011). Rus 

araştırmacısı B.S. Gerşunskii mitolojiyi ilim ile ınanışın sentezi olarak tanımlar. L. N. Gumilyev'e 

göre  "efsaneler  ve  mitler  insanların  hayal  gücünden  oluşan  eserler  değildir,  onlar  kendi 

çağlarındaki insanların bakış açılarını ve eğitimlerini gösterir" (Gumilyev L. Etnosfera. İstoriya 

lyudey i istoriya prirodıy. Moskva, 1993). Kazak felsefecilerinden G. Yesim "Mitoloji, insanların 

etrafını ve hayatta olup bitenler hakkındaki anlayışlarını tarihi hikayelerle, kendiliğinden oluşmuş 

diye  inandıkları  imgeler,  kahramanlar  ve  olaylarla  anlatma  biçimidir.  Mitolojik  bilgilerle 

kalabalığın  anlayışı  oluşur"  diye  tanımlar  (Yesim  G.,  Artemyev  A.,  Kanayev  S.,  Bilyalova  G. 

Dintanu  negizderi.  Almatı,  2003).  M.  Nihat  Özön’ün  hazırladığı  Osmanlıca-Türkçe  Sözlük’te 

mitoloji için, "ilkçağlardaki  insanların tanrıları hakkındaki hikayeleri. Masal,  acayip  hikayeler"

 

tanımına yer verilmiştir (Mustafa Nihat Özön. Büyük Osmanlıca-Türkçe Sözlük). Kazak mitolojisi 



605 

 

hakkında  Ş.  İbrayev  "mitoloji  Kazak  halkının  geleneksel  dünya  görüşü  ve  konuşma  sanatının 



kaynağı  olarak  sayılabilen  bir  türdür.  Mitler  dünyanın  yaradılışı,  herşeyin  nasıl  ve  nereden 

oluşunu,  yaradılış  sebebi,  etrafımızda  olup  bitenlerin  sırrı  ve  sıfatı  hakkında  oluşmuş  acayip 

hikayeler, inançlar, görüş ve fikirlerdir". Zamanında Ş. Valihanov mitlerin şamanizm inançlarıyla 

olan ilişkisini ve şamanizm rituellerinin mitlerde yansımasını araştırmıştı. S. Seyfullin ise ilkel 

çağlarda  yaşayanların  dünya  görüşlerindeki  mitlerin rölünü ve mitlerin bir gerçek olarak kabul 

edilmeleri hakkında kendi fikirlerini sunmuştur.     Mitolojiyi oluşturan mitin en çok kabul gören 

tanımlarından birisi dinler tarihi üzerinde çalışan ve mitoloji üzerine pek çok çalışması bulunan 

Mircea  Eliade  tarafından  yapılmıştır.  Eliade  miti  şöyle  tanımlamıştır:  "Mit  kutsal  bir  öyküyü 

anlatır: en eski zamanda "başlangıçtaki" masallara özgü zamanda olup bitmiş bir olayı anlatır. Bir 

başka deyişle mit, olağanüstü varlıkların başarıları sayesinde, ister eksiksiz olarak bütün gerçeklik 

yani kozmos olsun, isterse onun yalnızca bir parçası olsun, bir gerçekliğin nasıl yaşama geçtiğini 

anlatır." Farkettiğimiz gibi mitolojiye her araştırmacı kendi anlayışıyla değişik tanımlar vermeye 

çalışmıştır.    Bilge  Seyidoğlu'nun  mitoloji  ile  ilgili  yaptığı  bir  araştırmasında  mitoloji  tanımına 

değinirken  "Mitolojinin  herkes  tarafından  kabul  edilebilecek  bir  tarifini  yapmak  çok  zordur" 

 

dediğine dayanarak, mitolojiyi tanımlamayla birlikte özelliklerini de göz önüne alarak sınırlarını 



çizmek daha doğru olacaktır.   

 

Mitoloji deyince başta Yunan-Roma mitolojisine dayalı bir kavram akla gelir. Bu anlayış 



ve algılama da yanlıştır. Aslında bir Akdeniz çevresi efsaneler topluluğu vardır, onu Yunanistan 

ve  Roma'ya  mal  etmemiz,  bu  efsanelerin  Yunanistan  ve  Roma  uyruklu  yazarların  kalemiyle 

Yunanca ve Latince olarak yazılmış olmasından ileri gelmektedir. Oysa bu efsanelerin çıkış yeri 

ne Yunanistan’dır, ne de İtalya.  Anadolu'dur, Girit'tir, Mezopotamya'dır, Fenike, Mısır'dır, ya da 

bütün bu bölgelerdeki sözlü geleneklerin karışımından ortaya çıkmış bir bütündür (Azra Erhat. 

Mitoloji Sözlüğü. Remzi Kitabevi Yayınları. İstanbul, 1996, sözlüğün giriş bölümü).  

 

Ritüel  mitleri,  belirli



 dini  uygulamaların 

yapılışını  veya  anlamını  açıklayan  mitlerdir. 

Tapınma, ibadet eylemi ile yakın bir ilişki içerisindeki bu mitler, dini veya ruhani sistemin liturjik 

yapısında  yer  alabilirler.  Köken  mitleri  bir

 adet

,  isim,  nesne  veya  canlının  kökenini  açıklayan 



mitlerdir.

 Kült 


mitleri bir ilahın gücünü gösteren kompleks kutlamaları açıklayan mitlerdir. Prestij 

mitleri genellikle ilâhî unsurlar veya kutsallık atfedilmiş belirli bir halk, kahraman veya şehirle 

ilgili  mitlerdir.  Eskatolojik  mitler  bilinen  dünyanın  sonunu  getireceğini  öne  sürülen  bir  mutlak 

sonu, veya buna dair kavram ve olayları açıklayan, kısacası eskatolojik şeyleri konu alan, mitlerdir. 

Sosyal mitler ise o anki sosyal değer veya uygulamaları savunmak veya güçlendirmek amacını 

taşıyan  mitlerdir.  Bir  mit  birden  çok  kategoriye  uyabilirse  de  konularına  göre  efsaneler  üç 

kategoride incelenebilirler

:

  



Evren ve yaratılışa dair söylenceler, Tanrılara dair söylenceler ve Kahramanlara dair 

söylenceler.  

 

Tüm kültürler kendi dinleri, kahramanları, tarihleri ve benzeri unsurlarına ilişkin anlatıları 



barındıran  kendi  mitlerini  zamanla  geliştirmişlerdir.  Bu  mitlerin  barındırdıkları  sembolik 

anlamların gücü onların uzun süre boyunca canlı kalabilmelerinin ana sebeplerindendir. Mitlerin 

geniş  açıklayıcı  özellikleri  oluşumlarını  belirli  bir  oranda  mutlaklaştırmakta  olup,  efsanelerin 

kökeni  konusunda  yazarlar  arasında  ortak  uzlaşma  bulunmamaktadır.  Kimi  yazarlar  yaşanıp 

unutulmuş  gerçek  olaylara  kimisi  tamamen  bilinçaltı  ve  hayal  gücüne,  toplumların  varolma  ve 

kaynak bulma ihtiyaçlarını sömüren dini ve siyasi önderler tarafından teşvik edilip, oluşturulduğu 

kanatindedir (Özhan Öztürk. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Phoenix yayınları. İstanbul, 2009, s. 7-

8).  


 

Mit dilde gerçekleşen ve dilin bir unsuru niteliğini taşıyan anlayıştır. Mitolojik düşünce ve 

şuur  dilde  yaşar,  bu  yaşama  tarihi,  etnografik,  psikolojik  ve  ahlaki  değerleri  kodlaştırarak  ilah 

adlarında, etnonimlerde (boy adları), antroponimderde (insan adları) ve bunun gibi hayatımızda 

karşımıza  çıkacak  başka  şeylerde  korumuş  olur.  Büyük  bir  önem  taşıyan  dilimiz,  mitolojinin 

varlığını  oluşturmuştur.  Bundan  dolayı  mitolojik  adlar  ve  kavramlar  birtakım  açıklamalarla 

anlaşılması  kolaylaştırılmış    metnin  şifrelenmiş  kodu  olarak  sayılır.  Buna  göre  etimoloji, 

mitolojinin  sadece  özelliği  değildir,  birleşim  kısmıdır.  Gizli  bilgiler  adlarda  saklı  olduğu  için 



606 

 

etimoloji bu kozmik bilginin anahtarı rölündedir (Fuzuli Bayat. Türk Mitolojik Sistemi. Ötüken 



Neşriyat. İstanbul 2012).  

 

Mitlerin sınıflandırılmasıyla ilgili bazı görüşleri anlatacak olursak, mitler, genelde edebi, 



tarihi  ve  işlevsel  özellikleri  göz  önüne  alınarak  sınıflandırılabilir.  Bununla  birlikte  bütün 

mitolojilerde görülen ortak unsurlar göz önüne alınarak genel bir sınıflandırma da yapılabilir. Ama 

mitin  tanımında  olduğu  gibi  sınıflandırılmasında  da  bilim  adamları  arasında  ortak  fikir 

sağlanamamıştır. 

 

S.  Henry  Hook,  "Ortadoğu  Mitolojisi"  adlı  eserinde  Mezopotamya,  Mısır,  Ugarit,  Hitit, 



İbrani, Yahudi ve Hıristiyan mitolojilerini inceliyor ve bu mitolojileri göz önünde bulundurarak 

mitleri beş gruba ayırmaktadır. Hook bu sınıflandırmayı yaparken ölçü olarak “işlev” kavramını 

kullandığını  belirtmektedir.  Eserde  mitler  şöyle  sınıflandırılmıştır:  1.  Ritüel  mitleri,  2.  Orijin 

mitleri, 3. Kült mitleri, 4. Prestij mitleri, 5. Eskatalogya mitleri. 

 

Şükrü  Elçin  "Türk  Halk  Edebiyatına  Giriş"  adlı  kitabında  mit  sınıflandırmasını  şöyle 



yapmaktadır: 1. Teogoni, 2. Kozmogoni, 3. Antropogoni, 4. Eskatoloji. 

 

 Dursun Ali Tökel’in, çeşitli kaynaklara dayanarak beş ayrı grupta yaptığı sınıflandırma ise 



şöyledir: 1. Kozmogonik mitler, 2. İnsan hayatının önemli anlarına ilişkin mitler, 3. Av ve ziraat 

mitleri, 4. Olağanüstü şahıslarla ilgili mitler, 5. Orijin mitleri. 

 

Eski  Türk  abidelerindeki  mitolojiyi  inceleyen  S.  Klyaştornıy  mitolojik  epizotları  şöyle 



sınıflandırmaktadır:  1.  Kozmogonya  ve  kozmoloji→Yaratılış  ve  dünyanın  oluşması  hakkında 

mitler→Kozmik felaketler hakkında mitler, 2. Panteon ve cemiyet→Tanrılar ve onların ilahi gücü 

hakkında  mitler→Devletin  kutsal  yaratılışı  ve  kağanın  gökte  doğması  hakkında  mitler,  3. 

Etnogonya→Türk  soyunun  ortaya  çıkması  hakkında  mitler→Medeni  kahramanalar  ve  ecdat 

hakkında  mitler  (Klyaştornyı  S.G.  Mifologiçeskiye  syujetıy  v  drevnetyurkskih  pamyatnikah. 

Tyurkologiçeskii sbornik, 1977, Moskva, 1981).  

 

Ancak  Klyaştornıy'ın  verdiği  sınıflandırmada  Türk  mitolojisine  özgü  olmayan  ve  tasnif 



dışında kalmış birçok meseleler vardır. Fuzuli Bayat Türk mitolojik metinlerinin sunmuş olduğu 

bilgileri göz önünde bulundurarak "Türk Mitolojik Sistemi" eserinde şöyle tasnifi önermekte: 1. 

Dünya modeli, 2. Kozmogonik, türeyiş mitleri, menşe mitleri ve dünyanın sonu hakkındaki mitler, 

3. Mitolojik Ana kompleksi, 4. Gök Tanrı inanç sistemi, 5. İye kültü ve demonoloji, 6. Kült ve 

inanç sistemi.  

 

Araştırmacılar çoğunlukla genel olarak Türk mitolojik sisteminin özelliklerini görememiş 



ve her Türk topluluğundan seçme  yaparak bir araya toplanmış mitlerin herhangi  bir etkileşime 

uğramamış ve bağımsız olduğunu göstermeye çalışmış, ya da tam tersi Türk halkları mitleri ile 

Asya  halkları  adı  altındaki  Mançu,  Fin-Ugor,  Moğol  ve  Tibet  gibi  diğer  halkların  da  mitlerini 

karıştırmışlar. Buna bir neden olarak Türklerin geniş bir alana yayılmasının dil, kültür ve mitolojik 

konularda bir avantaj sağlamadığını net bir şekilde söyleyebiliriz.  

 

Türk mitolojisinin ve  ayrı mitolojik unsurların yapısal, anlam bilimsel, kültürün bir araya 



gelerek birleşmesi açısından öğrenilmesinin etnik sistemin yeniden canlanarak diriltilmesinde  ve 

mitolojik  sistemle  beraber  eski  Türklerin  sosyal,  ekonomik  enstitülerinin,  devletçilik 

geleneklerinin  ayrı  sınıflar  oluşturarak  katmanlaşmasının  araştırılmasında  büyük  önemi  vardır 

(Fuzuli Bayat. Türk Mitolojik Sistemi. Ötüken Neşriyat. İstanbul 2012).  

 

Şu  anda  elimizde  bulunmakta  olan  mitolojimiz  çağdaş  Türk  halklarının  şekillendiği 



devirlerden çok daha önce, etnik medeni birlik devrinde  yaşamış ve bugüne parçalanmış halde 

gelip  çatmış  mitlerden  oluşmuştur.  Çağdaş  Türk  halklarının  mitolojik  inanç  ve  görüşlerini 

araştırarak genel Türk mitolojik sistemini öğrenmek mümkündür. Türk mitolojisinin bütün Türk 

toplumlarının aynı derecede ortak bir malı olan mitolojik hikayelerle zengin olması bir gerçektir. 

Türk mitolojisinde yönlendirici milli kültür unsurlarıyla birlikte Türklerin varolduğu sürece kabul 

ettikleri dinlerin unsurları da görülmektedir. Sözlü kültürde, ritüellerde, tasviri sanatta var olan 

mitolojimiz folklor ve Şaman metinlerinde özellikle iyi korunmuştur. Sözlü kültürümüzün bu iki 

tipinde dünyanın mitolojik haritası oldukça sağlamdır. Düşünce sistemimizi ruh, tanrı ve tanrısal 

varlıkların adlarında kodlaştırmış Türk mitolojisi, dilimizin bütün zenginliklerini koruyabilmiştir. 

Onun içindir ki, hem etimolojik hem de kökenbilim çalışmaları Türk mitolojisinin tamamen Türk 



607 

 

düşüncesinin ürünü olduğunu ispat etmekte çok önemlidir. Yunan mitolojisindeki tanrı adlarından 



bir  ikisi  hariç  çoğu  Mısırca,  Finikice  ve  Kenanicedir,  Slav  tanrı  adlarının  birçoğu  Fince  ve 

Türkçedir, bu olayla başka da halkların mitolojilerinde karşılaşmak mümkündür (Bernal M. Kara 

Atena. İstanbul, 2003). Fakat farklı olarak Türk mitolojisindeki isimler özbeöz Türkçedir. Mesela, 

Tanrı, Mitolojik Ana, Umay, Ötüken, Erlik, Yer-Sub, Ülgen vb. Bu adların tümünü sadece Türkçe 

açıklayabiliriz, bunun mitolojik araştırmalar bakımından taşıdığı önem çok büyüktür.  

 

Sonuç olarak, mitler, ortak kültürel mirasın ürünüdür. Mitlerden hareketle, milli kültürün 



bugünkü haliyle en eski zamanları arasındaki ilişkiler tespit edilebilir.   İnsanlık bilimsel bilgiye 

sahip olmadığı çağlarda, yani ilkellik dönemlerinden başlayarak gördüğü ve yaşadığı her olaya bir 

açıklama  getirmeye  çalışmıştır.  Çevresinde  olup  bitenlere  kayıtsız  kalmayan  insanın  bunları 

anlama  ve  açıklama  isteği  onun  temel  ihtiyaçlarından  birisidir.  Mitler  yaratıldıkları  toplumun 

dünyaya ve olaylara bakış açısını, bir anlamda o toplumun karakterini yansıtırlar. Bu nedenle, Türk 

mitolojisinin incelenmesinin Türk kültür yapısına önemli katkıları vardır. Türk mitolojisi derinden 

incelenerek  günümüzde  varolan  sosyal  ve  kültürel  değerlerin  kaynağına  ulaşılacak  ve  Türk 

toplumunun kültür yapısı daha iyi anlaşılacaktır.    




Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   135




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет