Устойчивое развитие: язык, межкультурная коммуникация



Pdf көрінісі
бет169/238
Дата15.11.2022
өлшемі5,1 Mb.
#50154
1   ...   165   166   167   168   169   170   171   172   ...   238
Байланысты:
COLLECTION of Сonferences XXIV «Akhanov readings» 2021

Ergejeyli: “Ergejeyliniŋ elüvi jıylıp bir toḳtını jıġa almaptı “cücelerin ellisi birden bir şişmanı 
kaldıramaz (atasözü)”. Ergejeyli sözü eski erngek – parmak dediğimiz sözden ortaya çıktığını 
tahmin etmekteyiz. Erngek sözü “parmak” anlamında Mahmud Kaşgari’nin sözlüğünde 
görünmektedir. Beş erngek tüz ermes – beş parmağın beşi bir değildir (MK I: 121). Bu sözü erenek 
şeklinde de söylemek mümkün (MK I: 104). Erngeyü ise, “altıparmaklı adam, çok kısa boylu, boyu 
iki arşın olan adam” şeklinde geçmektedir. (MK I: 136). Böylece, ergejeyli sözü eski erngek (ernek) 
– parmak sözünden çıkmıştır, anlamı ise – “çok küçük, parmak gibi”dir. Kazak diline ait fonetik 
özellikler neticesinde ng ile söylenilen eski ses Kazak dilinde г (g) olup kalıplaşırken, y (j) sesi ж 
(j) sesine dönüştüğünde, bunun neticesinde sonunda yer alan ü sesi й (-ıy/-iy/i) olmakta, sonra da -li 
yapım ekinin eklenmesiyle bu söz bugünkü Kazak dilinde ergejeyli şeklinde kalıplaşıp 
kullanılmaktadır” (KTKES: 73). 
Yukarıda belirtilen etimolojiyle ilgili bilgileri açıklamaya çalışırsak; Sözcük Eski Türkçe 
kaynaklarda erŋek “parmak” sözcüğün ortaya çıkmıştır. Eski Türkçe sözlük ve kaynaklarda erŋek 
sözcüğü şu şekillerde geçmektedir: Räsänen çalışmasında; erengek, ereŋek, erŋek, eŋrek, ereŋek 
“finger” (parmak) (Räsänen, 1969: 47), Clauson’un sözlüğünde; erŋek “finger” (parmak) (Clauson, 
1972: 234b), DTS’de ise, erŋek “палец” (parmak) (DTS: 181a) şeklinde geçmektedir. Sözcüğün 
etimolojisi ile ilgili Emine Gürsoy Naskali; erŋek sözcüğünün, er isim köküne -ŋek ekinin 
getirilmesiyle oluştuğunu belirtmiştir. Erŋek sözcüğündeki er isim kökünü “erkek” olarak 
adlandırarak, buna gelen -ŋek ekini ise “küçük; gibi” anlamlar kattığını belirterek erŋek sözcüğünü 
“küçük adam, adamcık, adama benzeyen şey” olarak açıklamıştır (Naskali, 1997: 233). Bu bilgiler 
ışığında Kazakçadaki ergejeyli kelimesindeki anlamın buradan geldiği belirtilebilir.
Iskakov, Kazakçada geçen ergejeyli sözcüğünün erŋek’ten geldiğini belirtse de, DLT’de 
geçen erŋeyü “altıparmaklı adam, çok kısa boylu, boyu iki arşın olan adam” (DLT I: 136) 
sözcüğüne dikkat çekmiştir. Hatta Kazakçadaki ergejeyli kelimesinin fonetik değişimlerini erŋeyü 
sözcüğü üzerinden hareketle yapmıştır. DLT’de geçen erŋeyü sözcüğü anlam olarak da bugünkü 
Kazakçada kullanılan ergejeyli sözcükle aynı anlamı taşır. Her ne kadar sözcüğü erŋek sözcüğüne 
bağlamak istese de, fonetik açıklamasını erŋeyü üzerinden yapmıştır.
Iskakov’un fonetik açıklamasını değerlendirirsek; erŋeyü sözcüğündeki ŋ sesi Kazakçada g 
sesine dönüşmektedir. Bu duruma örnek olarak Eski Türkçeden Kazakçaya örneklerle açıklarsak: 
yalŋuz > jalġız “yalnız”, menge / manġa > maŋa(n) > maġan “bana”, senge/ sanġa > saŋa(n) > 
saġan “sana”. Burada söz içinde geniz ünsüzü ŋ (ng) sesinin, arka damağı geçerek ġ ünsüzüne 
dönüşmesi olayı görülmektedir (Koç, 2013: 96). Bilindiği gibi ŋ ünsüzü n ve ġ olmak üzere iki 
ünsüzden oluşur. Buradaki ses olayında, bu iki ünsüz ses ayrışmış şeklide telakki edilmiş ve bunun 
sonucunda n ve ġ ünsüzlerinden tonlu ve geniş geçişli diş ünsüzü düşürülmüştür. Bu konu hakkında 
Saadet Çağatay, “ŋ sesinin damak kapanma seslerinden g, ġ, k, ḳ seslerine pek yakın münasebette 
bulunduğundan, eski lehçelerimizde bile yerini bazen g sesine terk ettiğini” söylemiştir (Çağatay, 
1988: 20). Burada seslerin ayrışmasından çok, dönüşen seslerin çıkış noktalarının yakınlığı dikkat 
çekmektedir.
Sonrasında erŋeyü sözcüğündeki y sesi, Kazakçada j sesine dönüşmüştür. Yani söz içinde y 
sesinin ön damaklılaşması ve sızıcılaşması neticesinde j’ye dönüşmesidir. Bu ses olayı Kazakçada 
genellikle kelime başında yer alan y’li örneklerde görülmektedir. Söz içinde görülen bu durum 


Kazakçada düzensiz ses değişim olarak kabul edilebilir. Çünkü bu ses olayında söz içindeki y’ler 
genellikle kendini korur ET ḳoyan > Kzk. ḳoyan “tavşan”, ET soy- > Kzk. soy- “soymak, yüzmek”. 
Ancak bu ses değişimi ağızlarda görülmektedir, yazı diline geçmemiştir. Örnek olarak; uyım > ujım 
“teşkilat”, ayıras- > ajıras- “ayrılmak” (Koç, 2013: 169).
Iskakov erŋeyü sözcüğündeki y sesinin j sesine dönüşmesinin etkisiyle ü’nün de y sesine 
dönüştüğünü belirtmektedir. Burada y > j değişiminin etkisiyle j sesinin komşuluğunda ü ünlüsü ön 
damak sesi e ünlüsüne dönüşmüştür. Ancak ergeje(y)+li, +li yapım eki öncesinde yer alan y sesi 
yardımcı ses vazifesindedir. Ekleşme neticesinde ortaya çıkmıştır. Örnek olarak; ET ḳara > Kzk. 
ḳara+y+a “bakarak” (Koç, 2013: 130). 
Yukarıda Iskakov ergejeyli sözcüğünün Kazakçaya geçerken ne gibi fonetik değişikler 
geçirdiğini belirtmişti. Bizde bu geçirdiği fonetik değişimleri örnekler ve açıklamalarla 
desteklemeye çalıştık. 
Ergejeyli “kısa adam, cüce” sözcüğü, Çağdaş Türk lehçelerinden Kazakçada sadece 
görülmemektedir. Bu sözcük Kırgızcada ergeceel, ergecel, ergeceli, ceel “cüce” (Yudahin, 1998: 
337), Karakalpakçada ergejeyli “cüce” (Baskakov, 1958:195), Başkurtçada irgeyil “cüce” (KTLS: 
106) şekillerinde kullanılmaktadır. 
Sonuç. Kazakçanın söz varlığı, Türkçe kelimeler açısından oldukça zengindir. Eski Türkçe 
döneminden birçok sözcük bu söz hazinesinde kendine yer bulmuştur. Bunlardan bir tanesi de 
ergejeyli sözcüğüdür. Bu sözcük ilk etapta Türkçe hangi kelimeden geldiği görülmemektedir. Biz 
burada bu sözcüğün Türkçe hangi sözcükten ortaya çıktığını ve geçirdiği ses değişimlerine değindik 
ve şunu gördük genel olarak bu ses değişimleri Kazakçanın karakteristik yapısından 
kaynaklanmıştır. Bu sözcükte bu karakteristik yapıdan etkilenerek ilk halinden bayağı değişik bir 
şekilde karşımıza çıkmıştır. 


Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   165   166   167   168   169   170   171   172   ...   238




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет