Kazakçada düzensiz ses değişim olarak kabul edilebilir. Çünkü bu ses olayında söz içindeki
y’ler
genellikle kendini korur ET ḳoyan > Kzk. ḳoyan “tavşan”, ET soy- > Kzk. soy- “soymak, yüzmek”.
Ancak bu ses değişimi ağızlarda görülmektedir, yazı diline geçmemiştir. Örnek olarak; uyım > ujım
“teşkilat”, ayıras- > ajıras- “ayrılmak” (Koç, 2013: 169).
Iskakov
erŋeyü sözcüğündeki
y sesinin
j sesine dönüşmesinin etkisiyle
ü’nün de
y sesine
dönüştüğünü belirtmektedir. Burada y > j değişiminin etkisiyle
j sesinin komşuluğunda
ü ünlüsü ön
damak sesi
e ünlüsüne dönüşmüştür. Ancak ergeje(y)+li, +li yapım eki öncesinde yer alan
y sesi
yardımcı ses vazifesindedir. Ekleşme neticesinde ortaya çıkmıştır. Örnek olarak; ET ḳara > Kzk.
ḳara+y+a “bakarak” (Koç, 2013: 130).
Yukarıda Iskakov
ergejeyli sözcüğünün Kazakçaya geçerken ne gibi fonetik değişikler
geçirdiğini belirtmişti. Bizde bu geçirdiği fonetik değişimleri örnekler ve açıklamalarla
desteklemeye çalıştık.
Ergejeyli “kısa adam, cüce” sözcüğü, Çağdaş Türk lehçelerinden Kazakçada sadece
görülmemektedir. Bu sözcük Kırgızcada
ergeceel, ergecel, ergeceli, ceel “cüce” (Yudahin, 1998:
337), Karakalpakçada
ergejeyli “cüce” (Baskakov, 1958:195), Başkurtçada
irgeyil “cüce” (KTLS:
106) şekillerinde kullanılmaktadır.
Sonuç. Kazakçanın söz varlığı, Türkçe kelimeler açısından oldukça zengindir. Eski Türkçe
döneminden birçok sözcük bu söz hazinesinde kendine yer bulmuştur. Bunlardan bir tanesi de
ergejeyli sözcüğüdür. Bu sözcük ilk etapta Türkçe hangi kelimeden geldiği görülmemektedir. Biz
burada bu sözcüğün Türkçe hangi sözcükten ortaya çıktığını ve geçirdiği ses değişimlerine değindik
ve şunu gördük genel olarak bu ses değişimleri Kazakçanın karakteristik yapısından
kaynaklanmıştır. Bu sözcükte bu karakteristik yapıdan etkilenerek ilk halinden bayağı değişik bir
şekilde karşımıza çıkmıştır.
Достарыңызбен бөлісу: