Тақырыбындағы халықаралық ғылыми-практикалық конференция материалдары



Pdf көрінісі
бет46/277
Дата07.01.2022
өлшемі4,33 Mb.
#20557
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   277
 
 
 
 
 
 
  
Kazakistan’da  ve 
diğer  Orta  Asya  Türk  Cumhuriyetlerinde  Latin  Alfabesine  geçiş  meselesi  sadece  1990 
sonrasında  Sovyetler  Birliğinin  dağılması  ve  Türk  Cumhuriyetlerinin  bağımsızlığını  almasıyla  ortaya  çıkan  ve 
tartışılan bir mesele değildir. Türkler arasında yoğun olarak 1920’li yıllarda başlayan Latin alfabesi esaslı “Ortak 
Türk Alfabesi”ne 
geçiş çalışma ve tartışmaları, 1930’a kadar hemen hemen bütün Türklerin “Birleştirilmiş Yeni 
Türk Alfabesi”ni kabul etmesi ve kull
anması ile sonuçlanmıştır. 
Türkler 
arasında Latin alfabesine geçişin kısa geçmişine kısaca göz atacak olursak Türk kavimleri içinde Latin 
alfabesini  ilk  olarak  kabul  edenler  Yakutlar 
olduğunu  görmekteyiz.  Yakutlar  1917’ye  kadar  Kiril  alfabesini 
kullanmışlardı. Bolşevik İhtilâlı’ndan sonra, Rus harflerini bırakarak Lâtin harflerini kabul ettiler ve 1917-1939 
arasında Latin harflerini kullandılar [1, s.395]. Türk dili için Latin alfabesinin alınması yolunda asıl önem taşıyan 
akım ise Kuzey Azerbaycan’da başladı ve en belirgin bir şekilde 1920’lerde gündeme geldi. Azerbaycan’da Nisan 
1922’de  “Yeni  Türk  Elifba  Komitesi”  kuruldu  [2].  ve  22  Temmuz  1922  tarihinde  Azerbaycan  Merkezi 
İcra 
Komitesi, Arap alfabesi yerine Latin alfabesi kullanma 
kararını aldı. 27 Haziran 1924 tarihinde ise Latin alfabesi 
zorunlu devlet alfabesi gibi kabul edildi [3, s.95]. 26 
Şubat 1926’da Bakû’de toplanan, “Bakû Türkoloji Kongresi” 
ve 
sonrasında kurulan “Yeni Türk Alfabesi Tüm Sovyetler Birliği Merkezi Komitesi” çalışmalarıyla tüm Türk 
dünyasında  kullanılacak  ortak  bir  alfabe  çalışmaları  artmıştır.  1928  yılında  Türkiye’nin  1929  yılında 
Kazakistan’ın Latin harflerine geçişi sonucunda, 1930’larda Balkanlardan, Orta Asya içlerine kadar hemen hemen 
bütün Türkler 
aynı alfabeyi kullanıp birbirlerinin yazılarını okuyup, anlama imkânına sahip olmaya başlamışlardı. 


42 
Bu 
gelişim dil reformuna yol açmış, gerek SSCB’deki Türkler arasında, gerekse Türkiye’de dil sorunlarına da el 
atılmıştı. Ortak alfabe, Türkler arasında lehçe  ve ağız farklarını azaltarak, çeşitli Türk toplumlarını birbirlerine 
yakınlaştıracak  diye  umuluyordu  [4,  s.349].  Ancak  Sovyet  Rusya  bunu  kendi  geleceği  için  bir  tehdit  olarak 
algıladı  ve  sadece  bu  yeni  alfabeyi  ortadan  kaldırıp,  yerine  “Kiril”  alfabesini  kabul  ettirmekle  kalmadı,  kendi 
egemenliği  altında  yaşayan  Türklerin  ortak  Latin  alfabesine  geçişi  konusunda  çalışan,  bu  yönde  büyük  emek 
veren bilim 
adamlarını sürgün, idam vs. ile ortadan kaldırarak, Türkler arasındaki bu önemli olayın bütün izlerini 
silmek istedi. 
Sovyetler Birli
ğinin dağılmasıyla bağımsızlıklarını ilân eden beş Türk Cumhuriyeti (Azerbaycan, Kazakistan, 
Kırgızistan,  Özbekistan,  Türkmenistan)  dünya  devletlerince  tanınarak  uluslar  arası  arenada  yerlerini  aldılar. 
Bağımsızlıklarından sonra yeni Türk Cumhuriyetleri kültür, ekonomi ve siyaset yapılarında ciddî değişikliklere 
gittiler  ve  yeni  bayrak,  yeni 
marş, yeni para, hatta yeni alfabe  kabulüyle  doğal  olarak bağımsızlığı  ifade  edici 
özellikleri 
taşımayı amaç etmişlerdir. 
SSCB’nin 
dağılmasından  ve  Türk  devletlerinin  bağımsızlıklarını  ilan  etmelerinden  sonra  alfabe  değişimi 
çalışmaları tekrar gündeme gelmiştir. 25 Aralık 1991'de Azerbaycan Millî Şurası, Kiril harflerinin bırakılıp Lâtin 
alfabesinin 
alınmasına karar vermiş ve 1991 yılı içinde bağımsızlığını kazandıktan sonra yeniden Lâtin alfabesini 
benimseyen ilk ülke 
olmuş ve hemen Lâtin Alfabesi kitabı yayınlanmıştır. Azerbaycan'dan sonra 12 Nisan 1993'te 
Türkmenistan,  2  Eylül  1993'te  Özbekistan  Cumhuriyeti  Lâtin  alfabesini  resmen  kabul 
etmiş ve alfabe kitapları 
basmışlardır.  Lâtin  alfabesi  kabul  edildiğinde  yeni  alfabenin  Türkmenistan'da  2000,  Özbekistan’da  ise  2005 
yılında tam anlamıyla eğitimde yerleşmesi öngörülmüştür. Türkmen okullarının Lâtin alfabesine geçiş programına 
göre 1995-1996 
yılında 1. ve 5. sınıflarda, 1996-1997 yılında 1, 2, 5 ve 6. sınıflarda, 1997-1998 yılında 1, 3, 5 ve 
7. 
sınıflarda,1998-1999  yılında  1,  2,  3,  4,  5,  6,  7  ve  8.  sınıflarda  ve  1999-2000  yılında  tüm  sınıflarda  Lâtin 
harfleriyle  Türkmence 
eğitim  verileceği  kararlaştırılmıştır  [5,  s.198].  Özbekistan'da  ise  1995  (1.  ve  2.  sınıf) 
yılından  başlayarak,  her  yıl  bir  sınıfta  uygulanmak  suretiyle,  2005  yılında  Lâtin  harflerinin  eğitimde  tam 
anlamıyla yerleşeceği kararlaştırılmıştır.  
Azerbaycan,  Türkmenistan  ve  Özbekistan  cumhuriyetlerinden 
başka Gagavuz Özerk Cumhuriyeti  ve Kırım 
Özerk  Cumhuriyeti  1993 
yılı  içinde,  en son Tataristan Özerk Cumhuriyeti 15  Eylül  1999 tarihinde 34  harften 
oluşan  yeni Lâtin alfabesini  kabul  eder. 1 Eylül  2001 tarihinde  yürürlüğe  girecek  olan  kanuna  göre Tataristan 
Cumhuriyetinde  1  Eylül  2011  tarihine  kadar 
aynı  zamanda  iki  alfabe,  yani  Lâtin  ve  Kiril  alfabesi  kullanımda 
bulunacaktır [6, s.4]. 
Bağımsız  Türk  Cumhuriyetlerinden  sadece  Kazakistan  ve  Kırgızistan  Lâtin  harflerini  kabul  etmemiş 
durumdadır. Birçok bilimsel ve siyasî toplantıda Lâtin alfabesine geçişin önemi ve gerekliliği sonucu çıkmış olsa 
da,  bu  iki  cumhuriyette  Rus  nüfusunun 
çokluğu  ile  Rusçanın  ikinci  resmî  dil  olarak  anayasada  yer  alması  ve 
sosyal hayatta aktif 
kullanılışı Lâtin alfabesine geçişi zorlaştırmaktadır. 
Latin Alfabesine 
geçiş sürecini birkaç başlık altında ele almayı uygun bulduk: 


Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   277




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет