4. Geçişte zamanlama ve aşamalar: Latin alfabesine
geçiş süreci ne kadar uzun olursa halk üzerindeki olumsuz etkisi o kadar çok olacaktır. Bu
konuda
diğer devletlerin geçiş sürecini göz önünde bulundurmak gerekir. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti 1 Kasım
1928’de Latin alfabesine
geçmiş ve ülke genelinde Millet Mektepleri açılmış; Haziran 1929’dan sonra da ülkede
Arap harflerinin
kullanılması tamamen yasaklanmıştır. Hâlbuki değişim öncesi kurulan Dil Encümenince, yeni
harflere
geçişin yavaş olması, yeni harfler öğretilirken eski harflerin kullanımının da hemen bırakılmayıp
sürdürülmesi teklif
edilmiştir. Yabancı basının da yakından takip ettiği ve Arap harflerinden Latin alfabesine
geçişin çok uzun bir süreyi bulacağını öne sürdükleri geçiş süreci ile ilgili olarak, örneğin Amerikan basını, on beş
yıllık bir süre öngörmüştür [12]. Ancak, Mustafa Kemal Atatürk, bu fikirden, halkı tembelliğe iteceği görüşünden
dolayı vazgeçmiştir ve yedi ay gibi kısa bir sürede geçişi tamamlamıştır.
Özbekistan’da ise Latin alfabesine
geçiş uzun zaman sürdü, yeni alfabe projesinde zaman içerisinde 4 defa
değişiklik yapıldı. Azerbaycan’da da benzer bir durum vardır. 2001 yılına kadar kitap ve gazetelerin %90’ı Kiril
alfabesinde
çıkmış; bazı gazetelerde baslıklar ve yazar isimleri Latin alfabesi ile yazılırken metinler Kiril
alfabesinde okuyucuya
sunulmuştur. Hatta devlet başkanının Latin alfabesine geçiş için yayımladığı emirden
sonra bile
bazı gazeteler Kiril’le çıkmaya devam etmiştir.
Bu ülkelerdeki Latin alfabesini kabul etme
reformlarının özellikleri ve eksiklikleri aslında birbirlerine
benziyorlar. Ama yine de
farklılıklar yok değil. Azerbaycan’ın Latin alfabesine değişmedeki en büyük eksikliği
yeni alfabeyle
yazılmış çocuk edebiyatının olmamasıdır. Özbekistan’ın en büyük hatası Latin alfabesine
değiştirmek için kurulan üyelerin arasında dil bilimcilerin az olması, bu yüzden de alfabe ile imla kurallarının 4
kere
değişmesine yol açmıştır.
Kazak Devleti ve Milli
Eğitim Bakanı dilbilimcilerden oluşan komisyonları kurup ülke genelinde uygulanacak
ve gelecekte
değiştirilmesine gerek duyulmayacak alfabe işaretler sistemini oluşturmalıdır. Ardından basım yayın
için gerekli matbaa
altyapısı oluşturulmalı ve özellikle çocuk kitapları olmak üzere gerekli çeviri ve yeni yayınlar
yapılmalıdır. Ayrıca kurs yerleri ve kurs verecek öğretmen ihtiyacını karşılama yoluna gidilmelidir.
Sonuç Siyasal
gelişmelere bağlı olarak birçok toplum alfabe değişimine gitmiştir. Kazakistan da tarihi süreç
içerisinde bunu birkaç defa
yaşamış ve uyum sağlamıştır. Her değişim sürecinde aydınlar farklı gruplara ayrılmış,
her dönemde eski ve yeni alfabeyi savunan
aydınlar çıkmış, çeşitli gerekçelerle savundukları alfabenin halkı için
önemini dile
getirmiştir. Kabul edilen her yeni alfabe öncesinde sancılı bir dönem yaşanmıştır. Bu süreç yeni
alfabenin kabulüyle sona
ermemiştir. Buna müteakip eserlerin tekrar basılması, yeni alfabeye uyum süreci
başlamıştır. Her değişim sürecinde maddi manevi sıkıntılar yaşanmıştır.
Kazakistan’ın Latin alfabesine geçişi başarıyla atlatacağına şüphe yoktur. Gerekli altyapı oluşturulduğunda
geçiş süreci başlayacak ve sorunsuz bir şekilde adaptasyon sağlanacaktır. Böylece hem Kazak dili açısından hem
de uluslar
arası arenadaki yeri bakımından Kazakça layık oldu yere daha emin adımlarla ilerleyecektir.