Ödünç Kelimeler: Daha çok aynı dil ailesi ya da aynı dilin çeşitli katmanla-
rı arasındaki iç alıntılardır. Bu tür alıntılarda alınan kelimeler ses, şekil ve anlam
yönünden hiçbir değişikliğe uğramazlar. Dillerin beslendiği bu kaynaklar “dillerin
hayat damarları” olarak değerlendirilir.
Melez Kelimeler: Bunlara dış alıntılar denir. Alıntıların en yaygın biçimidir.
Daha çok ses yapısı ve anlam örgüsü farklı olan diller arasında görülür. Bu tür
alıntılarda, alınan kelimelerin ses ve anlam yapılarında değişiklikler olur; genellikle
alıcı dil onu kendi yapısına uydurur: narduban > merdiven, skala > iskele, tabar >
tovar gibi.
Anlam Aktarması: Bu tür alıntılarda, kelimenin ses ve kuruluş yapısı alıcı
dilden, anlamı ise verici dilin anlam örgüsünden kopyalanır: eisberg > buz dağı, edi-
tion critique > tenkitli basım, wireless > telsiz gibi
5
.
Bir dilde bulunan yabancı unsurlar ses ve kelime düzeyinde kaldığı zaman çok
büyük tehlike arz etmez. Zamanla bu yabancı unsurlar dilden atılabilir. Fakat başka
dillerden alınan gramer unsurları ve anlam aktarmaları/kavram tercümeleri zamanla
alıcı dilin mantığını, işleyişini, özgün kimliğini bozar ve bu unsurların dilde çok
yerleşmesi halinde sonunda alıcı dil ortadan kalkabilir. Bugün Türkiye Türkçesinde
kullanılan “çay almak”, “duş almak”, durak yapmak”
6
gibi ifadeler, yapı Türkçe
gibi görünse de, Batı dillerinden Türkçeye geçen kavram tercümeleridir.
Dil ilişkilerine bağlı olarak yukarıda başlıkları verilen hususlarda bir dil
diğerinden ses, sözcük, ek ve anlamlar alabilir. Ancak biz burada daha çok günü-
müz Tatar Türkçesinde günlük dilde kullanılan kalıp ifadeler, ilişki sözleri ve soru
kalıplarının kullanımında görülen “anlam” ya da “kavram” aktarmaları/tercümeleri
adı verilen alıntılar üzerinde durmak itiyoruz. Ele aldığımız örneklerde yapı Türkçe
gibi görünse de mantık ve işleyiş Rusçadır.
Alıcı diller kendi kavram dünyalarında olmayan unsurları, başka toplumların
hayatında ve dilinde var olan bazı kavramları, dil yoluyla aktarırlar. Bu aktarmada
kavram kaynak dilden söz/ses karşılığı ise alıcı dilden olur. Dil göstergelerinin iki
yanı vardır. Bunlardan biri gösteren diğeri ise gösterilendir. Gösteren daha çok ses
ya da yazı ile temsil edilir. Gösterilen ise gösterenin karşıladığı, temsil ettiği şeydir.
Kavram tercümelerinde gösterilen kaynak dilden alınır, gösteren ise alıcı dilin
unsurlarıyla karşılanır. Bu tür aktarımlardaki yabancılık dışarıdan fark edilemediği
için, adeta bedeni alıcı dilden, ruhu başka dilden karma bir yapı ortaya çıkar
7
.
5
Günay Karaağaç, Dil, Tarih ve İnsan, Akçağ Yay., Ankara 2002, s. 103-106.
6
Ahmet Buran, “Yabancı Diller Karşısında Türkçe”, Türk Yurdu, Şubat-Mart 2001, C. 21, S. 162-163, s.
81-82.
7
Ahmet Buran, “Dil İlişkileri ve Kavram Tercümeleri Üzerine Bir Değerlendirme”, XII. Uluslar arası KI-
BATEK Edebiyat Şöleni (Bakü-AZERBAYCAN, 10-17 Mayıs 2006)’ne sunulan bildiri, s. 4-5.
144
Doğan Aksan’ın dil ilişkileri içinde “tam çevirme sözcükler” diye adlandırdığı
anlam aktarmaları/kavram tercümeleri, yabancı bir dildeki kelimelerin her üyesinin,
aslına uygun olarak alıcı dildeki karşılıklarıyla çevrilmesi sonucunda ortaya çıkar.
Meselâ, Türkçedeki “yüz suyu dökmek” deyimi Farsçadaki “ab-ı ruy rihten”
deyiminin birebir aktarılmasından doğmuştur. Yine “ölü mevsim” Fransızca “morte
saison”dan; kapak kızı (cover girl), kurbağa adam (frogman), yuvarlak masa
toplantısı (round table meeting) gibi ifadeler ise İngilizceden Türkçeye birebir
aktarılan kavram tercümeleridir.
8
Belli bir dönem yönetimi, merkezi ve üst kültürü temsil eden Rusça, sosyo-psi-
kolojik ve siyasal nedenlerle Tatar Türkçesine çok sayıda söz ve önemli ölçüde kav-
ram tercümeleri vermiştir. Dolayısıyla Tatar Türkçesi Rusçadan önemli ölçüde kav-
ram tercümeleri yapmıştır. Bugün Tatar Türkçesinde kullanımı görülen “tormış utı
(hayat ateşi)” Rusça “ogon jizni”den; “yalkınlı mexebbet (ateşli aşk), “plamennaya
lyubov”dan; “azatlık koyaşı (özgürlük güneşi)”, “solntse svobodı”dan; “duslık ku-
yaşı (dostluk güneşi), “solntse drujbı”dan birebir kavram tercümesidir.
9
Tatar Türkçesindeki günlük konuşma dilindeki ifadelerde, ilişki sözlerinde ve
soru kalıplarında Rusçanın etkisi sezilmektedir. Rusçanın, tarihi işlevi itibariyle
uzun süre çok büyük bir coğrafyada (yeryüzünün altıda biri) etkin bir şekilde kul-
lanılması, dilin toplum hayatındaki kullanımında önemli bir yeri tutan kalıp ifade-
lerin, ilişki sözlerinin ve soru ifadelerinin Rusçanın tesirine maruz kalmasına se-
bep olmuştur. Meselâ, Türkiye Türkçesinde “Yeni yılınız kutlu olsun!” ifadesi Tatar
Türkçesinde “Yaña yıl bėlen (RTR, 162)” şeklinde söylenmektedir. Bu ifade Tatar
Türkçesine Rusça “S novım godom!”dan aynen geçen bir kavram tercümesidir. “S
novım godom!” birebir Türkçeye “İle yeni yılınız” olarak çevrilir. Görüldüğü gibi
bu kalıp ifadede mantık Rusça, kelimeler ve söz dizimi ise Türkçedir: Yaña yıl bėlen
(Yeni yıl ile) .
Safi yullina, Tatar Türkçesinin söz dizimi ve cümle kuruluşu bakımından
Rusçadan önemli ölçüde etkilendiğini belirterek, Rusçanın etkisinin özellikle
resmi yazışmalarda ve günlük konuşma dilinde ortaya çıktığını söyler.
10
Günlük
konuşmalarda geçen ve Rusçadan kavram tercümesi olarak Tatar Türkçesine giren
“Tugan könėñ bėlen! (Rus. S dnem rojdeniya!)”, “Sėznėñ selametlėgėgėz öçėn!
(Rus. Za vaşe zdorovye)”, “İrtegege kader! (Rus. Do zavtra!)” gibi kalıp ifadeler
özellikle 1920-1940’lı yıllar arasında Tatar Türkçesine yerleşmeye başlamış ve son-
raki yıllarda da artarak devam etmiştir.
11
Günlük konuşma dilindeki kalıplarda Rusçanın tesiri yalnızca Tatar Türkçesi-
yle sınırlı kalmamış, Sovyetler Birliği içerisinde yaşayan diğer Türk lehçelerini
de etkilemiştir. Mesela Kırgız Türkçesinde kullanılan: “Tuulgan kününüz menen”,
“mayramınız menen (kuttuuktaym)”, “canı cılınız menen” biçimindeki ifadeler
8
Doğan Aksan, age., s. 34.
9
Ruzel Yusupov, İkėtėllėlėk Hem Söylem Kulturası, Kazan 2003, s. 37.
10
F. S. Safi yullina, «Tatar Télénéñ Sintaksik Tözéléşéne Başka Téllernéñ Te’siré”, 3. Uluslar Arası Türk
Dil Kurultayı 1996, Ankara 1999, s. 982.
11
F. S. Safi yullina, agm., s. 981.
145
tamamen Rusçadaki: “Ya pazdravlyayu s prazdnkom”, “s dinyom rojdeniya”, “s
novım godom” ifadelerinin birebir tercümesidir.
12
Verici dildeki birleşimlerin an-
lam aktarması yoluyla alıcı dile aktarılmasına örnek Hollanda’da yaşayan Türklerin
Hollandacadan yaptıkları anlam tercümeleri için de verilebilir. Meselâ, suç vermek
“suçlamak, suç yüklemek” (Holl. De schuld geven), plak döndürmek “plak çalmak”
(Holl. Een plaatje draaien), gitar oynamak “gitar çalmak” (Holl. Gitaar spelen)
13
gibi.
Kalıp ifadelerdeki kavram tercümelerini Türkiye Türkçesinde de görebiliriz.
Özellikle yabancı dizi ve fi lmlerdeki ifadelerin Türkçeye çevrilmesinde, çeviri işini
yapanların Türkçeye yeterince hakim olamaması ve çevirileri aceleye getirmeleri
sebebiyle “umarım! (I hope)”, “lütfen Allahım! (please my God!)”, “üzgünüm (I
am sorry)”, “olamaz!(impossible)”, “harika! (wonderful), “Sen onun için çok özel-
sin (You are very special for him/her)”
14
gibi anlam aktarmaları bugün Türkçenin
yapısını, mantığını zorlayan ancak kullanım sıklığından dolayı çok da fazla
yadırganmayan ifadelerdir.
Aşağıda vereceğimiz ve günlük hayatın bir parçası olan, ikili ilişkilerde sıkça
kullanılan kutlama, teşekkür, hal hatır sorma, iyi dilek ve temenni vb. durumları
bildiren ifadelerde Tatar Türkçesinin Rusçanın etkisinde kaldığını, yapının Türkçe
olmasına rağmen, mantığın Rusça olduğunu görmek mümkündür. Aldığımız örnekler,
kısaltmalarını verdiğimiz Rusça-Tatarca konuşma kılavuzlarından ve “http://www.
suzlek.ru/pls/suzlek/phrase.show” adresindeki “Süyleşmelėk” başlığını taşıyan
günlük konuşma örneklerinden (kısaltması Süz.) alınmıştır.
Достарыңызбен бөлісу: |