Güvenlik Alanında İşbirliği
Güvenlik alanında İran'ın Orta Asya politikasını belirleyen temel faktör - Afganistan'dır [15]. İran
Afganistan'ın istikrarlı gelişiminden ve ülkede Suudi destekli dini grupların güçlenmemesinden yanadır. Nitekim
İran 1990'lı yıllarda ve sonrasında Afganistan'da Suudi destekli dini grupların güçlenmemesi için ülkedeki farsça
konuşan Tacikler ile şii Hazaraları desteklediği tahmin edilmektedir. Ayrıca İran, Afganistan'daki terör
örgütleriyle mücadeleyi arttırabilmek için Orta Asya ülkeleriyle işbirliğine daha fazla açılmaya özen göstermiştir.
Genel olarak, İran'ın Afganistan'daki çıkarları şu şekilde sıralanabilir: 1) Merkezi iktidarın Kâbil'de istikrarını
sağlamak ve yönetici elitler içerisinde Peştunlar ile diğer etnik gruplar arasında dengeyi korumak; 2)
Afganistan'dan tüm ABD askeri gücünün çıkarılması için çalışmak; 3) Suudi Arabistan'ın ülkeye girişini bloke
etmek ve Kâbil'e Suudi etkisini önlemek; 4) Afganistan'da yaşayan Tacikler ile Hazaraların siyasi ve ekonomik
yönden gelişimini sağlamak; 5) Afganlı şiilerin güvenliğini sağlamak ve ülkedeki sünni-şii mücadelenin artmasını
önlemek; 6) Aşırıcılığın artmasına ve dış oyuncuların Beluçları ayrılıkçı hareketleri desteklemesine karşı
koymak;7) Opiyum üretiminin artmasıyla ve uyuşturucu transitin gelişimiyle mücadele etmek; 8) İran'ın Çabahar
limanına transit koridoru oluşturmak için Hindistan'la işbirliği yaparak, Afganistan'da ulaşım alt yapısının
gelişimini sağlamak [16].
21 Kasım 2017 tarihinde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Suriye'de terörün tabanını ortadan kaldırdıklarını
duyurmuştur [17], fakat son aylardaki İran haber ajanslarından ülke askeri yetkililerini terör örgütlerinin ülke
sınırları yakınlarında ve özellikle Afganistan'da aktifleşebileceği konusunun tedirginliğe ittiğini okumak
mümkündür. Bu doğrultuda İran askeri birimleri ülke sınırları boyunca güvenlik önlemlerini ve denetimlerini
güçlendirmişlerdir [18]. Ayrıca önümüzdeki süreçte İran yetkilileri başta Afganistan olmak üzere, kendi yakın
çevresindeki ülkelerle terör örgütleriyle mücadeleyi arttırma ilişkilerine öncelik verebilir ve bu doğrultuda
Özbekistan'la işbirliğine daha fazla açılmak isteyebilir.
Terör örgütlerinin Suriye'de yenilgiye uğramasının ardından örgüt üyelerinin diğer ülkelere yönelme
tehlikesiyle bağlantılı olarak yorumlarsak, bunların Suriye sonrası yönelebileceği ilk iki ülke Afganistan ve Libya
olabileceği tahmin edilmektedir [19]. Terör örgütlerinin Afganistan'da aktifleşmesinden ilk etkilenecek ülkeler ise
Afganistan'la sınırı olan üç lâik Orta Asya devleti (Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan) olabilir. Nitekim
bunun ilk belirtilerini Tacikistan'da gözlemlemek mümkündür. Örneğin, Tacikistan'ın güneyinde terör örgütüyle
bağlantılı 10 kişi yakalanmıştır [20] ve aynı zamanda terör örgütünün üyeleri ülkedeki turistlere saldırmıştır [21].
Konuyu Özbekistan bağlamında ele alırsak, ülke istikrarını ve ekonomik gelişimini tehdit edebilecek iç ile dış
tehlikelerle yorumlanabilir.
Şavkat Mirziyoyev'in iç ile dış tehlikeleri önleme bağlamında ülke güvenliğine dair politikası yaptığı resmi
konuşmalarda açıkça ortaya çıkmaktadır. Örneğin, 8 Eylül 2016 tarihinde Parlamento Genel Kurulunda yaptığı
resmi konuşmada İslam Kerimov'un belirlediği güvenlik politikası çizgisine bağlı kalacağını [22], 11 Ocak 2018
tarihinde genişletilmiş Güvenlik Konseyi toplantısında ise ülke içi istikrarı ve güvenliği sağlamak için "Güvenli
Şehir – Güvenli Ülke" konseptine uygun olarak "Milli Muhafız" birliğinin kurulduğuna ve dış ülkelerle askeri ile
askeri-teknik işbirliğini arttırmak için "13 Pratik Eylem ve Yol Haritası Planı'nın" uygulandığına dikkat çekmiştir
[23]. Diğer taraftan, 9 Ocak 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Mirziyoyev'in onayıyla Özbekistan'ın yeni savunma
doktrini kabul edilmiştir. Yeni savunma doktrininde iç ile dış tehditler bağlamında ülke güvenliğini terörizmin,
ayrılıkçı hareketlerin, uyuşturucu kaçakçılığın, ulusötesi suçların ve özellikle Afganistan'da yasal olmayan silahlı
grupların varlığı tehdit edebileceği teyit edilmiştir [24].
Özbekistan, Afganistan'da uluslararası terör gruplarının aktifleşerek faaliyetlerini komşu Orta Asya ülkelerine
yaymak istemelerinden ve bunun etkisiyle bölgede istikrarsızlığa neden olabileceğinden tedirginlik duyduğu için
[25] güvenlik bağlamında dış devletlerle işbirliğini arttırmak isteyebilir. Fakat ülkenin bu doğrultudaki işbirliği dış
politikaya dair tercihlerine ve önceliklerine göre şekillenebilir. Mirziyoyev dış politikada ilk önceliğin BDT
Абай атындағы ҚазҰПУ-нің ХАБАРШЫСЫ, «Тарих және саяси-әлеуметтік ғылымдар» сериясы, №3(58), 2018 ж.
165
(özellikle Orta Asya) ülkelerine, ayrıca stratejik ortaklık anlaşması çerçevesinde Rusya ile işbirliğinin
kuvvetlenmesine ve daha sonra sırasıyla ABD, Çin, Asya-Pasifik bölgesi (Japonya, Kore Cumhuriyeti), Avrupa
(Almanya, Fransa, İngiltere), Hindistan ile Pakistan ve diğer Güney Asya ile Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilerin
gelişimine verileceğinin altını çizmiştir [26]. İran, Özbekistan'ın dış politikasında öncelikli ülkeler arasında
değildir ve ülke iç ile dış tehditler bağlamında güvenliğe dayalı işbirliğini İran'dan ziyade Orta Asya ülkeleri ve
Rusya ile derinleştirmek isteyebilir. Bu bağlamda önümüzdeki süreçte Özbekistan-İran arasındaki ilişkilerin
güvenlik boyutu sınırlı düzeyde izleyebilir.
Достарыңызбен бөлісу: |