53
А.Я с а у и у н и в е р с и т е т і н і њ х а б а р ш ы с ы, №1, 2011
N.İRİSBEKOVA
A.Yesevi UTKÜ-nin Yüksek Lisans öğrencisi
KАZAK VE TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE CÜMLE DIŞI UNSURLARININ
KARŞILAŞTIRILMASI
Бұл мақалада қазақ және орыс тілдеріндегі оқшау сөздер салыстырылады.
В настоящей статье рассматривается вопрос сравнения (сопоставления) междометий
современного казахского и турецкого языков.
This article deals with some matters of comparison of interjections in the modern Kazakh and
Turkish languages.
Giriş
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün 1933 yılında: “…Dil bir köprüdür... İnanç bir
köprüdür... Tarih bir köprüdür... Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü
tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz…” ifadesindeki görüşü günümüzdeki bir
yansıması olarak “Kazak ve Türkiye Türkçesinde Cümle Dışı Unsurların
Karşılaştırılması” konulu makale çerçevesinde göstermeye çaba göstereceğiz.
Tarih boyunca gelişen, yeni kollara ayrılan ve çok geniş bir sahaya yayılan
Türk dili, coğrafi şartlar ve diğer politik sebeplerden dolayı kendi kolları
arasında farklılıklar göstermiştir. Temelde aynı olan Türk dilinin yazı dillerini
oluşturan halkları, birbirleriyle kendi dillerinde iletişim kuramaz hale gelmiştir.
Kazak Özbek’in, Özbek ise Kazak’ın, Kırgız Türkmenin, Türkmen ise Kırgızın
kısacası Türk, Türk’ün dilinden anlamaz olmuştur. Yapı bakımından tamamen
yakın bir oranda ortak olan Türk dilinin kolları, anlam bakımından farklılıklar
kaydetmiştir.
Bu makalede, Kuzey-Batı (Qıpçak) grubunun en önemli temsilcilerinden
olan Kazak Türkçesiyle Türkiye Türkçesinin cümle dışı unsurlar bakımından
kısa bir karşılaştırmasıdır. Bu Kazak ve Türk dilinde var olan yakınlığı veya
ortaklığı daha açık bir şekilde ortaya çıkartır.
Türkiye Türkçesinde Cümle Dışı Unsurlar
Cümlenin kuruluşuna katılmayan fakat dolaylı olarak cümlenin anlamına
yardımcı olan unsurlar cümle dışı unsurlardır. Bağlama edatları, ünlem edatları,
ünlem grupları, hitaplar, ara sözler cümlede yer almaları halinde anlam olarak
cümleyi tamamlarlar fakat yapı bakımından cümleye katkıları yoktur. Bu unsurlar
cümlenin her yerinde, başında, ortasında ve sonunda bulunabilirler.
Cümle içinde bazen iki çizgi arasında, bazen parantez içinde yer alan
açıklama cümleleri de cümle dışı unsurlardır [1.13]. Herhangi bir unsurun cümle
dışı bir unsur sayılmasındaki asıl ölçü, o unsur ile yüklem arasında gramer olarak
bir bağ kurulamamasıdır. Demek ki bu tür unsurlar şeklen cümle içinde olmasına
rağmen, işlev ve anlam bakımından (kısmen de olsa) cümle dışındadır [2.246].
54
А.Я с а у и у н и в е р с и т е т і н і њ х а б а р ш ы с ы, №1, 2011
İrisbekova N. Kаzak ve Türkiye türkçesinde cümle dışı unsurlarının karşılaştırılması
Yukarıda cümle dışı unsur olarak belirtilenler, bazı dilbilimciler tarafından ele
alınmamıştır. Bu konuya, Tahsin Banguoğlu, Tahir Nejat Gencan, Fuat Bozkurt,
Nurettin Koç’un Türkçe’nin dilbilgisi ile ilgili kitaplarında yer verilmemiştir.
Cümle dışı unsurlar, esas itibari ile, fiil ile ilgili olmayan ve cümleye sadece
ilave edilmiş durumda olan unsurlardır [3. 409].
Türkiye Türkçesi’nden cümle dışı unsurlarla ilgili örnekler :
“Daha geniş olarak beklediğimiz sokaklarda, daha zengin olduklarını
umduğumuz yapılardan, daha güzel ve daha temiz bulunduklarını sandığımız
halktan başlayarak en ufak ayrıntılara kadar bütün kenti oluşturan şeyler–
görürsünüz ki – hep bildiklerinizin uzağındadır.” (Onu Beklerken, 56)
*
“İçimden: “Ah, ey aşk! Sen yalnız şairlerin hayalinde misin?” diyordum.”
(Sinekli Bakkal, 10)
**
“Fakat bir çok eklemelere ve onarmalara rağmen hala yerli mimarisinin
sadeliği, özel ağırbaşlılığı, verdiği genişlik hissi bozulmamıştır.” (Sinekli
Bakkal,172)
“Bir eliyle Zehra ninenin evinin takmağına yapışmış başı cumbada, avazı
çıktığı kadar “Heey, Rabia abla be!” diye bağırıyordu.” (Sinekli Bakkal, 204)
“Kendi gündeliğinden kopmuş herhangi bir mahluk gibi yavaş yavaş, hatta bu
gündeliğin sıkıntılarını -ufak tefek rahatsızlıklar, endişeler- beraberinde getirerek
bahçeye girmişti” (Sinekli Bakkal, 311) .
Kazak Türkçesinde Cümle Dışı Unsurlar:
Türkiye Türkçesinde, “cümle dışı unsurlar” diye ifade edilen terim, Kazak
Türkçesinde “Oqşaw sözder” (Оқшау сөздер) terimi ile ifade edilmektedir.
Türkiye Türkçesinden farklı olarak Kazak Türkçesinde “Oqşaw sözder” (cümle
dışı unsurlar) söylem müşeleri (cümle ögeleri) bahsinde değil de cümlenin
sınıflandırılması bahsinde işlenmiştir. Fakat yapı itibariyle iki lehçede de cümle
dışı unsurlar aynı yapıdadır. Kazak Türkçesinde de bu tür yapıları içinde
bulunduran cümleler, başlı başına bir cümle türü kabul edilmektedir.
Cümle yardımıyla bildirilen fikre katkısı olan kelimeler, kendi içinde hem
anlam hem de gramer yönünden cümleye bağlı olmalarından dolayı esas ve
yardımcı öge görevini yapmaktadırlar. Fakat bazı kelimeler ve kelime grupları,
cümlenin yapısında bulunup cümlenin anlamını tam olarak ifade etmekte yardımcı
olmalarıyla birlikte cümledeki diğer kelimelerle sentaks bağı kurmazlar. Böylece
cümle öğesi hizmetinde bulunmazlar, cümledeki diğer öğelerden ayrı bir tarzda
söylenir [4.178].
“Oqşaw sözder” cümlede belirli bir öğeyi oluşturmamakta fakat cümleyi
anlam yönünden tamamlamaktadır. Bu da cümlede belirtilmek istenilen amacı tam
*
Uşakligil, H. Z. Onu Beklerken, İnkılap Yayınevi, İstanbul 1992
**
Adivar, H. E.; Sinekli Bakkal, Atlas Kitabevi, İstanbul 1983
55
А.Я с а у и у н и в е р с и т е т і н і њ х а б а р ш ы с ы, №1, 2011
İrisbekova N. Kаzak ve Türkiye türkçesinde cümle dışı unsurlarının karşılaştırılması
olarak ifade etmekte büyük bir öneme sahiptir. “Oqşaw sözder” cümleye verdiği
anlam değerine göre ve hangi kelimelerden yapıldığına göre 3’e ayrılmaktadır.
a. Qaratpa söz / Қаратпа сөз (hitap sözler)
b. Qıstırma söz / Қыстырма сөз (ara söz)
c. Odağay söz / Одағай сөз (ünlem bildiren cümle başı edatı) [4.178].
A.Baytursınov, “Oqşaw sözderi” “buratana sözder” (sığıntı kelimeler) olarak
adlandırmakta ve “qıstırma söz” (ara söz) ve “qaratpa söz” (hitap kelimesi) olarak
ikiye ayrılmaktadır [5.286].
a. Qaratpa Sözder / Қаратпа сөздер (Hitap Kelimeler): cümlede fikrin kime
söyleneceğini bildirmek ve dikkatini çekmek için söylenen kelimelere qaratpa söz
(hitap kelimeler) denir [6.161].
Bir kişiye veya bir topluluğa hitap ederken, o kişiyi veya topluluğu ifade eden
kelimeler kullanılır. Kullanılan bu özel kelimeler cümle içinde her hangi bir öğeyi
oluşturmaz fakat anlam yönünden cümleye katkı sağlar.
- Ербол аға, мыналардың орынсыз күлкі, жалған сықағын тыйыңызшы! /
“- Erbol ağa, mınalardın orınsız külki, jalğan sıqağın tıyıñızşı!” [Erbol ağabey,
şunların yersiz gülmelerini, yalan dalga geçmelerine son verir misiniz!]
-Ай, апай-ай! – деп, Ұлжанға бұрылды да, - әйтеуір, бар пейіліңді
бергенің сол болған соң айтасың ғой.
“Ay, apa-ay! –dep, Uljanğa burıldı da, -āytewir, bar beyiliñdi bergenin sol
bolğan son aytasıñ ğoy.” [Oy , anam oy, diyerek Ulcan’a döndü de nihayetinde tüm
istediğin o, olduktan sonra söylersin ya]
Қарағым, қалағаның базарлық болса, осы арадағы тәттінің бәрі сенікі
болсын.
“- Qarağım, qalağanıñ bazarlıq bolsa, osı aradağı tattiniñ bari seniki bolsın.”
[Göz bebeğim, arzun pazarlık ise, şu aradaki tatlıların hersi senin olsun.]
-Шырағым, сендермен сөйлесіп өзім де сергіп қалдым.
“- Şıraqtarım, sendermen söylesip özim de sergip qaldım.” [Işıklarım, sizlerle
konuşup kendim de dinlendim. ]
-Жамағат, сабыр етіңіз. “Jamağat, sabır etiniz!” [ Cemaat, sabrediniz. ]
-Сармолла! Мен сізді тыңдадым, тыңдадым да таныдым.
“Afendim Sarmolla! Men sizdi tındadım, tıñdadım da tanıdım.” [Efendim
Sarmola! Ben sizi dinledim dinledim de tanıdım]
-Мені қойыңызшы, Абай / “Meni qoyıñızşı, Abay!” [ Beni bırakır mısınız,
Abay! ]
b. Қыстырма сөздер / Qıstırma Sözder (Ara Sözler): kendileri cümle ögesi
olmadan sadece söyleyenin görüşlerini bildiren kelimelere veya kelime gruplarına
“qıstırma sözder / қыстырма сөздер” (ara sözler) denir [7.78].
Cümle içerisinde geçen; әрине / ārine, меніңше / meniñşe, мүмкін / mümkin,
ең әуелі / eñ āveli, әсіресе / āsirese, әлбетте / ālbette, бірақ / biraq,
56
А.Я с а у и у н и в е р с и т е т і н і њ х а б а р ш ы с ы, №1, 2011
İrisbekova N. Kаzak ve Türkiye türkçesinde cümle dışı unsurlarının karşılaştırılması
сеніңше / seniñşe, сірә / sirā, бәлкім / bālkim, шынында / şınında, бәсе / bāse v.b.
kelimeler qıstırma sözlerdir.
Әрине, келешегі аянышты / “Ärine, keleşegi ayanıştı.” [ Elbette, geleceği
karanlık.]
Әлбетте, Ваше благородие, жол емес / “Älbette, vaşe blagorodie, jol
emes!” [Muhakak, doğru değil, saygıdeğer beyefendi.]
- Бәсе, бүйтпесе Базекең бола ма? / “-Bāse, büytpese Bazekeñ bola ma? [Ah
işte, Bazeke olmasa olur mu?]
Сөйтіп, Базаралы мен Жігітекке ара түсіп, қостайды дерлік
атқамінерлер, аз-ақ күн ішінде қиянатшыл жолына басып, тастап-тастап кетті
де барды“ / Söytip, Bazaralı men Jigitekke ara tusip, qostaydı derlik atqaminerler,
az-aq kün işinde qiyanatşıl jolına basıp, tastap-tastap ketti de bardı.” [Böylece,
Bazaralı ile Jigitek’e mudafaa etmeye çalışıp yöneticiler destekledi, gün içinde
hainlik yaparak yavaş yavaş bırakıp gittiler. ]
Абай аға, менің ойымша, сол кісілер дұрыс айта ма деймін. / “Abay
ağa, meniñ oyımşa, sol kisiler durıs ayta ma deymin.” [Abay ağabey, fikrimce, bu
kişiler doğru söylüyor mü diye düşünüyorum.]
c. Одағай сөздер / Odağay Sözder (Ünlem Kelimeler):
412. Ünlem: - Az.: nida; Tkm.: ümlük; Gag.: duygucular; Özb.: und’ov;
Uyg.: imliq söz; Tat.: ılımlık söz; Bşk.: ılımlıq; Kmk.: hislik-çalırıw söz; Krç.-
Malk.: mejdometiye; Nog.: ün söz; Kzk.: odagay; Krg.: sırdık söz; Alt.: kıygılu;
Hks.: hıygılas; Tuv.: algı sözü; Şor.: ---; Rus.: mejdometiye; междометие [8.28].
Cümlede söylenen fikre, düşünceye göre, söylenenin gönül halini bildiren
kelimelere odağay sözder (ünlem kelimeler) denir [7.82]. Bu tur kelimeler uzuntu,
sevinç, şaşkınlık gibi durumları bildirir. Söyleyen kişinin hislerini ve duygularını
açığa vurmada yardımcı olan kelimelerdir.
- Әттең, Абай аға, қадіріңді білер халқың аз, қайтейін! / “-Ätteñ, Abay
ağa, qadirindi biler xalqın az, qayteyin!” [ Ah, Abay agabey, kıymetini bilen halkın
az, ne yapayım.]
- Бәрекелді, Абай аға! – десіп қалды. / “- Bārekeldi, Abay ağa!-desip
qaldı.” [Afferin, Abay ağabey dedi.]
- Әу, сен менің үстіме неге кіресің / “-Äy, sen menin üstime nege kiresiñ? –
deydi.”
[ Hey, sen benim üstüme niçin geliyorsun? dedi. ]
- Уә, Құлыншақ ақсақал, көшпесін деген мырзаның сәлемін айтамын / “-
Uwā, Qulınşaq aqsaqal, köşpesin degen mırzanıñ salemin aytamın.” [Hey,
Kulınşak aksakal, göçmesin diyen mirzanın selamın söylüyorum. ]
- Ой, ол құсты білгенмен, ақылы жоқ, мінезі жаман неме емес пе?“ / -Oy,
ol qustı bilgenmen, aqılı joq, minezi jaman neme emes pe?” [Oy, o kuşu biliyorum,
aklı yok, karekteri kötu bir şey değil mi?]
57
А.Я с а у и у н и в е р с и т е т і н і њ х а б а р ш ы с ы, №1, 2011
İrisbekova N. Kаzak ve Türkiye türkçesinde cümle dışı unsurlarının karşılaştırılması
- А-а, рас аяз екен десем, сендер екесін! – деді де, шет елдің кісілерімен
амандасты“ / -A-a, ras ayaz eken desem, sender ekesin! –dedi de, şet eldin
kisilerimen amandastı.” [Haa, tam ayaz diye düşünsem sizlermişsiniz! dedi de
yabancılarla selamlaştı.]
- Ойбай, Абай, ұйқысырап тұрсын / -Oybay, Abay, uyqısırap tursın. [Oy
aman, Abay uyumaya devam etsin.]
Sonuç olarak modern Kazak Türkçesi ve Türkiye Türkçesi gramerciliğinde
cümle dışı unsurları değerlendirecek olursak aşağıdaki gibi özellikleri ortaya
koymak mümkündür.
1. Türkiye Türkçesinde cümlelerde yer alan cümle dışı unsurlar, Kazak
Türkçesinde cümle öğeleri içerisinde sayılmamaktadır.
2. Türkiye Türkçesinde cümle dışı unsurlar tek bir başlık altında incelenirken
Kazak Türkçesinde “oqşaw sözder” (cümle dışı unsurlar) kapsamında üçe (3)
ayrılarak incelenmiştir. Fakat bu durum içerik olarak Türkiye Türkçesinden farklı
bir yapıda değildir. Her ne kadar Kazak Türkçesinde üçe ayrılmış olsa da içerik
olarak Türkiye Türkçesi ile tamamen ortaktır.
KAYNAKÇA
1.
Karahan L. Türkçede Söz Dizimi, Akçağ Yayınları, Ankara 2004, s.13 Türkcede Söz Dizimi, Akçağ
Yayınları, Ankara 2004.
2.
Yaman E. Türkiye Türkçesi ve Özbek Türkçesinin Söz Dizimi Bakımından Karşılaştırılması, TDK
Yayınları, Ankara 1999.
3.
Ergin M. Türk Dili Bilgisi, Bayrak Basım Yayınlar, İstanbul 1998.
4.
Балақаев М., Қордабаев Т. Қазіргі қазақ тілі, Сөз тіркесі мен жай сөйлем синтаксисі, Алматы:
Мектеп 1964.
5.
Байтұрсынов А. Тіл тағылымы, Алматы: Ана тілі, 1992.
6.
Бектұров Ш., Серғалиев М. Қазақ тілі, Алматы: Білім, 1993.
7.
Аманжолов А., Әбілқаев А., Ұйықбаев И. Қазақ тілі грамматикасы, Алматы: Қазақтың
мемлекеттік оқу педагогика баспасы, 1957.
8.
Gürsoy Emine. Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları: 667, Ankara, 1997.
58
А.Я с а у и у н и в е р с и т е т і н і њ х а б а р ш ы с ы, №1, 2011
G.A.SATYLKHANOVA
Yassawi IKTU Master of Philology
KEEPING DISCIPLINE IN THE CLASSROOM
Бұл мақалада аудиторияда сабақ барысындағы тәртіпті сақтау мәселесі қарастырылған.
Оқытылып отырған пәнге оқушының назарын аударту – оқыту процесінде маңызды мәселе болып
есептеледі. Сабақ барысында тәртіпті сақтау – бұл оқытушыға да, студентке де оқытылып жатқан
пәнге деген теңдей жауапкершілік.
В данной статье рассматривается проблема поддержания порядка в ходе проведения
аудиторных занятий. Следование правилам и инструкциям во время учебных занятий имеет
немаловажную значимость, чем само преподавание. Соблюдение дисциплины на уроках налагает
ответственность к сущности предмета, как самого преподавателя, так и обучаемых студентов.
Keeping discipline in the classroom is as important as teaching. One of the main
problems for every teacher, especially those just starting their careers, is being able to
keep peace and order in class. We all have heard of well-meaning new teachers who
wanted to be very friendly with their students but encountered chaos when students
paid no attention to them. When this problem occurs, the teacher ends up wasting class
time silencing students and calling for order, and sometimes doesn’t realize what went
wrong. Only afterward will that teacher realize he or she should have started by being
strict with clearly defined rules and then later could have given students more
independence.
For us, discipline in the classroom is very important. We all know that there is no
single ideal way to address the issue, so we decided to collect and summarize
information on the subject. In this article, we will try to define discipline, and then give
some reasons why it is often difficult to keep discipline, and finally discuss some ideas
for improving a bad situation in class.
Defining discipline
The word discipline is understood today to mean conforming to rules, to
supervisors’ orders, and to demands of the community or an institution. Even its
derivation is inseparably connected with education; it comes from the Latin word
discipulus, which means student. Latin disciplina refers to the way of treating students.
For the needs of pedagogy, some researchers [3.296-297.] said that about
“conscious discipline”, that is, obedience to rules and values that are un-questionably
recognized by an individual or by society. At school conscious discipline occurs where
there aren’t any big discrepancies between the systems of values represented by
teachers and students. The basis for introducing conscious discipline at school in the
educational process is in treating students and youth as partners who are shown respect
by others but also are given appropriate responsibilities.
Many of the assumptions accepted by teachers, including those about discipline,
have not been confirmed in the actual classroom. We can still hear from some teachers
that students learn only when they are quiet, silence being regarded as a sign of
intensive learning. This is connected to another belief that the only who can and should
teach is the teacher. Problems with discipline in the classroom usually start from this
type of belief by the teacher. Teachers usually begin to have problems with discipline
59
А.Я с а у и у н и в е р с и т е т і н і њ х а б а р ш ы с ы, №1, 2011
Satylkhanova G.A.
Keeping discipline in the classroom
when they cannot motivate students or keep their concentration and attention, or when
they don’t understand students’ reasons for misbehaving.
Discipline in the classroom is based on mutual respect of fights and duties of the
teacher and students so that the aims of the lesson can be attained. Discipline includes
creating and keeping rules based on reciprocal understanding and tolerance and
requires establishing limits that must not be transgressed. Where is the line between
good and bad behavior? Probably there is no definition satisfactory to all.
Most contemporary educators and methodologists avoid definitions of the word
discipline because of its pejorative tone and frequent associations with corporal
punishment. In spite of the difficulty of finding a suitable definition, we hope that we
outlined enough of the topic to allow us to take a closer look at students’ expectations
about keeping order in the classroom.
Students’ expectations about discipline
Even young children going to school for the first time have their own expectations
of the institution of school and of the people working there. These expectations reflect
the specific culture of the country. Also, teachers, even those with little classroom
experience, have expectations of students and of themselves. Expectations and
perceptions influence classroom interaction from the beginning.
Research done by Nash amongst 12-year-old children led to the conclusion that
they see the teacher in six dimensions, based on their expectations and perceptions at
school (citied in Janowski 1995) [1.45-48.]. The dimensions are:
1.
Keeps order vs. Can’t keep order
Children think that keeping discipline is a teacher’s basic duty, even more
important than teaching. A teacher who is too soft arouses dislike, contempt, and
disdain.
2.
Teachers vs. Doesn’t teach
To teach is to educate and give assignments, not to assume with stories and jokes.
According to young students, teaching consists of giving facts and other concrete data,
not simply expressing opinions.
3.
Explains difficult concepts vs. Doesn’t explain well
For most students, it is the teacher who should make new and difficult material
easier to understand. Incentives to do independent work can be perceived as not
fulfilling a teacher’s duty.
4.
Interesting lessons vs. Boring lessons
This is a very important dimension for children, although they can’t always
articulate what interesting teaching is. Generally speaking, an interesting and engaging
lesson provides learners with new knowledge and has a consistent plan without any
unnecessary interruption.
5.
Fair vs. Unfair
For some students, a fair teacher is one who isn’t too strict. For others, however,
fairness is more complex. For example, punishment may be considered fair only under
certain conditions, such as after the teacher’s warning and threats have been
disregarded.
Blaming students who are not responsible for the problem is clearly
|