Issn 2308-0590 Индекс 74661 редакциялық кеңес мағауин Мұхтар Қазақстанның халық жазушысы Ғарифолла Есім



Pdf көрінісі
бет11/15
Дата15.02.2017
өлшемі2,06 Mb.
#4157
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15

2014  №3  (24)

Torensel  ve  torensel  olmayan  yemeklerdeki  ritueller  toplumda  uretilen  ortak  anlamların 

bir unsurudur. Aynı kultur kodlarına sahip olan bireylerin davranışlarının şekillenmesi, sosyal ve 

siyasal duruşlarının belirlenmesi ve toplumsal hiyerarşideki  yerlerinin ortaya  cıkması bu anlam 

kodları esasında bicimlenmektedir (Beşirli, 2010: 160). 

 

Bilindiği  gibi  en  eski  cağlardan  bugune  kadar  butun  toplumlar  ve  toplumları  yoneten 



hukumdarlar  devlet  işlerini  gorurken,  danışmak,  istişare  etmek,  alıp  uygulayacakları  kararları 

topluma benimsetmek, alınacak neticelerin sorumluluğunu paylaşmak, en doğru olanı yapmak ve 

benzeri  sebeplerle  danışmanlar  edinmek  ve  daha  onemlisi  kurullar  oluşturmak  ihtiyacını 

hissetmişlerdir.  Orta  Asya  Turk  devletlerinin  devlet  meclisi  “toy”  dur.  Toy  kelimesi  meclis, 

toplantı, devlet meclisi anlamına gelmektedir. Kelimenin bir diğer ve yaygın anlamı da bayram, 

ziyafet  ve  eğlence  yemekleridir.  Hukumdarlar  tarafından  yılın  belirli  gunlerinde,  hukumdarlık 

alameti  olarak  devletin  ileri  gelenlerine  ve  halka  verilen,  resmi  bir  niteliği  olan  toylar  sadece 

eğlence  icin  gercekleştirilen  yemekler  değil  aynı  zamanda  devlet  işlerinin  de  goruşulduğu  en 

yuksek meclislerdir (Seyitdanlıoğlu, 2009: 1-2, Kafesoğlu 1992: 246-251).  

 

Devlet  yonetiminde  karar  alma  surecinde  etkili  olan  bireylerin  bir  araya  geldikleri  bu 



toplantıların kamusal bir duzenleme ile şekillenmesi kacınılmazdır. Devlet işlerinin goruşulduğu 

toylarda sosyal ve siyasal hiyerarşi katı kurallarla belirlenmiştir. 

 

Torensel  olan  bu  toplantılarda  yoneticilerin  oturacakları  yerler  ve  yiyecekleri  yemekler 



statuleri  esasında  belirlenmektedir.  Bununla  beraber  yiyecekler  konuklara  sosyal  ve  siyasal 

hiyerarşilerini  ifade  eden  belirli  sırayla  ikram  edilmektedir.  Turk  kulturunde  bu  konu  orun  ve 

uluş  olarak  ifade  edilir.  Orun  ve  uluş  meselesi  değerlendirilirken  iktidar  ve  bunun  meşruiyeti 

esasında  değerlendirilmelidir.  İktidar,  bir  dizi  arac  kullanarak  zorlama  yapmayı  icermektedir. 

Toplumsal  yapı  icinde  şekillenen  iktidar  ilişkileri  ve  simgeleri,  bireyler  ve  gruplar  arasındaki 

ilişkileri  duzenleyen,  elinde  bulunduranın  belirlediği  kuralları  diğerlerine  uygulamayı  ise 

uygulananların  ise  bu  kurallara  uymaya  zorlamayı  icerir.  Weber’egore  iktidar  belirli  bir  sosyal 

ilişki  icinde,  bu  ilişkiyi  kendi  hesabına  belirleme  yonunde  verilen  imkandır.  Aslında  iktidar 

butun  insan  toplumlarında,  en  ilkellerinde  bile  tanınan  bir  şeydir.  Cunku  iktidarı  belirgin  kılan 

şey,  oncelikle  onun  etkileridir.  İktidar  daima  sosyal  yapının  hizmetindedir.  Bu  yapı,  basitce 

yasanın  veya  adetlerin  işleyişiyle  veya  kurallara  bir  ceşit  otomatik  uymayla  kendini  idame 

ettirmez.  Hicbir  toplumda  kurallara  otomatik  bir  şekilde  uyulmaz.  Toplumun  kurallara  uyması 

belirli olcude istendik davranışlar sergilemesi, iktidar ile gercekleşmektedir. Dahası her toplum, 

gevşek bir denge durumu yaratır ve bu yuzden kırılgandır. Siyasal iktidar, bir zorunluluk olarak, 

desteklediği toplum ici nizama ve denetlediği dış ilişkilere gore ele alınmıştır. Burada iktidarın 

iki temel ozelliği kutsallığı ve mutlaklığıdır. Siyasal iktidar hicbir zaman tamamen kutsallıktan 

arınmış değildir. Kutsalla ilişki kendini bir tur, apacıklık ilişkisi icinde ortaya koyar. Bariz olsun 

veya  olmasın  kutsallık  iktidarın  icinde  daima  mevcuttur.  Boylece  ulvi  ve  zorlayıcı  bir  değer 

olarak duyurulur.  

 

Ozellikle  karizmatik  iktidarın  tesisinde  yoneticinin  yonettiği  insanla  aynı  ozellikleri 



taşıması  duşunulemez.  İktidar  sahibini  guclu  yapan  onun  taşıdığı  ayırıcı  vasıflardır  ve  bu 

vasıflartanrısal  ozellikler  gosterir.  Turklerde  hakanın  kendi  soyunu  gok  tanrıya  dayandırması 

veya yonetici soyu belirlenmesi bunun tipik orneğidir. Tanrısal vasıfları olan hakan bu gucu daha 

sonra  İslamla  yeryuzundeki  halifeye  donuşturerek  tanrısallığını  koruyacaktır.  Bu  guc,  iktidarı 

tesis  eden  guctur.  İktidarın  mutlaklığı  toplum  icinde  surdurulen  bir  yaşantı  icin  mevcut  bir 

zorunluluk olarak ortaya cıkar ve toplumun şahıs uzerinde uyguladığı zorlamayı ifade eder. 

 

Bu etki iktidar icinde kutsaldan bir parca taştığı olcude daha guclu bir zorlayıcılık gosterir 



(Balandier,  2010:  35-  39).  Turklerde  hukumdar  ailesi  iktidar  icin  hususi  ehliyet,  ilahi  bir  lutfa 

sahiptir.  Bunu  mistik  bir  ata  ve  ilahi  bir  kahraman  hanedan  adına  temin  etmiştir.  O  zamandan 

beri yoneticilik ehliyeti soyun butun uyelerine babadan oğula intikal etmektedir. Şu halde gocebe 

veraset  tarzı  tek  başına  ne  soy  hukukuna,  ne  “primogenitura”ya  ne  de  liyakat,  munasip  olma 

prensibine  dayanmayıp  bu  ucunun  kombinezonudur  ve  zarurete  gore  bu  ucunden  biri 

belirleyicidir  (Nemeth,  1962:  104).  Bu  belirleyicilik  toplumun  uzerinde  uzlaştığı  simgeler 



65

ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ

2014  №3  (24)

Karizmatik  otoritenin  temsilcisi  olan  hakan  kamusal  bir  yemekte  oturma  duzenin 

merkezinde  yer alır.  Burada bireylerin toplumsal hiyerarşideki konumu bu oturma duzenindeki 

yerinin belirleyicisi olarak karşımıza cıkmaktadır. Duzeni belirleyen anahtar kavram “tor” dur2. 

Tor, mekanda en yuksek statude olan bireylerinin oturdukları yeri ifade eder. Bireyler arasındaki 

eşitsizliği ureten unsur toplumun uretim bicimine gore farklılaşmaktadır. Bozkır medeniyetinde 

toplumsal mevkinin belirlenmesinde savaşta oldurulen duşman sayısı, kahramanlık veya hakana 

sadakat  belirlerken,  tarım  ve  hayvancılığa  dayalı  uretim  gercekleştiren  ataerkil  bir  toplumda 

torde  oturma,  uretimin  asli  unsuru  olan  erkeğin  ve  yaşa  dayalı  hiyerarşi  de,  evdeki  en  yaşlı 

erkeğin  hakkı  olacaktır.  Yonetme  hakkının  yaşla  gelen  bir  ayrıcalık  olduğu  pek  cok  toplumun 

uygulamalarında  acıkca  gorulmektedir.  Bu  yonetmenin  sağduyulu  yargı  gerektiren  bir  sanat 

olduğu bunun da geniş olcude tecrubeyle kazanılabileceği ve yaşca buyuk insanların kacınılmaz 

bicimde  daha  uzun,  olgun  yani  daha  guvenilir  bir  tecrubeye  sahip  oldukları  inancına  dayanır 

(Lipson, 2005: 105). Benzer şekilde torensel bir yemekte cadırın merkezini oluşturan en şerefli 

koşe, toreyi koruyan hakanın hakkıdır. Burada diğer  yoneticilerin konumlanmaları hakana gore 

şekillenecektir. Katılımcıların hakanın sağ tarafına mı yoksa sol tarafına mı oturacakları sağ ve 

sol simgeselliği esasında bireylerin sosyal, politik konumuna gore farklılaşmaktadır. 

 

Priskos’un  seyahatnamesinde  (Ahmetbeyoğlu  1995:  48–49)  Atilla’nın  misafirleri 



ağırlamasında  bu  sağ  ve  sol  simgeselliği  bir  orneği  gorulmektedir.  Misafirler  kapının  eşiğinde 

tam Atilla ile karşı karşıya oturmuşlardır. Misafirlere oturmadan, Hunların orf ve adetlerine gore 

Atilla’ya  selam  vermek  uzere  sakiler  tarafından  kadeh  verilmiştir.  Misafirler  verileni  ictikten 

sonra  yemek  sırasında  oturmaları  icin  tahsis  edilen  iskemlelere  oturtulmuşlardır.  Priskos’un 

ifadelerine  gore  mekanın  ortasına  bir  divanda  Atilla  oturmaktadır…  Yemekte  en  hurmetli  yer 

Atilla’nın sağ tarafıdır. İkinci mevki sol tarafıdır. Misafirler bu sol tarafa oturtulmuştur. Herkes 

oturduktan sonra saki gelip, şarap dolu kadehi Atilla’  ya vermiştir. Atilla bunu alıp sıraya gore 

ilk  adamı  selamlamıştır  ve  şerefine  icmiştir.  Hakanın  oturduğu  taht  herkesinkinden  yuksek 

olmalıdır.  İktidarı  elinde  bulunduran  hakandır  ve  yuksekte  olmak  hakkı  onundur.  Cunku 

yukseklik yuceliğin simgesidir. Sağ ve sol yon simgeselliğinde, Dede Korkut Hikayeleri’nde Bay 

Bure  Oğlu  Bamsı  Beyrek  Boyu  hikayesinde  “Sağda  oturan  sağ  beyleri,  sol  kolda  oturan  sol 

beyleri! Eşikteki inaklar! Meclisin dibindeki Has Beyler4” şeklindeki ifade bulur. Hikayelerden 

Kazan  Bey’in  Oğlu  Uruz  Bey’in  Tutsak  Olduğu  Boyu  hikayesinde  bu  oturma  duzeni  ifade 

edilirken (Gokyay 2006: 110): 

 

“Doksan  tumen  genc  oğuz,  Kazan’  ın  sohbetine  derilmişti.  Ağzı  buyuk  şarap  kupleri 



ortalığa  salınmıştı.  Dokuz  yerde  badyalar  kurulmuştu.  Altın  ayaklı  surahiler  dizilmişti.  Dokuz 

kara  gozlu,  guzel  yuzlu,  orme  saclı  elleri  bileğinden  kınalı,  parmakları  nigarlı,  gerdanları  birer 

karış kafir kızları al şarabın altın ayakla soylu Oğuz beylerine gezdirdilerdi. Her birinin elinden 

Ulaş oğlu Salur Kazan icmişti. Oğlancığı Uruz karşısında yayına dayanıp ayakta dikilmişti. Sağ 

yanına Kazanın kardaşı Kara Gune oturmuştu. Sol yanına dayısı Aruz oturmuştu… Kazan Bey

sağına baktı, kas kas guldu; soluna baktı cok sevindi…  

Sağıma donup baktığımda, kardaşım Kara Guneyi gordum, 

Baş kesmiştir, kan dokmuştur, culdu almuştır, ad kazanmıştır! 

Soluma donup baktığımda, dayım Aruz’ u gordum, 

Baş kesmiştir, kan dokmuştur, culdu almıştır, ad kazanmıştır!” 

Benzer bir şekilde sosyal ve siyasal hiyerarşiye gore oturma Baburname’de de 

anlatılmaktadır (2006: 580). 

“Cumartesi gunu bir ziyafet yapıldı. Kızılbaş, Ozbek ve Hinduların elcileri bu ziyafete 

hazırlandılar, Kızılbaş elcileri benim sağımda, yetmiş seksen karı uzakta otağ kurdurularak 

oraya oturtuldular, beylerden Yunus Ali’nin Kızılbaşlarla oturması emredildi. Solumda aynı 

bicimde Ozbek elcilerini oturtup beylerden Abdullah bunlarla birlikte oturması emredildi. 

Kendim de yeni yapılan sekiz taraflı ve taze otlarla orulu koksun kuzey yonunde 

oturdum. Sağımda beş altı karı uzakta Tohta-Buğa Sultan, Askeri, Hoca hazretlerinin evladı 

Hoca Abdulşehid, Hoca Kelan, Hoca Huseyni, Halife ve Semerkand’ dan gelen hocaların 

hizmetinde olan hafız ve mollarla oturdular. Solumdaysa beş altı karı uzakta Muhammed 



66

ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ

2014  №3  (24)

Bu duzen aynı zamanda icki icme torenlerinde de soz konusudur. Burada akraba ve 

komşuluk bağı ile bağlı kadın ve erkek, genc yaşlı herkes ortaklaşa rakı icmek icin toplanırlar. 

Bu şolenin pek cok kural ve ek goreneği vardır. Rakı hazırlanan mahalde ateş yakılır. 

Demirden bir kazan konulur. Ateşe gore sağda erkekler solda kadınlar oturur. Toplantıya 

katılanlar, toprak zemin uzerine serili kece parcasına daire biciminde otururlar. Rakı icmeye 

ev sahibinin ickiyi tahta fincanla sol elinde tutması ve sağ eliyle ateşe bir miktar atması ve 

mabud tasvirlerine biraz serpmesiyle başlanır. Burada ateşe gore kimin nereden oturacağı, 

ickinin hangi elle dağıtılıp hangi elle tutulacağı on plandadır. Burada ev sahibi olma, sağ 

tarafta oturma ve sembolik esasta şekillenmiştir (Hassan 2009: 114). 

Moğolların Gizli Tarihi’nde (Manhhol-un Niuca Tabca, 1995: 228) Cengiz Han’ın 

cadırında buyuk şarap fıcısı bulunduğu ve hukumdarın dostlarına bu ickiden ikram ettiğiicilmesi 

onem kazanmaktadır. Hayatını kurtaranlara iyilik yaparken, Cengiz Han devam etti: 

“… neslinizin devamı muddetince okluk taşımak ve benimle sofra arkadaşlığı yapmak hakkına 

malik olunuz. Şimdi ise bana destek olarak okluk taşıyınız. Sofrada bana arkadaşlık ediniz ve 

darhan hakkına malik olmakla sevininiz” (1995: 147-148). Burada darhanlık vergiden muhaf 

olmayı gosterir ve okculukta emir subaylığı mertebesindedir. Birisiyle bir ickiyi paylaşmak 

konukseverlik ve dostluğun evrensel simgesidir. Hukumdarın bardağından icmek hususi bir 

lutuftur. İcki aynı zamanda ikram eden kişiye guvenilebileceğinin işaretidir. İcilen ickinin 

ikramı onun zehirli olmadığını tuketilebilir olduğunu gosterir. Bireysel kupalar, cağından once 

ilkel bir kapta yapılan ilk ickileri paylaşmak karşılıklı guvenin işaretidir. Sosyal bir ortamda 

icki icildiğinde kadehlerin tokuşturulması, kadehlerin tek bir ortak kap biciminde yeniden 

birleştirilmesini simgeler. Bunlar kokleri cok eskilere dayanan geleneklerdir (Standage, 2005: 

29). Bu duzenleme Gokturklerde yemekten sonra şarap tasının etrafta dolaşması şeklinde 

gorulur (Ligeti, 1986: 88). 

Yiyecekler ve yemek uzerinden statu inşa etme surecinde oturma duzeninden sonra 

en onemli unsuru yemekten alınacak kısmın, payın yemeğin neresi olacağı oluşturmaktadır. 

Yemekten alınacak pay bireyin toplumsal hiyerarşideki yeri esasında şekillenmektedir. 

Hayvansal uretimin esas olduğu bozkır toplumunda ana besin maddesini oluşturan etin her 

parcasının ayrı bir değerde olması ve parcaların değerlerine gore paylaşıma girmesi beklenir. 

Bu farklılaşma aynı zamanda o parcayı almaya hak kazanan kişinin de toplumsal hiyerarşideki 

yerinin en onemli gostergesi olmaktadır. Torensel bir yemekte, konargocer Turk toplumunun 

temel besini olan koyundan herkesin yiyeceği kısım onceden belirlenmiştir. Bu atalardan 

gelen mirasla olmaktadır. Yani ataların hizmet ve bahadırlık derecesi, topluluk tarafından 

tanınmakta ve nesiller boyunca devam ettirilmektedir. Tabi olarak torunlarda kendi hizmet 

ve bahadırlıkları yolu ile uluş veya pay haklarını yukseltebilmektedirler. Kotu bir hareket 

yapıp cezalandırılanlar ise uluş ve pay haklarını kaybetmekte aynı zamanda bunlar mera ve 

otlak haklarını da kaybetmiş olmaktadırlar (Oğel, 1982: 16). Makamlar ve payeler ayinsel ve 

torensel unsurlar icerir, bu unsurlar “muzakere edilmiş ve resmi bir prosedur vasıtasıyla” yeni 

bir hakka kavuşmayı ve malik olmayı sağlar. Makam ve makamın sahibi arasında karmaşık 

bir bağlantı vardır, makamlar boş kalırsa toplumsal duzen tehdit altında demektir. Makamın 

sadece teknik bir boyutu yoktur, ahlaki ve dini bir boyutu da vardır. Bu sonuncu boyut siyasal, 

torensel gorevlerin soz konusu olduğu durumlarda daha on plana cıkar (Balandier, 2010: 87). 

Sosyal hiyerarşi esasında oturma duzeni Osmanlı Devleti’nde de varlığını surdurmuştur5. Bu 

duzen sadece torensel toplantılarda beylerin hiyerarşik olarak oturmasını değil aynı zamanda 

şolenlere katılan boyların da şolen alanında hakanın cadırının belirleyiciliği esasında 

hiyerarşik olarak sıralanmasını da ifade etmektedir. 


67

ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ

2014  №3  (24)

Et, tum gocebe toplumlarda beslenmede, yonetici sınıfının uyeleri arasında buyuk 

bir oneme sahiptir. Bu sınıfın gozunde et; canlılık, fiziksel enerji ve savaşma yeteneği gibi 

gucun gerekcesini oluşturan unsurları sağlamada bir vasıtadır. Ote yandan et yiyememe 

yoksulluğun bir işaretidir (Montanari, 1995: 28-30). Turklerde de uretim koşullarının 

belirleyici etkisiyle et ozellikle koyun eti temel besin durumundadır (Rasonyi, 1993: 51). 

Bu  kapsamda  “Tepe  tepe  et  yığmak  ve  gol  gibi  kımız  sağmak”6  zenginlik  gostergesi 

olarakonemli anlam kazanmaktadır. Hakan beylerini ağırlarken bol et ve bol kımızı eksik etmez. 

Oğuz Kağan destanında, buyuk ziyafetlerde kesilecek koyunun, hangi parcalarının hangi 

boylar tarafından yenileceği acık olarak belirtilmişti. Boylar ve Turk kesimleri arasında kavga 

cıkmaması icin, hangi Turk boyunun hangi parcayı yiyeceği onceden kesin bir tore olarak ilan 

edilmiştir. Bir koyundaki et payı, cok daha geniş bir manada, bir devlet ve hukuk anlayışının 

başka bir şekilde anlatılışıdır (Oğel, 2000 335–336). Ebul Gazi Bahadır Han Secere-i 

Terakime’ de (1996: 245) Kun Han’ın kucuk kardeşleri ve oğullarına cadırında yer vermesini 

ve bir koyunun misafirler arasındaki dağıtımını anlatırken sosyal ve siyasal hiyerarşiyi ortaya 

koymaktadır. Bireylerin toplumsal statuleri alacakları payı belirlemektedir. Burada Bozoklar 

ve Ucokların sağ ve sol yan esasında tasnif olmaları ve toplumsal hiyerarşilerine gore koyundan 

pay almaları soz konusudur. Yemek onemli bir siyasi aractır, guc ilişkisi ile ilgili toplumsal 

etkinliklerde dikkat cekici bir role sahiptir. Kabileler arasında siyasi gucun pay edilmesi, 

tekrar boluşumu boylece aynı atadan gelen gocer toplumun her toplantısında yeniden 

uretilmektedir. Boyların birlikteliğinde gercekleşen kamusal ziyafetlerde boylar sosyal ve 

siyasal konumlarını ve burada iletişim halinde olan bireylerde ganimetlerdeki ve avlardaki 

payını gormektedir. Onların siyasi, sosyal ve ekonomik anlamları nedeniyle bu ziyafetlerde 

birinin mevki ve payının korunması ve ona saygı duyulması son derece onemlidir. Bu tur 

geleneksel pastoral ziyafetler yemek arkadaşlığı siyasetin ornekleridir (Unsal, 2008: 184). 

Oğuz Kağan destanında gorulen “uluş” veya pay” sistemi cok daha geniş bir manada, 

bir devlet ve hukuk anlayışının, başka bir şekilde anlatılışıdır.7 Bu geleneğin renk sembolizmi 

esasında yanılmasını ise Dirse Han Oğlu Boğac Han Boyu hikayesinde gormek mumkundur. 

“Hanlar Hanı Han Bayındır yılda bir kez toy edip Oğuz beylerini konuklardı. Yine 

toy edip attan aygır, deveden buğra, koyundan koc kırdırmıştı. Bir yere ak otak, bir yere kızıl 

otak, bir yere kara otak kurdurmuştu. Kimin ki oğlu, kızı yok, kara otağa kondurun, kara 

keceyi altına doşeyin, kara koyun yahnisinden onune getirin yerse yesin yemezse kalksın 

gitsin demişti. Oğlu olan ak otağa kızı olan kızıl otağa kondurun; oğlu kızı olmayanı Allah 

Teala hor gormuştur bizde hor goruruz, belli bilsin demişti. 

…. 

Dirse Han, 



-Bayındır Han, benim ne eksiğimi gordu? Kılıcımdan mı gordu? Soframdan mı 

gordu? Benden aşağı kişileri ak otağa, kızıl otağa kondurdu benim sucum ne ki beni kara 

otağa kondurdu dedi.” 

Burada gorulduğu gibi, biz yemek yerken sadece besin maddeleri tuketmiyor 

hakiki manada bir takım anlam ve semboller de tuketiyoruz. Yani insan diyetinde bulunan 

her gıdanın, besinsel iceriği dışında taşıdığı bir takım sembolik ozellikleri de vardır. Bu 

yuzden, belirli bir yiyeceğe dair goruşlerimiz, o yiyeceğin bizim icin ne anlam ifade ettiği 

ya da vucudun besin ihtiyacını ne derecede karşılayabildiği sorularına aldığımız cevaplar 

sayesinde şekillenecektir(buna rağmen, tabi ki son iki ozellik yiyeceğin anlam ozelliği icine 

dahil  edilebilir  (Beardsworth  ve  Keil,  2002:  58-69).  Secere-i  Terakime’  de  belirtilen  muco 

esasında taksim gunumuz Kırgız toplumunda 


68

halen devam etmektedir. Koyunun buyuk kemik parcalarına koyun sağ iken muco adı 

verilmektedir. Ancak, koyun kesildikten sonra mucolere, cilik adını alır. Cilikler suda 

pişirilerek misafirlere ikram etmek icin sofraya getirildiğinde etti casoo (et parcalarını 

duzenleme) adetiyle cilik ustukan adını alır. Soz konusu cilikler genel olarak kol cilik ve san 

cilik olarak ikiye ayrılır. Kol cilik olanlar koyunun on ayağında bulunan kar cilik, dalı ve kun 

ciliktir. San cilik de koyun arka ayağında bulunan coto cilikcambaş ve kaşka ciliktir. Koyun et 

parcalarını misafirlere ikram etmede sancilik olanlar daha değerli sayılır. Sancilikler icinden 

en saygılı misafire ikram edileni cambaştır. Cambaş saklduu erkekterge berilet denilen ifadede 

belirtildiği gibi saygın olan erkeklere ikram edilir (İsakov, 2009: 121). Bu paylaşımda Kuzey 

Kırgızları ve Guney Kırgızları arasında farklılık mevcuttur (Abramzon, 1997: 19 - 23). 

İktidarın yemek uzerindeki etkisi sadece sofrada oturulan yer, yiyeceğin kısımlarının 

sosyal ve siyasal hiyerarşi esasında tasnifinde değil aynı zamanda bazı yiyeceklerin tuketim 

hakkının belirli toplumsal kesimlere ait olmasında da belirleyici olmaktadır. Tarih coğunlukla, 

statu eşitsizliklerini sembolik şekilde ifade eden bir mitolojiye dayanır ve bu eşitsizliklerin 

yol actığı egemenlik-tabiiyet ilişkilerini meşrulaştırır (Balandier 2010: 80). Bazı yiyecekler 

hakanın hakkı iken bazı yiyecekler halkındır. Bu kapsamda Turklerde av duzenlemek ve 

avlanmak onemli bir iktidar gostergesi olarak karşımıza cıkmaktadır. Boyle olunca surek 

avı duzenleme hakana ait bir haktır ve hakanlık işaretidir. Bunun yanı sıra Turklerde yaban 

hayvanın eti evcilleşmiş hayvanların etine gore daha itibarlıdır. Gok, yer ve olmuşlere sunmak 

icin kurbanlık geyik, sığır cinslerinden ve yabani atlar avlanmaktadır. Bu tur ayinlere ilişkin 

bilgiler İc Asya’da milattan onceki bin yılda ve Kok Turk Devri mezarlarında bulunmuştur, 

mezarda bulunan yazı, hayvan tasvirlerinin kurban ayinlerine de işaret etmektedir. Bununla 

beraber Choular da sigun geyik ve yabani sığır cinslerini avlayarak kurban etme adeti vardır. 

Asil sayılan bu iki hayvanı sadece hukumdarın avlama ayrıcalığı soz konusudur. Kurban 

olarak en seckin sayılanlar, genc erkek hayvanlardır. Hukumdarların mezarları takdis 

edilirken, verilen kurbanlar gok tanrının temsilcisi sayılan baykuş, kerges, caylak gibi kuşlara 

yedirilir. Ayinlerden sonraki şolenlerde, hukumdar ve sigun geyik cağrısı denilen şolenlerde av 

veya kurban eti yemektedir. Burada gorulduğu gibi Turklerde bazı geyik turlerinin avlanması 

surek avı bakımından ve mutfak bakımından kağanlık ozelliğidir (Esin, 2006: 2010- 254). 

Kurbanlık hayvanın erkek olması konusu onemli bir konudur. Sagaylar uc yılda bir yaptıkları 

ayinde uc yaşını doldurmuş beyaz koclar kurban ederler. Torene sadece erkekler katılır ve 

ayine gelenler kısrakla gelmezler. Koyunların eti az gelirse iki yaşını doldurmuş bir okuz 

kurban edilir (İnan, 2000: 54). 

Hakanın gucunun bir gostergesi de cadırın gosterişidir. Ozellikle elcilerin 

ağırlandıkları cadırların gosterişli olmasına dikkat edilmektedir. Misafirler icin kullanılan ve 

onlara yemek sunulan mutfak eşyaları fonksiyonlarından farklı olarak gizli bir fonksiyonu 

yerine getirmektedirler. Bu durum hakanın zenginliğini gosterme fonksiyonudur. Cinli 

Huan-Dzang Gokturk kağanıyla olan goruşmesinde butun ileri gelenlerin yere serili hasırlar 

uzerinde oturduklarını her birinin sırtında parıltılı sırmalarla işlenmiş suslu ipek elbiseler 

olduğunu, kağanın her ne kadar gocebe bir kavme hukmetmekte ise de icinde yaşadığı 

mekan tanziminin gercekte beğenilecek bir kibarlıkta olduğunu belirtmektedir. Buradacalgılı bir 

ziyafetle şarap icilmiş ve misafirlerin her birinin onune buyuk parca koyun ve dana 

eti konulmuştur (Ligeti, 1986: 88). Dede Korkut Hikayeleri’ndeki Hanın beylerine verdiği 

yemekte kullandığı altın surahiler, ipek seccadeler veya Atilla’nın misafirlerine sunduğu altın 

gumuş eşyalar bu kapsamda onem kazanmaktadır. 



ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ


Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   15




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет