2014 №2 (23)
АЛАШТАНУ
61
Диханбай қыстауында. Осы жерде 2,5 мың
озбыр саясат құрбандары мәңгілік дамыл
тапқан.
Қазақтың арыстары жерленген жерді
анықтауда «Әділет» қоғамының үлес салмағы
айрықша. Сондықтан да, межелі жерге бет
алғанда, осы қоғамды ұйымдастырушылардың
бірі, жаны жайсаң ағамыз Мардан
Байділдатегі:
– «Әділет» қоғамының 1989 жылы
сәуірінен бері жұмыс жасап келе жатқандығы
белгілі. Содан бергі тынымсыз еңбектің жемісі
ғой бұл. Топырағы торқа, жатқан жерлері
жайлы болғыр С. Сейфуллин, І. Жансүгіров,
Бейімбет Майлин, Ахмет Байтұрсынов сынды
аяулы азаматтардың, жалпы 2,5 мың
боздақтың жерленген жері анықталды.
Жерледі деген жай сөз ғой, атылғаннан кейін
бәрін «қара құзғынға» тиеп, Диханбай
қыстағындағы шұңқырға тастап, бетін шала-
шарпы жаба салған.
Диханбай қыстауында жатқан 2,5 мың
арыстарымыздың кімдер екендігін, олардың
есімдерінің қалай анықталғанын «Әділет»
қоғамының төрағасы, академик Манаш
Қозыбаев: «Бұл жерде жерленген 2,5 мың
адамның 499-ның есімдері анықталыпты. Ол
тізімді Ресей қауіпсіздік комитетінің
қызметкерлері табыс етіпті. Жоғарыда біз сөз
еткен қазақтың маңдай алды азаматтарының
есімдері де сол тізімде аталған. Ресейліктер
табыс еткен құжат бойынша 499 боздақ, не бары
14 күнде атылып, осы жерге құпия түрде
көмілген».
Қорыта
айтар
болсақ,
біздің
қоғамтанушылар тікелей голощекиндік геноцид
салдарынан, тағы басқа өміршіл зұламаттың
зардабынан күні бүгінге дейін қазақ халқының
ұлттық дамуы демографиялық детерменизм,
яғни амалсыз санға тәуелділік жағдайында
қойғанын әлі біле алмай келе жатқан сияқты.
Сол демографиялық кәріптік жеңіп, сол дертті
бір жола жазбайынша қазақты ұлт ретінде
ұшпаққа шығара алмаймыз.
Әдебиет
1.
Қызыл қырғын. 37-де опат
болғандар // Егемен Қазақстан, 1993 жыл 14
тамыз.
2.
Дегитаева. А. Политические
репресии в Казахстане в 1937-1938 гг. Сб. Док./
Отв. Ред. Л, 1998. – 336 с.
3. Мұстафин Б. Геноцид ақиқаты //
Қазақ әдебиеті, 1997, 27 мамыр.
2014 №2 (23)
Resume
Резюме
Article is devoted to the history of repression victims of Kazakh people.
АЛАШТАНУ
В статье рассказывается об истории жертв репрессий казахского народа.
62
ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ
AHMET BAYTURSINULI HAYATI;
KULTUREL, EDEBI FAALIYETLERI VE ESERLER
N. BIRAY, Doc. Dr., Soltustik-Batis Turik Dialektterinin Dotsenti
Pamukkale Universiteti
ӘОЖ 821.512.122
Makalede, edebi faaliyetleri Ahmet Baytursinuli. Bu makalede edebi faaliyetleri Ahmet Baytursinuli.
Anahtar Kelimeler: Ahmet Baytursinuli, hayati, kulterel,edebi faaliyetleri.
2014 №2 (23)
Ahmet Baytursınulı, 1873’te Kazakistan’ın Torgay ili, Tosın kasabası Sarıtübek köyünde
doğmuştur.
Kazaklar, Büyük Cüz, Orta Cüz ve Küçük Cüz olmak üzere üç büyük kola ayrılmışlardır.
Buna göre; Ahmet Baytursınulı, Orta Cüz Kazakları’nın Argun boyundandır.
Ahmet Baytursınulı’nın ailesi çiftçilikle uğraşır. Babası Baytursın mert, dürüst, namuslu,
köyde ve çevre köylerde sevilip sayılan biridir. İlçe yöneticisi Yakovlev 1886 yılı 20 Ekiminde
Sarıtübek köyüne gelir. Kendisini karşılamadıkları gerekçesiyle Baytursın ve kardeşi Aktas’ın
üzerine at sürer. Baytursın ve kardeşleri ona tepki gösterir, köyden kovarlar. Daha sonra il
yöneticilerinin köye gönderdiği heyet, Şoşakulı ailesinin gözaltına alınmasına karar verir.
Duruşmada Baytursın ve kardeşi Aktas tutuklanır, Sibirya’ya on beş yıllığına sürgün edilirler
(Alibekiroğlu, 2005: 5).
Babası, Ahmet’in okuması için çok gayret eder, onu, Torgay şehrindeki iki sınıflık Rus-
Kazak okuluna gönderir. Babası sürgündeyken Ahmet’i okutmak için annesi Künşi ve amcası
Erğazı ellerinden geleni yaparlar (Hüseyin, 2002: 223).
Baytursınulı ilk olarak 1882-84 yılları arasında köydeki ilim sahibi kişilerden okuma yazma
öğrenir. Sonra köy okuluna, 1886’da Rus-Kazak okuluna başlar. 1891’de Orenburg’daki öğretmen
okuluna girer. 1895’te öğretmenliğe başlar. Bu arada Rusça eğitim de alır.
Kazakistan’ın farklı bölgelerindeki okullarda öğretmenlik yapar.
Ahmet Baytursınulı, 1896 yılında Kazak tarihi, etnografyası, folkloru ve dili üzerinde
çalışmalar yapan Çuvaş Türkü Alektorov ile buluşur. O, Alektorov’dan Kazakistan dışındaki
Kazakların yaşayışları ve Kazak ülkesi üzerinde güdülen yayılma ve sömürü siyaseti hakkında bilgi
edinir. Rus âlimi İlminskiy’nin çalışmalarının Kazakları eğitme değil misyonerlik faaliyetleri
olduğunu Alektorov’dan öğrenir. Bu görüşmeden sonra Ahmet’in siyaset, eğitim, bilim ve kültür
alanındaki düşünce dünyası değişir (Türk, 1999: 1).
O, İsmail Gaspıralı’nın temellerini attığı bütün Türkistan’a yayılan Usul-i Cedid adlı eğitim
sistemini yakından takip eder.
Baytursınulı, Kazak dili ve edebiyatının tarihî gelişimini araştırır, modern Kazak edebiyatını
oluşturmanın yollarını arar. Kazak halkının folklor malzemelerini derleme, inceleme ve araştırma
işiyle de uğraşır. Kazak toplumunun sosyal ve kültürel hayatıyla ilgili makaleler, şiirler yazar. Rus
klasiklerinden çeviriler yapar.
63
ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ
2014 №2 (23)
Ahmet Baytursınulı, Çarlık Rusyası’nın artan baskıları karşısında “Kazaklar bağımsız
millettir.” diyerek kendisiyle aynı görüşte olan aydınlarla birlikte hareket eder. Böylece siyasete
atılır.
Kazak çocuklarının eğitimiyle ilgili yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken Baytursınulı, 1909
yılında hükûmete karşı girişimlerde bulunmakla suçlanır. Önce Karkaralı cezaevine konur, daha
sonra Semey hapishanesine nakledilir. Oradan da Orenburg’a sürgüne gönderilir (Oralbayeva,
1998: 92).
Ahmet Baytursınulı, sürgün yıllarını geçirmek üzere 9 Mart 1910’da Orenburg’a gelir.
1910’dan 1917 yılı sonuna kadar burada kalır. Yazarlık ve yayıncılık hayatı burada başlar.
O, Kazak gençleri ile Mart 1913’te, Orenburg’da “Kazak” adında haftalık bir gazete
çıkarmaya başlar. Gazetenin çıkış amacı, “Kazakların bilimsel, edebî, siyasi, sanatsal açıdan yetişip
gelişmesi, halkın eğitilmesi”dir. Gazete, 1917’de hükûmet tarafından kapatılır.
Bu dönemde, ilk kitabı olan Masa (1911)’yı, Okuv Kuralı (1912) adlı eserini, Kırık Mısal
(1913), Til Kuralı (1915) adlı kitaplarını yayımlar.
21-28 Temmuz 1917’deki Kurultay’da Kazak partisinin kurulması kararı çıkar. Baytursınulı,
“Kazak” gazetesinin 27 Kasım 1917 tarihli sayısında yeni kurulan “Alaş” partisinin programını
yayınlar. O yıldan 1919’a kadar da “Alaş-Orda” hükûmetinin eğitim bakanlığını yapar. 1919’da
“Alaş-Orda” dağıtılır. “Alaş”tan ayrılıp hürriyet ve bağımsızlık vaatleriyle gelen Bolşeviklerin
safına geçer. Moskova’ya giderek bizzat Lenin’le görüşür. 1920’de Lenin’in isteğiyle “eğitim
bakanlığı”na atanır.
Baytursınulı 1921-1925 yılları arasında bilim ve edebiyat komisyonu başkanlığı, Kazakistan
Araştırmaları Komisyonu fahri başkanlığı, 1921-26 yılları arasında Orenburg’daki Kazak Eğitim
Enstitüsü’nde hocalık görevlerini yürütür. Komünist Partisi üyeliğini 1925’e kadar yürütür. Sonra
tamamen bilime ve öğreticilik faaliyetlerine yönelir. Taşkent’teki Kazak Pedagoji Enstitüsü’nde
Kazak Dili ve Edebiyatı dersleri verir. 1928’de Almatı Kazak Memleket Üniversitesi’ne davet edilir
ve burada Kazak Dili ve Edebiyatı profesörü unvanıyla dersler vermeye başlar (Oralbayeva, 1998:
94). Bu yıllar Stalin’in ilk yıllarıdır. Stalin’in ilk icraatı Orta Asya Türk aydınlarını takibe almak ve
onları ortadan kaldırmak olur. Türk aydınları “halk düşmanı”, “devrim düşmanı”, ve “pantürkist”
olmakla suçlanır. Ahmet Baytursınulı da bu fırtınadan nasibini alır ve 1 Haziran 1929’da halk
düşmanı suçlamasıyla gözaltına alınır. 2 Haziran’da tutuklanarak Arhangelsk’e sürgün edilir.
1934 yılında Rus yazar Maksim Gorki’nin eşi E. P. Peşkova’nın Sovyet Komünist partisine
yazdığı, sürgündeki aydınların affedilmeleri içerikli rica mektubu üzerine Sibirya’daki
mahkûmiyetinden erken döner. Ona verilen “Herhangi bir iş sahibi değildir” (Buran, 2010: 426)
belgesi sebebiyle Almatı’da hiçbir işe kabul edilmez. Eskisi gibi bilimsel çalışma yapmasına, çocuk
okutmasına, bir işte çalışmasına izin verilmez. Baytursınulı ve ailesi adeta açlığa terk edilir.
Baytursınulı’nın 1935-37 yılları arasında görüştüğü kişiler bahane edilir. 1936-37’lerin
kasırgası “Kızıl Kırgın” onu da bulur, 8 Ekim 1937’de Ahmet Baytursınulı tutuklanır. Bazı
kaynaklara göre 8 Aralık 1937’de; bazılarına göre de 9 Ekim 1938’de Torgay kasabası, Cangeldi
köyünde kurşuna dizilerek katledilir. Tüm Türk aydınlarına olduğu gibi onun da adına ve eserlerine
bu tarihten sonra yasak konur, tarih ve edebiyat kitaplarından adı çıkartılır (Buran, 2010: 427; Türk,
1999:2). 1985 yılında yönetimdeki rahatlamadan sonra Kazak SSR Yüksek Mahkemesi’nin 4
Kasım 1988’de aldığı bir kararla Ahmet Baytursınulı, M. Cumabayev, C. Aymavıtulı, M. Duvlatov
ve Ş. Kudayberdiyev’in adları; “ Halka hizmet etmekten başka hiçbir suçları yoktu.” denerek Kazak
halkına iade edilir (Oralbay, 1998: 95).
Baytursınulı’nın 8 Aralık 1937’de kurşuna dizilerek öldürüldüğünü ailesi yıllar sonra
öğrenir.
64
ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ
2014 №2 (23)
2. AHMET BAYTURSINULI’NIN KÜLTı REL, EDEBİ FAALı YETLERı VE
ESERLERı
Aydınlanma hareketi, Kazaklar arasında 19. yüzyılın ikinci yarısında başlar. Halk arasında
daha sonra yayılan bu hareketin asıl öncüsü, doğunun klasik düşünürlerinin fikirleri ile liberal Rus
aydınlarının fikirlerini birleştiren şair Abay Kunanbayoğlu olarak kabul edilir. Onun şiirleri,
ölümünden sonra 1909’da Bökeyhanov tarafından Petersburg’ta yayımlanır. O yıllardaki diğer
önemli yayın Ahmet Baytursınulı’nın “Kırk Mısal” adıyla, İvan Krilov’un fabllarından çevirdiği
tercüme eserdir. Baytursınulı, böylelikle Kazakları çalışmaya, ilme önem vermeye teşvik eder. Bu
çalışmaları sebebiyle Abay’la birlikte Kazak yazılı edebiyatının kurucusu olarak kabul edilir (Kara,
2002: 40).
“Bayğa mal, oqığanğa şen maqsut bop,
Oylaytın curttıñ qamın adam azdan.” (Zengine mal, okuyana makam hedef olmuş, halkın ve
ülkenin sorunlarını düşünen az çıkmıştır.) diyen Baytursınulı, diğer okuyan Kazak gençlerinden
farklı olarak, halkı bilinçlendirmek için en zor iş olan eğitim-öğretimle uğraşmayı seçer. Onun
rüyası hür, bağımsız, kalkınmış ve güçlü bir Kazakistan’dır (Alibekiroğlu, 2005: 17).
Baytursınulı’nın çalışmaları şu başlıklar altında ele alınabilir:
a. Kazak Türkçesi İle ı lgili Çalışmaları
Kazak Türkçesi ile ilgili çalışmalarını aşağıdaki ana başlıklar altında sıralayabiliriz:
Kazak Türkçesi’nin Yazı Dili Olması ve Kazak Edebiyatı’nın Doğuşu İle İlgili
Çalışmaları
Ahmet Baytursınulı, Kazak dil biliminin kurucusu olarak kabul edilir. Çağdaş Kazak dili ve
edebiyatının temellerini atan kişidir. Araştırmaları, daha çok öğretime yöneliktir. Baytursınulı’nın
dil çalışmaları “alfabe ile ilgili olanlar, okullar için ders kitapları, yazı, imlâ ve terminoloji ile ilgili
çalışmalar, halk eğitimi ve kültürle ilgili çalışmalar” şeklinde dört gruba ayrılabilir (Türk, 1999: 2).
Alfabe İle İlgili Çalışmaları
Arap alfabesini Kazak Türkçesine uyarlama çalışmaları, Baytursınulı’nın en önemli
çalışmalarından biridir (1910). O, bu konuyu ele alan “Okuv Kuralı” adlı kitabını okullarda
okutulması için yayımlar (Gömeç, 2003: 69). Baytursınulı’nın alfabesi, 1924 yılında Orenburg’da
Kazak-Kırgız bilim adamları kurultayında Kazakistan Türkleri için resmî alfabe olarak kabul edilir.
1928 yılında Latin harflerinin kabulüne kadar da geçerliliğini korur (Buran-Alkaya, 2002: 252).
Yazı, İmla ve Terimler İle İlgili Çalışmaları
Ahmet Baytursınulı, imla üzerinde de durur. Usul-i cedid ve usul-i savtiye üzerindeki
çalışmaları bunlarla ilgilidir. Bunun dışında Türk lehçeleri için ortak terimler türetmeye çalışır.
Baytursınulı, terim çalışmalarını ayrıntılı olarak “Til Kural” adlı çalışmasında vermektedir.
Okullar İçin Hazırladığı Ders Kitapları İle İlgili Çalışmaları
Baytursınulı, savunduğu eğitim yöntemlerini yazdığı okul kitaplarında uygular. O, bu
çalışmalarıyla Kazak dil biliminin kurucusu sayılır. Araştırmaları, “Kazak dili tarihi” çalışmalarının
temelini oluşturur. Ders kitabı olarak yayımlanan aşağıdaki eserlerde Kazak Türkçesi’ni değişik
açılardan ele alır.
Okuv Kuralı (Okuma Kitabı): Öğrenciler için hazırlanmıştır. Kazak Türkçesinin ses bilgisi
özelliklerine uygun olarak düzenlenen bu Arap harfli alfabeyi 1912 yılında Orenburg’da yayımlar.
Eser, Gaspıralı’nın Türk dünyasında bir eğitim seferberliğine dönüştürdüğü Usul-i Cedid sisteminin
Kazak aydınlarına ve eğitim sistemine etkisini de gösterir (Alibekiroğlu, 2005: 27-28).
Til Kural (Dil Bilgisi Kitabı): İlk yayını 1914/15’te Orenburg’da yapılan eser, dilbilgisi
konularını ele almaktadır. Moldatayev, 1997: 46). “Til Kural”, Baytursınulı’nın Kazak Türkçesi’nin
sesli uyumu konusunda kaleme aldığı görüşlerinden oluşturulan bir kitaptır.
65
ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ
2014 №2 (23)
Bayanşı (Başlangıç veya Yöntem Kitabı): 1920’de Kazan’da yayımlanan “Kazakça Elippege
Bayanşı (Kazakça Alfabeye Başlama)” adlı eserde alfabe ve alfabe öğretimi konusunda yöntemin
ne olacağı anlatılmaktadır (Alibekiroğlu, 2005: 31).
Til Tanıtkış (Dil Bilgisi): “Til Tanıtkış” bir okuma kitabıdır (1925, Orenburg). Eserde cümle
bilgisi konuları, iyelik ve hâl çekimi, isimden isim türetme ekleri, sıfatlar, sayılar, zamirler, fiiller,
fiil çatıları ele alınmakta, örneklerle açıklanmaktadır (Türk, 1999:5).
Edebiyet Tanıtkış (Edebiyat Teorisi): 1926’da Taşkent’te yayımlanan eser, Kazak estetiğinin
temeli kabul edilir. Eserde dilin varlığı, doğru kullanılması, edebî eserlerde dilin kullanılışı gibi
konular işlenir. Kitap, kendi devrinde edebiyatın teorik meselelerini ele alan ilk bilimsel çalışmadır.
Eserdeki edebiyat terimlerini Baytursınulı oluşturmuştur, bugün de kullanılan birçok edebiyat terimi
ona aittir. Kitapta estetik, güzellik, insanlık, yazılı edebiyattaki akımlar, yöntemler, tenkit konuları
ele alınmakta, tasnif edilmektedir. (Baytursınov, 1989: 137-317, 1991: 340-461).
Til Jumsar (Dilin Kullanımı): Baytursınulı’nın 1928’de Kızılorda’da yayımlanan konuşma,
okuma ve yazma dilinin kullanımıyla ilgili yöntemleri anlattığı eseridir (Türk, 1999: 35).
Halk Kültür Ürünleri Üzerindeki Çalışmaları
Baytursınulı, destan, joqtav (ağıt) gibi ürünlerin halk arasından derlenmesi çalışmalarını
yaparak Kazak folkloruna katkıda bulunan ilim adamlarından biridir. Bu eserleri şunlardır:
Er Sayın Destanı: Destan, 1923’te yayımlanır. Yazar, destana önsöz ve açıklama da
eklemiştir (Baytursınov, 1991: 97).
23 Coktav (23 Ağıt): Bu ağıtlar, halk edebiyatı çalışmaları içinde önemli bir yere sahiptir. O,
ağıtları sadece derlememiş, sistematik bir hâle de getirmiştir (Baytursınov, 1991:143).
Bu tür derlemeler ve bunların sınıflandırılması çalışmaları, Kazak edebiyatında ilk olması
açısından önemlidir. Eser, 1926’da Moskova’da yayımlanmıştır. Eserdeki ağıtlar içinde “Mamay
Batır, Kaz Davıstı Kazıbek, Kenesarı-Navrızbay, Ertorı, Erğazı, Abdığapar” gibi tarihî kişilikler
hakkında ağıtlar da vardır (Baytursınov, 1991: 143-208).
A.V. Zataeviç, Baytursınulı’nın Kazak müziği ve şarkıları ile ilgili çalışmalar yaptığını
“Kazak Halkının 1000 Şarkısı” adlı eserinde ifade eder (Alibekiroğlu, 2005: 41).
b. Kendi Şiirleri ve Çevirileri
Kendi Şiirleri
“Masa” (Sivrisinek) adlı ilk şiir kitabını 1911’de Orenburg’da yayımlanmıştır. “Masa” şairin
ve uyuyan milleti uyandırmaya çalışan aydınların sembolüdür. O, “Masa”da kendi hayatını anlattığı
gibi Kazak halkının yaşadığı eziyet, sıkıntı, kıtlık, hürriyet ve bağımsızlık hasreti gibi temaları da
işler. Diğer şiirlerde halkı için, milletin bağımsızlığı ve özgürlüğü için çalışan, kendini feda eden
kahramanlar tasvir edilir. Eserde, Puşkin ve Krilov’dan tercüme edilmiş şiirler de yer almaktadır.
Çevirileri
Baytursınulı’nın çevirileri Kazak edebiyatı içerisinde önemli bir yere sahiptir. Çeviri olarak
yayımlanan ilk eser (Petersburg, 1909) Baytursınulı’nın “Qırıq Mısal” adlı kitabıdır. Daha çok
Krilov’dan ve Rus edebiyatı deneme yazarları A. P. Sumarakov, V. İ. Maykov, İ. İ. Hemnitser, A.
S. Puşkin, Lermantov ve lirik şair S. Y. Nadson’dan çeviriler yer almaktadır. Baytursınulı, bu
aktarmaları Kazak halkını bilinçlendirmek için, halkın durumuna uygun örnekler vererek ve
konuşma dilini kullanarak yapar.
Kazak halkının medeniyeti, tarihi gibi konuları da ele alan, toplumun bu günü ve geleceği
hakkında düşünceler öne süren Baytursınulı’nın sadece bu konuları işlediği “Medeniyet Tarihi” adlı
bir eserinin olduğunu bazı kaynaklar söylese de eserin ne kendisi ne de müsveddesi vardır. Muhtar
Avezov, bir makalesinde Baytursınulı’nın bu eseri hakkında bilgi vererek eserin 1923 yılında
tamamlandığını belirtir (Alibekiroğlu, 2005: 42).
66
ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ
2014 №2 (23)
c. Eğitim ve Öğretim Konusundaki Çalışmaları
Ahmet Baytursınulı, öğretmendir. Savunduğu fikirleri kendi ülkesinin çocuklarına ve
halkına anlatabilmek, onları aydınlatmak için daha çok eğitim ve öğretim konusunda çalışmalar
yapmıştır. Onun eğitimle uğraşmasının amacı, halkını uyandırmak, bilinçlendirmek ve bu yolla hür,
bağımsız, kalkınmış bir Kazakistan’ın imarını sağlamaktır. Bu amacını geçekleştirmek için özellikle
eğitim çalışmaları üzerinde durmuştur. Yazılarında genellikle ilerlemenin eğitimle olacağını
belirterek medenî ülkelerle geri kalmış ülkeleri karşılaştırır.
Onun “ilköğretimlerde okutulması şarttır” dediği okuma, yazma, din, anadili, millî tarih,
matematik, çiftçilik eğitimi, el sanatları, coğrafya, fen bilgisi gibi dersler de aydınlanma
konusundaki düşüncelerinin göstergesidir. Onun görüşleri, Usul-i Cedid adlı Türk eğitim sisteminin
etkisini göstermektedir.
ç. Cedidcilik /Aydınlanma / Uyanma Konusundaki Çalışmaları
19. yüzyılın sonlarında Çarlık Rusyası sınırları içerisinde yaşayan ve Türkçenin çeşitli
lehçelerini konuşan bölgelerde, eğitim ve kültür alanında merkezi Kırım ve Kazan olan bir
yenileşme hareketi başlar. Bu hareket, daha sonra Azerbaycan ve Türkistan’a sıçrar (Kakınç, 2002:
99). Bu eğitim sistemi önce ilköğretimde ağırlığını hissettirir. Eski usulle ders verme (Usul-i
Kadim) yöntemine karşı çıkarak, bunun yerine Batılı eğitim sistemini (Usul-i Cedid) kullanmayı
öneren ve bu sistemin savunucusu olanlara “Cedidciler”, bu sisteme de “Cedidcilik” adı verilir.
İlköğretimde ıslaha gidilmesi, eski eğitim sisteminin yeni eğitim sistemi ile değiştirilmesi
çalışmalarının temsilcisi Kırım Tatarı İsmail Gaspıralı’dır (1851- 1914). Gaspıralı, Cedidçilik
akımını düzenler, geliştirir. Bu yöntemin okullarda uygulanması, yeni bir yöntemin benimsenmesi
fikri Kazanlı Şehabettin Mercani’nin öğrencisi Hüseyin Feyizhani (1828-1866)’ye aittir.
Gaspıralı Kırım’da, Kazan’da ve Türkçe’nin değişik lehçelerini konuşan bütün Türkistan’da
halkın içinde bulunduğu kötü şartlardan kurtulmasının ancak ve ancak eğitimle, bilgiyle ve kültürle
olabileceğini öne sürer. Gaspıralı’nın ileri sürdüğü fikirlerle Ahmet Baytursınulı’nın Kazak eğitim
sisteminde uygulamak istediklerinin hemen hemen aynı olduğu görülmektedir.
d. Gazetecilikle İlgili Çalışmaları
Baytursınulı, Kazak basın ve yayın hayatının gelişmesinde büyük rol oynar. Onun ilk yazısı
1911’de “Aykap” dergisinde yayımlanır. O, yazılarıyla toplumun fikir ve düşüncelerini etkiler.
“Şora” dergisinde de yazıları çıkar (Koç, vd, 2007: 468).
Ufa’daki “Ğaliya Medresesi”nde okumuş bazı Tatar gençleri ve ileri görüşlü kimselerin
yardımı ve korumasıyla 2 Şubat 1913 yılında Orenburg’da resmî olmayan, milliyetçi kanada ait
“Kazak” gazetesini, onlar çıkarmaya başlar. Gazetenin ilk sayısında Baytursınulı, gazeteyi “Halkın
gözü, kulağı ve dili” olarak tanımlar. 1917’ye kadar Kazak gazetesinin redaktörlüğünü de yapar.
Kazakistan’da “Kazak” gazetesinden önce, “Türkistan Valayatı”(1870-1918), “Dala
Valayatı” (1888-1902) gazeteleri, “Aykap” dergisi (1911-1915/16) gibi gazete ve dergiler
yayımlanmıştır.
Baytursınulı’nın gazete yazılarında ele aldığı konular şöyle sıralanabilir: Kazakların
topraklarına el konulması, kiraya verilmesi, yabancıların -genellikle Ruslar- bu topraklara
yerleştirilmesi, mahkemeler ve kanunlarla ilgili düzenlemeler, medeniyet ve kültürün önemi ve
geliştirilmesi, Kazak folkloru, edebiyat, estetik, edebiyat teorisi, sanat, edebî sanatlar, okul kitapları
ve nasıl olmaları gerektiği, alfabe, imla, dil bilgisi, eğitim öğretim, millî meseleler, o devirdeki
siyasi ve sosyal olaylar, sağlık, temizlik, nezaket ve nezaket kuralları.
Onun bazı siyasi yazılarında “Bortan” müstear adını kullandığını söylenmektedir
(Alibekiroğlu, 2005: 57).
“Kazak” Gazetesi, “Alaş” partisinin kurulmasına da hizmet eder. Kısa bir süre sonra
“Alaş”ın resmî yayın organına dönüşür. Bolşeviklerin 4 Mart 1918’de Omsk idare mahkemesinde
aldığı kararla Kazak basın-yayın hayatına damgasını vuran “Kazak” gazetesinin (265 sayı) yayın
hayatı sona erer (16 Eylül 1918).
67
ӘДЕБИЕТТАНУ ЖӘНЕ ТІЛ БІЛІМІ
Достарыңызбен бөлісу: |