Национальные стратегии развития тюркоязычных стран


НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН



Pdf көрінісі
бет25/58
Дата03.03.2017
өлшемі5,46 Mb.
#6169
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   58

НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      261    



Summary

The short summary 

In article the sociological bases of an ethnonational modernization dis-

course of the Tatars who have gained the development under the influence 

of the European Modernist style are considered. Influence of a social and 

economic environment of the Soviet industrialization and specifics of a ratio 

of culture of the ethnic majority (Russians) and ethnic minority (Tatars) still 

make inertial impact on a current state of ethnic culture of Tatars, the Tatar 

language and national mass media.



Keywords ethnicity, modernization, language competence, social struc-

ture, ethnonational identity, nationalist discourse



Kısa özet Bu makalede, sosyolojik taban Tatar modernizasyon söylem, 

alınan kendi gelişimine etkisi altında avrupa Modernizm. Etkisi sosyo-eko-

nomik çevre sovyet sanayileşme ve özgüllük oranları, kültür, etnik çoğunluğu 

(Rusça) ve etnik azınlık (Tatarlar) şimdiye kadar vermekteyiz ataletsel etkisi 

mevcut durumu, etnik kültür, tatar, tatar dili ve ulusal medyanın.

Anahtar kelimeler etnik köken, modernizasyon, dil yeterlilik, sosyal 

yapı, этнонациональная kimlik, milliyetçi söylem



ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ

262         Түркітілдес елдер  әлеуметтанушыларының V Конгресі



ТУРЕЦКАЯ РЕСПУБЛИКА

TÜRK DİLLİ ÜLKELERDE DİNİ DEĞERLER

Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu

İstanbul Üniversitesi, Rektor mustesari ve sosyoloji bolum baskani

Prof. Dr. Veysel Bozkurt

İstanbul Üniversitesi, Sosyal degişim ve sosyal kurumlar bolumu başkanı

Prof. Dr. Birol Yeşilada

Portland State University USA

Giriş

Aguste Comte’dan Karl Marks’a, Friedrich Nietzsche’den Max 

Weber’e, 19. yüzyılın hemen hemen tüm sosyal teorisyenleri, modern 

toplumun gelişine paralel bir biçimde, dini değerlerin sosyal hayatta-

ki etkisini yitireceğini ve bunun yerini, rasyonel/seküler bir anlayı-

şın alacağını iddia etmişlerdir (Casanova, 1994; Berger ve Zijderveld, 

2009). Nitekim sonraki yıllarda dinin modern/kentli toplumun haya-

tında gerilediği sıkça ifade edilmiştir (Cox, 1966). Ancak aralarında 

Berger’ın da bulunduğu bazı sosyologlar, 1970’li yıllardan itibaren 



sekülerleşme  tezine  karşı  itirazlarını  dile  getirmeye  başlamışlardır 

(Berger, 2008; Casanova, 2007). 

«Bilimsel materyalizm»e iman eden seküler bir «Homo-Sovye-

tikus»  yaratmayı  hedefleyen  Sovyet  Sosyalist  yönetimi,  geleneksel 

kültürü  ve  dini  değerleri  bastırmış  ve  dini  sınırlayan  modernleşme 

kampanyaları düzenlemiştir. 1928 yılından başlayarak Orta Asya’da 

göçebeler yerleşik hayata geçmeye ve kolhozlara katılmaya zorlan-

mıştır. Geniş ölçekli tarımsal üretim planları ile bu politikalar haya-

ta geçirilmeye çalışılmıştır. Yine bu amaçla eğitim ve dil reformu-



НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      263    



nu başlatılmıştır (Gullette 2010; Taşdelen, 2011). Sovyet yönetimi, 

Orta Asya halklarının dini ve ulusal kimliklerini ortadan kaldırarak, 

Sovyet  kimliğini  benimsetmek  ve  yeni  bir  kültür  yaratmak  istemiş 

(Abazov, 2007) ve bu amaçla dini değerler, güç kullanarak kamusal 

alandan çıkartılmıştır (Khalid,

 2007). 


Sovyet  yönetimi,  başlangıçta  şeriat  mahkemelerini  destekleye-

cek kadar serbest davransa da, 1920’lerin ikinci yarısından itibaren 

bu kurumları lağvetmiştir. İslami okulları ve camileri kapatmış ve din 

adamları baskı altına alınmıştır. Diğer birçok bölge olduğu gibi, Ku-

zeybatı Kafkasya’da da Sovyet yönetimi döneminde dini gelenekler 

zayıflatılmış ve din nezaret altında alınmıştır (Babich, 2008; Tokluoğ-

lu, 2012). Zaman zaman politikalarında konjonktürel değişmeler olsa 

bileSosyalist yönetimin dine mesafeli duruşu özünde değişmemiştir. 

Bir Kafkas ülkesi olan Azerbaycan’ın, kendine has bir din anlayışı-

na sahip olduğu söylenebilir. Anayasasında resmi dine yer vermeyen 

Azerbaycan, bünyesindeki önemli Şii unsuruyla bu çalışmada ele alı-

nan ve hepsi Sunni olan diğer Türk dilli toplumlardan kimi yönleriyle 

ayrılmaktadır.



Kazaklar, her ne kadar İslam ile 14. yüzyıldan itibaren tanışma-

ya başlasalar da, İslam’ın bölgede asıl yaygınlaşması Volga Tatarları 

kanalıyla ve Ruslar’ın teşvikiyle 19. yüzyılda olmuştur. Kazakları’n 

göçebe yaşam biçimleri bu gecikmenin en önemli sebepleri arasın-

da  sayılmaktadır.  Din  konusunda  daha  az  sınırlayıcı  ve  daha  çok 

toleranslı olan Kazak kültürü, İslam öncesi ritüellerin bir kısmını 

İslam’a eklemleyerek yaşamaya devam etmiştir (Aydıngün ve Tüfek-

etmiştir (Aydıngün ve Tüfek-

çioğlu, 2012; Kort, 2004). Bazı yazarlara göre (Rashid, 1994) kentli 

Kazak kadınları, Rus kadınlardan bile daha özgür olmuştur. 

Göçebe kökenden gelen ve göçebeliği devam ettiren Kazak, Kır-

gız  ve  Türkmenler  arasında  İslamiyet,  Sovyet  Sosyalist  yönetimi 

öncesinde  de,  en  gevşek  formları  ile  benimsenmiştir.  Dini  ritüellere 

özellikle doğum, ölüm, evlenme gibi törenlerde başvurulur ve günlük 

ibadetini yapmak isteyenler de bu görevlerini daha çok bireysel olarak 

yerine getirirlerdi. Buna karşılık Özbekler, Tacikler, hatta Tatarlar ara-

sında İslamiyet hayatın her safhasında etkili olmuştur (Togan, 2012).



Sovyet politikalarının bölgenin kültürel gelişimi üzerinde derin 

izler bıraktığı konusundan yaygın bir kanaat vardır (Abazov, 2007). 

Bugün Orta Asya faklı geleneklerin ve kültürlerin bir karışımını tem-



ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ

264         Түркітілдес елдер  әлеуметтанушыларының V Конгресі



sil etmekte ve halen de Rus/Sovyet etkisi bölgenin kültür ve siyaseti 

üzerindeki varlığını (Öniş, 2001). Örneğin 1991 

yılında Sovyet yö-

netimi çöktüğünde çoğunluğu kuzey-doğu bölgelerinde yaşayan, Rus 

kültürü/değerleri ile yetişmiş (Russophone) kentli Kazaklar2ın, Rus-

ya  ile  yakın  bağları  olmayan  bir  hayatı  endişe  ile  karşıladığı  ifade 

edilmiştir (Dave, 

2007

). 


Öte  yandan  İslam’a  daha  yakın  olan  ve  güneyde  yaşayan 

Kazaklar’ın da dinle ilişkileri daha çok kültürel düzeydedir. Bunların 

çok azı İslam’ın kurallarını günlük hayatlarında tatbik etmektedirler. 

Yine çok küçük bir bölümü, ibadet için dini bilgiye (bazı surelerin 

ezberine) sahiptirler. Özbekçe ve Türkmence tercümelerinde olduğu 

gibi Kuran’ın Kazakça’ya tercümesi de ancak 1990’lı yılların başın-



da olmuştur (Cummings, 2005).

Bazı  yazarlar  (Gullette,  2010;  Liczek  &  Wandel,  2009)  böl-



gedeki İslami gelişme ile pre-Sovyet normların canlandığını iddia 

ediyorlar.  Onlara  göre,  tarihsel  bir  kurgu  olarak  Kırgızistan’da 

«derin geçmiş» dirilmektedir. Günümüz Kırgız dilinde «mankurt

Kırgız  değerlerinden  sapmayı  simgelemektedir.  Mankurtlaşmak 

sadece  atasını  tanımamaktan  ve  Kırgız  olmaktan  çıkmak  değil, 

aynı zamanda insanlıktan çıkmayı ifade etmektedir. Manas destanı-

na dayandırılan ulusal birlik, çalışkanlık, yurtseverlik, ulusal onur, 

halklar arasında uyum ve işbirliği, eliaçıklık, doğayla uyum, Kır-

gız devletinin korunması, bilgiyle refaha ulaşmak ve hoşgörü gibi 

değerlerle Kırgız kimliğinin ana öğeleri oluşturulmaya çalışılmak-

tadır. Ancak halen Kırgızistan’da bir hedef ve değerler sisteminin 

oluşturulamaması  şikâyet  edilen  konular  arasında  belirtilmektedir 

(Gürbüz, 2012). Din, bölgede milli kimliği oluşturmanın en önemli 

ögelerinden birisi haline gelmiştir. 

Günümüzde az sayıda kentli Özbek düzenli ibadet etmekte ya 

da  camiye  gitmektedir. Ancak  Özbekler,  hayırseverlik,  diğer  Müs-



lümanlar’la dayanışma içinde olmak, aileye ve büyüklere saygı gibi 

İslami  değerlerle  gurur  duymaktadırlar  (Spechler,  2008).  Dindar 

Müslümanlar’ın  çoğunluğu  sufi  geleneği  benimsemektedir.  Özbek-

ler arasında «El işte, gönül Tanrı’da» anlayışı, çalışmanın bir ibadet 

gibi yorumlanmasına yol açmıştır. Sovyet döneminde 1960’lı yıllar-

dan itibaren, hükümet kontrolünde olan «resmi» İslam ile kontrolde 

olmayan ve negatif çağrışımları olan «paralel» İslam ayrımları ya-



НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      265    



pılmaya başlanmıştır. Sovyet döneminde, tarikatlar, gizli paralel bir 

örgütlenme ve tehdit olarak görülmüştür (Louw, 2007).

Otoriteryen  günümüz  Özbek  yönetimi,  devlet  kontrolündeki 

resmi İslam’ı destekliyor. Ancak dini liderler ve imamlar, din kay-

naklı siyasi muhalefeti engellemek için yakından izlenmektedir. İzin 

verilen İslam sınırını aşan (radikal İslam’ı savunan) binlerce ki-

şinin hapishanelerde olduğu ifade edilmektedir. Ancak bazı yazarla-

ra  göre  (Balım  ve  Gürbüz,  2012)  radikal  din  ve  devlet  arasındaki 

gerginlik, zaman zaman Özbekistan’ın bütünlüğünü tehlikeye atacak 

boyutlara ulaşabilmektedir. Khalid’e (

2007) 

göre Orta Asya’da din, 



toplumda iktidarı sürdürmek için istismar edilen araçlardan birisi ha-

line gelmiştir.



Türkiye’de devlet, Cumhuriyetle beraber, Fransız tipi bir laiklik 

anlayışını benimsemiş olsa bile din, toplumda merkezi bir rol oyna-

maya devam etmiştir. Bazı yazarlara göre (Kanra, 2009) Atatürkçü-

lük, dini kontrol ederek, ulus inşa etmenin bir aracı olarak kullanmaya 

çalışmıştır. Şerif Mardin ilk baskısını 1967’de yaptığı ‘Din ve İdeo-

loji’de  Türkiye’nin  değer  boşluğunun  gözleri  kamaştıracak  boyutta 

olduğunu söylüyor. Ona göre, «Alt sınıflarda bu değer boşluğu İslami 

olarak bildikleri itikatlara sıkı sıkıya sarılmak suretiyle halledilmek 

istenmiştir. Aydınlarca ‘batıl itikatların artışı’ olarak değerlendirilen 

bu niteliklerin toplumsal ve siyasal davranış boyutlarına dönüşeceği 

şüphe kabul etmez» durumdur. 

Mardin’in  40  yıldan  fazla  bir  süre  önce  yaptığı  bu  öngörülere 

paralel bir  biçimde, 2000’li yıllarda İslamcı ideoloji içinde yetişen 

bir kadro AK Parti ile iktidara gelmiştir. Ancak Türk modernleşmesi, 

diğer toplumsal gruplarda olduğu gibi muhafazakâr çevreleri de etki-

lemiştir. Nitekim AK Parti kurucuları, değiştiklerini, dini siyasetten 

ayırdıklarını  ve  demokrasinin  kurallarını  benimsediklerini  deklare 

etmişlerdir (Demiralp, 2009). Dünya Değerler Araştırması’nın daha 

önceki anket sonuçları da ortaya koymuştur ki, Türkiye, özellikle Av-

rupalılar ile karşılaştırıldığında en dindar ülkedir (Yeşilada&

 Noor-


dijk, 

2010


). Yine Türk toplumunun Batı ile karşılaştırıldığında ayırt 

edici diğer özellikleri arasında, düşük güven düzeyi ve kadercilik de 

yer almaktadır (Esmer, 1999).

Rusya  bölge  ile  ortak  geçmişi  dolayısıyla  analize  mukayese 

grubu  olarak  dâhil  edilmiştir.  Rusya’da  1721’de  Büyük  Petro 



ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ

266         Түркітілдес елдер  әлеуметтанушыларының V Конгресі

tarafından,  Moskova  Patrikhanesi’nin  kaldırılmasından  itibaren 

kilisenin  otoritesi  sıkı  bir  biçimde  kontrol  edilmiştir.  Faaliyetleri, 

eğitim ve dini seremonilerle sınırlandırılmıştır. Diğer taraftan Rus-



ya’da dinin Rus düşüncesini yönlendirdiğine ve rasyonalizmin ona 

uzak olduğuna dair de yaygın bir inanç vardır (

Schrooyen, 2004). 

Bunun yanında Sovyetler Birliği’nde uygulanan din karşıtı politika-

lara rağmen din toplum katında yaşamaya devam etmiştir. Serbest-

liğin gelmesiyle, dini değerlere ilginin ve ibadethanelerin sayısının 

arttığı sıkça dile getirilmiştir (Yaman, 2008). Sosyalist deneyimin 

etkisi Rusya’da Müslüman Orta Asya cumhuriyetlerinden çok derin 

olmuştur. 

Kısaca ifade etmek gerekirse, Türk dilli ülkelerde dini değerle-

ri incelemeyi amaçlayan bu çalışmanın temel argümanıTürk dili 

konuşan ülkelerin hepsi Müslüman olmakla birlikte, yaşadıkları coğ-

rafyaların, tarihsel deneyimlerin ve bugünkü demografik yapılarının 

etkiyle dini konudaki değerleri Türkiye’den önemli ölçüde farklıdır. 

Bu iddianın alt başlıkları 

«Dünya Değerler Araştırması»nın

 data seti-

ni dayanarak test edilecektir. 

Data ve Türk Dilli Ülkeler

Türk  dili  konuşan  ülkelerde  dini  değerleri  ortaya  koymak  için 

Dünya  Değerler Araştırması’nın  (DDA)  son  dalga  veri  seti  (2011) 

kullanılmıştır.  Data  seti  36  ülkeyi  kapsamakla  birlikte,  bu  tebliğde 

Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan ve kontrol 

grubu olarak Rusya verisi kullanmıştır. Son dalgada Türk dili konu-

şan ülkelerden Türkmenistan’ın verisi yer almadığı için, bu ülke ana-

lizlere alınamamıştır.

Toplamda 9607 kişiyi kapsayan veri setinin yüzde 

16,7’sini 

Tür-

kiye, 


10,4’ünü 

Azerbaycan, 

15,6

’ünü Özbekistan, 



15,6’sını 

Kırgızis-

tan, 

15,6’sını 



Kazakistan ve 

26’sını da Rusya oluşturmaktadır. Verinin 

yüzde 44,8’i 

erkek, yüzde 55,2’i kadınlardan 

oluşmaktadır. Katılan-

ların yüzde 66.8’i dini aidiyetini Müslüman, yüzde 22.2’si Ortodoks

yüzde 11’i ise hiçbir- bağlı değil şeklinde ifade etmiştir. Hiçbir dine 

mensup olmadığını ifade edenlerin oranı en yüksek yüzde 27 ile Rus-

ya’dadır. İkinci sırayı Kazakistan almaktadır. Bunların dışındaki ül-

kelerde bu oran oldukça düşüktür. 

İncelenen ülkeler arasında kentleşme oranı en yüksek olanlar, 

Rusya (%73.5) ve Türkiye’dir (%71). Kentli nüfusun en düşük oldu-



НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      267    



ğu ülkeler ise Kırgızistan (%35) ve Özbekistan’dır (%37). Azerbay-

can (%52,2) ve Kazakistan’da (%53,6) kentli nüfus ortalamanın biraz 

üzerindedir. 

Çocuk sayısı ve evlik oranı en yüksek olanlar, kırsal nüfusun 

çoğunlukta olduğu Özbek ve Kırgızlar arasındadır. Diğer ülkelerin 

hepsinde çocuk sayısı ortalaması 2’nin oldukça altındadır. Ruslar



evlik oranı ve çocuk sayısında en düşük (%1,3), fakat boşanma ora-

nı en yüksek olandır. Aile tarzı Türk dilli ülkelerde Rusya’dan be-

lirgin biçimde ayrılmaktadır. Örneğin boşanma ve evli olmaksızın 

birlikte yaşayan Müslümanlar’ın oranı Ruslar’la karşılaştırıldığında 

çok düşüktür. Sadece Rus kültürünün daha yoğun etkisinde olan ve 

bünyesinde önemli bir Rus nüfusu da barındıran

 Kazakistan’da bu 

oran, Ruslar’a kısmen yaklaşmaktadır. Özellikle hiçbir dine mensup 



değilim diyenlerde, evlilik oranı azalmakta, buna karşılık boşanma 

oranları artmaktadır. Hala nüfusunun yüzde 5,7’si biçimsel eğitimi 

olmadığını söyleyen Türkiyeli Türkler arasında eğitim en düşük dü-



zeydedir. Eğitimde en yüksek oran ise Rusya ve Kazakistan’dadır. 

2012  İnsani  Gelişme  İndeksi’nde  Rusya  55,  Kazakistan  69, 

Azerbaycan 82, Türkiye 90, Özbekistan 114 ve Kırgızistan 125. sıra-

dadır. Yani özellikle Rusya ve Kazakistan dışındakilerin sıralamadaki 

yerleri oldukça kötüdür. Altı ülkenin de son 12 yılın ortalama büyüme 

oranı yüzde 4’ün üstündedirEn yüksek büyüme oranı yüzde 13 ile 

Azerbaycan’ındır. 



Dini değerlere ilişkin bulgular

Sosyologlar,  insanların  çocuklarına,  onların  gelecekte  ihtiyaç 

duyacaklarına inandıkları değerleri aşıladıklarını iddia ederler (Boz-

kurt, 2014). Ankete katılanlar içinde dindar çocuk isterim diyenle-

rin oranı en çok yüzde 37,3 ile Türkiye’dirEn düşük oran ise yüzde 

5,7 ile Özbekistan’dadır. Onu yüzde 10.2 ile Kazakistan izlemektedir 

(

 Χ²=683,345, df=5, P< 0, 000). 



Müslümanlar  için  cenazeler  dışında  bugünlerde  camiye  (Müs-

lüman olmayanlar için, Cenazeler, evlenmeler, vaftizler dışında bu-

günlerde sinagoga/kiliseyene kadar sık gidiyorsunuz ? soruna en 

çok Türkler (%30.6) ve ikinci sırada da Kırgızlar (%29.3haftada 

bir veya daha fazla cevabını vermişlerdir. Bu oran, diğer ülkelerin 

tümünde yüzde 10’un oldukça altındadır. 



ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ

268         Түркітілдес елдер  әлеуметтанушыларының V Конгресі

Tablo.1’de görüldüğü şekilde hemen hemen hiç ibadet etmedi-

ğini söyleyenler en çok Azeriler (%43.3)

 

arasındadır. Azeriler, Öz-

bekler, Ruslar ve Kazaklar izlemektedir. 



Tablo 1

Ulke* Camiye(Sinagog/Kiliseye) ne kadar sık gidiyorsunuz?

% within Ulke



Camiye(Sinagog/Kiliseye) ne kadar sık gidiyorsunuz

 ?

Total

Haftada 

bir

 

defadanfazla

Haftada bir

Ayda bir

Özelgünler

-

de, 

bayram

-

larda

Yılda bir

Yılda 

bir

 de

-

fadandaha az

Hiç; 

hemen 

hemen hiç

Ulke

TR

12,1


18,5

4,0


30,1

2,6


5,7

27,0 100,0



AZ

2,9


2,3

4,2


36,4

5,7


5,2

43,3 100,0



OZ-

BEK

1,1


3,7

4,8


32,6

3,1


15,5

39,3 100,0



KRG

9,4


19,9

9,2


22,4

3,0


8,7

27,4 100,0



KA-

ZAK

2,1


6,8

10,8


26,5

9,1


8,3

36,4 100,0



RU

1,5


3,3

8,8


27,4 10,5

11,2


37,3 100,0

Total

4,7


9,0

7,3


28,7

6,1


9,4

34,8 100,0

(

Χ²=1444,372, df=30, P< 0, 000)



Cenazeler,  evlenmeler  dışında 

ne  sıklıkta  dua  edersiniz?  so-

rusuna  yine  Türkler  (%62.2)  ve  Kırgızlar  (%51.6)  günde  bir  veya 

birden fazla dua ederim cevabını vermişlerdir. Yine en çok Özbekler 

(%54.2), sonra Azeriler (% 41.9), sonra da Ruslar (

%39,7) ve Kazak-

lar (%33,8) hemen hemen hiçbir zaman dua etmem

 cevabı vermiş-

lerdir. Bu diğer Müslüman ülkelerle karşılaştırıldığında hayli seküler 

sayılabilecek bir kitledir. Hiç dua etmem diyenlerin diğer Müslüman 

ülkelerdeki oranı, 

Malezya’da%, 1,1, Nijerya’da%0,1, Pakistan’da% 

0,6’dır. 


НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      269    



Tablo 2 

Ülkeler *Ne sıklıkta dua edersiniz

% within Ulke



N

e sıklıkta dua edersiniz

Total

Günde birkaç  defa

Günde bir

 

defa

Haftada 

birkaç defa

Sadece dini  tör

enlerde 

Sadece özel  dini günlerde

Yılda 

bir

 defa

Yılda birden 

az

Hemen he

-

men hiç

Ulke

TR

47,3 14,9

18,5 3,6

8,9


1,2 1,3

4,3


100,0

AZ

14,3 1,9


2,4

8,5


23,5

3,7 3,9


41,9 100,0

OZBEK

11,8 6,0


2,8

3,9


7,4

1,4 12,6 54,2 100,0



KRG

36,2 15,6

10,6 5,3

11,5


2,1 8,9

9,7


100,0

KAZAK

6,7


9,9

8,1


14,7 16,1

3,3 7,4


33,8 100,0

RU

8,4


7,0

8,6


11,5 13,0

3,9 7,9


39,7 100,0

Total

20,3 9,5


8,9

8,1


12,8

2,6 7,2


30,5 100,0

(

Χ²=3114,287, df=35, P< 0, 000)



�Camiye  (sinagoga/kiliseye)  gidip  gitmediğinize  bakmaksızın 

siz 



Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   58




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет