Национальные стратегии развития тюркоязычных стран


ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ



Pdf көрінісі
бет35/58
Дата03.03.2017
өлшемі5,46 Mb.
#6169
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   58

ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ

352         Түркітілдес елдер  әлеуметтанушыларының V Конгресі

odun,  hurda,  ahşap  topluyor,  ayak  işlerine  koşturuyordu.  (Gish 

2004;789)  Bu  çocukları  tanımlamak  içinse  “Sokak Arapları”  tabiri 

kullanılıyordu. Bu tanımın Arap halklarının göçebe yaşam tarzlarına 

atıfta bulunularak üretilmişti. Sosyal reformcular için, sokaktaki bu 

çocukların varlıkları, daha çok alt-aile sınıf hayatının bozukluğunu 

sembolize ediyordu. (Gish 2004;790) Özetle çocukların işgücü olarak 

kullanımı tarihin hemen her döneminde rastladığımız bir olguyken, 

dezavantajlı çocuk grubu olarak sokakta çalışan çocukların gündeme 

gelişi 19. yüzyılda olmuştur. 

Sokakta Çalışan Çocuklar 

Sokakta çalışan çocukların yaptıkları işler enformel bir çalışma 

biçimidir.  Enformel  sektör,  kurumsallaşmamış  üretim  ve  çalışma 

ilişkilerini ifade eder. Enformel sektörün genel özelliği ise daha az 

sermaye ve yoğun emek ile üretimin yapılması, nitelikli işgücüne fazla 

gereksinim olmamasıdır. Bu nedenle enformel sektöre giriş kolaydır.

(Karabulut 2000;508) Sokaktaki çocuklar tarafından yapılan işlerde 

herhangi bir kural ve o kuralı gözeten ve ihlali durumunda müdahale 

eden  meşru  bir  güç  söz  konusu  değildir.  (Karatay  2000;540)  Bu 

nedenle sokakta çalışan çocuklar her türlü sömürüye, istismara açık 

hale  gelmektedirler.  Çocuk  sömürüsü/istismarı  dediğimizde  sorun 

genellikle fiziksel, duygusal ve cinsel boyutları ile incelenmektedir. 

Çocukların  sokaklarda  çalışmaya  zorlanmasını  ise  fiziksel  istismar 

içinde  değerlendirmek  mümkündür.  (Karatay  2000;546)  İstismar 

türleri  içinde  tanımlanması  ve  belirlenmesi  en  kolay  olan  fiziksel 

istismar, çocuğun bilinçli ve kasıtlı bir davranış sonucunda fiziksel 

açıdan  zarar  görmesi  veya  fiziksel  olarak  cezalandırılmasını  ifade 

etmektedir. (Vatandaş 2007;134)

Sokakta çalışan çocuklar aynı zamanda çeşitli kazalara karşıda 

savunmasız  olabilmektedirler.  Zabıta  ve  polislerle  de  sık  sık  karşı 

karşıya kalan bu çocuklar, çeşitli kişilerden fena muamele görmekte, 

sokak  çetelerine  girmekte  zararlı  maddelere  alışabilmektedirler. 

Sokakta  çalışan  çocuklar  arasında  okulu  terk  etme  davranışına  da 

sıklıkla rastlanmaktadır. Aileleri ile sorunları arttığında evi terk eden 

zamanlarının  büyük  bölümünü  sokaklarda  geçiren  bu  çocukların 

sokak  çocuğu  olmaya  aday  oldukları  yapılan  çalışmalarda  ortaya 

konmuştur. (Karabulut 2000;511) Sokakta çalışan çocukların yalnız, 


НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      353    



savunmasız  ve  ekonomik  açıdan  yetersiz  düzeyde  olmaları  nedeni 

ile organize marjinal yetişkin gruplarının ilgi odağı haline gelmeleri 

muhtemeldir.  Çocukların  yaşça  küçük  olmaları,  ailelerinden  uzak 

olmaları ve kendilerini savunacak yeterliliğe sahip olmamaları nedeni 

ile  bazı  kişi  ve  gruplar  tarafından  kolayca  kandırılmaları  mümkün 

olmaktadır. Özellikle sokakta çalışan kız çocukları dilencilik ve fuhuş 

sektöründeki insanlar tarafından kullanılmaktadırlar. (Polat 2007;67)

Sokakta  çalışmak  görüldüğü  gibi  formel  sektörlerde 

(fabrikalarda,  atölyelerde)  çalışmak  kadar  riskli  ve  tehlikelidir. 

Özellikle  metropollerde  nüfus  yoğunluğu,  toplumsal  hareketlilik, 

insan ihtiyaçlarının fazlalığı, farklı kültürden insanların biraradalığı 

sokakta çalışan çocukların iş çeşitliliğini arttırmakta, sorun kentsel 

yapıya gitgide daha fazla eklemlenmektedir. Aynı zamanda bu durum 

sorunun normalleştirilmesi ve belirli bir zaman sonra görünmez hale 

gelmesi riskini de taşır. 

İstanbul Sokaklarında Çalışan Çocuklar

Dezavantajlı bir grup olarak sokakta çalışan çocukların Türkiye’de 

en  yoğun  olduğu  şehir  İstanbul’dur.  Genel  olarak  sokak  çocukları 

üzerine yapılan ve bu alandaki ilk araştırmalardan biri kabul edilen 

ve  Çocuk  Esirgeme  Kurumu  tarafından  gerçekleştirilen  “1940’lı 

Yıllarda İstanbul’da Sokak Çocukları” adlı çalışmada 1137 çocuğun 

sokaklarda çalıştığı ve bu çocukları küfecilik, işporta malı satıcılığı, 

karamelacılık,  dilencilik,  gibi  farklı  işler  yaptıkları  belirlenmiştir. 

(Karatay  2000;545)  Yine  Niyazi  Berkes’de  1944  yılının  Ağustos 

ayında  (11–12  Ağustos)  Tan  gazetesinde  yazdığı  yazıda  İstanbul 

sokaklarındaki çocuklara dikkat çeker. Berkes son iki üç yıl içerisinde 

özellikle İstanbul’da sokakları dolduran dilenci, gazeteci, karamelacı, 

ufak çocukların sayılarında belirgin bir artış olduğunu söyler. Berkes 

“Gece yarılarına kadar şehrin en ücra köşelerine giderek ellerindeki 

malları satmaya çalışan bu çocuklarla ilgilenecek makam ve mevkiler 

yok  mudur?”  diye  sorar.  Berkes’e  göre  şehirlerde  başıboş  dolaşan 

hatta istismara uğrayan bu çocuklarla Çocuk Esirgeme Kurumu ve 

İstanbul Cumhuriyet Halk Partisi ilgilenmekte ve bazı komisyonlar 

kurulmaktadır. Ancak bu çalışmalar sadece tavsiye boyutunda olup 

uygulama safhasına geçilememiştir. (Berkes 1985;288) 



ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ

354         Түркітілдес елдер  әлеуметтанушыларының V Конгресі

Görüldüğü gibi İstanbul sokaklarında çalışan çocukların dikkat 

çektiği  yıllar  1940’lardır.  Bugün  ise  sokakta  çalışan  çocuklar 

neredeyse  İstanbul’un  her  semtinde  yoğun  olarak  görülen  bir 

olgudur.  Günlük  yaşamda  neredeyse  her  sokakta  mendil,  çiçek, 

su satmaya çalışan, tartıcılık yapan, otobanlarda araba camı silen, 

dilencilik  yapan  veya  ellerine  aldıkları  işporta  mallarını  satmaya 

çalışan  çocuklarla  karşılaşmak  olağan  bir  durum  haline  gelse  de, 

bu çocukların kesin sayılarına dair bir bulgu elde etmek mümkün 

görünmemektedir. 

Sokakta  çalışan  çocukların  belirli  noktalarda  yoğunlaşmaları 

(otobanlar,  pazarlar,  alıveriş  merkezlerinin  çevreleri,  Beyoğlu 

gibi  insanların  yoğun  olduğu  bölgeler,  otogarlar  vb.)  bile  bu 

çocukların çalışma alanı olarak aynı noktaları kullandıkları anlamına 

gelmemektedir. Sokaklar bu çocuklara geniş bir hareket ve çalışma 

alanı sunmakta, bu durumda sayıları hakkında kesin verilere ulaşmayı 

güçleştirmektedir.  Ancak  özellikle  son  yıllarda  bu  çocuklara  dair 

yapılan  çalışmalar  genel  bir  görüntü  elde  etmemize  yardımcı 

olacak  niteliktedir.  Örneğin  Beyoğlu  Çocuk  ve  Gençlik  Merkezi 

tarafından  Beyoğlu  sokaklarında  çalışan  çocuklara  dair  yapılan  bir 

çalışmada(1999),  216  çocuğa  ulaşılmıştır.  Bu  çocukların  %38’inin 

kız, %62’si ise erkektir. ( Sayıta ve Şirin 2000;516-517)

Sokakta  çalışan  çocuklara  dair  yapılan  uygulamaların 

çoğu  çocukları  sokaklarda  çalışmaktan  alıkoymak  noktasın  da 

yoğunlaşmaktadır.    Görevli  sosyal  hizmet  kuruluşları,  emniyet  ve 

jandarma ekipleri sokakta çalışan çocukları muhafaza altına alarak, 

Güvenlik  Kararlarında  tanımlanan  işlemleri  yerine  getirmekte, 

varsa  çocuğun  velisi/vasisi  ile  irtibata  geçerek  yapılan  görüşmeler 

neticesinde çocuk tutanakla ailesine teslim edilmektedir. Eğer çocuğun 

tekrar sokaklarda çalıştığı tespit edilirse aynı işlemler tekrarlanarak, 

çocuk ailesine teslim edilmekte ve haklarında işlem yapılmak üzere 

savcılığa suç duyurusunda bulunulmaktadır. 

Sokakta  çalışan  çocuklara  yönelik  alınan  idari  tedbirler  her 

ne  kadar  caydırıcı  görünse  de  çocukların  sokaklara  çalışmasına/

çalıştırılmasına  engel  olmaya  yetmemektedir.  İstanbul  Emniyet 

Çocuk  Şube  Müdürlüğü’nden  aldığımız  veriler  2010–2013  yılları 

arasında  sokaklarda  çalışan  çocuklara  dair  şöyle  bir  tablo  ortaya 

koymaktadır:


НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      355    



-  2010 yılında İstanbul sokaklarında çalışan 1153 çocuğa işlem 

yapılmıştır. Hakkında işlem yapılan bu çocukların 233’ü kız, 920’si 

ise erkektir. 

-  2011  yılında  sokakta  çalışan  853  çocuğa  işlem  yapılmıştır. 

Bu çocukların 184’ü kız, 669’u ise erkektir.

-  2012  yılında  işlem  yapılan  çocuk  sayısı  ise  771’dir.  Bu 

çocukların 724’ü erkek, 208’i ise kızdır. 

-  10  Aralık  2013  itibari  ise  hakkında  işlem  yapılan  çocuk 

sayısın 784 olup bu çocuklardan 605’i erkek, 179’u ise kız çocuğudur. 

İstanbul Emniyet Çocuk Şube Müdürlüğünden elde ettiğimiz bu 

veriler İstanbul sokaklarında çalışan çocukları sayısına dair genel bir 

kanı oluşturmamıza yardımcı olmaktadır. Elbette polisle hiç bağlantısı 

olmamış  ve  bu  verilerin  dışında  kalan  veya  sokaklarda  çalışmayı 

sınırlı saatler içinde yapan çocuklarda mevcuttur. Sayıları ne olursa 

olsun  sokaklarda  çalışmak  çocuklar  için  dışarıdan  gelebilecek  tüm 

tehlikelere  doğrudan  açık  olmak  anlamına  gelir.  Bu  dezavantajlı 

çocuklar  aynı  zamanda  çok  daha  riskli  bir  grup  olarak  görülen 

sokak çocuklarına en yakın gruptur. Ve çocukların sokakları çalışma 

alanı  olarak  kullanması  zamanla  ailelerinden  uzaklaşıp,  tamamen 

sokaklarda yaşamaya başlama olasılıklarını da arttırır. 



SONUÇ

Sokakta  çalışan  çocuklar  günümüz  toplumlarının  önemli 

sorunlarından birisi olarak karşımızda durmaktadır. Kırsal kesimde 

genellikle  aile  içerisinde  kullanılan  çocuk  emeği,  ailenin  bir  arada 

ve  kendi  işinde  çalışmasının  çokta  mümkün  olmadığı  kentlerde 

enformel  bir  çalışma  biçimi  olarak  sokaklara  kaymaktadır. Ailenin 

kontrolünün  devre  dışı  kaldığı  kentler,  nüfus  yoğunlukları,  insan 

çeşitlilikleri ve hızlı/duyarsız yaşam biçimleri ile sokaklarda çalışan 

çocuklar için bir taraftan farklı iş alanları sunarken diğer taraftan da 

bu  çocukların  karşılaşabilecekleri  olumsuzlukları  arttırmaktadırlar. 

İşsizlik, yoksulluk, göç, aile kurumundaki deformasyon gibi sosyal 

sorunlarında  tetiklediği  bu  dezavantajlı  çocuklar  sokak  çocukları 

kadar  tehlikeli  bulunmasalar  da  yapılan  çalışmalar  bu  çocukların 

sokakta  çalışmaya  devam  etmeleri  durumunda  çok  daha  ciddi 

sorunlarla karşılaşabileceklerini ortaya koymaktadır. 


ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ

356         Түркітілдес елдер  әлеуметтанушыларының V Конгресі

Bu  bağlamda  1.  İstanbul  Çocuk  Kurultayı  Raporunda  sokakta 

çalışan çocuklara dair tespitlerde son derece dikkat çekicidir. Raporda 

özellikle Taksim, Kadıköy ve Bakırköy’de sokakta mendil, sakız ve 

çiçek satan kız çocukların çok olduğu gözlemlendiği belirtilmektedir. 

Yine  raporda  yaşları  7’nin  altında  olan  çocukların  bile  çalıştığı, 

gece  saat  22.00–23.00’e  kadar  sokakta  kaldıkları,  bu  çocukların 

aile denetimi ve korunmasından uzak oldukları için yasadışı işlerde, 

örneğin;  fuhuş  ve  kuryelik  işlerinde  kullanıldıklarının  görüldüğü 

ifade edilmiştir. Sokakta çalışan çocuk giderek sokak çocuğu olmaya 

aday olmaktadır. Her iki grupta da hırsızlık yankesicilik ve bıçaklama 

gibi suçlar görülmektedir. ( Sayıta ve Şirin 2000;277)

Sonuç olarak bazı çocuklar tarihin her döneminde dezavantajlı 

gruplar  olarak  yaşamlarını  sürdürmüşlerdir.  Kimsesiz  çocukları, 

çocuk işçileri, ailesinin terk ettiği çocukları, çocuk köleleri, sokaklar 

da yaşayan çocukları bu dezavantajlı çocuk grupları içinde sayabiliriz. 

Örneğin bugün tıpkı İstanbul’da olduğu gibi Moskova’da da sokakta 

çalışan  çocuklar  önemli  bir  sorundur.  Ancak  dezavantajlı  çocuk 

gruplarının tarihsel geçmişi çok daha eskilere dayanmaktadır. Yetim 

ve kimsesiz çocuklar I. Dünya Savaşı, 1917 Rus Devrimi, 1920’lerin 

başındaki  Rus  iç  savaşı  ve  II.  Dünya  Savaşı  süresince  önemli  bir 

sosyal  sorun  olarak  görülmüş  ve  çeşitli  kurumlar  vasıtası  ile  bu 

çocuklara yönelik hizmetler verilmiştir. Uygulamalar Sovyet sonrası 

dönemde  de  devam  etmiştir.  (  Balachova,  Bonner  vd.  2009;28) 

Bugün  ise  Rusya’da  sokakta  çalışan  çocukların  sayısı  hakkında 

kesin rakamlar olmamakla birlikte, Moskova’da 30–50 bin arasında 

sokakta çalışan çocuk bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu çocukların 

%50-%60’ı  13  yaş  altındadır.  Yine  bu  çocukların  %10-%30  arası 

suç  faaliyetlerine  bulaşmıştır  ve  %20  ile  %30’u  fuhuş  sektöründe 

çalışmaktadır. Çocukların büyük çoğunluğu erkek olmakla birlikte, 

fuhuş sektöründe yer alan çocukların çoğunluğu kızdır. 

(Barkhatov, Boukharov, vd. 2002;21)

Rusya’da  uzmanlar  sokakta  çalışan  çocukların  otuz  farklı  işte 

çalıştıklarını  belirlemişler  ancak  çocukların  bahsettiği  yaklaşık 

kırk  farklı  iş  türünün  olduğu  tespit  edilmiştir.  Suç  işleme  durumu 

içermeyen  (non-criminal)  bu  işler  altı  kategoriye  ayrılmıştır;  ( 

Barkhatov, Boukharov, vd. 2002;16)



НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      357    



-  Parakende:  Mal  ambalajlama,  çiçek-gazete  satışı,  sokak 

satıcılarına yardım etme, teslimat, yükleme-boşaltma, ticari alanların 

temizlenmesi, sokak reklamcılığı vb.

-  Araba  Servisi:  Rüzgâr  kalkanı  temizliği,  araba  yıkama, 

dolum istasyonları ve araç tamir atölyelerindeki işler, duvar boyama, 

araba koruyuculuğu (bodyguardlık) vb.

-  Küçük  Atölyelerde  Çıraklık  ve  Serbest  Çalışanlar  için 

Asistanlık: Ayakkabı tamiri, mobilya yapımı, porselen yapımı, küçük 

matbaalar, bilgisayar kulüpleri, vb.  

-  Kurye  Hizmetleri:  Reklam  kataloğu,  broşür  dağıtımı, 

teslimatı vb.

-  Hurda Toplamak: Atık kâğıt, şişe, kavanoz, karton kutular, 

hurda metal vb.

-  Gündelik Sokak Hizmetleri: Araçlarla süpermarket arasında 

alışveriş  poşeti,  alışveriş  arabası  taşımak,  odun  teslimatçılığı,  cam 

temizliği, bebek bakıcılığı vb. 

Rusya  örneğinde  de  gördüğümüz  gibi  çocukların  sokaklarda 

çalışması  toplumların  ortak  sorunlarından  birisidir.  Bu  çocukların 

sokaklarda  yaptıkları  işler  ise  aşağı  yukarı  benzer  biçimlerdedir. 

İster  Moskova’da  olsun,  isterse  bu  çalışmaya  konu  olan  İstanbul 

sokaklarında  olsun,  sokakta  çalışan  çocuklar  çocuk  işçiliğinin 

enformel  bir  uzantısı/biçimi  olarak  günümüz  dezavantajlı  çocuk 

gruplarının kentlerde karşılaştığımız önemli bir yansımasıdır. 

KAYNAKÇA

Abdullah  KARATAY,  “  Sokakta  Çalışan  Çocuklar:  Çocuk  İşçiliği 

Ve  Sokak  Çocukluğu  Arasında  Bir  Çocuk  Kategori”,  1.  İstanbul  Çocuk 

Kurultayı Bildiriler Kitabı, İstanbul Çocuk Vakfı Yay., Yay. Haz. M. Ruhi 

Şirin, Sevgi Usta Sayıta, (538–550), İstanbul, 2000

Alâeddin ŞENEL, İlkel Topluluktan Uygar Topluma Geçiş Aşamasında 

Ekonomik Toplumsal Düşünsel Yapıların Etkileşimi, A.Ü. Siyasal Bilgiler 

Fakültesi Yay., Ankara 1982 

Celalaettin  VATANDAŞ,  “İhmal  ve  İstismarın  Çocukları  (Sokağın 

Çocukları ve Aileleri), 5. Sokakta Çalışan ve Yaşayan Çocuklar Sempozyumu, 

(131–151),  Gaziantep, 2007

Charlesde  LA  RONCİÉRE,  “Rönesans’ın  Eşiğinde  Toscana  İleri 

Gelenlerinin  Özel  Hayatı”,  Özel  Hayatin  Tarihi  II  Feodal  Avrupa’dan 


ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ

358         Түркітілдес елдер  әлеуметтанушыларының V Конгресі

Rönesans’a, Haz. Phillppe Ariés, Georges Duby, Çev. Roza Hakmen, YKY 

Yay., (171-327), İstanbul 2006

Clay GISH, “Street Arabs and Urchins”, Encyclopedia of Children and 

Childhood: In History and Society, Ed. Paula S. Fass, Gale&Thomsan Pub., 

(789–790), New York, Vol. 3, 2004, 

Colin  HEYWOOD,  Baba  Bana  Top At!  Batı’da  Çocukluğun  Tarihi, 

Çev. Esin Hoşsucu, Kitap Yay., İstanbul, 2003 

D. Barkhatov, A. Boukharov, Y. Vlasova, T. Vlasova, S. Ivanov, Y. Kotov, 

S. Snopova. Y. Shmeleva, In-Depth Analysis of Working Street Children in 

Moscow 2001, ILO/IPEC International Labour Office Moscow, 2002.

Ellen  SCHRUMPF,  “Child  Labor  in  the  West”,  Encyclopedia  Of 

Children and Childhood: In History And Society, Edited by Paula S. Fass, 

Vol. 1, The Gale Group Pub., (159–162),USA, 2004

Emin  BAŞARANBİLEK,  “Arkeolojik  Eserlerde  Çocuk”,  Toplumsal 

Tarihte  Çocuk,  Yay.  Haz.  Bekir  ONUR,  Tarih  Vakfı  Yurt  Yay.,  (36-48), 

İstanbul, 2006. 

Ersin ÖNENÇ, Gülnur ERTÜRK, Abdullah KARATAY v.d., 1. İstanbul 

Çocuk Kurultayı İstanbul Çocuk Raporu, İstanbul Çocuk Vakfı Yay.,İstanbul, 

2000.

Erol KUYURTAR, “Çocuk Hakları ve Paternalizm”, Sivil Toplum, Yıl 



4, Sayı 16, (45–58), İstanbul, 2006.

Güven Gürkan ÖZTAN, Türkiye’de Çocukluğun Politik İnşası, Bilgi 

Üniversitesi Yay.  İstanbul, 2011. 

Judith ENNEW, Sokak Çocukları ve Çalışan Çocuklar, Planlama İçin 

Bir Rehber, Çev. Çiçek Öztek, UNICEF Yay., Ankara, 1998 

Mine TAN, “Çocukluk: Dün ve Bugün”, Toplumsal Tarihte Çocuk, Yay. 

Haz. Bekir ONUR, Tarih Vakfı Yurt Yay., (1-22), İstanbul, 2006. 

Niyazi  BERKES,  “Sokaklardaki  Çocuklar”,  Felsefe  ve  Toplumbilim 

Yazıları, Adam Yayınları, İstanbul, 1985.

Oğuz  POLAT  (Derleyen.),  İstanbul  Sokak  Çocukları  Rehabilitasyon 

Modeli Sempozyumu, İBB Sağlık ve Sosyal Hizmetler Başkanlığı İstanbul 

Darülaceze Müdürlüğü Yay., İstanbul, 2007

Özcan KARABULUT, “Ekonomik İstismar: Çocukların Çalıştırılması, 

Çalışan Çocukların Sorunları ve Çözüm Yolları”, 1. İstanbul Çocuk Kurultayı 

Bildiriler Kitabı, İstanbul Çocuk Vakfı Yay., Yay. Haz. M. Ruhi Şirin, Sevgi 

Usta Sayıta, (503-523), İstanbul, 2000

Sevgi Usta SAYITA, M. Ruhi ŞİRİN (Yay. Haz.), 1. İstanbul Çocuk 

Kurultayı İstanbul Çocuk Raporu, İstanbul Çocuk Vakfı Yay.,2000.

Tatiana  N.  Balachova,  Barbara  L.  Bonner,  Sheldon  Levy,  “Street 

Children  in  Russia:  Steps To  Prevention”,  International  Journal  of  Social 

Welf, 2009: 18, (27–44). 


НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      359    



A DISADVANTAGED CHILD GROUP: WORKING 

CHİLDRENS IN ISTANBUL STREETS

Esra IŞIK

Doctor of Sociological Sciences, Associate Professor 

Associate Professor of Sociology Department of Istanbul University

Working in the streets is one of the the important social issues 

of today�s societies as a form of informel work of child labor. Child-

ren working on the streets are seen as intense especially in big cities 

like İstanbul and in recent decades it has also increased the interest in 

these children. This study is intended to make an overall assessment 

situation of children working on the streets of İstanbul and starting 

from child labor in the historical process.



НЕВЫГОДНАЯ ДЕТСКАЯ ГРУППА: ДЕТИ, 

РАБОТАЮЩИЕ 

НА УЛИЦАХ СТАМБУЛА 

Эсра Ышык,

доцент кафедры социологии Стамбульского университета,

доктор социологии, доцент

Работа на улицах, как форма неформального детского труда, 

является  одной  из  важнейших  социальных  проблем  нашего 

общества  на  сегодняшний  день.  Особенно  в  больших  городах, 

таких,  как  Стамбул,  сталкивание  с  детьми,  работающими  на 

улицах,  в  последние  годы  увеличило  интерес  к  ним.  Данный 

проект,  исходя  из  детского  труда  в  историческом  процессе, 

носит цель, чтобы сделать общую оценку касательно положения 

уличных  работников,  то  есть  детей,  работающих  на  улицах 

Стамбула. 



ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ

360         Түркітілдес елдер  әлеуметтанушыларының V Конгресі



УЗБЕКИСТАН

 

ЭКОЛОГИЧЕСКАЯ СТРАТЕГИЯ РАЗВИТИЯ 



ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН (ВОПРОСЫ 

ИНСТИТУЦИОНАЛИЗАЦИИ)

А.Г. Каххаров,

доктор социологических наук, профессор (Узбекистан)

В  первые  годы  ХХ1  века  никто  не  станет  отрицать,  что 

прошедшие  десятилетия  не  прошли  даром  для  человечества. 

Оно  стало  намного  умней  и  осторожней,  получив  ряд  важных 

уроков.  Прежде  всего,  пополнился  опыт  в  решении  наиболее 

кардинальных с точки зрения истории и самого человека задач 

–  проблем  выживания  людей  на  планете  Земля.  Мы  пережили 

период  окончания  �холодной  войны�,  противостояние  разных 

социально-политических систем прекратилось. Одной из примет 

нашего времени выступает смена образа глобальной опасности 

– массовое осознание угрозы ядерной катастрофы уступило ме-

сто не менее массовому осознанию серьезности экологического 

кризиса.

О  глобальном  экологическом  кризисе,  под  которым 

понимается  в  первую  очередь  неблагоприятное  качественное 

изменение  природной  среды,  подрывающее  саму  возможность 

дальнейшего существования сложившихся форм жизни на Земле, 

в  том  числе  существование  человеческой  жизни  говорилось 

сравнительно давно. Первыми тревогу подняли ученые. В конце 

60-х  годов  алармистские  предупреждения  о  надвигающейся 



НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН

                  

 

 V Конгресс социологов тюркоязычных стран                      361    



экологической  катастрофе  обрели  институциональную  форму. 

Нельзя  не  отдать  должное  деятельности  Римского  клуба- 

международной  общественной  организации,  объединяющей 

ученых,  политиков,  предпринимателей.  В  центре  концепций 

Римского  клуба  находятся  вопросы  тенденций  антропогенных 

и  техногенных  воздействий  на  экологическую  ситуацию,  ее 

прогнозирование  с  учетом  истощения  естественных  ресурсов, 

загрязнения  природной  среды,  роста  народонаселения, 

нехватки продовольствия и т.д. Алармизм ученых нашел отклик 

в  массовом  сознании,  появились  экологические  движения 

,группы  экоактивистов.  Сегодня  экологические  проблемы 

занимают  одно  из  первых  мест  в  общественном  сознании, 

велика  обеспокоенность  мировой  общественности  состоянием 

окружающей среды, решением природоохранных задач.

Насколько  оправданы  тревога  и  озабоченность  людей 

состоянием окружающей среды. Ответ однозначен – недооценка 

экологического  фактора  в  жизни  современного  общества 

способна  увеличить  масштабы  экологической  опасности, 

ускорить сползание человечества к критической черте. Настало 

время  объединенных  коллективных  действий,  ведь  природа  не 

знает  установленных  человеком  границ,  именно  она  ждет  от 

человечества разумного всеединства.

Некоторые  современные  прогнозы,  разрабатываемые  на 

основе  огромной  информации  и  компьютерных  программ 

определяют мировой крах 2030 годом, если конечно мы будем 

продолжать  политику  разрушения  и  расточительства  по 

отношению  к  природе.  Наша  планета  перенаселена,  если  не  в 

демографическом смысле, то в социальном* 2 миллиарда людей 

страдают  от  дефицита  продовольствия,  голода.  По  мнению 

некоторых ученых, необходимо ограничить население Земли. Нас 

уже 6,5 миллиардов, хотя теоретический предел возможностей 

Земли исчисляется по крайней мере 10 миллиардами человек.

Очевидно,  настало  время  не  �бухгалтерской�  дотошной 

проверки  предостережений  ученых.  Нужна  революция 

сознания,  коренное  изменение  этических  установок,  систем 

ценностей и норм, что только способно создать почву для нового 

видения целого комплекса проблем взаимодействия природы и 



Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   58




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет