YOUTH AND YOUTH POLICY IN TURKEY
Prof. Dr. Hayati Besirli
Head of Sociology Department of Gazi University, Ankara
In order to continue the existence of society, the youth take an important
role in the period of reproduction of social structure. Young people in the pro-
cess of socialization of society , passing cultural values continue its structure.
The youth forming dynamic aspect of society has an important role in this
field. Young people is a major factor in the continued existence of society.
Regarding youth, a lot of definitions are made. These definitions are
diversified based on the fact that human is a biological and social being. A
common trait determining both biological and social characteristics of the
people emphasizes that this period reflects the change.
Policy, developed by the society for the young people acquire great im-
portance in this area. One of the places where these policies will be applied,
together with open and latent functions are educational institutions. In this
process, the point of view regarding the youth in Turkey formed the basis
associated with the principles of Ataturk, which were formed on the basis of
secular and democratic values and educational institution has developed a
program in this scope.
Keywords: youth, policy of youth, socialization, Turkey
МОЛОДЕЖЬ И МОЛОДЕЖНАЯ ПОЛИТИКА В ТУРЦИИ
Проф. Доктор Хаяти Беширли,
Заведующий кафедрой социологии университета Гази,
доктор социологических наук, профессор, г.Анкара
Для продолжения существования общества и в периоде
воспроизводства социальной структуры, молодежь играет очень
выжную роль. Молодежь в процессе социализации общества, передает
культурные ценности и продолжает его структуру. Молодежь,
образующая динамическую сторону общества, играет важную роль в
этой сфере. Молодежь является основным фактором в продолжении
существования общества.
Касательно молодежи, делается очень много определений. Данные
определения диверсифицируются на основании того, что человек
является биологическим и социальным существом. Общая черта
определения, как биологические, так и социальные характеристики
ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ
324 Түркітілдес елдер әлеуметтанушыларының V Конгресі
людей подчеркивают, что этот период отражает, происходящие
изменения.
Методы политики, выработанные обществом в этой сфере для
молодежи, приобретают большое значение. Одно из мест, где будут
применены эти методы, вместе с открытыми и латентными функциями
составляют учебные заведения. В этом процессе точка зрения
касательно молодежи в Турции сформирована в молодежной среде,
связанной с принципами Ататюрка, которые образовались на основе
светских и демократических ценностей и учебное заведение в этой
сфере подготовило программу.
Ключевые
слова:
молодежь,
молодежные
политики,
социализация, Турция
НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН
V Конгресс социологов тюркоязычных стран 325
ULUSLAR ARASI İŞGÜCÜ GÖÇÜ KAPSAMINDA
BELÇİKA’DA TÜRK NÜFUSUNUN OLUŞUM SÜRECİ
VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUM.
Cahit Gelekçi
Assoc.Prof.Dr. (Ph.D.) Hacettepe University, Faculty of Letters,
Department of Sociology, Ankara, Turkey
II. Dünya Savaşının sona ermesinden sonra başta Federal Al-
manya olmak üzere Avrupa’da bulunan birçok ülke ekonomik alanda
ihtiyaç duyduğu işgücünü yeterince karşılayamaz durumdaydı. I. ve
II. Dünya Savaşları nedeniyle olduğu Avrupa’dan Amerika ve Ka-
nada’ya gerçekleşen zorunlu göçülerin yanı sıra her iki savaşın ne-
den olduğu kayıplar Avrupa’daki birçok ülkenin işgücü ihtiyacının
doğmasına yol açmıştır. Savaşlar nedeniyle yaşanan nüfus kaybının
yanı sıra ekonomide üretim ve yatırım odaklı politikaların izlenme-
si nedeniyle Federal Almanya başta olmak üzere, Fransa, Hollanda,
Belçika ve diğer birçok Batı Avrupa ülkesi çevre ülkelerden ve eski
sömürgelerinden �misafir işçi� kapsamında işçi getirtmeye başlamış-
tır. Aynı dönemde Türkiye’de kırsal alandan kentlere yoğun bir göç
hareketi yaşanmakta, kentleşmeyle birlikte ekonomik alandaki sıkın-
tılar, işsizlik sorunu gittikçe içinden çıkılamaz bir hal almaktaydı.
Türkiye’nin 1950’li ve 1960’lı yıllarda içinde bulunduğu bu durum
bazı Türk vatandaşlarının Avrupa’da işçi ihtiyacı duyan ülkelere ge-
çici süreyle çalışmak için gitmelerine yol açmıştır. Türkiye’den sana-
yileşmiş Batı Avrupa ülkelerine yönelik işçi göçü başlangıçta yasal
çerçeveden yoksundu. Ancak 1950’li yıllardan itibaren şahsi girişim-
ler ile Batı Avrupa ülkelerine yönelik başlayan işgücü akımının ilerle-
yen süreçte belirli hukuki ve idari esaslara bağlanması, hem gönderen
ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ
326 Түркітілдес елдер әлеуметтанушыларының V Конгресі
hem de kabul eden ülke çıkarları açısından, bir ihtiyaç olarak ortaya
çıkmıştır. Türkiye’de İş ve İşçi Bulma Kurumu ile yetkili irtibat bü-
roları bu ihtiyacı karşılamak üzere görevlendirilmiştir (Yurt Dışı Göç
Hareketleri ve Vatandaş Sorunları 1973: 17-18).
Türkiye ilk dışgöç ve işgücü alışveriş anlaşmasını 1961 yılında
Federal Almanya ile imzalamıştır. Bu anlaşmayı 1964 yılında Hollan-
da, Belçika, Danimarka ve Avusturya ile imzalanan anlaşmalar, 1965
yılında Fransa, 1967’de ise İsveç ile yapılan anlaşmalar izlemiştir
(Abadan-Unat 2006). Türkiye’nin birçok sanayileşmiş Batı Avrupa
ülkesi ile işgücü alışveriş anlaşmaları imzalaması günümüzde birçok
Avrupa ülkesinde kalıcı bir Türk nüfusunun oluşum sürecini başlatan
esas neden olmuştur.
Çalışmamızın konusunu oluşturan Belçika’daki Türk varlığının
oluşum sürecine değinmeden önce Belçika hakkında kısa bir bilgi
vermek yararlı olacaktır.
Belçika, Hollanda, Fransa, Lüksemburg ve Almanya’ya sınır
komşusu olan yaklaşık 11milyon nüfusa sahip bir ülkedir. Birleş-
miş Milletlerin, NATO’nun ve Avrupa Birliğin merkezi konumunda
bulunan Belçika devleti kuruluşu itibariyle farklı üç toplum esasına
dayanmaktadır. Günümüzdeki anayasasına göre üç toplum, üç bölge
ve 10 eyaletten oluşmaktadır. Belçika’nın kuruluşunda esas olan üç
toplum Flamanlar, Valonlar ve Almanca konuşan topluluk, bölgeler
ise Flaman Bölgesi, Valon Bölgesi ve Brüksel-Başkent Bölgesi’dir.
Flamanlar ülkenin kuzeyi ve Brüksel-Başkent Bölgesinde, Valonlar
ülkenin güneyi ve Brüksel-Başkent Bölgesinde, Almanca konuşan
toplum ise ülkenin doğu bölgesinde bulunan Eupen ve Saint Vith’te
yaşamaktadırlar (Gelekçi ve Köse 2009).
Belçika 20.yüzyılın ortalarına kadar genellikle ülke dışına göç
veren bir ülke durumundaydı. II. Dünya Savaşının sona ermesiyle
birlikte Belçika sanayileşme alanında yakaladığı gelişmeler ile göç
alan, ekonomi ve nüfus açısından büyüyen bir ülke konumuna gel-
miştir. Belçika’nın özellikle ekonomik alanda hızla büyümesi işgü-
cü ihtiyacının doğmasına yol açmıştır. Belçika’nın işgücü açığının
kapatılmasına yönelik geliştirilen politikaların başında ise komşu ve
çevre ülkelerden geçici işçi getirtme modeli yer alıyordu. Belçika’nın
işgücü ihtiyacını gidermeye yöneldiği ilk ülke İtalya olmuştur. Geçici
işçi olarak getirilen İtalyanlar maden ocaklarında, demir ve çelik en-
НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН
V Конгресс социологов тюркоязычных стран 327
düstrisinde istihdam edilmişlerdir. Başlangıçta İtalya’dan karşılanan
işgücü ihtiyacı daha sonra İspanya, Yunanistan, Fas ve Türkiye’den
getirtilen işçilerle karşılanmaya çalışılmıştır. Belçika hükümeti ihti-
yaç duyduğu iş gücü açığını kapatmak için İtalya ile 1946 yılında,
daha sonra 1956 yılında İspanya’yla, 1957’de Yunanistan’la, 1964’de
Fas ve Türkiye’yle, 1969 yılında Tunus’la, 1970 yılında ise Cezayir
ve Yugoslavya ile ikili anlaşmalar imzalamıştır (Wets 2008: 89).
Belçika’ya geçici süreyle çalışmak için ilk gelen göçmenler sa-
dece Avrupa kökenli ve Katolik iken, sonrakiler ise genellikle Av-
rupalı olmayan ve Müslümanlardır. 1970’li yıllardan itibaren ise
Belçika’nın sömürgesi olan veya etki sahasında bulunan ülkelerden;
Kongo, Ruanda, Burundi gibi ülkelerden Afrikalılar ülkeye gelmeye
başlamışlardır. Afrika ülkelerinden gelenlerin sayısı politik sığınma
veya iltica yoluyla devamlı arta gelmiştir (Lesthaeghe 2000: 2-4). Af-
rika ülkelerinden yasal veya yasal olmayan yollardan gelenlerin sayı-
sındaki hızlı artışa rağmen Belçika’da, Avrupa Birliği üyesi olmayan
ülke vatandaşları içerisinde nüfus yoğunluğu bakımından ilk sırada
Faslılar ikinci sırada ise Türkler gelmektedir (Wets 2008: 89).
Belçika’da yaşayan yaklaşık 200.000’in üzerindeki Türk nüfu-
su ülkenin
hem Valon hem de Flaman
bölgelerine dağılmış, gruplar
halinde yaşayan ve geldikleri ülke açısından oldukça homojen bir ya-
pıya sahiptirler. Afyon ve Eskişehir’den göç etmiş olan Türkler ço-
ğunlukla Brüksel ve Gent’te yaşamaktadırlar. İç ve Doğu Anadolu
bölgelerinden göç edenler ise genellikle Limbourg ve Antwerpen’de,
Türkiye’nin diğer bölgelerinden göç edenler ise Belçika’nın çeşitli
illerinde yaşamaktadırlar (Reniers 2000:71).
Flaman Bölgesinde ya-
şayan Türkler daha çok Gent, Limburg ve Antwerp’te, Valon Böl-
gesinde yaşayanlar Liège, Charleroi, Beringen, Mons ve La Louviè-
re’de, Brüksel-Başkent Bölgesinde yaşayanlar ise başkent Brüksel’de
ikamet etmektedirler (Gelekçi ve Köse 2009). Belçika’daki Türklerin
önemli bir bölümü,
yaklaşık%25’i,
Brüksel’de
yaşamaktadır (Lestha-
eghe 2000: 26).
Günümüzde Belçika’da yaşayan Türk nüfusunun ilk oluşum aşa-
masını, diğer birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, işçi göçü ile gi-
denler oluşturmaktadır. 1961-1974 yılları arasında Türkiye’den İş ve
İşçi Bulma Kurumu tarafından Avustralya ve Avrupa’ya gönderilen
toplam işçi sayısı 801.648’dir. 801.648 kişinin 655.790’i erkeklerden,
ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ
328 Түркітілдес елдер әлеуметтанушыларының V Конгресі
145.848’i ise kadınlardan oluşmaktaydı. Yurtdışına çalışmak üzere
gönderilen işçilerin gittikleri ülkelere göre dağılımına baktığımızda
ise ilk sırayı 649.337 kişi ile Almanya’nın aldığı görülmektedir.
Geriye kalan 152.311 işçinin ise 5.806’sı Avustralya’ya, 36.960’ı
Avusturya’ya, 15.864’ü Belçika’ya, 3.579’u Danimarka’ya, 55.943’ü
Fransa’ya, 24.862’si Hollanda’ya, 7.130’u ise İsviçre’ye gönderil-
miştir. 2.167 kişi ise İngiltere’ye (İngiltere ile 09-09-1959 tarihin-
de sadece sosyal güvenlik anlaşması imzalanmıştır) gönderilmiştir.
1961-1974 yılları arasında işçi statüsünde gönderilen toplam kadın
işçi sayısının 138.739’u da Almanya’ya gönderilmiştir (Akgündüz
2007:111; Yurt Dışı Göç Hareketleri ve Vatandaş Sorunları 1973:101;
Gelekçi ve Köse 2009:57 ). İşçi statüsünde yurt dışına gönderilen ka-
dınların yaklaşık% 95 gibi büyük bir çoğunluğu Almanya’ya gönde-
rilmiştir. Çalışmamıza konu olan Belçika’ya ise aynı dönemde sadece
33 kadın işçi gönderilmiştir.
Belçika’ya ve diğer Avrupa ülkelerine «misafir işçi» statüsünde
gönderilen Türkler, anlaşmalar gereği süreleri dolduğunda Türki-
ye’ye geri döneceklerdi. Ancak gerek gittikleri ülkelerde çalıştıkları
firmalar gerekse işçilerin kendileri çalışma süreleri dolduğunda geri
dönmek yerine yeniden iş sözleşmesi yapmak suretiyle sürenin uza-
tılması yoluna gidince farklı bir süreç yaşanmaya başlandı. Bu süreç
misafir işçilikten kalıcı vatandaşlığa giden yolun başlangıcıdır.
1960’lı yılların sonu ve 1970’li yılların başlangıcı Belçika’ya
geçici olarak çalışmaya giden Türklerin elde ettikleri bazı yasal hak-
lardan da yararlanarak eşlerini ve çocuklarını yanlarına götürme süre-
cinin yoğun yaşandığı bir dönemdir. Ancak 1970’li yılların ortalarına
doğru yaşanan ekonomik kriz Batıdaki birçok ülke gibi Belçika’nın
da 1973 yılında işçi alımlarını durdurmasına neden olmuştur. Bel-
çika ve yurt dışından işçi getirten diğer ülkeler toplu işçi göçlerini
durdurmuş, aile birleşmelerine kısıtlamalar getirmişlerdir. İlerleyen
süreçte ise Türkiye’ye geri dönmeleri için politikalar geliştirilmiş,
hatta teşvikler uygulamışlardır. Geri dönüş için uygulanan teşvikler
bir ölçüde başarılı olmuştur. Ancak uygulanan teşviklere rağmen işçi
mübadelesi kapsamında yurt dışına çalışmak üzere giden Türklerden
bir bölümünün geri dönmesine karşın, bir kısmı gittikleri ülkelerin
kendilerine sağlamış olduğu olanaklardan ve elde etmiş oldukları ya-
sal haklarından faydalanarak çalışmak üzere gittikleri ülkelerde kal-
НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН
V Конгресс социологов тюркоязычных стран 329
maya karar vermişlerdir. 1970’li yıllardan günümüze gelinen süreçte
ise Avrupa’nın birçok ülkesinde kalıcı olarak yaşamaya karar vermiş
olan Türklerin nüfusu, aile birleşmeleri ve aile kurma yoluyla önemli
oranda artmıştır (Gelekçi ve Köse 2009: 90).
Belçika’ya 1974 yılından sonra giden Türklerin büyük çoğun-
luğunu «aile birleşimi� veya �aile kurma� kanalıyla gitmiş olanlar
oluşturmaktadır. �Aile birleşimi� çocuklara ve eşlere Belçika’da
yerleşme ve yaşamaya, �Aile Kurma� ise evlilik için eşlerini Tür-
kiye’den seçmiş olan Türklerin eşlerini Belçika’ya götürmelerine
olanak sağlamıştır. 1974 yılından önce iş gücü çerçevesinde göç er-
keklerden oluşurken, daha sonraki yıllarda evlilik yoluyla yapılan
göçlerin büyük bir bölümü ise kadınlardan oluşmuştur. (Gelekçi ve
Köse 2009, s.107). Ancak ilerleyen zaman içinde cinsiyet dağılımları
birbirine yakın hale gelmiştir. Örneğin Belçika’nın Flaman Bölgesi-
ne gidenler içerisinde kadın-erkek sayısı neredeyse birbirine eşit hale
gelmiştir. 2001 yılından 15 Nisan 2005 tarihine kadar olan süreçte
evlilik yoluyla Belçika’ya gidenlerin% 46’sını kadınlar oluşturmuştur
(Timmerman 2008: 123).
Avrupa’nı çeşitli ülkelerine işçi statüsünde gidenlerden bekâr
olanların, aile birleşimi ile giden çocuk veya gençlerin veya yurtdışın-
da doğmuş olanların evliliklerinin önemli bir bölümünü Türkiye’den
yapmaları Avrupa’da ve Belçika’daki Türk nüfusunun oluşumunun
temel nedenlerinden biri olmuştur. Türkiye’den evlilik yoluyla yurt
dışına gidişlerde özellikle yurtdışına çalışmak üzere gitmiş olan iş-
çilerin veya ailelerinin yurda geri dönüşlerinde veya ziyaretleri sı-
rasında çevrelerinde bıraktıkları olumlu izlenimler Türkiye’de bek-
lentileri arttırmış ve evlilik yolu ile göçü hızlandırmıştır. Geri dönen
işçilerin birçoğu çevrelerinde başarılı olarak değerlendirilmektedir.
Bunun başlıca nedenleri, ülkeye yanlarında araba ve birçok yeni tü-
ketim eşyası ile dönmeleri, ev, mal-mülk sahibi olmaları, biriktirdik-
leri paralarla geldikleri köylere, kasabalara yakın şehirlere yerleşme-
leri ve yatırım yapmaları olmuştur. Yurt dışında sahip olunan refah
seviyesinin komşular ve akrabalar yanında sergilenmesi potansiyel
göçmen nüfus üzerinde çok etkili olmuştur (Şen ve Koray 1993:20).
Böylece Avrupa’nın birçok ülkesinde kalıcı olarak yaşamaya başla-
yan Türk işçilerinin nüfusu azımsanamayacak oranlara ulaşmıştır. Bu
gelişmelere bağlı olarak da Avrupa da kalıcı bir Türk nüfusu meydana
ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ
330 Түркітілдес елдер әлеуметтанушыларының V Конгресі
gelmiştir. 2007-2008 yıllarında Belçika’da gerçekleştirdiğimiz alan
araştırmasının verileri Belçika’da Türk nüfusunun oluşum süreci ve
biçimi açısından bize önemli bilgiler sağlamaktadır.
2007-2008 yıllarında Belçika’da gerçekleştirdiğimiz alan araştır-
ması kapsamında anket (15 yaş ve üzeri 490 kişiye anket uygulanmış),
odak grup ve mülakat teknikleri kullanılarak veriler toplanmıştır.
Çalışma kapsamında anket uygulanan 490 kişinin%46.9’u (230)
kadınlardan,%53.1’i (260) ise erkeklerden oluşmaktadır. Türk işçi
göçünün gerçekleştiği ilk dönemde işçilerin büyük çoğunluğu erkek-
lerden meydana gelmekteydi. Belçika’da Türk kadınının varlığı ise
ilk aşamada aile birleştirmeleri yoluyla oluşmaya başlamıştır. Daha
sonraki süreçte ise aile kurma kanalıyla gidenler ve doğum temel et-
ken olmuştur.
Kendilerine soru kâğıdı uyguladığımız araştırma gurubunun
yaşları ise 15 ile 74 arasında değişmektedir. Araştırmanın örnekle-
mini oluşturan grup içerisinde%16.7 ile ilk sırada 20-24 yaş grubu
yer almaktadır. Daha sonra ise sırasıyla%13.9 ile 35-39 yaş gru-
bu,%13.7 ile 25-29 yaş grubu,%13.3 ile 30-34 yaş grubu,%10.8 ile
15-19 yaş grubu,%10.6 ile 40-44 yaş grubu,%7.1 ile 50-54 yaş gru-
bu,%6.7 ile 45-49 yaş grubu,%5.9 ile 55-59 yaş grubu,%0.8 ile 60-64
yaş grubu,%0.4 ile de 65 ve üzeri yaş grupları gelmektedir. Anket
uygulanan yaş grupları içerisinde 15 ile 44 yaş aralığındaki kişiler
örneklemin%79’una karşılık gelmektedir. Bu yaş aralığındaki kişile-
rin büyük bir bölümü Belçika’da doğmuş olanlar ve aile kurma kana-
lıyla Belçika’ya gitmiş olanlardan meydana gelmektedir.
Çalışmamız kapsamında anket uygulanan örneklem grubumuzun
%62.4’ü (306 kişi) Türkiye,%37.6’sı (184ise) ise Belçika doğumlu-
dur. Türkiye doğumlular işçi olarak gidenler, aile birleşimi kanalıyla
gidenler, aile kurma yoluyla gidenler, eğitim görmek amacıyla veya
turist olarak gidip oraya yerleşmeye karar verenlerden oluşmaktadır.
Türkiye doğumluların oranı Belçika’daki Türk nüfusu içerisinde her
geçen yıl daha da azalmaktadır. Çünkü Belçika’da yaşayan Türklerin
Türkiye’den evlenerek eşlerini Belçika’ya götürmelerindeki oranlar
gittikçe düşmektedir. Bu durumun nedenlerinden biri Belçika’nın
2005 yılından sonra Türkiye’den evlilikler yoluyla ülkeye girişleri
azaltmak amacıyla uygulamaya başladığı politikalardır. Bu durum
Belçika’daki Türkler arasında Türkiye doğumluların sayısının de-
НАЦИОНАЛЬНЫЕ СТРАТЕГИИ РАЗВИТИЯ ТЮРКОЯЗЫЧНЫХ СТРАН
V Конгресс социологов тюркоязычных стран 331
vamlı olarak azalmasına nedenlerinden biridir.
Tablo 1
Araştırma Grubunun Belçika’ya Geliş Şekline Göre Dağılımı
Belçika’ya Geliş Şekli
Sayı
Yüzde
Belçika’da doğdum
178
36.3
Evlilik yoluyla geldim (Aile kurma)
177
36.1
Aile birleşimi yolu ile geldim
78
15.9
İşçi olarak geldim
18
3.7
Turist olarak geldim
20
4.1
Eğitim görmek amacıyla geldim
10
2
İltica yoluyla geldim
7
1.4
Cevapsız
2
0.4
Toplam
490
100.0
Araştırmamız kapsamındaki kişilerin Belçika’ya geliş şeklerine
yönelik sorulan soruya verdikleri cevapların dağılımının yer aldığı
tablo 1’de ilk sırayı%36.3 ile Belçika’da doğmuş olanlar almaktadır.
Belçika doğumluların sayısının 184 kişi olmasına karşılık Belçika’ya
geliş şeklinin yer aldığı tablo 1’deki dağılımda Belçika doğumlula-
rın 178 olarak görülmesinin nedeni araştırma grubundaki bazı ki-
şilerin Belçika’da doğmasına karşılık Türkiye’ye dönüş yapmaları,
daha sonra ise evlenerek veya başka bir nedenle tekrar Belçika’ya
geri dönüş yapmalarından kaynaklanmaktadır. Bu durumdaki kişi sa-
yısı 6’dır. Belçika doğumluları%36.1 ile evlilik yoluyla gelin veya
damat olarak gidenler,%15.9 ile aile birleşimi yoluyla gidenler,%4.1
ile turist olarak gidenler,%3.7 ile işçi olarak gidenler,%2 ile eğitim
görmek amacıyla gidenler,%1.4 ile ise iltica yoluyla Belçika’ya git-
miş olanlar takip etmektedir. Türkiye’den Belçika’ya çalışmak üzere
gönderilen işçilerin büyük bir bölümü erkeklerden ve aynı zamanda
evlilerden oluşmaktaydı. Belçika’da çalışma süreleri uzatılan Türk iş-
çilerin bir bölümü Belçika devletinin aile birleşimine izin vermesiyle
eş ve çocuklarını Belçika’ya götürmüş, bekâr olanların bir bölümü de
Türkiye’den evlenerek (aile kurarak) eşlerini Belçika’ya götürmüş-
lerdir. 1970’li yıllarda daha çok aile birleşimi yoluyla Türkiye’den
ТҮРКІТІЛДЕС ЕЛДЕР ДАМУЫНЫҢ ҰЛТТЫҚ СТРАТЕГИЯЛАРЫ
332 Түркітілдес елдер әлеуметтанушыларының V Конгресі
Belçika’ya göç gerçekleşirken, 1980’li yıllardan sonra «aile kurma»
yoluyla gelin veya damatların gidişleri söz konusudur. Belçika’ya tu-
rist olarak giden bazı Türkler ise Belçika’nın imkânlarını göz önünde
bulundurarak ya evlilik ya da iş bularak oraya yerleşmişlerdir.
Belçika doğumlu olmayan kişilerin Belçika’da bulunma süreleri
bize Belçika’ya göçün nasıl ve hangi zamanlarda gerçekleştiği açı-
sından bilgi sağlamaktadır. Yukarıda da ifade edildiği üzere araştır-
ma kapsamında anket uygulanan katılımcıların sadece%36.3’ü Bel-
çika’da doğmuştur. Geriye kalanların Belçika’ya gidiş ve bulunma
nedenleri farklılaşmaktadır. Belçika doğumluların dışında katılım-
cıların%22.5 ile 1-5 yıl arasında Belçika’da yaşayanların ilk sırayı
aldığı görülmektedir. Yapmış olduğumuz görüşmeler ve alanda bir yıl
boyunca yapılan incelemelere göre bu grupta yer alanların büyük ço-
ğunluğu evlilik yolu ile
�aile kurarak� Belçika’ya gidenlerden olu
şurken
çok az bir kısmı turist olarak veya eğitim görmek amacıyla gidenler-
den oluşmaktadır. İkinci sırada%21.9 ile 30 yıldan daha uzun süredir
Belçika’da yaşayanlar yer almaktadır. Bu grupta işçi olarak giden ilk
kuşak ve onların aile birleşimi yoluyla Belçika’ya götürdükleri eş ve
çocukları büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Daha sonra ise sırasıy-
la%15.8 ile 6-10 yıl arası,%11.5 ile 16-20 yıl arası,%11.2 ile 26-30
yıl arası,%10.8 ile 11-15 yıl arası,%5.1 ile 21-25 yıl arası Belçika’da
yaşayanlar gelmektedir. 25 yıldan daha uzun süredir Belçika’da yaşa-
yanların büyük bölümü işçi olarak veya aile birleşimi yoluyla giden-
ler ile Belçika’da doğmuş olanlardan oluşurken 1 ile 25 yıl arasın-
daki gurubun önemli bir kısmı aile kurarak gelin veya damat olarak
Belçika’ya gidenlerden veya Belçika’da doğmuş olanlardan meydana
gelmektedir.
Sonuç olarak i
şgücü anlaşması çerçevesinde Belçika’ya çalışmak
üzere gidenlerin bir bölümünün geri dönmesine karşın, önemli bir
kısmı gittikleri ülkenin kendilerine sağlamış olduğu olanaklardan
faydalanarak orada yaşamaya karar vermişlerdir. Dolayısıyla
Belçika’daki Türk nüfusunun ilk aşamasını �Misafir İşçi» statüsünde
geçici süreyle çalışmak üzere giden ancak Türkiye’ye geri dönme-
yen ilk kuşak oluşturmaktadır. İkinci aşamayı ilk kuşak gidenlerin
aile birleşimi çerçevesinde eşlerini ve çocuklarını götürmeleri, üçün-
cü aşamayı ise ilk kuşak gidenlerden bekâr olanların, aile birleşimi
yoluyla gidenlerden veya Belçika’da doğup büyümüş olmasına kar-
|