141
3-СЕКЦИЯ
ҚАЗІРГІ ГУМАНИТАРЛЫҚ ҒЫЛЫМНЫҢ ДАМУ
ТЕНДЕНЦИЯЛАРЫ
ТЕНДЕНЦИИ РАЗВИТИЯ СОВРЕМЕННОЙ
ГУМАНИТАРНОЙ НАУКИ
Ercan Alkaya,
Fırat Üniversitesi İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü,
Doctor of Philological Sciences, Professor
(Turkey)
İKİ DİLLİLİK VE RUSÇADAN TATAR TÜRKÇESİNE
GEÇEN KAVRAM TERCÜMELERİ
Summary. Translation of concepts is one of the aspects occurring as a result
of relationships among languages.
In this study, concept translations borrowed
from Russian language by Kazan Tatar Turks who are bilingual Turkic clan were
investigated. The words used in colloquial language were especially searched and
classifi ed under several titles.
In this context, it was stressed how Russian language
affected Tatar Turkish and the process of concept translations were searched.
İnsanların bir arada yaşama zorunluluğu, dil ilişkilerinin temelini oluşturur.
Farklı dillere sahip olan insanlar, bir arada yaşamak zorunda kalınca veya çeşitli
sebeplerle münasebette bulununca karşılıklı olarak dilleri birbirinden etkilenir.
Geçmişteki savaşlar, göçler, kültürel etkileşimler, aynı medeniyete dahil olma
gibi sebeplerle birlikte günümüzdeki teknolojik gelişmelere bağlı olarak iletişim
araçlarının yaygınlaşması dil ilişkilerini hızlandırmıştır.
Başka dillerden etkilenmeyen, tamamen saf halde bulunan bir dilin varlığı
düşünülemez. Her dilin bünyesinde, mutlaka başka dillerden alınmış unsurlar görülür.
Her milletin dili;
ekonomik, kültürel, siyasi, askeri münasebetler ve teknolojik
etkilerle yeni düşünceler, kavramlar ve kazanımlar kabul eder. Malum olduğu üzere
bu bağlamda Avrupa dilleri Latinceden, Türkçe de Arapça ve Farsçadan önemli
ölçüde etkilenmiştir.
İki dillilik (bilingualism), insanın çeşitli sebeplerle ve değişik şartlar altında
birden fazla dili edinmesi, kullanması veya ikinci bir dili ana diline yakın düzeyde
öğrenmesi olarak tanımlanmaktadır.
1
Türkçe Sözlük’te de iki dillilik “1. İki ayrı dile
sahip olma veya iki ayrı dili okuyup yazma gücünde ve becerisinde olma. 2. İki dilin
bir arada konuşulduğu bölge veya ülke”
2
şeklinde açıklanmaktadır.
1 Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, 3. C., TDK Yay., Ankara 1998, s. 26.
2
Türkçe Sözlük, 10. Baskı, TDK Yay., Ankara 2005, s. 947.
142
Bir insanın iki dilli olarak yetişmesi, özellikle başka milletlerden,
ana dilleri
farklı ana babaların çocuklarında görülmekte; ayrıca, yabancı ülkelerde çok uzun
süre o ülke halkıyla sıkı ilişkiler içinde yaşayanlarda, iyi bir yabancı dil öğrenimi
görerek bunu uygulama imkânı bulanlarda, herhangi bir yerdeki azınlıkların dilinde,
resmi dili aynı olan ülkelerde, kısacası, birden fazla dilin öğrenilip kullanılması
durumunda ortaya çıkmaktadır.
3
Dilbilimci ve ruhbilimciler, iki dillilikte her zaman için dillerden birinin ana dili
olduğunu, bunun, çocuğun bilinçaltına indiğini belirtmektedirler.
4
Türk dünyasının tamamı göz önüne alındığında, bugün dünya Türklüğü içinde
Türkiye Türklerinin dışında, diğer Türk boylarının tamamının iki dilli olduğu
görülmektedir. Dünya üzerindeki Türkler, kendi ana dillerinin yanı sıra, yaşadıkları
yerlere bağlı olarak, Rusça, Arapça, Farsça, Çince, Bulgarca, Yunanca, Sırpça,
Almanca, Fransızca, İngilizce
gibi bir dili, ikinci dil olarak kullanmaktadırlar.
Bu durum da bu bölgelerdeki Türkçeyi daha çok yabancı dillerin tesirine maruz
bırakmakta, hatta Türkçenin zamanla ikinci plana atılmasına yol açmaktadır.
Bugün merkez olarak Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nde ve İdil-Ural Bölgesinde
yaşayan Tatar Türkleri de iki dilli bir Türk boyu durumundadır. Ortak İslam
medeniyeti içinde yer almasından dolayı bünyesinde pek çok Arapça ve Farsça
unsur bulunduran Tatar Türkçesinin en çok etkilendiği dil ise Rusçadır. 1552
yılında Rusya’nın hâkimiyeti altına giren Tatar Türklüğü, beş yüz yıla yaklaşan bir
zaman diliminde Rusçadan önemli ölçüde etkilenmiştir. Dolayısıyla bugün Rusya
Federasyonu’nda yaşayan her Tatar Türk’ü aynı zamanda iki dillidir.
Tataristan’daki iki dillilik, daha çok Rusça lehine işlemekte ve Tatar Türkçesini
saf dışı bırakmaktadır. İki dilli kişi aslında ana dilini daha iyi bilen ve diğer dille
düşüncelerini ifade ederken zorlanan ve bu sebeple bazı kavramları kendi dilinden
tercüme eden kişidir. Fakat Tatar Türklerinde bu durum tersine işlemektedir. İki
dilli (Tatar Türkçesi-Rusça) olan Tatar Türk’ü, Tatar Türkçesiyle konuşup yazarken
çoğunlukla söyleyeceklerini Rusça düşünüp aktarmaktadır. Bu durum, Rusçanın
bütün Rusya coğrafyasının ortak anlaşma dili olmasından ve daha çok kullanım
alanı bulmasından kaynaklanmaktadır. Rusçanın faydalı dil olarak görülmesi, Tatar
Türkçesinin eve hapsedilmesi ve yine dilde ortaya çıkan her yeni kavramın önce
Rusça olarak ifade edilmesi bu duruma yol açmaktadır.
Özellikle şehirlerde Rusçanın güçlü etkisinden dolayı, ortak mekânlarda Tatar
Türkçesinin pek kullanılmadığını, kullanılan Tatar Türkçesinin de Rusçanın etkisinde
olduğunu söyleyebiliriz. “Alsu bėlen kayçan gvarit ittėn? (Rus. gvarit: konuşmak)”
Yarar min ana zvanit itermin (Rus. zvanit: telefon açmak)”, “Ul minėm drug (Rus.
drug: arkadaş, dost)”, “Sin biznin öçėn sami glavni kėşė (Rus. sami glavni: en
önemli)” gibi cümlelere rastlamak mümkündür. Şehirlerde genç nesil içinde Tatar
Türkçesini doğru konuşabilen insanlara kolay kolay rastlanmamaktadır. Biriyle
Tatar Türkçesi konuşmaya çalıştığınızda ya size çok bozuk bir Tatar Türkçesiyle
3
Doğan Aksan,
age., s. 26.
4
Doğan Aksan,
age., s. 26.
143
cevap vermekte ya da Tatar Türkçesini az bildiğinden/bilmediğinden Rusça iletişim
kurmaktadır. Kısacası Tataristan’da iki dillilik (Tatar Türkçesi-Rusça), tek dilliliğe
doğru (Rusça) gitmektedir.
Diller arası ilişkide alıntının yönü, genellikle, üst kültürden alt kültüre, yöneten-
den yönetilene, merkezden taşraya, üretenden tüketene doğrudur. Bu esaslar içinde
alıntıları kaynakları bakımından üç bölüme ayırmak mümkündür.
Достарыңызбен бөлісу: