№3(75)/2014 Серия филология


Эффективность обучения профессиональному



Pdf көрінісі
бет10/10
Дата27.03.2017
өлшемі1,17 Mb.
#10567
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

Эффективность обучения профессиональному  

казахскому языку по уровням 

В статье всесторонне раскрыты вопросы обучения казахскому языку по специальности посредством 

применения различных методов, видов работ. А также показана эффективность применения терминов, 

текстов  для  повышения  интересов  обучающихся.  Цель  обучения  профессиональному  языку  —

формирование  и  развитие  коммуникативной  компетенции  будущего  специалиста.  Поэтому,  по 

мнению  автора,  специалист  должен  овладеть  навыками  и  умениями  применительно  к  сфере 

профессиональной  коммуникации,  изучить  характерные  способы  и  приемы  отбора  языкового 

материала в соответствии с видами речевого общения. 

 


Кəсіби қазақ тілін деңгейлеп оқытудың тиімділігі 

Серия «Филология». № 3(75)/2014 

77 

B.M.Aitbaуeva 



Learning efficiency to professional Kazakh language on levels 

In this article the author comprehensively opens questions of training in the Kazakh language in the specialty 

by means of application of various methods, types of works. And also shows efficiency application of terms, 

texts for increase of interests being trained. The purpose of training in a vernacular is formation and devel-

opment of communicative competence of future expert. The expert has to own skills and abilities in relation 

to the sphere of professional communication, to study characteristic ways and methods of selection of a lan-

guage material in compliance types of speech communication. 

 

References 



1  Kadasheva K. Kazakhskiy language: effective methods of training, Аlmaty: Mektep, 2000. 

2  Orazbayeva F. Teoriya language relation and technique, Аlmaty: Atamura, 2001. 

3  Pirimbetov T.T. Metodicheskiye of the recommendation about the Kazakh language, Кaraganda: Sanat, 1993. 

4  Kolker Yа.M. Prakticheskaya technique of training in a foreign language. Manual, Мoscow: Shol, 2000. 

5  Masyko E.A. Reference book of the teacher of a foreign language, Мoscow: High schoоl, 1999. 

 

 



 

 

UDC 811.512.122:378.096. 



Еrol Barin 

Gazi Üniversitesi (E-mail: r_zhanat@mail.ru) 

Yabancilara türkçe öğretiminde motivasyonun önemi 

Gelişim ve öğrenme psikolojisinin de temel kavramlarından biri olan motivasyon, bireyin öğrenmeye istekli 

hâle gelmesidir, diye tanımlanabilir. Motivasyon, insanı harekete geçirmek olarak da tanımlanabilir. Biz bunu 

«istekli olarak harekete geçmek» diye tanımlıyoruz. Eğitimde bireyi istekli hâle getirmek diye 

adlandıracağımız motivasyonun yabancılara Türkçe öğretimdeki önemi yadsınamaz. Yabancılara Türkçe 

öğretiminde motivasyon için dersi eğlenceli hâle getirmek şarttır. Aksi takdirde ders angaryaya dönüşür ve 

öğrencilerin motivasyonu kaybolur. Yabancı birinin sizin dilinizi hangi sebeple öğrenmek istediği kadar sizin 

ona yaklaşımınız, dersi çekici ve ilginç hâle getirmeniz de öğrencinin dersten soğumaması açısından önem 

taşımaktadır. Çünkü, yabancı dil öğrenenler, dil öğrenmeye başladıklarında hedef dile karşı önlerinde setler 

oluşturmaya başlarlar. Bu psikolojiyi yok etmek için öğrenciler iyi motive edilmelidir. Öğrencilerin yaşı, 

cinsiyeti ve ilgi alanlarının her biri aralarında farklılıklar oluşturur. Öğrencilerin birbirleriyle rekabeti yerine 

kendini geliştirmesine yönelik bir eğitim anlayışı olmalıdır. Bunun için öğretimde temel ilkelerden biri olan 

«bireysel farklılıkları dikkate alma» ilkesine dikkat etmek gerekir. Burada öğretim elemanının rolünün önemi 

artmaktadır. Öğretim elemanının davranışları ve öğrenciye yaklaşım tarzı, yabancı öğrencilerin Türkçeye olan 

ilgisini olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir. 

Anahtar Kelimeler: Yabancılar, Türkçe öğretimi, motivasyon. 

 

Gelişim ve öğrenme psikolojisinin de temel kavramlarından biri olan motivasyon diğer adıyla 



güdülenme, bireyin öğrenmeye istekli hâle gelmesidir, diye tanımlanabilir. Motivasyon, insanı harekete 

geçirmek olarak da tanımlanabilir. Türkçe Sözlük’te güdülenme, «Canlıda işe ya da öğrenmeye geçme 

isteği.» şeklinde tanımlanmaktadır. Biz bunu «istekli olarak harekete geçmek» diye tanımlıyoruz. 

«Motivasyon» kavramı tam olarak; bir işe başlama, o işi devam ettirme ve istenen hedefe varma 

eylemlerinin bütünüdür. Miller ve Dollard’ın belirttiği gibi insan öğrenmek için önce istemeli, sonra dikkat 

etmeli ve son olarak da kendisini hedefine ulaştıracak bir şeyler yapmalıdır. Motivasyon, isteme ile 

başlamaktadır [1; 72]. Motivasyon için öncelikle ortada bir ihtiyaç olması gerekir. Bu ihtiyaç, bireyi harekete 

geçirmek için önce onu uyarmalıdır. Daha sonra bu uyarılma hâli bireyi harekete geçirmelidir. Birey bu 

hareketlerinin sonunda isteği doğrultusunda belli bir doyuma ulaşmalıdır. 

Eğitimde bireyi istekli hâle getirmek diye adlandıracağımız motivasyonun yabancılara Türkçe öğretimi 

sürecindeki önemi yadsınamaz. Motivasyon, içsel ve dışsal olarak iki boyutta değerlendirilmektedir [2; 310]. 


Erol Barin 

78 


Вестник Карагандинского университета 

Sonuçta her ikisi de organizmanın bir davranışı gerçekleştirme sürecindeki kararlılığı hedeflemektedir. 

Ancak organizmayı harekete geçiren gücün kaynağından dolayı farklılaşmaktadır.  İç motivasyonda 

organizmayı güdüleyen öge organizmanın kendisi iken, dış motivasyonda organizma dışı ögelerin etkisi söz 

konusudur. 

Öğrenci üzerinde dışarıdan en fazla nüfuza sahip etken ise öğretmendir. Bu sebeple, öğretmenin 

yabancılara Türkçe öğretiminde motivasyon için dersi eğlenceli hâle getirmesi şarttır. Aksi takdirde ders 

angaryaya dönüşür ve öğrencilerin motivasyonu kaybolur. Yabancılara Türkçe öğretiminde motivasyonu 

sağlamak çok önemlidir. Yabancı birinin sizin dilinizi hangi sebeple öğrenmek istediği kadar sizin ona 

yaklaşımınız, dersi çekici ve ilginç hâle getirmeniz de öğrencinin dersten soğumaması açısından önem 

taşımaktadır. Burada öğretim elemanın rolü ön plana çıkmaktadır. Öğretim elemanının davranışları ve 

öğrenciye yaklaşım tarzı, yabancı  öğrencilerin Türkçeye olan ilgisini olumlu veya olumsuz yönde 

etkilemektedir. Öğrencinin yabancı dile ve onun kültürüne karşı olumlu tutum geliştirmesini sağlayacak, 

yabancı dili öğrenmesini teşvik edecek ve bu dili edinmede başarısını artıracak söz ve fiilleriyle öğretmen 

öğrenciyi motive etmelidir [3; 365]. Öğrencinin öğretim elemanını benimsemesi, itici bulmaması çok 

önemlidir. 

Yabancı dil öğrenenler, dil öğrenmeye başladıklarında hedef dile karşı önlerinde setler oluşturmaya 

başlarlar. Belirli bir zaman dilimi içinde de ezberleme ve anlatma zorluklarından dolayı hedef dili 

öğrenemeyeceklerini düşünmeye başlarlar. «Yabancı dil öğrenimi, kişinin ana dili dışında başka bir dil ve 

kültürle tanışması demektir. Her insan yabancı dil öğrenirken ilk önce kendine psikolojik bir duvar örer ve 

zaman zaman da bu yeni dili öğrenemeyeceğini düşünür. Bu yüzden, yabancı dil öğretilirken her tür sıkıcılık 

ve zorluktan uzak durulmalıdır» [4; 20]. Çünkü, öğrenciler tarafından yabancı dile karşı geliştirilen bu ön 

yargılar dil öğretiminde motivasyonun düşmesine sebep olmaktadır [5; 128]. Düşük motivasyon da dil 

öğreniminin önündeki en büyük engeldir. 

Yabancı öğrenciler Türkçeyi iyi öğrenemiyorlarsa bunun başlıca sebeplerinden biri derse ve konuya ilgi 

duymamalarıdır. Öğretmenin yapacağı ilk iş, öğrencide en önemli güç olan ilgiyi temin etmektir. Yabancı dil 

öğrenen birinin beklenilen davranışı sergileyebilmesi için yeterli düzeyde motive edilmesi gerekir. Motive 

etmede başarılı olamayan bir öğretim anlayışı, dil öğrenen kişide konulara odaklanma bakımından sorunlar 

ortaya çıkaracaktır. Bunun sonucunda ise kişi kendini bir bütün olarak yapması gereken etkinliklere değil de 

konu dışı etkinliklere taşıyabilecektir. 

Doğru motivasyon, öğrenende şu değişikliklere yol açacaktır: 

a)  İlgi duyma ve dikkat etmede süreklilik. 

b)  Davranışların yapılması için çaba gösterme ve gerekli zaman harcamaya isteklilik. 

c)  Konu üzerinde odaklaşabilme için kendini verme ve güçlüklerle karşılaştığında istenilen 

davranıştan vazgeçme, sonuca gitmede ısrarlı olma ve kararlılık. 

Sınıf ortamında öğrenme-öğretme süreci içinde yukarıda belirtilen davranışları yapabilen öğrenci 

yüksek derecede motive edilmiş demektir. 

«Söylersem unuturum, 

Öğretirsen hatırlarım, 

Yaparsam (işin içine beni katarsan) unutmam.» 

sözü, yabancı dil öğretiminin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda bize önemli ip uçları 

vermektedir. Öğrencinin istekli olarak katılmadığı bir dil öğretimi kesinlikle başarıya ulaşamaz. Burada 

motivasyonun ne denli önemli olduğu açıktır. 

Motivasyon, öğrencilerin yabancı dil öğrenirken farklı stratejilerden yararlanma sıklığını, hedef dili 

kullanma süresini, hedef dili kullananlarla iletişim kurma sıklığını doğrudan etkilemektedir [6; 12]. 

Öğrenciyi ilk dersten itibaren konuşmaya teşvik edici bir yöntemle işe başlanması  şarttır. Çünkü yabancı 

dilde konuşmaya başlamak öğretim sürecinde en önemli motivasyondur. Öğrencilerin konuşması, sohbet 

etmesi, televizyon ve video izlemesi, tartışması, kitap okuması, kaset dinlemesi ve yorumlarda bulunması 

sözlü ifadeyi geliştirmeye yöneliktir. Çeşitli araştırmalarda dili ilk kez kullanmaya başlayanların, 

öğretmenlerini taklit ederek sesleri doğru ve anlamlı bir şekilde telaffuz etmeye başladıklarında daha sonraki 

öğrenmeler için de motivasyonlarının arttığı belirtilmektedir [1; 73]. Dil ve kültür birbirinden ayrılmaz bir 

bütündür. Bütün diller ancak kendi kültürü bağlamında anlamlı bir hâl alır. Dil kültürün nasıl göstergesi 

durumunda ise kültür de dilin anahtarıdır; dil ve kültür birbirinden ayrı düşünülemez. Her gün derse 

başlamadan önce gelenek, görenek ve gündelik yaşam biçimlerimiz üstüne bir sohbet havası içerisinde çeşitli 

bilgiler sunmak, ülkemizi yabancı  öğrencilere tanıtma açısından yararlı olacağı gibi, dil öğrenimi için de 

motivasyon verici olacaktır. Zaten dil öğretimi, kültür öğretimi demektir. 



Yabancilara türkçe öğretiminde motivasyonun önemi özet 

Серия «Филология». № 3(75)/2014 

79 

Ders sırasında öğrenciye adıyla seslenmek önemlidir. Öğrencide özgüven duygusunun oluşması için 



ona adıyla seslenmek şarttır. Öğrencinin kendine güvenmesi ve içinde bulunduğu süreçte başarılı olacağına 

inanması gerekmektedir; bu yüzden ona yardımcı olunmalı, yol gösterilmelidir. Özgüven, öğrencinin hedef 

dilde hemen iletişime geçmesi için çok önemlidir. Bunu sağlayabilmek için de yaratıcı drama 

etkinliklerinden yararlanmak gerekir. Bu etkinliklerde öğrenciler kendilerini tanır ve kendilerine güvenir, 

bireysel farklılıklara saygı duyar, yaratıcılıklarını geliştirir, eleştirel düşünme yeteneği kazanır [7; 100]. 

Öğrenme, öğrencinin gerek o anki gerekse geçmiş yaşantılarına dönük olmalıdır. Böylece öğrenme 

kalıcı hâle gelebilir. Öğrencilerin istedikleri konularda rahatça kendini ifade etmeleri sağlanmalıdır. Bu da 

sınıfta rahat bir ortam oluşturmakla mümkündür. Öğrencilerin hem birbiriyle hem de öğretim elemanıyla 

empati kurmasına dayalı eğlenceli bir sınıf ortamının oluşturulması motivasyonu en üst düzeye çıkaracaktır. 

Yabancılara Türkçe öğretilecek sınıfların 8–16 kişilik ve U biçiminde olması, hem öğrencilerin birbirlerini 

yüz yüze görmesi hem her öğrencinin öğretim elemanını rahatlıkla görmesi hem de öğrencilerin her an etkin 

olabilmeleri açısından şarttır. Çünkü dil, iletişimin temelidir. Kişilerin mimikleri ve kelimeleri seslendirirken 

takındıkları tavırlar dil öğretiminde önemlidir. Bunların hepsi motivasyonun üst düzeye çıkması için 

gereklidir. 

Öğrencilerin birbirleriyle rekabeti yerine her öğrencinin kendini geliştirmesine yönelik bir eğitim 

anlayışı olmalıdır. Bunun için öğretimde temel ilkelerden biri olan «bireysel farklılıkları dikkate alma» 

ilkesine dikkat etmek gerekir. Öğrencilerin yaşı, cinsiyeti ve ilgi alanlarının her biri aralarında fark oluşturur. 

Orta yaşlı bir ev hanımıyla üniversitede okumak için Türkiye’ye gelen 18 yaşındaki bir öğrencinin ilgi alanı 

elbette aynı değildir. Ortak yönleri Türkçeyi bilmemeleri olan öğrenci öbeğinin öğretim sırasında her konuyu 

aynı ölçüde öğrenmesini de bekleyemeyiz. Dolayısıyla, sınıf içinde öğrenciler arasında oluşan farklılıkları 

dikkate almak ve hem sınıf içi hem de sınıf dışı uygulamalarda bunu göz önüne almak gerekir. Her 

öğrencinin eksik olduğu konulara yönelik ayrı ayrı ödevler verilmelidir. Öğrencinin üzerindeki psikolojik 

baskı en aza indirilmelidir. Öğrenciler yarıştırılmaktan çok istekli hâle getirilmelidir. Verilecek ödevler, 

öğrencinin yaşı, ilgi alanı ve Türkçeyi öğrenme düzeyine uygun olmalıdır. Eğer ödev çok kolay ise, öğrenci 

sıkılabilir ve motive olamaz. Öğrencinin yeteneklerinin üzerinde bir zorluk düzeyi ise, öğrencinin hem ödevi 

yapamamasına hem de dil öğrenmeye karşı olumsuz tavır takınmasına sebep olur. Öğrenciler arasındaki 

bireysel farklılıklar dikkate alındığı ölçüde motivasyonu en üst düzeye çıkarmak mümkün olabilir. 

Öğretim sırasında gerektiği ölçüde pekiştireç ve geri bildirim kullanılmalıdır. Yabancı öğrenci, yaşı ne 

olursa olsun Türkçeyi yazılı ve sözlü olarak doğru kullandığında öğretim elemanın söyleyeceği güzel bir söz 

(aferin, teşekkür ederim vb.) öğrencinin motivasyonunu üst düzeye çıkarır. Öğrencilere, kelimelerin farklı 

bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabileceği öğretilmeli; bir durumu ifade etmenin birkaç şekli olabileceği için 

tek karşılık aranmamalıdır. Öğrencilerin yaptığı küçük hatalar görmezlikten gelinmemeli; aynı zamanda 

yanlış yapmaktan da korkmamaları sağlanmalıdır; çünkü yanlışlar öğrenilen dilin test edildiğini, 

kullanıldığını gösteren bir kanıttır. Başlangıç seviyesindeki bir öğrenci için küçük gözüken hataların anında 

düzeltilmezse ileride sorun yaratabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Öğretim elemanı, öğrenciye onun 

kendine ve yaptıklarına değer verdiğini her zaman hissettirmelidir. Böyle yapıldığı takdirde öğrenci yanlış 

yapmaktan korkmadan dilin doğru kullanımını öğrenmeye başlar. 

Öğretime başlamadan önce ihtiyaç analizi yapılmalıdır. İhtiyaç analizi, öğrencinin dili neden öğrenmek 

istediği ve nerede, nasıl kullanacağının belirlenmesidir. Öğrencinin ihtiyacının öncelikle konuşma mı yazma 

mı olduğu, dili öğrenebilmek için ne kadar süre ayırdığı derse başlamadan önce bilinmelidir. Öncelikle bu 

bilgilerin sağlıklı bir biçimde ölçülebileceği bir anket hazırlanmalıdır. Öğrencilerden alınacak bu bilgilerin 

ışığında gruplandırmalar yapılmalı ve öğretimde izlenecek yol belirlenmelidir. Öğrencinin ihtiyaçları 

doğrultusunda hazırlanan dil öğretim materyalleri uygulamaya konduğunda amaç 

unutulmamalıdır.    Öğrenci ve onun  seçimlerinin ön planda olması, işlenecek ders içeriğine ve ilgi 

alanlarına göre öğrencinin de sınıfa materyal getirmesi teşvik edilmelidir. Türkçe öğrenen yabancı 

öğrenciler, dikkatlerini çeken bir haberi sınıfa getirip  gündem oluşturabilir, okudukları bir kitabı veya 

izledikleri bir filmi anlatabilir, bunlarla ilgili tartışma ortamı oluşturabilirler. Böylece, kendini Türkçenin 

içinde bulup ihtiyaçları ve isteklerinin göz önüne alındığını hisseden öğrencinin motivasyonunun artması 

kaçınılmaz hâle gelecektir. 

Herhangi bir dil öğretme yöntemine bağlı kalınan dil öğretim kurumlarında öğrencilere ihtiyaç analizi 

yapılmadan herkes için bir tek yol izlenmektedir. Kaldı ki, yukarıda sorulan sorular bile yetersizdir. Bu 

sorular öğrencileri bir grup olarak ele almaktadır. Halbuki, soruların öğrencilerin bireysel dil öğrenme 

ihtiyaçlarını ve öğrenme stratejilerini de içermesi gerekir [8; 14]. Anketten sonra öğrencilerle yüz yüze 

görüşmek ve onların dil öğrenmeye başlamadan önce kendilerine şu soruları da sordurtmak gerekir: 



Erol Barin 

80 


Вестник Карагандинского университета 

- Tamamen ne öğrenmek istiyorum ve nasıl öğrenebilirim? 

- Dili nasıl kullanırım? 

- Dil hakkında bir şeyler mi öğrenmek istiyorum yoksa dili kullanmayı mı öğrenmek 

istiyorum? Dil bilgisini öğrenmek mi benim için önemli yoksa konuşmak mı? 

- Sınıf içi ve dışında neler yapabilirim? 

- Dil öğrenmeye ayıracağım zaman diliminde başka bir şey yapsam daha mı iyi olur? 

Bu son soruya verilen cevap «evet» ise o öğrenciye dil öğretmeye çalışmak beyhude bir çabadır. Çünkü, 

dil öğrenmede bir amaç yoksa yapılanlar çok anlamlı olmaz. Öğrencinin Türkçeyi nerede ve hangi amaçla 

kullanacağını belirlemesi ve bu yolla kendini motive etmesi gerekmektedir. 

Ders öğretmen merkezli değil, öğrenci merkezli olmalı ve öğrenciler etkin hâle getirilmelidir. Bunu 

gerçekleştirirken görme ve işitmeye dayalı araçlardan da azami ölçüde istifade etmek gerekir. Teknolojik 

gelişmelere açık olmayan, çeşitli materyallerle zenginleştirilmeyen derslerde motivasyonun düşük olması 

kaçınılmazdır [9; 52]. Bu sebeple özellikle yabancılara Türkçe öğretirken; 

  kısa filmler; 

  reklam filmleri; 

  Türk kültürünü yansıtan belgeseller veya konulu filmler; 

  Türk kültürünü yansıtan şarkı ve türküler gibi görme ve işitmeye dayalı malzemelerden yararlanmak 

gerekir. Elbette bunların dışında kelime türetme, bulmaca, tekerleme ile değişik eğitici oyunlardan da istifade 

etmek gerekmektedir. 

Maurice bu konuda birkaç öneride bulunuyor: 

  Derse bilmece sorarak başlayın. 

  Tekerlemeleri kullanın. 

  İkili çalışmalar düzenleyin. 

  Sınıf içi yarışmalar düzenleyin (kelime türetme oyunu vb.). 

  Komedi unsuru taşıyan kaset ve videoları derste kullanın. 

  Çizgi film ve karikatürleri kullanın. 

  Öğrencilere skeçler hazırlatın ve sınıfta oynatın. 

Öğrenci merkezli yaklaşıma göre öğrenciyi sürece katıcı etkinlikler geliştirilmeli ve ona baş rol 

verilmelidir. Durum ya da yönerge verildikten sonra öğrencinin üretmesine imkân tanınmalıdır. Öğrenci 

merkezli bir yaklaşım benimsendiğinde öğrenciler sadece sınıf içinde öğrenmemekte, sınıf dışında da kendi 

kendine öğrenme sürecini devam ettirmektedir. Bu yüzden, Türkçe öğrenen yabancı  öğrenciler, Türkçe 

gazete ve dergilerden yararlanabilmeli, kitaplar okuyabilmeli, evindeki eşyaların üzerine Türkçe adlarını 

yazmalı, fırsat buldukça Türkçe yayın yapan radyo dinlemeli, televizyon izlemelidir. Türkçe öğrenme 

açısından belli düzeye gelen öğrencilerin özellikle işitme engelliler için hazırlanan alt yazılı televizyon haber 

programını önceleri anlamasalar bile takip etmeleri sağlanmalıdır. Öğrenci, derste yaptığı çalışmaları evde 

devam ettirebilecek, kendini öğrendiği dil açısından geliştirebilecek düzeye getirilmeli; yani öğrenciler 

öğrenmeyi öğrenmelidir. Böylece öğrenmenin sadece sınıfta öğretmen sayesinde gerçekleşmediğini ve 

öğrenmenin bir hayat boyu süreceğini fark eden öğrenci, sınıf ortamında alacağı bilgilerin ve yapacağı 

uygulamaların onun öğrenme biçimi ve hızını belirleyeceğini bilerek sınıf ortamına gelir ve bu durum da 

öğrencinin kendini olumlu olarak motive etmesine yardımcı olur. 

Yabancılara Türkçe öğretimi sırasında en çok dikkat edilmesi gereken konulardan biri de her öğrenciye 

eşit oranda söz verilmesi ve etkinliklere herkesin katılımının sağlanmasıdır. Aksi takdirde kendine yeterince 

söz hakkı tanınmayan öğrencilerin edilgen olmasını ve derse motive olamamalarını engellemek mümkün 

olmaz. 

Motivasyonu üst düzeyde tutmanın en önemli aracı ise, öğrenende dikkat süresinin uzatılmasıdır. 



İnsanın bir konu üzerinde en fazla yirmi dakika yoğunlaşabildiği söylenmektedir. Bu da doğal olarak 

derslerin niçin daha uzun süreli planlandığının sorgulanmasını gündeme getirmektedir. Oysa, insanların ilgi 

duydukları bir kitabı âdeta soluk almaksızın okumaları, zevk aldıkları bir filmi ne kadar uzun olsa da ara 

vermeden seyretmeleri, bize dikkat süresinin motivasyona bağlı olduğunu gösterir. Dil öğretim ortamında 

yani ders sürecinde öğrencinin öğrenmeye karşı ilgisinin üst düzeye çıkarılması, kendine uygun öğretim 

hedeflerini belirlemesi, sınıf içi ve dışı etkinliklerle bir sonraki dersi iple çeker hâle gelmesinin sağlanması, 

dikkat süresinin de uzamasına yardımcı olacaktır. Öğretmen için önemli görevlerden biri de öğrencinin 

öğretim ortamının unsurlarıyla etkileşim içerisinde olabilmesine yardımcı olmaktır. 



Yabancilara türkçe öğretiminde motivasyonun önemi özet 

Серия «Филология». № 3(75)/2014 

81 

Sonuç olarak diyebiliriz ki, yabancılara Türkçenin öğretimi sırasında öğrencilerde dil öğrenmeye karşı 



merak uyandırma, onları yaptıkları  işin önemli ve değerli olduğuna inandırma, dil öğrenme sürecinden 

öğrencilerin zevk almasını sağlama ve ders sırasında dikkat sürelerini en üst düzeye çıkarma, ancak onları iyi 

motive edebilmekle mümkündür. Dolayısıyla, genel olarak dil öğretimi ve özel olarak da yabancılara Türkçe 

öğretiminde motivasyonu sağlamak çok önemlidir. Bunun için hem dil öğretim anlayışımızın öğrenciyi 

merkez alan ve onu iyi motive edecek materyal zenginliğine kavuşturulması hem de dil öğreticilerinin bu 

anlayışla yetiştirilmesi gerekmektedir. 

 

 

Kaynaklar 



1  Spithill Alma C. «Motivation and Language Teaching», Hispania, 1980. — Vol. 63, No. 1. (Mar., 1980), pp. 72–76. 

2  Ulusoy Ayten. «Güdülenme», Gelişim ve Öğrenme, (Editör: Ayten Ulusoy), 2003. — Anı Yayıncılık, Ankara. 

3  Gardner R.C. / Tremblay P.F. «On Motivation, Research Agendas, and Theoretical Frameworks» The Modern Language 

Journal, 1994. — Autumn, Vol. 78, No. 3., pp. 359–368. 

4  Barın Erol. «Yabancılara Türkçe Öğretiminde İlkeler» Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2004. — S. 1, 

s.19–30. 

5  Aslanargun Engin; Hilmi Süngü. «Yabancı Dil Öğretimi ve Etik» Millî Eğitim, 2006. Y.35, S.70, s. 126–142. 

6  Oxford Rebecca / Jill, Shearin. «Language Learning Motivation: Expanding the Theoretical Framework», The Modern Lan-

guage Journal, 1994. — Vol. 78, No. 1. (Spring, 1994), pp. 12–28. 

7  Demirel Özcan. Öğretme Sanatı, PegemA Yay., 2007. — 12.Baskı, Ankara. 

8  Benhür Mehmet Hâdi. Türkçenin Yabancılara Öğretiminde Tartışılmayan Ana Kavramlar, Gazi. — 2002. — Üniversitesi 

Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora tezi, Ankara. 

9  Aktaş Takhsin. «Yabancı Dil Öğretiminde İletişimsel Yeti» Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. — 2004. 

— S. 12. — S. 45–57. 

 

Эрол Барин 



Шетелдіктерге түркі тілін оқытуда уəжділіктің маңыздылығы 

Мақалада  түркі  тілін  оқыту  əдістемесі  мəселелері  қарастырылды.  Автор  тілді  оқыту  əдістемесінде 

күшті  уəжділіктің  болуы  табысқа  жету  жолы  болып  табылады  деп  есептейді. «Мотив» (уəж)  жəне 

«мотивация» (уəжділік) терминдері психология ғылымында түсіндіріледі. Ғылымда бұл терминдерге 

əр  түрлі  анықтама  берілетінін  айта  келе,  автор  тілді  үйрету  жеке  тұлғаға  тікелей  бағытталғанда, 

оқушының түрлі қызығушылықтарын толық қанағаттандырғанда ғана нəтиже беретінін дəлелдеді. 

 

Эрол Барин 



Значимость мотивации в преподавании турецкого  

языка иностранцам 

В  статье  рассмотрена  методика  преподавания  турецкого  языка.  Залогом  успеха  обучения  языкам  во 

многом является наличие сильной мотивации. Сегодня говорят о личностно ориентированном обуче-

нии, а таковым оно является лишь тогда, когда обучение лежит через удовлетворение разнообразных 

интересов учащегося.

 

Мотивация, мотивы трактуются в психологии. Необходимо отметить, что в нау-



ке понятия «мотив» и «мотивация» определяются по-разному, до сих пор не существует общеприня-

того определения. 

 

 

 



References 

1  Spithill Alma C. Motivation and Language Teaching, Hispania, 1980, 63, 1. (Mar., 1980), p. 72–76. 

2  Ulusoy Ayten. Güdülenme, learning and development, Edit.: Ayten Ulusoy, 2003, Memoir publ., Ankara. 

3  Gardner, r. c./Tremblay, p. f. Ten Motivation.l, Research Agendas, and Theoretical Frameworks, The Modern Language 

Journal, 1994, Autumn, 78, 3., p. 359–368. 

4  Bae Erol Journal of Turkish studies at Hacettepe University, 2004, p. 1, p. 19–30. 

5  Alexander Engin; John Severin. Foreign language teaching and Ethics Education, 2006, 35, p. 70, p. 126–142. 


Erol Barin 

82 


Вестник Карагандинского университета 

6  Oxford Rebecca/Jill, Shearin // Language Learning Motivation.l: Expanding the Theoretical Framework, The Modern 

Language Journal, 1994, 78, 1. (Spring, 1994), p. 12–28. 

7  David Olivier. The art of teaching, PegemA, 2007, 12th Edition, Ankara. 

8  Darren John Titus. Tartışılmayan in teaching to foreigners of Turkish Main concepts, Gazi University, Institute of 

educational sciences, 2002, Unpublished Ph.d. dissertation, Ankara. 

9  Adi Takhsin. The teaching of foreign languages in Communicative Power. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 

Dergisi, 2004, 12, 45–57. 

 

 



 

Серия «Филология». № 3(75)/2014 

83 

АВТОРЛАР  ТУРАЛЫ  МƏЛІМЕТТЕР 

СВЕДЕНИЯ  ОБ  АВТОРАХ 

Aitbayeva, B.M. — Associate professor of a practical course of the Kazakh language, Candidate of Philolo-

gy, Ye.A.Buketov Karaganda State University. 



Barin, Erol. — Dean of faculty of the Turkish language, University Ghazi, Turkey. 

Dulebova, Irina. — Doctor of PhD, Associate professor of Russian and literature, University 

of Ya.Komensky, Bratislava, Slovakia. 



Imangazinov, M.M. — Professor of chair of the Kazakh philology, Doctor of Philology, І.Zhansugurov 

Zhetysuy State University, Taldykurgan. 



Karenov, R.S. — Marketing professors, Economy doctor, Ye.A.Buketov Karaganda State University. 

Kharitonova, L.M. — Associate professor of classical and Russian philology, Candidate of Philology, 

Ye.A.Buketov Karaganda State University. 



Smagulov, Zh.K. — Professor of chair of Kazakh literature, Doctor of Philology, Ye.A.Buketov Karaganda 

State University. 



Stanciu, Nicolae. — PhD in Linguistics, faculty of Philology, Bucharest, Romania. 

Tursunova, M.A. — Associate professor of the Kazakh linguistics, Candidate of Philology, Ye.A.Buketov 

Karaganda State University. 



Ybyrayym, A.O. — Associate professor, Candidate of Philology, M.Kh.Dulati Taraz State University. 

Zhuyntayeva, Z.N. — Associate professor of the Kazakh linguistics, Candidate of Philology, Ye.A.Buketov 

Karaganda State University. 




Достарыңызбен бөлісу:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет