Iii beynəlxalq türk dünyasi araşdirmalari simpoziumu III. Uluslararasi türk dünyasi araştirmalari sempozyumu ІІІ халықаралық ТҮркі әлемі зерттеулері симпозиумы


Keywords: Cloze procedure, language one education, language teaching    Giriş



Pdf көрінісі
бет39/102
Дата03.03.2017
өлшемі42,43 Mb.
#6018
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   102

Keywords: Cloze procedure, language one education, language teaching 

 

Giriş 

Eğitimciler,  öğrencilerin  öğrenme  güçlüklerini  belirlemek,  gelişimlerini  izlemek  ve  dil 

yeterliliklerini  değerlendirmek  için  testler  geliştirmek  durumundadır.  Alan  yazın  incelendiğinde, 

yapılandırması, uygulaması ve değerlendirilmesi bakımından kolay uygulanabilir, geçerli ve güvenilir bir 

test aracı olarak çıkartmalı işlem dikkati çekmektedir (Storey, 1997; Brown, 2002; Anggraeni, 2010). 

Çıkartmalı işlem  ilk  olarak  1953  yılında Wilson Taylor  tarafından  yazılı  metinlerin  okunabilirlik 

düzeylerini  ölçmek  için  kullanılmıştır  (Brown,  1993).  Daha  sonraları,  hem  anadilinde  hem  de  yabancı 

dilde öğrencilerin dil yeterliliğini ölçmek için bir test aracı olarak kullanıldığı görülmektedir (Jongsma, 

1971; Radice, 1978; Darwesh, 2010; Baker, 2011; Saleh, 2015).   

Hem  bir  test  aracı  olarak  hem  de  bir  öğretim  yöntemi  olarak  çıkartmalı  işlem  öğrencinin 

anadilindeki  ve  hedef  dildeki  iletişimsel  edincini  oluşturan  çok  sayıda  beceriye  yöneliktir.  Çıkartmalı 

işlem, okurun becerisi oranında çıkarılan sözcüğü doldurma yetisine sahip olması düşüncesini temel alır.  

Çıkartmalı işlem, öğrencinin bir konu hakkındaki artalan bilgisini kullanmasını, sözdizimi içindeki temel 

sözlüksel  ilişkileri,  bağlamsal  sözcük  ve  tümce  anlamını  kavramasını  ve  kavrayarak  okumayı 

sürdürebilmesi  için  kod  çözme  stratejilerini  işletmesini  gerektirir  (Chatel,  2001).  Brown’a  (1994)  göre, 

çıkartmalı testler öğrencinin hedef dildeki sözvarlığı, dilsel yapı, okuduğunu anlama beceri ve stratejileri 

kullanma  durumunu  ölçmek  için  pratik  bir  test  aracıdır.  Çıkartmalı  testler,  sözvarlığı,  yazım  ve 

noktalama, sesletim, tonlama ve vurgu, dinleme, konuşma, okuma ve yazma gibi dilsel becerileri ayrı ayrı 

ölçen parça odaklı testlerden daha iletişimseldir (Weir, 1990). 

Alan yazında yer alan çalışmaların sonuçları incelendiğinde, çıkartmalı işlemin aynı zamanda etkili 

bir  öğretim  aracı  olduğu  görülmektedir.  Örneğin,  Saleh’in  (2015)  çıkartmalı  işlem  uygulamalarının 

İngilizce  öğrenenlerin  okuduğunu  anlama  becerilerini  geliştirip  geliştirmediğini  sorgulayan  eylem 

araştırmasının  sonuçları,  bu  yöntemin  öğrencilerin  okuduğunu  anlama  becerilerini  büyük  oranda 

geliştirdiği yönündedir. 

Türkçe alan yazın incelendiğinde çıkartmalı işlemin işlevi ve tanımına yönelik az sayıda çalışma 

yer  aldığı  görülmektedir.  Yapılan  bu  çalışmalarda,  çıkartmalı  işlem  kavramı  çoğunlukla  “boşluk 

doldurma  testi”  olarak  adlandırılmaktadır.  Oysaki  “boşluk  doldurma  testi”  çıkartmalı  işlem  olarak 

adlandırılan  tekniğin  altında  yer  alan  ve  eğitsel  amaçlı  kullanılan  bir  uygulamadır.  “Çıkartmalı  işlem 

türleri” adlı alt bölümde kullanım amacına göre bu uygulamalar açıklanacak ve örneklendirilecektir. 

                                                      

 Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi, gokhancetinkaya76@hotmail.com 





 Akdeniz Üniversitesi, nihatbayat@gmail.com 



240 

III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu 

Bu  çalışmanın  amacı,  çıkartmalı  işlem  türlerini  tanıtmak  ve  çeşitli  çıkarmalı  işlem  türlerinde 

oluşturulmuş  uygulanabilir  örnekler  önermektir.  Darwesh  (2010)  çıkartmalı  testleri  çoktan  seçmeli 

çıkartmalı test,  C-test  ve  gereksiz  sözcükleri  silme  testi  olmak  üzere  üç    türde sınıflandırmaktadır.  Öte 

yandan,  Farhady  (1996)  ise  altı  türde  sınıflandırmaktadır.  Farhady’nin  (1996)  sınıflandırması 

çerçevesinde altı tür çıkartmalı işleme ilişkin açıklama ve uygulamalı örnekler verilmiştir.  

Çıkartmalı İşlem Türleri 

1.

 

Geleneksel Çıkartmalı Test 

Çıkartmalı testinin bu biçimi  geleneksel boşluk doldurma türü etkinliklerin uyarlamasıdır. Klasik 

etkinlikler  genel  olarak  tümce  temelli  iken,  çıkartmalı  test  en  az  bir  paragraf  içerir  ve  paragraftaki  her 

“n.


1

” sözcüğün silinmesiyle oluşturulur.  



Örnek (1) 

Bahçeciliğe  başlarken,  çevrenizdeki  komşu  bahçeleri  de  ziyaret  edin.  Bahçe  sahiplerinin 

deneyimlerinden  yararlanın.  ____  de  bahçecilikte  deneyimli  olan  ____  yüksek  mühendisi  Adnan 

Akoğlu’yla ____. Onun elma, armut, sedir, ____, alıç ağaçlarına petunya, gül, ____ gibi çiçeklerin eşlik 

ettiği _____ bir bahçesi var. Bahçesinde _____ alan onaltı asmadan da ____ söz ediyor. Elbette domates, 

____, kabak ve patlıcan gibi ____ de yetiştiriyor. Ona, “Bu ____ içinde ne ekebiliriz?” diye ____. 



2.

 

Çoktan Seçmeli Çıkartmalı Test 

Çoktan seçmeli çıkartmalı test her bir boşluk için katılımcılara 3-5 arasında seçeneğin sağlandığı 

bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda, katılımcılar verilen seçeneklerden doğru olduğunu düşündüğü yalnızca 

bir maddeyi seçer. Bu yönüyle,  çoktan seçmeli çıkartmalı test araştırmacılar tarafından nesnel, güvenilir 

ve öğrencilerin kaygı düzeyini düşüren bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir. 

Örnek (2) 

Bahçeciliğe  başlarken,  çevrenizdeki  komşu  bahçeleri  de  ziyaret  edin.  Bahçe  sahiplerinin 

deneyimlerinden  yararlanın.  ____  (Biz/Siz/Bizim)  de  bahçecilikte  deneyimli  olan  ____ 

(makine/ziraat/inşaat)  yüksek  mühendisi  Adnan  Akoğlu’yla  ____  (görüştük/karşılaştık/tartıştık).  Onun 

elma,  armut,  sedir,  ____  (domates/ladin/papatya),  alıç  ağaçlarına  petunya,  gül,  ____  (leylak/muz/söğüt) 

gibi çiçeklerin eşlik ettiği _____ (güzel/çirkin/solgun) bir bahçesi var. Bahçesinde _____ (yer/var/büyük) 

alan  on  altı  asmadan  da  ____  (hayranlıkla/gururla/ardından)  söz  ediyor.  Elbette  domates,  ____ 

(çilek/karpuz/salatalık), kabak ve patlıcan gibi  ____ (sebze/meyve/bitki) de yetiştiriyor. Ona, “Bu  ____ 

(ay/yıl/gün) içinde ne ekebiliriz?” diye ____ (cevapladık/sorduk/tartıştık). 

3.

 

Belirli Sözcük Türünün Çıkartılması  

Bu çıkartma türü genellikle bir test aracı olarak değil, eğitim amaçlı kullanılır. Öğrencilerin zorluk 

yaşadıkları belirli bir dilsel öğe konusunda gelişim sağlamaları için öğretmen tarafından o konuya yönelik 

olarak düzenlenir. Özellikle zamanların öğretimi sürecinde bu çıkartma türü tercih edilir. 



Örnek (3) 

Bahçeciliğe başlarken, çevrenizdeki komşu bahçeleri de ziyaret edin. sahiplerinin deneyimlerinden 

_____.  Biz  de  bahçecilikte  deneyimli  olan  ziraat  yüksek  mühendisi  Adnan  Akoğlu’yla  ______.  Onun 

elma, armut, sedir, ladin, alıç ağaçlarına petunya, gül, leylak gibi çiçeklerin eşlik ettiği güzel bir bahçesi 

_____. Bahçesinde yer alan onaltı asmadan da gururla söz ______. Elbette domates, salatalık, kabak ve 

patlıcan gibi sebzeler de ______. Ona, “Bu ay içinde ne ekebiliriz?” diye _____. 



4.

 

Harf silmeli teknik (Catered technique) 

Bu çıkartma türünde, silinen sözcüklerde yer alan bazı harfler öğrencilere ipucu sağlamak amacıyla 

bırakılır. Bu çıkartma türü yazım testi olarak da adlandırılmaktadır. Çünkü öğrencilerin yazım bilgisini 

test  etmek  amacıyla  kullanılır.  Sözcükteki  bir  veya  birden  çok  harf  bırakılır  ve  öğrencilerden  silinen 

harfleri doldurarak sözcüğü tamamlaması istenir. 

Örnek (4) 

Bahçeciliğe  başlarken,  çevrenizdeki  komşu  bahçeleri  de  ziyaret  edin.  Bahçe  sahiplerinin 

deneyimlerinden  yararlanın.  B_z  de  bahçecilikte  deneyimli  olan  z_r_at  yüksek  mühendisi  Adnan 

                                                      

1

  Sayı  örüntülerindeki  ilişkinin  harflerle  belirtildiği  ifadeler  özel  cebirsel  ifadedir.  “n”  harfi  verilen  örüntüdeki 



sayıların  sırasını  veya  yerini  belirten  bir  işaret,  sembol  veya  imdir.  Bu  yüzden  “n”  ifadesi  örüntünün  n.  sayısı, 

temsilci sayısı veya genel sayısı olarak adlandırılır. Bu harf bir değişkendir. 



241 

Doç. Dr. Gökhan ÇETİNKAYA-Doç. Dr. Nihat BAYAT/Dil Öğretimi ve Çıkartmalı İşlem  

Akoğlu’yla g_ _üş_ük. Onun elma, armut, sedir, l_d_n, alıç ağaçlarına petunya, gül, l_yl_k gibi çiçeklerin 

eşlik ettiği g_ _e_ bir bahçesi var. Bahçesinde y_r alan onaltı asmadan da g_r_  _l_ söz ediyor. Elbette 

domates, s_l_t _ _ık, kabak ve patlıcan gibi s_b_e_er de yetiştiriyor. Ona, “Bu _y içinde ne ekebiliriz?” 

diye s_r_u_. 



5.

 

Seçkisiz Silmeli İşlem (Random deletion procedure) 

Bu türde sabit aralıklı örüntüsel bir silme işlemi ya da belirli bir dilsel öğenin silinmesi söz konusu 

değildir.  Sözcükler  seçkisiz  olarak  silinir.  Testi  yapılandırmadan  önce  metinde  yer  alan  tüm  sözcükler 

numaralandırılır  ve  bu  numaralar  tek  tek  bir  kağıt  parçasına  yazılarak,  kağıt  katlanır.  Daha  sonra, 

çıkarılacak  sözcük  sayısı  kadar  kağıt  çekilir  ve  çekilen  kağıtlarda  yer  alan  numaralara  karşılık  gelen 

sözcükler metinden silinir. 



6.

 

Gereksiz sözcükleri çıkartma testi (The cloze-elide test) 

Bu  türde,  bir  dizi  sözcüğün  metinden  silinmesi  yerine,  belirli  sayıda  sözcük  metne  eklenir. 

Öğrencilerden metni okumaları ve gereksiz sözcüğü belirleyip üzerini çizmesi istenir. Standart çıkartmalı 

testte  öğrencilerin  metni  okuyup  silinmiş  sözcüğü  eklemesi  gerekirken,  bu  testte  sözcüğü  çıkartması 

gerekmektedir.  

Gereksiz  sözcükleri  çıkartma  testi  yapılandırılırken  ve  uygulanırken  dikkat  edilmesi  gereken  bir 

takım noktalar vardır. Dikkat edilmesi gereken ilk nokta, yapılandıracak metnin uzunluğu ve zorluğuyla 

ilgilidir. Öğretmen öğrencilerin düzeyine uygun uzunlukta ve zorlukta bir metin seçmelidir. İkinci nokta 

ise,  gereksiz  sözcüklerin  yerleştirileceği  konumların  belirlenmesidir.  Sözcüklerin  seçkisiz  olarak 

yerleştirilmesi en uygun yöntem olarak görülmektedir. Öncelikle, metindeki sözcükler numaralandırılır ve 

numaralar seçkisiz olarak belirlenip gereksiz sözcük belirlenen numaraya karışık gelen sözcüğün önüne 

ya  da  ardına  yerleştirilir.  Dikkat  edilmesi  gereken  üçüncü  nokta,  metne  yerleştirilecek  gereksiz 

sözcüklerin  seçimidir.  Öğretmen  sözlükten  seçkisiz  olarak  bir  sözcük  seçebileceği  gibi  metindeki 

sözcüğün özelliğine yakın  bir gereksiz sözcük de belirleyebilir. Testi yapılandırma sürecinde öğretimin 

odağı  ve  öğretmenin  deneyimi  önemlidir.  Aşağıda  örnek  (5)’te  yapılandırılmış  bir  gereksiz  sözcükleri 

çıkartma testi yer almaktadır. Metinde yerleştirilen gereksiz sözcüklerin belirginleştirilmesi amacıyla altı 

çizilmiştir.  Özgün  testte  gereksiz  sözcükler  de  metindeki  diğer  sözcüklerle  aynı  yazım  biçimiyle 

oluşturulur. 



Örnek (5) 

Bahçeciliğe  başlarken,  çevrenizdeki  komşu  bahçeleri  de  ziyaret  edin.  Bahçe  sahiplerinin 

deneyimlerinden  yararlanın.  Siz  Biz  de  bahçecilikte  deneyimli  olan  ziraat  yüksek  mühendisi  Adnan 

Akoğlu’yla  görüştük.  Onun  elma,  armut,  sedir,  ladin,  alıç  büyük  ağaçlarına  petunya,  gül,  leylak  gibi 

çiçeklerin karanlık eşlik ettiği güzel bir bahçesi var. Bahçesinde yer alan on altı asmadan da gururla ki söz 

ediyor.  Elbette  domates,  salatalık,  kabak  ve  patlıcan  çeşit  gibi  sebzeler  de  yetiştiriyor.  Ona,  “Bu  ay 

dışında içinde ne ekebiliriz?” diye sorduk. 

Sonuç 

Yukarıda altı farklı türde çıkartmalı teste ilişkin örnekler açıklamalarıyla birlikte verilmiştir. Alan 

yazın  incelendiğinde  çıkartmalı  testin  anadilinde  metinlerin  okunabilirlik  durumlarının  ve  öğrencilerin 

okuduğunu  anlama  durumlarının  belirlenmesinde  etkili  bir  araç  olduğu  görülmektedir.  Bunu  yanında, 

yabancı dil öğretim sürecinde de hem test aracı hem de öğretim yöntemi olarak kullanılmaktadır. Birçok 

çalışmanın  sonucu,  çıkartmalı  işlemin  geçerli,  güvenilir  bir  ölçme  aracı  olduğunu  ve  yapılandırılması, 

uygulanması ve puanlandırılması açısından kolay bir işlem sürecine sahip olduğunu ortaya koymaktadır 

(Cohen, 1980).  

Çıkartmalı  işlem  okuyucuların  bağlamdan  anlamı  tahmin  etmelerini  sağlar  ve  bağlamdan  anlamı 

tahmin  etme  önemli  bir  okuma  stratejisidir.  Geçerlik  ve  güvenirlik  açısından  çıkartma  işleminin 

yapılandırılmasında en az 30 boşluğa yer verilmesi gerektiği belirtilmektedir (Bachman, 1985). Dorcheh, 

Roshan ve Hesabi’nin  (2012) çalışmasının sonuçları ise, çıkartmalı testin olması gereken uzunluğunun 

öğrencinin  dil  yeterliliğine  göre  değiştiği  yönündedir.  Buna  göre,  üst  düzey  öğrenciler  için  50  boşluk 

uygunken, orta ve düşük düzeydeki öğrenciler için daha az boşluğun uygun olduğu belirtilmektedir. 

Gereksiz  sözcükleri  çıkartma  testi  dışında,  yukarıda  açıklamaları  ve  örnekleri  yer  alan  beş  testin 

puanlandırılmasında özdeş ve kabul edilebilir sözcük olmak üzere iki ayrı yaklaşım söz konusudur. Buna 

göre, çıkarılan özgün sözcükle birebir örtüşen ya da o sözcüğün anlam ve değerini karşılayabilecek kabul 

edilebilir bir sözcük doğru olarak değerlendirilebilir. Öğretmen konunun odağına ve amacına göre bu iki 



242 

III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu 

yaklaşımdan  birini  seçebilir.  Gereksiz  sözcükleri  çıkartma  testinde  de  öğrenci  bağlamda  bulunmaması 

gereken sözcüğün üzerini çizmişse doğru olarak değerlendirilir. 

Diğer  öğretimsel  etkinliklerde  olduğu  gibi,  öğretmen  metin  içindeki  çıkartmaların  nasıl 

tamamlandığını  öğrencilere  göstermelidir.  Bunun  için  öğretmenin,  sözdizimsel,  anlamsal  ve  bağlamsal 

ipuçlarından nasıl yararlanıldığını örnek bir uygulamayla öğrencilerine sunması gerekir. 

KAYNAKÇA 

Anggraeni, D. F. (2010). Multiple-choice and cloze tests for measuring the reading comprehension ability among 

the first grade students of SMA Negeri 1 Gombong. Makalah TAS. Yogyakarta: Jurusan Pendidikan Bahasa 

Inggris, FBS UNY. 

Bachman, L. F. (1985). Performance on cloze tests with fixed-ratio and rational deletions. TESOL, 19(3), 535-556. 

Baker, B. A. (2011). Use of the cloze-elide task in high-stakes English proficiency testing. Spaan Fellow Working 

Papers in Second or Foreign Language Assessment, 9, 1-16.  

Brown, H. D. (1994). Principles of Language Learning and Teaching. New Jersey. Prentice Hall, Inc.  

Brown, J. D. (1993). What are the characteristics of natural cloze tests? Language Testing, 10, 93-116. 

Brown, J. D. (2002). Do Cloze Tests Work? Or, Is It Just an Illusion? Second Language Studies, 21(1), 79-125. 

Chatel, R. G. (2001). Diagnostic and instructional uses of the cloze procedure. The NERA Journal, 37(1), 3-6. 

Cohen, A. (1980). Testing language ability in classroom. Massachusetts: Newbury House Publishers, Inc. 

Darwesh, A. J. A. (2010). Cloze tests: An integrative approach. Journal of the College of Basic Education, 64, 105-

116. 


Dorcheh, M. S., Roshan, S. Ve Hesabi, A. (2012). What is the optimum length of a cloze test?. International Journal 

of English Linguistics, 2(5), 142-153. 

Farhady, H. (1996). Varieties of cloze procedure in EFL education. Roshd Foreign Language Teaching Journal, 12, 

217-229. 

Jongsma, E. A. (1971). The Cloze Procedure as a Teaching Technique. Newark, Delaware: International Reading 

Association. 

Radice, F. W. (1978).  Using the Cloze Procedure as a Teaching Technique. ELT J  XXXII (3) 201-204 

doi:10.1093/elt/XXXII.3.201  

Saleh, Y. R. (2015). Improving students’ reading  comprehension through cloze test method. Al-Lisan, 1(1), 86-100. 

Storey, P. (1997). Examining the test-taking process: A cognitive perspective on the discourse cloze test. Language 

Testing, 14, 214-231. 

Weir, G. (1990). Communicative language testing. Hemel Hempstead, UK: Prentice Hall. 



KIPÇAK GRUBU DİALEKTİ VE  

KUZEY GRUBU ÇAĞDAŞ DİALEKTLERİNDE İZİ 

Doç. Dr. Gönül İ. SAMEDOVA

 

Özet: Makalede Kıpçakların yaşayış meskenleri onların göç ettikleri ülkeler ve onların dili  hakkında  geniş 



bilgi  verilmektedir.  Ayrıca  Kıpçak dilinin Oğuz  dili ile karşılıklı ilişkisi onların  Azerbaycan dilinin Kuzey 

grubu dialektlerinde izinden bahsedilmektedir. 



Anahtar Kelimeler: Kıpçaklar, Selcuklar, Dede Korkut, dialektler, harf değişimleri, 

The Dialects of Kipchaks and the Signs within Contemporary Northern Dialects Group 

Abstract: The article deals with areas where Kipchak leaves, their language and the places where they move. 

And  also  its  mutual  connection  with  Oguz  language  and  its  footsteps  in  the  North  dialects  of  Azerbaijan 

language. 

Keywords: Kipchags, Seljuks, Dede Korkut, dialects, changes in the letter. 

Şifreler 

ē - ə (ə. Azerbaycan dilinde) 

ḫ - ḫ (x. Azerbaycan dilinde) 

ñ – ng (Burunda seslenir. Azerbaycan dilinde, ağızlarda) 

Ǵ, ǵ - ǵ (q. Azerbaycan dilinde) 

Eski  Türk  aşiretlerinden  biri  olan  Kıpçakların  anayurdu  Altay  olarak  kabul  edilir.  Çin 

kaynaklarında  203  yılına  ait  olan  bilgide  onlar  Çince  tzyüşe  ve  kuyuşe  gibi  gösterilmiştir.  VI-VII 

yüzyıllarda Kıpçaklar bilinmeyen nedenle Orhun ve İrtış çaylarının havzalarına taşındı. 

"Kıpçak" etnonimi adı ilk kez eski Türklerin VIII yüzyıla ait edilen Selenga run yazılı abidesinde 

geçmiştir. IX-X yüzyıllarda Tyan-Şan eteklerinden Batıya hareket eden Kıpçaklar Volga ile Dunayarası 

bölgede  hakim  etnik  kitleye  çevrilmişlerdir.  Bu  arazi  kaynaklarda  Deşti Kıpçak  ("Kıpçak  çölü")  olarak 

adlandırılıyordu.  XI-XIII  yüzyıllar  Rus  selnamelerinde  (tarihsel  belgelerinde)  bu  topluma  hem  de 



"poloves" denir.  

Araştırmacılar  düşünüyorlar  ki,  Avrupa  kaynaklarında  koman  (kuman)  adı  altında  Kıpçaklar 

öngörülüyor. Fakat bu kesin bir fikir değildir, çünkü gerçekte de eski Türk aşiretlerinden birinin Kuman 

adlandığı  bilinmektedir  (yeri  gelmişken  belirtelim  ki,  Azerbaycanda  Koman  ve  Komanlı  köy  isimlerini 

bazı araştırmacılarımız işte bu kumanlarla ilişkilendirirler). Bu topluluk Kıpçak çölünde yaşıyordu.  

Demek  ki,  Kıpçakların  içerisinde  Kumanlar  da  vardı.  Kıpçakların  içerisinde  kuman  veya  koman 

adlı  topluluğun  olması  onunla  doğrulanır  ki,  bazı araştırmacılara  göre  Rus  dilinde  poloves  sözü  kuman 

etnoniminin tercümesidir. Kumanlar Dneprden nehrinden Batıda yaşadıklarından dolayı Bizans'la sık sık 

çarpışıyorlardı.  

Kıpçaklar  ise  kumanlardan  doğuda  yaşıyorlardı.  Bu  bölgelerden  komanlar  ve  Kıpçaklar  1060 

yılından  itibaren  Rus  Knyazlıklarını  yağmalamaya  başladılar.  Rus  kaynaklarında  Bonyak  (Bunkak)  ve 

Tuǵorkan adlı Kıpçak-Kuman hanları hakkında bilgiler vardır. 1094'de Kıpçaklar Rus devleti ile barışık 

sözleşmesi  bağladıktan  sonra  Bizans  üzerine  askeri  seferlere  başladılar.  1095'de  birinci  askeri  sefer 

süresinde Bizans'ın çeşitli şehirlerini yağmaladılar. 

Fakat Bonyak ve Tuǵorkan Bizans'ta askeri seferde iken Kıpçak-Kuman başkanlarını İtler ve Kitan 

Pereyaslavl şeherine Vladimir Vsevolodoviçin yanına barış görüşmelerine gelince öldürdüler. Bizans'tan 

dönen serkerdeler- Bonyak ve Tuǵorkan Ruslarla savaşa başladılar. Onlar öncelikle Yuryev, sonra Kiev 

şehirlerini  işgal  edip  dağıttılar.  1102  yılında  Rus  knyazları  Kıpçakların  üzerine  ortak  askeri  sefer 

düzenlediler.  Savaşta  her  iki  taraftan  çok  miktarda  savaşçı  öldürüldü.  1111  yılında  Rus  knyazlarının 

birleşik polkları Vladimir Monomahın'in teklifi ile yeniden Kıpçakların kamplarına baskın düzenlediler.  

1125  yılında  Vladimir  Monomaḫ  öldükten  sonra  Kıpçaklar  yeniden  Rus  şehirlerine  saldırıya 

başladılar.  Fakat  sonkarı  yüzyıllarda  Kıpçaklar  Rus  knyazlarına  karşı  birlik  yarada  bilmediler  ve  XI 

                                                      

 Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi Filologiya Fakültesi, samedovakonul74@mail.ru 



244 

III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu 

yüzyılın  80'li  yıllarında  Kiev  knyazına  başvurarak  sürekli  yaşamak  için  araziler  aldılar.  Kıpçakların 

Suǵrov, Şarukan, Suǵdak ve b. şehirleri vardı. 

Kıpçakların bir bölümü Don nehrinin havzalarına geçmişti. Şakuran Han'ın oğlu Sircan ve kardeşi 

Atrak  döneminde Kıpçaklar  bir  süre  kuvvetli  aşiret  birleşmesi  oldular.  Gürcü  Çarı  Kurucu  David  1118 

yılında  rıza  temelinde  Kuzey  Kafkasya  çöllerinde  yaşayan  Kıpçakların  bir  bölümünü  Atrakın 

önderliğinde Gürcistana aktarmıştı. Gürcü kaynaklarına göre köçürülenlerin sayısı 225 bin kişi olmuştu. 

Atrak  kızı  Guranduḫtu  Gürcü  çarıile  evlendirdi  Sircan  Vladimir  Monomaḫ  öldükten  sonra  Gürcistan'a 

Atrak adam gönderdi ve toplulukları ile birlikte geriye, doğma yerlere dönmeyi temenni etti. Sircan oraya 

Orev  adlı  ozanı  göndermiş  ve  tapşırmışdı  ki,  ona  Kıpçak  şarkılarını  okusun  ve  koklamaya  bir  yovşan  

(pelin otuTr.) versin.  

Şarkı  Atrakda  eski  savaş  şöhretini,  yovşan  ise  çocukluk  ve  gençlik  kokusunu  hatırlatmalı  idi. 

Şarkıyı  dinleyen  Atrak  Gürcü  sarayından  gitmek  istemedi.  Fakat  ozan  ona  yovşan  verirken  Atrak  onu 

koklayıp kendi toplulukları ile geri döndü. XII yüzyılın 20. yıllarında Atrak kendi toplulukları ile Donets 

Nehri kıyılarında göçebelik ediyordu. 

Fakat  Kıpçakların  çoğu  Gürcistan'da  kaldı.  Bu  Kıpçaklar  şimdiki  Kazak-Borçalı  bölgesinde 

yaşayan Azerbaycan Türklerinin ulu ecdadlarından biridir. 

Güney-Doğu Avrupa'da kalmış Kıpçaklar 1223 yılında Kuzey Kafkasya (Şimdiki Kabardin-Balkar 

Cumhuriyeti'nin  topraklarında)  Kalka  Nehri  kenarında  Güney  Kafkasya'dan  gelmiş  Moğol  ordusu  ile 

çatışmada yenildiler. Bundan sonra onlar ikiye parçalandılar. Arap tarihçisi İbn el-Esir'in yazdığına göre 

Kıpçakların bir bölümü Derbent yolu ile Azerbaycan topraklarına gelip orada yerleşti. Buradan ise onların 

bir parçası Göyçe mahalına (ilçesine) gittiler. Güneydoğu Avrupa'da kalmış Kıpçakların diğer bölümü ise 

şimdiki Karaçayların, Balkarların, Kumıkların ve Noǵayların ulu ecdadlarına karıştılar. 

Kumanların  ve  Kıpçakların  cenaze  adetleri  hakkında  arkeolojik  bulgular  sonucunda  bulunmuş 

kültür  örnekleri  aydın  fikir  oluşturur.  Kabirlere  merhumla  yanaşı  silahını  (ok  ve  kılıçını)  ve  atını  da 

öldürüp  koyuyorlardı.  Arap  coğrafyacısı  Ebu  Dulaf  (X  yüzyıl)  yazıyor  ki,  Kaymaklar  ve  Kıpçaklarda 

yağmur yağdıran taşlar vardır. Onlar at nalını kutsal sayıyorlardı (şimdi de azerbaycanlılarda at nalının 

kutsanmasını  hatırlayın).  Kıpçaklarda  şamanizm  dini  vardı.  Şamanlar  yıldızlara  bakıp  geleceği  haber 

veriyorlardı. 

Kıpçaklar Kazak, Kırgız, Özbek, Karakalpak, Türkmen, Başkırd, Nogay, Karaçay ve diğer çağdaş 

Türk  halklarının,  o  sıradan  Azerilerin  teşekkülünde  yer  almışlardır.  Batu  Han'ın  Doğu  Avrupanı  işgal 

ettikten  ve  Altın  Orda  oluşturulduktan  sonra  Deşti-Kıpçakta  yaşayan  Kıpçakların  bir  bölümü  şimdiki 

Macaristan çöllerine gitti ve daha sonra hristianlaşarak assimile olundular. Diğer bölümü ise Ortaçağ'da 

Hıristiyan dinini kabul ederek Don Kazakların çevrildiler. (Muḫtarova, 2011: 274-277) 

Bugün Kıpçak dil unsurları Kuzey grubu ağızlarında yansıtılır. Kıpçak grubu dillerine ait olan belli 

özellikler sadece bu dilde daha yaygındır. 

Bu anlatılanlardan tek bir sonuç çıkarmak mümkündür ki,  Kıpçakların tarih eserlerinin sayfalarına 

girmeye başlatıkları en eski dönem Türk dilli etnik çevreyle bağlantılıdır. Kıpçakların dil yönenden kime 

mensup oldukları konusunda N.A.Baskakov şöyle der: “Poloves (Kuman veya Kıpçak) dili... Türkçenin 

Kıpçak  grubunun  Kıpçak  –Poloves  alt  grubuna  mensuptur.  Özününde  Kıpçakçanın  ana  çizgilerini 

muhafıza eden bu alt grup, Oğuz ve kısmen Bulgar lehçeleriyle bazı ortak özellikler taşıyan diğer akraba 

dillerin  Kıpçak  lehçeleri  tarafından  emilmesi  cezp  edilmesi  sonucunda  ortaya  çıkmıştır.”  (Baskakov, 

1960:  146-148)  Eserinin  “Türk  dilleri  üzerine”  adlı    bölümünde  “kendisinin  Türkçeyi  en  iyi  bilen 

Türklerden  birisi  olduğunu”  belirten  Kaşgarlı  Mahmud,  Oğuzların  ve  Kıpçakların  yalnız  bir  öz  dilleri 

vardır”  demektedir.  (Kaşgarskiy,  1/66)  Diller  arasındaki  farklılaşmanın  ortaya  çıkışından  bahseden  bu 

ortaçağ  filologu,  Oğuzlarla  Kıpçakların  dilleri  arasında  temel  farklar  olmadığını  belirtmekle  birlikde,  

bazen bu farklılıklarla ilgili örnekler vermektedir. 

Buradan hareket ederek, Kıpçak ve Oğuzların aynı ölçüye dahil edildiği Batı Türk dilleri grubuna 

has dil özelliklerinin henüz o zamanlar oluşmuş olduğu kanaatine gelmek mümkündür. Örneğin Kaşgarlı 

Mahmudun    sözünü  ettiği  “harf    değişimleri”  bugünkü  Kazakça  için  geçerlidir.  “Kıpçaklar  da  Oğuzlar 

gibi baş tarafında “y” bulunan isim  ve fiilllerin ilk harfini “e” yahut “c” ye çevirirler. Örneğin Türkler 

devenin  uzamış olan tüyüne  “yuğdu” , Oğuzlar ve Kıpçaklar “ cuğdu” derler.”

 

 (Kaşgari 1915: 1/31) O 



sıralar Kıpçak dilinde de Oğuz dil grubunda olan    unsurlara rastlanıyordu: “Kelimenin başında bulunan  

“m” harfini Suvarlar, Oğuzlar ve Kıpçaklar “b” ye çevirirler. Türkler “men bardum”, Suvarlar, Kıpçaklar 

ve Oğuzlar “ben bardum” derler. Mahmud Kaşgarlının dediği gibi, Oğuz ve Kıpçak dil grublarında ortak 



245 

Doç. Dr. Gönül İ. SAMEDOVA/Kıpçak Grubu Dialekti ve Kuzey Grubu Çağdaş Dialektlerinde İzi 

fonetik çizgilerin bulunuşu, yalnızca Türk dillerinin genetik akrabalığı ile değil, aynı zamanda yukarıda 

üzerinde durulan bir takım tarihi anlarla açıklanabilir. İki dil grubunun birbirini uzun bir süre etkilemesi, 

Kıpçak (Seyanto) ve Oğuzların, tarihi kaynaklarda “Telelerin has nesli” olarak Kıpçak (Seyanto)ların da 

bünyesinde yer aldığı ortak etno-politik göçebe kabileler grubuna dahil oldukları dönemde  yani Merkezi 

Asyadaki birlikte olduğu günlerinde başlamıştı. 

Oğuz  Kağan  destanında    anlatılan  Oğuz  gelenekleri,  birkaç  yerde  Kıpçakların  özelliği  olarak  da 

zikredilir ve Kıpçakların “kendi soyundan olmamasına rağmen isim verdiği” birkaç  kabileden biri olduğu 

belirtilir. Her ne olursa olsun Kıpçak ve Oğuz  grubuna mensup kabilelerin kendi aralarında anlaştıkları 

dil, sahih bir şekilde ortaçağ ve çağdaş dilbilimciler tarafından Türkçenin  batı grubuna yöneltilmektedir. 

Böylece  yazı  belgelerinin,  arkeolojik  ve  dilbilimsel  bulguların  üzerinde  birleştikleri  nokta, 

Kıpçakların kesinlikle Türk  etnik çevresine ait olduklarıdır. Onların etnogenezinin ise Merkezi Asyanın 

Türk-Tele  göçebe  halklarının  kökeni  konusuyla  çok  sıkı  bir  şekilde  ele  alınması  gerekmektedir.  

(Ahincanov, 2009: 307, 78-79) 

Doğu'da  Kıpçaklar,  Avrupa'da  komanlar,  Rusya'da  polovesler  adlandırılan  Kıpçak  diline  kabile 

birliklerinin, oğuzların, karlukların, bulǵarların, slavyanların, İran  ve Fin-uǵor dillerinin de güçlü etkisi 

olmuştur. 

Kıpçak grubu Türk dillerinde Oğuz, Bulgar, Hazar grubu dillerinin etkisiyle oluşmuş farklılıklara 

göre 3 gruba özel olarak ayrılır. 

1. Kıpçak-poloves 

2. Kıpçak- Bulgar 

3. Kıpçak-Nogay 

Kıpçak  grubu  Türk  dilleri  için  tipik  olan  bir  takım  fonetik,  sözcük,  gramer  özellikler  kendini 

gösterir. 

1. Bu grup diller için ç fonemi tipik değildir. Burada ç-ş-s evezlenmesi geniş yayılmıştır. 

2. Kıpçak grubu Türk dillerinde kelime başında m, n, r ünsüzleri görülmez. Söz öncesinde d, ǵ, b 

ünsüzleri işlenir, bu da oğuz grubu dilleri ile bağlıdır. 

3. söz öncesinde h fonemi az işleniyor. 

4. Kıpçak grubu Türk dillerinde sağır nun (ŋ) fonemi geniş yayılmıştır. 

5. Kıpçak grubu Türk dillerinde oğuz grubundan farklı olarak -ǵan//ǵen//-ğan-ǵu//ğu ekleri aktif 

işleniyor. -ası//-ēsi, -malı//mēli, -mış//miş//-muş//müş ekleri ise çok az görülür. 

7. Kıpçak grubu Türk dillerinde 25-26 ünsüz fonem vardır. 

Kıpçak grubu Türk dillerine Kazak, Karakalpak, Kırgız, Altay, Noǵay, Kırım-Tatar dilleri dahildir. 

(Halilov 2006: 384)  

Kıpçak etnogenezinin öğelerine karışık tipli Kuzeybatı grubu şivelerinde yaygın olarak bulunur. 

Bu ağızlarda Kıpçak dilinin özelliklerine has olan belirtilere bakalım. 

1. Seslilerin burun seçeneklerinin işlenmesi sözuã, gözuã, dēdã, ēl, gözu, ǵızîz. 

2. Seslilerin kalınlaşması (ē>a, ü>u, ö>o dars, har, ǵun, uçun, oǵuz, ǵonur,ḫopaǵ)  

3.  Sözün  birinci  hecesinde  açık  ē  sesinin  yarım  kapalı  e  sesine  geçmesi:  bey,  et,  tezē,    çehmē, 



deyirman, gemi, men, sen, eylēş, ses. 

4. av ses birleşmesinin kısmen işlenmesi: av, savuḫ, tavuḫ, ǵavurma. 

5. Sesliler uyumunun kalınlaşma yönünde bozulması: gēlmaḫ, gidaḫ, gēldiz, biçinçilıḫ. 

6. Dilortası k samitinin yerinde dilarkası ǵ samitinin işlenmesi: ǵap, ǵol, ǵop, ǵomur, inaǵ, çuraǵ. 

7. Dilortası g samitinin yerine dilarkası ǵ ǵamitinin işlenmesi, gün>ǵun, göy>ǵoǵ, gop>ǵop. 

8. Dilortası sesinin dilönü ç sesine geçmesi gēl>cēl, cun, cēlin vb. 

9. Alınma sözlerden oluklu sesinin giplēşēn

1

 p sesine geçmesi: pēhlē, pēnēr, punduḫ, telpun vb.  



10.  Söz  ortasında  ve  birhecalı  kelimelerin  sonunda  kiplēşēn  b  sesinin  oluklu  v  sesine  geçmesi. 

Çovan, arava, ǵavıḫ, ǵav, civ vb. 

                                                      

1

 Birbirine sıkılmak, dudakların birbirini sıkması. 



246 

III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu 

11. Söz sonunda kiplēşēn b sesinin oluklu f sesine geçmesine: boşǵaf, ḫaraf, alıf. 

12. Söz ortasında ve bir heceli kelimelerin sonunda kavuşuk ç sesinin saf sesine geçmesi: aji, baji, 



ǵoja, mējbur, tökējēm, aj, saj. 

13. Mēn, sēn evezliklerinin yönelme durumunda mağa, sağa, mağa, mã, sã. formlarının işlenmesi. 

14.ho//hu, habu, habelo işaret ēvēzliklērinin işlenmesi. 

15.Nakli  geçmişin  üçüncü  şahsında  -ıf,  -if  eki  ile  ek  olarak  –itdı,  -ıtdi  eklerinin  işlenmesi:  alıf// 



alıtdı, gēlif//gēlitdi. 

16.İndiki zamanda –ir, ır, ur, ür; -ı, u, iy, uy, üy, uy eklerinin işlenmesibilir, diyēsēn,  diyi,  alıy,  



gēliy,  duruy,  görüy. 

17. Nē bağlayıcısının ya bağlayıcısı, ya bağlayıcısının nē bağlayıcısı yerinde. Ya yazır, ya oḫuyur. 



(Nē yazır, nē oḫuyur.) 

18. İkinci tür tayini söz birleşmelerinin ikinci tarafının bazen mensubiyet eksiz işlenmesi: baş ağrı, 



mēnin ǵız, ǵolḫoz idarē. (Azizov, 1999: 354) 

Kuzey-Batı  (Şeki,  Oğuz,  Ǵaḫ,  Zaǵatala,  Balaken)  şivelerine  ait  edilen  bu  özelliklerin  birçoğu  bir 

yandan  aynı  şivelerin  dilimizin  Kuzey  şivelerinin (Derbent-Tabasaran) sınırında  yerleşmesi ile  ilgiliyse, 

diğer yandan aynı şivelerin tarihsel Batı lehcesine etkileşiminde da kendini gösterebilir. 

Burada Oğuzların ve Kıpçakların dil özellikleri de kendini göstermektedir. 

Kuzeybatı dialektlerinde oğuz ve Kıpçak dilinin elemanları bu günde paralel şekilde işlenir. Burada 

Oğuzlar  "d"  -ile  kullanılan  sözlerin  "t"  gibi  Kıpçaklarda  çalıştırılması  ile  yer  alır.  Dağılmak/tağılmak, 

davuk//taruk, darar//tavar. Dört//tört, daş//taş, dağ//tağ, dolu//tolu, döşēmēk//töşēmēk vb. (Aliyeva, 2006: 

194) 


E.Demirçizade  yazıyor  ki,  "Türk  sistemli  yeni  Azerbaycan  dilinin  teşekkülünde  diğer  türk  dil 

unsurlarından  Kıpçak  ve  Oğuz  boylarının  dil  unsurları  nisbeten  daha  fazla  teşkiledici  söz  olarak  yer 

almıştır."  Azerbaycan  yazılı  anıtlarında  Kıpçak  sözleriyle  Oğuz  sözlerinin  paralelliği  (sinonimliyi) 

görülmektedir: Kıpçak sözleri:  ata, çöl, çağırmaǵ, ayıtmaǵ, payız, yaḫşı, getmēk, etmēk, vermēk, bayır, 



çatdırmaǵ, isti, ǵabaǵ. Oğuz sözleri: baba, yazı, oǵumaǵ, demēk, küz, iyi,varmaǵ, ǵılmaǵ, sunmaǵ, dışarı, 

ilētmēk,  sıcaǵ,  ǵarşı.  Böyle sözler yeteri kadardır ve listeyi hayli uzatmak olur. Tesadüfi değildir ki, 

Akademik  B.Çobanzade Azerbaycan dilini Oğuz-Kıpçak dili adlandırmıştır. 

M.  Kaşğari  X-XI  yüzyılın  Kıpçak  Türkçesini  aynı  dönemin  oğuz  Türkçesi  ile  karşılaştırarak 

bunların benzer noktalarını kaydetmiştir. Bu dillerin sonraki gelişimi keskin değişimlere neden olamazdı. 

Son  Kıpçakların  Türkçesini  1302  yılına  ait  yapılan  "Codek  Cumanicus"  da  bulmuştur.  M.Şireliyev  bu 

anıtı inceleyerek buradaki bazı kelimelerin ve gramer özelliklerin dilimizin bazı dialektlerinde olmasına 

dikkat vermiştir. 

Örneğin,  "Codeḫ  Cumanicus"  da  mana-maa,  sana-saa-sa  ile  birlikte  mağa,  sağa  işlenmiştir. 

Azerbaycan  dilinin  lehçeleri  ve  şivelerinin  kuzey  grubunda  I  ve  II  şahıs  tekinin  yönelme  halinde  ma 

(mēnē), sa (sēnē) gibi işlenmekle birlikte mağa, sağa olarak da işlenir. 

Genel  olarak,  Kıpçak  Türkleri  Azerbaycan  dili  ile  yanaşı,  lehçe  ve  şivelerimizin  tüm  grublarına 

etkisini göstermiştir. 

E.Demirçizadenin araştırmalarına göre, Kıpçak Türkçesi "Kitab-ı Dede Korkut" eposunun diline de 

etkisini göstermiştir. O yazıyor: "Kitab-ı Dede Korkut"un dili önceki "saf" Oğuz, veya Oğuz dili değil, bu 

dil Azerbaycan'da  karşılanan ve kaynayıp karışan Oğuz ve Kıpçak kabile dilleri üzerine teşekkül etmiş 

halk Azerbaycan dilinin başlangıç dönemini temsil eder ve "Kitab-ı Dede Korkut "destanları da bu dilin 

ilk yapılarından biridir.  

Buradaki "Oğuz dilinde" ifadeside işte hala aşiret adlarının muhafaza edilmesi ile ve bu dilde oğuz 

unsurlarının nispeten üstünlüğü ile izah edilmelidir. Fakat diğer unsurlar da özellikle başlangıçta müvazi 

işlenmiştir". Oğuz Türkçesinin eski yazılı abidesi olan "Kitab-ı Dede Korkut" eposunda ilk Kıpçaklara ait 

izlerin olması konusunda artık söz edilmiştir. Anıtın diline Kıpçak Türkçesinin etkisi de, bizce, onlarla 

bağlıdır. Öyle ki, son Kıpçaklar eposun oluşumundan sonra ülkemize nüfuz etmişlerdir. 

Böylece,  Kıpçak  Türkçesinin  izleri  Azerbaycan  edebi  dilinde  çeşitli  lehçe  ve  şivelerinde  ayrıca 

görkemli abidemiz olan "Kitab-ı Dede Korkut" eposunun dilinde görülür. 

Araştırmalar  gösteriyor  ki,  Azerbaycan  edebi  dilinin  oluşmasında  avantaj  oğuz  elementine  aitse, 

ulusal  Azerbaycan  dilinin  oluşmasında  ise  erken  Kıpçak  unsurları  az  önem  taşımamıştır.  Görünür,  bu 


247 

Doç. Dr. Gönül İ. SAMEDOVA/Kıpçak Grubu Dialekti ve Kuzey Grubu Çağdaş Dialektlerinde İzi 

yüzdendir  ki,  Kıpçak  unsurları  etkisini  ulusal  Azerbaycan  dilinin  abidesi  olan  "Kitab-ı  Dede  Korkut" 

eposunda da göstermiştir . 

Gösterilenlere onu da ekleyebiliriz ki,, Kıpçak elementlerinin etkisi Azerbaycan ağızlarında "c" (dj) 

yerine  "dz"  sesinin  işlenmesinde  de  ortaya  çıkıyor.  B.A.Serebrennikov  diyor  ki,  dilde  "ts"  affrikatının 

olması çoğu zaman "dz" sesinin olmasını belirler. Bununla ilgili "ç" yerine "ц" (ts) sesinin işlendiği tüm 

dialekt ve şivelerimizde "c" (dj) yerine "dz" sesinin işledilmesi görülmektedir. 

Belirtmek gerekir ki, Kıpçak etkisi sadece Kuzey Azerbaycan'ın lehçe ve şivelerinde değil, Güney 

Azerbaycan'da  da  kendini  gösteriyor.  Buna  göre  de,  XI-XII  yüzyıllarda  Güney  Azerbaycan'ın  "temiz" 

oğuz  dili  alanı  olması,  Kuzey  Azerbaycan'da  ise  ona  Kıpçakların  "karışması"  hakkında  fikir  kendini 

doğrultmur. 

Kıpçakçanın  XI-XII  yüzyıllardan  çok  daha  önce  dilimize  etkisi  onunla  doğrulanır  ki,  Kıpçak 

Türkçesi genelde Türk dili komşu halkların erken orta çağ edebi diline de etkisini göstermiştir. 




Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   35   36   37   38   39   40   41   42   ...   102




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет