önemli bir güdü unsurudur. Eğer bir mağaza benzetimi uygulanacaksa sınıfı gerçek bir mağaza alanına
dönüştürmek gerekmez. Bunun yerine sınıf, mağaza amacına uygun olarak dizayn edilir. Duvarlara
ürünlerin tabloları ve fiyatları asılır, mağaza ortamına katkı sağlayan araç ve gereçler sınıfa getirilir,
benzer çevre oluşturulur. “Benzer bir çevre oluşturmanın temel koşulunu sağlamak için, katılımcılar ile
sınıfın dışındaki dünya arasında iletişimin, etkileşimin veya sonuçların olmaması gerekir” /3, s.5/. “Bir
benzetim yapı gerektirir” /3, s. 5/. Benzetimin üç temel unsurundan birisi olan yapı, problem üzerine
kuruludur. Benzetimde yapı, bazı problem veya problemlerin çevresine kurulmalıdır ve işlevin gerçekliği
unsurunu yeterli derecede korumalıdır. “Yapı olmadan benzetim olmaz; çünkü gerçekliğin işlevi yoktur”
/4,s. 14/. Örneğin bir benzetimde, katılımcı bir dekan gibi konuşma yapacaksa katılımcının o konuşmadan
daha fazlasına ihtiyacı vardır. Benzetimin amacına ulaşması için katılımcının hangi konuda konuşma
yapacağı, nerede konuşma yapacağı, kaç kişiye konuşacağı, 5N+1K dikkat ederek, etkinliklerini buna
göre düzenlemesi vb. hakkında bilgiler verilmelidir.Bu tekniğin uygulanabilmesi için benzetimin nasıl
uygulanacağı ve nelere dikkat edileceği önem taşımaktadır. Benzetimler, Hyland’e göre yapısal olarak 4
parçadan oluşmaktadır: hazırlık, giriş, aktivite ve bilgilendirme.
Hazırlık aşamasına, ilk olarak öğrencilerin öğrenmeye hazır olup olmadıklarını saptamakla
başlanır. Benzetim tekniğinde öğrenciler genellikle grup içerisinde hareket ettikleri için sürekli etkileşim
hâlindedirler. Grup içerisinde diğer öğrencilerin karşısında hareket etmek, çekingen öğrencileri rahatsız
etmektedir. Hazırlık aşamasının önemli bir boyutu da öğrencilerin ihtiyaç, ilgi ve yeteneklerinin dikkate
alınmasıdır. Belirlenen benzetimin doğasına uygun olarak ortamın hazırlanmasına ve kaynakların
toplanmasına rehberlik edilmesi gerekmektedir. Benzetimin amaçlarından biri olan öğrencilere gerçek
hayat durumlarının bir benzerini sunmak için ortamın benzetilmesi önemli bir unsur olarak
değerlendirilmektedir.Çünkü öğrenciler yaşamın kendisi ile tanışırlar. Üstlendikleri rolleri canlandırırken,
gerçeklere yüz yüze gelirler. Bu da öğrenmenin en doğal ve en etkili yoludur. Hazırlık aşaması,
benzetimin uygulanabilmesi için en önemli süreç olarak görülmelidir. Çünkü öğretme öğrenme sürecinin
en önemli parçası olan öğrencilerin ihtiyaç, ilgi ve yeteneklerinin belirlenip bunlara uygun bir benzetimin
seçilmesi, öğrencilerin benzetimi benimseyip benimsememesi için kritik bir süreçtir. İkinci aşama,
benzetime giriştir. Bu aşamasında, öğrencilerin görev ve sorumlulukları belirlenmekte ve bunlar
öğrencilere dağıtılmaktadır. Görevlerin niteliği, benzetimin amacına ulaşmasına doğrudan etki etmektedir,
bu sebeple görevlerin belirlenmesinde çok dikkat edilmelidir. Öğrencilere görev ve sorumluluklarının ne
olduğu belirtilmekte, anlaşılmayan bir durumun var olup olmadığı sorularak görevlerin kabulü
sağlanmaktadır. Daha sonra görev ve sorumluluklarına ilişkin roller belirlenerek öğrencilere rolleri
dağıtılmakta ve rollerine ilişkin açıklamalar yapılmaktadır. Öğretmen bu aşamada dil girdilerini de
belirlemektedir. Örneğin, öğretmen benzetimde kullanılabilecek günlük hayatta sık karşılaşılan
deyimlerin listesini (benzetimle ilişkili olma koşuluyla) verebilir. Öğrencilerin belirli konulardaki kelime
dağarcığı ve kullanımı sıkıntısını aşmak için Mutohhar’ın (2012) önerdiği kelime veya kalıpların da
listesini vermek dil kullanımı adına önemli bir uygulama olabilir. Üçüncü aşama, aktivitedir. Bu aşamanın
temel aktiviteleri, karar verme, problem çözme, etkileşimdir ve bunlar katılımcıların sorumluluğudur. Bu
aşamada, gruplar içerisinde her öğrenci üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmeye
çalışmaktadır. Katılımcılar saptanmış bir sorunu çözmek, belirli bir amacı gerçekleştirmek gibi ortak
hedefleri doğrultusunda grup içerisinde arkadaşlarıyla tartışarak sonuca ulaşırlar. Sonuçta ortaya çıkan
ürünü, sözlü veya yazılı bir şekilde paylaşırlar. Aktivite aşamasında genellikle öğretmen rehber olarak
benzetimde performans sergileyen katılımcıları gözlemlemektedir. Ancak bazı benzetimlerde öğretmen de
327
bir öğrenci olarak görev ve sorumluluk üstlenebilmektedir. Dördüncü ve son aşama bilgilendirme
aşamasıdır. Bu benzetimin en önemli aşaması olarak görmektedirler. Çünkü öğretmenin süreci
değerlendirmesi ve dönütler vermesi öğrencilerin farkındalığını artırarak neyi, niçin yaptığını anlamasını
sağlamaktadır. Bilgilendirme aşaması, sergilenen davranışlar ve dil kullanımı ölçüt alınarak iki temel
amaca yönelik olarak yapılmaktadır. Davranış ve dil amaçlı bilgilendirmelerin her ikisi için de Jones
“bilgilendirme aşamasına her katılımcının sırasıyla ne yaptıklarının, niçin yaptıklarının kısaca
açıklamasını isteyerek başlanılmasının yararlı olabileceğini” /3, s.47/ belirtmektedir. “Öğretmen, temel
seviyedeki öğrenenlere ne ve niçin yaptıklarını açıklamada ‘Rolün neydi?’, ‘Nereye gittin?’, ‘Ne
yapmak/almak/sormak istedin?’, ‘Niçin onu yaptın?’ gibi sorular sorarak hedef dilde kendilerini tam
olarak ifade edemedikleri sürece yardım edebilir” /4, s.40/. Öğretmen, benzetimde katılımcıların dil
kullanımı esnasındaki hatalarını not etmesi beklenmektedir. Bütün öğrenme etkinliklerinde olduğu gibi
Türkçe dersinde öğrenciyi etkin hâle getirmek önemli bir noktadır. Öğrencilerin dil kullanımı esnasındaki
hataları Bullard’ın önerdiği gibi üç kategoride incelenebilir: yapısal, sözcüksel ve telaffuz /5/.
Bilgilendirme aşamasında Bullard’ın önerdiği kontrol listeleri de kullanılmaktadır /5/. Öğrencilerin
gelişim düzeyini, ihtiyaçlarını ve grup içerisinde hareketlerini dikkate alarak değerlendirmelidir.
Öğretmen gruplara ve katılımcılara yönelik kontrol listeleri de tutabilir. Yabancılara Türkçe
öğretiminde benzetim tekniğinin kullanılması, öğrencilerin iletişim kurmaları, bilgi edinmeleri,
öğrenmeleri ve kendilerini her yönden geliştirmeleri ve başarılarını artırma açısından da önemlidir.
Özellikle sınıf içi iletişimin artırılmasında etkilidir. Sınıf içi uygulamalarda benzetimin kullanılması “dört
temel beceriyi dikkate alma, verilen bilgi ve örneklerin hayata uygunluğu, öğrencileri aktif kılma,
kullanılan dilin öğretilmesi, öğrencilere öğrendiklerini uygulama imkânının verilmesi, öğrencinin kendini
yazılı ve sözlü ifade edebilmesi, dil ile birlikte kültürün verilmesi ve dersi sıkıcı olmaktan kurtaracak
çeşitli uygulamalara yer verilmesi” /6, s. 2225/ ilkelerine hizmet edebilmesi bakımından önemli öğretim
tekniğidir.
Yine benzetim, okuma becerisinin kazandırılmasında, öğrencilerin okuma ve anlama
yeteneklerinin geliştirilmesinde de önemli rol oynamaktadır. Önemli birisi olan şemalar, okuma hakkında
yürütülen çalışmalarda çok sık kullanılmıştır. Benzetimler, öğrencilerin zihinlerinde şemaların
oluşturulmasını kolaylaştırmaktadır. Çünkü öğrenciler benzetimler yoluyla gerçek yaşam durumlarını test
etmekte ve gerçek yaşama ilişkin deneyimler kazanarak zihinlerinde çeşitli şemalar oluşmaktadır.
Benzetimler ayrıca öğrencilerin çok çeşitli türlerle (mektuplar, belgeler, telgraflar vb.) karşılaşmasını
sağlamaktadır /7/. Öykü, roman ve şiir gibi metin türleri sınıflarda çokça kullanılmasına rağmen fıkra,
makale, mektup, anı gibi metin türlerine daha az yer verilmektedir. Ayrıca benzetimlerde gazete ilanları,
yemek mönüleri, reklamlar, broşürler gibi farklı materyaller de kullanılmaktadır. Benzetimde farklı metin
türlerinin ve materyallerin kullanılması öğrencilerin okuma becerilerini geliştirmede olumlu bir etki
yapmaktadır. Dolayısıyla öğrencilerin okudukça yaşantısı, deneyimleri artar, ufukları ve olaylara bakış
açısı genişler. Olaylara daha gerçekçi bir gözle bakma ve doğru değerlendirmeler yapma imkanını
öğrenciler kazanır.
Benzetim, Scarcella ve Crookall’a göre özellikle yazma öğretiminde faydalı olmaktadır /7/. “İlk
olarak benzetim, öğrencilere yazmanın doğal olarak oluşacağı durumlar oluşturur; ikinci olarak benzetim,
öğrencilerin yazamamalarının üstesinden gelmelerine yardım eder ve üçüncü olarak benzetim, beyin
fırtınasında ve yazma sürecinin gözden geçirme aşamasında özellikle yararlı olabilir” /7, s.227/. Benzetim,
öğrencilere gerçek hayat durumlarını sunduğu için sınıfın yapay atmosferini izole etmektedir. Böyle bir
ortamda, katılımcıların yazma becerilerini doğal olarak geliştirebilecekleri durumlar oluşmaktadır.
Yazma, kişisel ve toplumsal olduğu kadar, meslekî ihtiyaçtır. Örneğin bir iş başvurusu için özgeçmiş
yazılması, bir öğrenci için referans mektubu yazılması, bir gazete ilanı yazılması gibi. Benzetimler
genellikle grup çalışması şeklinde gerçekleştiği için grupla yazmak daha kolaydır. Çekingen ve özgüveni
yeterli düzeyde olmayan öğrenciler, grup içerisinde daha kolay yazabilmektedir.
Dinleme, iletişim ve eğitim sürecinin önemli bir parçasıdır. Bu beceri okuma gibi, bilgi almanın
yollarından biridir. İyi bir dinleme olmadıkça iyi konuşmaya ve iyi yazmaya da imkân yoktur.
Benzetimde öğrenciler genellikle konuşma ve dinleme şeklinde etkileşime girmektedirler. Benzetim
etkinliğinden önce katılımcılar genellikle görev ve sorumluluklarını en iyi şekilde gerçekleştirmek için
328
grup içerisinde tartışmaktadırlar. Tartışma esnasında bir öğrenci konuşurken, diğer ise onu etkin bir
şekilde dinlemektedirler. Benzetimin doğal akışı içerisinde öğrenciler tartışmakta ve yine
dinlemektedirler. Bu doğal ortamın sayesinde öğrenciler kendi bilgi ve birikimlerin geliştirmeye,
başkalarının görüşlerine saygı göstermeye, çeşitli fikirler üretmeye çalışmaktadır. Çünkü benzetimde
çözülmek istenen bir problem veya başarılmak istenen bir amaç vardır. Bu amacı gerçekleştirmek üzere
bireyler konuşmakta, dinlemekte, yazmakta veya okumaktadırlar. Bir amaç doğrultusunda gerçekleştirilen
etkinliklerde öğrenciler dili kullanarak öğrenmekte öğrenerek dili kullanmaktadırlar. Bu sebeple
benzetimlerde, dinleme becerisi gelişigüzel değil sistemli bir şekilde gelişmektedir.
Yabancı dil öğreniminde en zor durumlardan birisi, insanlar önünde konuşabilmektir. Benzetim,
katılımcılara gerçek hayat koşulları sağlamaktadır. Öğrencilerin doğru ve güzel bir söyleyiş
kazanmalarına büyük bir önemi taşımaktadır. Bu teknik zengin bir konuşma ortamını sunmaktadır.
Öğrenciler gerçek hayatın doğal yapısından cesaret alarak rahat bir ortamda konuşma fırsatı
yakalamaktadırlar. Bu teknik, öğrencilerin kelimeleri doğru telaffuz etmeye, topluluk karşısında
konuşmaya, heyecanları kontrol etmeye alışmaktadır. Bu durum, öğrencilerin çeşitli konuşmacıların (ör.
pilot, başbakan, akademisyen, öğretmen ve şarkıcı) rolüne bürünerek farklı deneyimler yaşamasını
sağlamaktadır. Bu yolla öğrencilerin konuşma becerisi farklı yönlerden gelişmektedir. Benzetim esnasında
öğrencilerin beden dilinin etkin bir şekilde kullanması ile jest ve mimiklerini de kullanılması, ses ve
beden dili uyumunu gelişmektedir. Sonuç olarak, benzetimin en önemli özelliği dil becerilerinin
birleştirilmesini sağlamasıdır. Türkçe öğretiminin temel amaçlarından birisi dört temel dil becerisinin
birlikte öğretilmesidir. Benzetim tekniğinin kullanımı esnasında öğrencilerin konuşma ve dinleme
becerileri; konuşma metinlerini hazırlamak için yazma ve okuma becerileri birleştirilmiştir. Böylece
öğrenciler, dil sevgisi ve bilinci kazanarak öğrenme sürecinde daha verimli olacak, kendilerini hayata ve
geleceğe hazırlayacak birikimi edinecektir. Öğrencilerin edindikleri birikimler üzerinde yenilerini inşa
etmeleri, alternatif ve yaratıcı çözümler üretmeleri, grup içerisinde beraber çalışma cesaretine ulaşmaları
kazanmaktadır. Başka bir değişle, yabancılara Türkçe öğretiminde sınıfın sosyal boyutuna ilişkin olarak
özellikle öğrenciler arasındaki iletişim ve etkileşimi artırmakta, ortamın içeriğinde değişiklik oluşturmakta
ve öğretmen – öğrenci iletişimine farklı boyut kazandırmaktadır. Bu teknikte yaşamın kendisi ile tanışan
öğrenciler öğrenmenin en doğal ve en etkili yoluyla gelişmektedir.
Kaynakça
1. Tok, T. N. Etkili öğretim için yöntem ve teknikler. 2008. s. 161214.
2. Güven, İ. ve Ören, T. Fen eğitiminde benzetim. 2005.ss. 244247.
3. Jones, K. Simulations in language teaching. 1982. Cambridge: Cambridge University Press.
4. Lyu, Y. Simulations and second/foreign language learning: Improving communication skills
through simulations. 2006.
5. Bullard, N. Simulation, gaming, and language learning. 1990. New York. s. 5566.
6. Barın, E. Yabancılara Türkçe öğretiminde ilkeler. 2004. Türkiyat Araştırmaları, s. 1930.
7. Scarcella, R. and Crookall, D. Simulation/gaming and language acquisition. 1990. s. 223230
ӘОЖ 398(=512.1)
«ОҒЫЗ ҚАҒАН» ЖЫРЫНДАҒЫ ТҰТАСТАНУ ҚҰБЫЛЫСЫ
Сайлаубекова Д.Д., Еуразия гуманитарлық институтының 3-курс студенті, Астана қ.
Түйін
Жұмыстың негізгі мақсаты – «Оғызқаған» жырын эпос ескерткіші ретінде зерттеу, оның
фольклорлық сипатын дәлелдеу, мәтіндегі фольклорлық сарындар мен образдардың қолданылу
ерекшеліктерін сипаттау, көркемдік поэтикасын айқындау, ескерткіштің жалпы түркілік
руханияттағы орны мен рөлін көрсету.
329
Аннотация
В данной статье рассмотрен известный древнейший эпос Огызкаган (Огузхан),
обладавший сверхъестественной силой, – герой эпоса “Огузнаме”, записанного в 13 в. Рашид ад
Дином и позже, в 18 в., Абулгазы. Поэма посвящена детству Огызкагана, его подвигам, победам,
женитьбе и рождению сыновей, которых зовут Солнце, Луна, Звезда, Небо, Гора, Море. Став
правителем уйгур, Огызкаган ведет войны с Алтыном (Китаем) и Урумом (Византией), в
сочинении обсуждается вопрос о происхождении славян, карлыков, кангаров, кыпчаков. На основе
проведенного исследования автором предлагается выделить сюжет, мотив и художественная
особенность эпоса.
Annotation
This article describes the known ancient epic Ogyz Kagan, who had supernatural powers the hero
of the epic "Oguzname", recorded in the 13th century. Rashid al Din and later, in the 18th century.,
Abulgaziev. The poem is dedicated to childhood Ogyz Kagan, his exploits, victories, marriage and the
birth of sons, who are called the Sun, Moon, Star, Sky, Mountain, Sea. Becoming the ruler of Uighurs
Ogyz Kagan wage war with Altyn (China) and Urumi (Byzantium), in the book discusses the origin of the
Slavs, Karlyk, Kangars, Kipchak. On the basis of this study the author proposed to allocate a plot, motive
and artistic feature epic.
Бүгінгі әдебиет – жүйеленген, қалыптасқан әдебиет. Оның бастауы фольклордан нәр алған.
Фольклор – руханият болмысын көркемдік тәсіл арқылы ұрпақтанұрпаққа жанжақты жеткізетін
халық байлығы және де көркемдік, эстетикалық, әдеби танымдық мәні зор мәдени мұра болып
табылады. Фольклор шығармаларының әрбір жанрының өзіндік ерекшелігін айтып, пікір білдірген
ғалымдар аз емес. Ш.Уәлиханов, А.Байтұрсынов, С.Сейфуллин, С.Мұқанов, М.Әуезов,
Қ.Жұмалиев, М.Ғабдуллин, С.Қасқабасов, Р.Бердібаев, Е.Тұрсынов, Б.Уахатов, З.Сейтжанов,
Т.Сыдықов, Ш.Керім, Б.Рахымов т.б. өз зерттеулерінде фольклор поэтикасының әр қырын
қарастырған. «Тұтастану – тек эпос пішінінің өзөзіне пайда болған заңдылығы емес, ол халықтың
әлеуметтік және сыртқы саясаттағы тарихи өзгерістерінің нәтижесінде қалыптасады» [1, 180 б.].
Сондайақ эпостағы тұтастану мәселесіне қатысты ғалым Е.М.Мелетинский, С.Садырбаев, Ш.
Ыбыраев жүйелі пікір айтқан.
Көркем жинақтау – фольклордың басты бейнелеу әдістерінің бірі, ол ең алдымен
фольклорға тән. Осы пікірге сүйене отырып, ғалым Сұлтанғали Садырбаев қазақ эпосындағы
тұтастану мәселесін арнайы қарастырып, тұтастанудың жалпы төрт түрін дәлелдейді [2, 105106
б.]. Ғалым С.Қасқабасов қазақ фольклорында тұтастанудың алты түрі бар деп көрсетеді.
Олар:
1.Сюжеттік тұтастану;
2.Ғұмырнамалық тұтастану;
3.Шежірелік тұтастану;
4.Тарихи тұтастану;
5.Орталықтық тұтастану;
6.Географиялық тұтастану [3, 438497 б.].
Біздің пікірімізше, ғалым С.Қасқабасов ажыратып көрсеткен фольклордағы тұтастану
түрлері орынды. Себебі шығармадағы сюжет батырдың жүйелі эпикалық өмірбаянынан бұрын
пайда болатын нәрсе, оның басты ерлігі туралы сюжет. Бұл сюжет көп жағдайда тарихи шындыққа
негізделеді және бүкіл шығарманың өзегі болады. Академик С.Қасқабасов айтқандай, батырдың
халық жадында сақталып келген ерлігі ерекше тұлға ретінде жеке бір сюжетке немесе шағын өлең
жырға негіз болып суреттеледі де, осы «тарихи шындық эпоста көптеген қосымша сюжеттермен,
мотивтермен көмкеріледі». Сонымен қатар ғалым бірбірімен байланысы жоқ жекелеген эпикалық
жырлардағы сюжеттердің басы біріктіріліп, бір батырдың басына телініп сюжеттер біртебірте
330
жымдасып, сіңісіп, біртұтас шығарма болып шығатынын, бірнеше дербес сюжеттер бір батырдың
атқарған ісәрекеттерін, ерлік қимылдары болып көрінетіндігін де айтады [3, 477490 б.].
Ғалымның эпикалық туындылардың сюжеттік тұтастануының жолдары жөніндегі
жоғарыда келтірілген пікіріне сүйенсек, мұндай тұтастану құбылысы көне түркі әдебиетінде
молынан көрініс тапқанын байқай аламыз. Мәселен, түркі тілдес халықтарға ортақ көне жазба
ескерткіштердің бірі «Оғыз қаған» жыры. Бұл бірнеше циклдік сюжеттердің басын құрап, тұтас
мазмұнды көркем туындыға айналаған жыр [4, 103107 б].
«Оғыз қаған» жырының басты оқиғасы Оғыздың ерлік ісі болса, ал осы батырлығына
қосымша сюжеттер телініп, оның өмірі эпикалық күйге түседі. Бұл ғалым С.Қасқабасов көрсеткен
сюжеттік тұтастанудың екі сатысын растайды.
Ғұмырнамалық тұтастануға тыңдаушылардың батырға, оның өмірбаянына деген
ынтықтығы негіз болған. Халық өзінің қорғанышы болған сүйікті батырдың қалай туып, қалай
өскенін, қалай үйленгенін білгісі келген. Тіпті, оның балашағасына да мән берген, ал атаанасы
кім болды деген мәселеге айырықша көңіл бөлген.
Жалпы, жырдың композициялық құрылысында көптеген өзіндік ерекшеліктері бар. Ең
алдымен, бірінен бірі туындап дамитын оқиғалар жүйесі бірыңғай Оғыз қағанның төңірегіне
топтастырылған. Айталық, Оғыздың тууы мен өсіп ер жетуі, үйленуі, ел берекесін кетірген
мүйізтұмсықты жекпежекте жеңіп өлтіруі, байлық пен мүлік, жиһаз үшін жасаған сан қилы қанды
жол жорықтары, басып алған ел жұртты өз мұрагерлеріне бөліп беруі сияқты іріірі оқиғалар Оғыз
қағанның тікелей қатысуымен іске асып отырады. Осы кесеккесек оқиғаларды жанамалай ашып
толықтыратын аздыкөпті жәйіттер де бар (Қыпшақ, Қаңлы, Қаһарлы аттарының берілу тарихы
т.б.), бірақ бұл дастандағы басты мақсат: қаһарманның ерлік істерін асқақ жырлауға бағындыру.
Жырдағы сюжеттің жалғасы Оғыз қағанның өз жарын қалай сүйгенін, ұлдары мен қыздарын қалай
мәпелегенін, халқы үшін жанкешті күресі, тәлімдік өнегесімен аяқталады. Осылайша, Оғыз
қағанның өмірінің әр қилы кезеңі толықтай жинақтала келіп, ғұмырнамалық тұтастануды құрайды.
Дастанда Хинді, Танғұт, Шағам (Шам) іспетті ел аттарымен қатар, Итил (Еділ), Шүршіт,
Барака, Қаратау, Мұзтау секілді жерсу аттары да ұшырасады. Әсіресе, мұнда «Мұзтау» деген тау
екі жерде арнайы аталыпты. Бірінде Оғыз қаған жорық кезінде сол таудың етегінде әскерімен
шатыр тігіп аз уақыт тоқтап өтсе, екінші жолы тағы «Мұзтауға» келгенде, астындағы шұбар
айғырынан айырылып қалады.
Дастанда әр алуан сипаттамалар мен адам портреттерін беруге де баса назар аударылған.
Бұл әсіресе, кейіпкерлер бейнесі мен жер, су, соғыс көріністеріне орай нақты сипат алып отырады.
Мәселен, мұнда жорық үстінде кездескен ел жұрттың мән жайы бірде «Үлкен бір жұрт, халық еді»,
«үлкен бір бай жұрт еді» деп жалпылама баяндалса, енді бірде: «халықтарының өңішырайы қап
қара болатын» деп нақтылықпен сипатталады. Мұны өзен, су, тау, орман суреттемелері туралы да
айтуға болады («Бір жерде бір үлкен орман бар еді, үлкендікішілі өзендер көп еді», «Мұнда Итіл
өзені деген үлкен бір өзен бар еді. Жағасындағы таулардың көбін көрді», «Мұнда үлкен бір тау бар
еді. Ұшар басында тоң мен мұз бар еді. Оның басы суықтан аппақ боп тұрар еді. Соның үшін оны
«Мұзтау» дейтін, т.б.). Алайда бұл тәсіл соғыс сипаттамаларында біршама өзгешелеу болып
келеді. Әсіресе, Итіл (Еділ) өзені бойында болған қырғын соғыстың жантүршігерлік көрінісі үлкен
шабытпен суреттеліп: «Итіл өзенінің жағасындағы бір қара тау маңында ұрыс басталды. Оқпен,
сүңгімен, қылышпен ұрысты. Шерулердің араларында жойқын көп ұрыс болды. Елжұрттың
көңілінде көптенкөп қайғы орнады. Шайқас, ұрыс сондай жаман болды. Итіл өзенінің суы қып
қызыл, сіпсіңірдей болды» [5, 42 б.], деп беріледі. Мұнда соғыстың қай жерде, қалай басталғаны,
оның елжұртқа әкелген өкініш қайғысы мен тіпті, сол Еділ өзенінің есепсіз аққан қыпқызыл, сіп
сіңірдей болып кеткеніне дейін нақтылықпен сипатталған.
Бұл жөнінде ғалым А. Қыраубайқызы «Ежелгі дәуір әдебиеті» еңбегінде, «Эпостық
жырларда қазақ жеріндегі тарихи жерсу аттары кездеседі, рутайпа атауларының шығу төркіні
түркілердің діни танымсенімдерінен мағлұмат береді. Оғыз қағанның алты ұлынан тараған
ұрпақтары туралы аңыз, жырдағы басқа да баяндалатын оқиғалар қазақ тіршілігіне, тарихына
тікелей қатысты», деп атап көрсетеді [6, 5876 б.]. Мұның бәрі сайып келгенде, географиялық
331
тұтастануды құрайды. Ғалым Сейіт Қасқабасовтың айтуына қарағанда, «географиялық тұтастану
Достарыңызбен бөлісу: |