ÇAĞDAŞ SIRP EDEBİYAT DİLİNDE ARKAİK TÜRKÇE KELİMELER
VE BU KELİMELERİN ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYAT DİLİNDEKİ DURUMU
Yrd. Doç. Dr. Hakan YALAP
Doç. Dr. M. ĐINĐIĆ
Özet: Bu bildiri, çağdaş Türk edebi dilini referans alarak çağdaş Sırp edebiyatı dilinde eski Türkçe
kelimelerin analizini gösterir. Bu çalışmanın materyali Matica Srpska'nın Sırpça-Hırvatça standart edebi dili
sözlüğünden çıkartılmış ve Matica Srpska'nın Sırp dili sözlüğünün içindeki yeri kıyaslanmıştır.
Türkçe kelimelerdeki analiz, son elli yılda bu kelimelerin popülerliğini yitirdiği ve etkisi olmayan bir
birikimin parçası haline geldiğini göstermektedir. Sonuçlar bugünkü edebiyat dilinde 3000 Türkçe kelime
bulunduğunu göstermektedir ve bu Škaljić tarafından yazılan sözlükteki Türkçe kelimelerin 3'te 1'idir. 3000
Türkçe kelimenin %50'si ise arkaik Türkçe kelimelerdir.
Analiz ayrıca, Çağdaş Türkçe Sözlüğü kaynak olarak kullanarak sözlüğün çağdaş Türk dilindeki durumunun
izahatini de içermektedir. Bu Türkçe kelimelerin bazıları, genel Türkçe sözlük birikimine aittir: (avdžija (tur.
avcı), dunđer/dunđerin (tur. dülger), memur (tur. memur) zenđil (tur. zengin), pendžer (tur. pencere), vatan
(tur. vatan). Diğerleri ise baljemez (tur. balyemez), diba (tur. diba), kanara (tur. kanara), nefer (tur. nefer),
hara (tur. hare), dželep (tur. celep) gibi Türkçede pasif kelime hazinesine aittir.
Anahtar Kelimeler: Türkçe Kelime, Kelime Birim, Pasif Sözlük Hazinesi, Türkçe Kelimelerin Kaybı,
Türkçe, Sırpça.
Archaic Turkism’s in Contemporary Serbian Literary Language and Their Status in Contemporary
Turkish Literary Language
Abstract: The paper offers an analysis of the archaic Turkism’s in contemporary Serbian literary language
with reference to their status in contemporary Turkish literary language. Material for this study was excerpted
from the Dictionary of Serbian-Croatian Standard Literary Language of Matica Srpska and compared to its
status in Dictionary of Serbian Language of Matica Srpska.
Analysis of Turkism’s has shown that Turkism’s in recent fifty years have become out-of-date and a part of
the passive lexical fund. The results have shown that there are about 3000 Turkism’s nowadays in literary
language and this is one third from the whole number of Turkism’s noted in the Dictionary by Škaljić. From
3000 turicsms, 50% belong to archaic Turkism’s.
Analysis also includes the description of the status of this lexical material in contemporary Turkish language,
by using as a source the Dictionary of Standard Turkish Language (Türkçe Sözlük). Some of these Turcisms
belong to the Turkish general lexical fund (avdžija (tur. avcı), dunđer/dunđerin (tur. dülger), memur (tur.
memur) zenđil (tur. zengin), pendžer (tur. pencere), vatan (tur. vatan) and others became the part of passive
lexical fund in Turkish as well (baljemez (tur. balyemez), diba (tur. diba), kanara (tur. kanara), nefer (tur.
nefer), hara (tur. hare), dželep (tur. celep).
Keywords: Turcism, lexeme, passive lexical fund, disappearance of Turcisms, Turkish language, Serbian
language.
Türkler ve Sırplar on dördüncü yüzyıldan itibaren yoğun sosyal, siyasî ve kültürel etkileşimler
sonucunda kelime alışverişinde bulunmuştur. 1389 Kosova Savaşından itibaren Osmanlı Devleti,
Balkanlardaki imar faaliyetleriyle birlikte özellikle cemiyet hayatına yönelik uygulamaları, üretim ve
ticaretle gözle görünür bir medeniyet kurmuştur. “Osmanlı kültür coğrafyasına şöyle bir göz atacak
olursak edebiyat tarihimize katkıda bulunan şairlerin büyük bir bölümünün de Balkanlardaki şehirlerde
doğduğu görülecektir. Bir başka ifade ile Osmanlı Devleti’nin şair kadrosunun önemli bir bölümünü
Rumeli yetiştiriyordu dense, mübalağa edilmiş olmaz” (İsen: 1997, 515). Balkanlardaki klâsik edebiyat
eserleriyle de Türkçe bu coğrafyada bir itibar dili hâline gelmiştir. O derecede ki, hangi ırktan olursa
olsun bir kimsenin şehirli sayılabilmesi Türkçe bilmesine bağlıydı (İsen: 1997, 514). Bu vesileyle Türkçe
bölgenin yerli dilleriyle iletişime geçmiştir. Sırpça, Türkçeyle en çok etkileşimde olan dildir. Böylelikle
Bu bildiri, Sırbistan Eğitim ve Bilim Bakanlığı tarafından maddi olarak desteklenen
"
Ölçünlü Sırpçanın Lengüistik
Araştırmaları ve Sırp Bilimler ve Sanatlar Akademisi Sırpça Hırvatça Yazı Dili ve Ağızları Sözlüğü" adlı proje
(No: 178009) esas alınarak hazırlanmıştır.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, hakanyalap@nevsehir.edu.tr
Sırp Bilimler ve Sanatlar Akademisi Sırp Dili Enstitüsü, mdjindjic@orion.rs
276
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
Sırpça, Türkçeden çok fazla alıntı barındırmaktadır. Sırpçadaki Türkçe ve Türkçe vasıtasıyla geçmiş
Arapça-Farsça kelimeler, “Turcism/ Türkizm” olarak adlandırılır. Bu alıntı kelimeler -Türkizm-,
sözlükbilimci ve dilbilimcilerin 18. yüzyılda başlayan araştırmalarının konusu ve dil ilişkilerinde en çok
araştırma alanı olmuştur. On dokuzuncu yüzyıldan bu yana Türkçe alıntılara var olan merak birçok
makale, araştırma, tartışma ve sözlük ile sonuçlanmıştır. Bu çalışmalar neticesinde, Arapça-Farsça
kelimelerin de Türkçe vasıtasıyla Sırpçaya geçtiği tespit edilmiştir. Sırp Kiril Alfabesini icat eden Sırp
dilbilimcisi ve halk edebiyatçısı Vuk Stefanović Karadžić, 1818 yılında hazırladığı ilk Sırpça sözlüğünün
ikinci baskısını yaptığı zaman, sözlükten binlerce Türkçe kelimeyi atmaya çalışmıştır. Ancak, Türkçe
kelimeleri sözlüğünden atacağı yerde 500 civarında yeni Türkçe kelimeyi daha sözlüğüne almak
mecburiyetinde kalmıştır (Peco: 1987, 10).
Baski
Yil
Toplam kelime sayisi Türkçe kelimelerin sayisi
Sırpça sözlüğünün birinci baskısı 1818
26.270
2.500
Sırpça sözlüğünün ikinci baskısı 1852
40.000
3.700
1957 yılında Abdulah Škaljić tarafından hazırlanan Sırpça-Hırvatça dilindeki Türkçe kökenli
kelimelerden oluşan sözlüğü referans göstererek Sırpça'daki Türkçe kelimelerin sayısının 1960'lı yıllardan
bu yana 9000’den 3000 seviyesine düştüğünü ve bu 3000 kelimenin yaklaşık yarısının Sırpçada aktif
olarak kullanıldığını görebiliriz. Bu kelimeler Sırpçaya yerleşmiş ve tamamen kalmıştır. Günümüz
Sırbistan’ında her insanın kullandığı bu kelimelere birkaç örnek vermek yerinde olacaktır: čarapa
(çorap), čelik (çelik), parče (parça), mušterija (müşteri), komšija (komşu), boja (boya), sat (saat), šećer
(şeker), čorba (çorba), ćilim (kilim), kaiš (kayış, kemer), kavez (kafes) v.s. (Đinđić: 2013, 553).
Türkçe kelimelerin, Sırp edebiyat dilinde ve günlük hayatındaki kullanımının bu kadar kısa sürede
nasıl azaldığının da ciddî bir şekilde araştırılması gerekmektedir. Bu durum hem Türkçe hem de Sırpça
için büyük önem arz etmektedir. Bu bildiride kullanılan temel materyalle Türkçe kelimelerin Sırpçadaki
bugünkü durumu yansıtılmaktadır. Veri kaynağı olarak Matica Srpska’nın altı ciltlik Sırp-Hırvatça yazı
dili sözlüğü kullanılmıştır.
1
Alıntıların çağdaş Sırpçada bulunup bulunmadığını saptamak amacıyla
Matica Srpska Sözlüğü
2
, çağdaş Türkçede ise Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ünden
3
ve internet
üzerindeki Büyük Türkçe Sözlük veri tabanından yararlanılmıştır.
Elli sene önce yayımlanan en kapsamlı Sırpça sözlük olan Matica Srpska ortaya çıktığı dönemde
Türkçe kelimelerin büyük çoğunluğu hâlâ genel sözlük hazinenin bir parçasıydı. Fakat Türkçe kelimeler
bugün, sözlüğün yazımından kırk iki sene sonra, artık pasif sözlük hazinesine
4
girmiş bulunuyor. Örneğin,
đumruk (gümrük) , terzija (terzi) , jabana (yaban) , javaš (yavaş) , jordam (yordam) , hair (hayır) , hasna
(hasna), zirat (ziraat), džam (cam), nijet (niyet), utija (ütü), duvar (duvar), terdžuman (tercüman), đumiš
(gümüş), zenđil (zengin), ilač/iladž (ilaç), karišik
5
(karışık), oka (okka) vs.
Bazı kavramları karşılamakta kullanılan kelimelerin yerini zaman içerisinde yeni kelimeler
almıştır: đumruk (gümrük) → carina; duvar → zid; pendžer (pencere) → prozor. Öte yandan,
kelimenin karşıladığı kavramın değerini yitirmesi ve adının unutulması gibi önemli bir olay daha vardır:
oka (okka), tetik (tetik), pala (pala), divit (divit), endeze (endaze) vs.
Türkiyenin çok uzun süre önce başlayan modernleşme sürecinde zaten kısıtlı olan doğu ile ilişkileri
iyice zayıflamış, bir Avrupa Devleti olan Türkiye bu vesileyle dilindeki Arapça ve Farsça kelimeleri
yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştır. Buna rağmen edebiyat dili olan Farsça ve bilim dili olan Arapça,
Türkçe üzerinde yine de etkili olmuştur. Bu etkiye rağmen Türkçe kısa zamanda Osmanlı Devleti’nin
bilim ve sanat dili olmuştur. Fakat Balkanlarda gelişen Divan Edebiyatı vasıtasıyla Arapça ve Farsça
kelimeler Sırpça üzerinde etkili olmuştur. Balkanların en önemli kültür şehirlerinden biri olan Belgrad,
Hâlis (ö. 1747), Kamil Paşa, Muhterem, Nâşid (ö.1766), Nasîb (ö. 1705), Negamî, Nûrî, Sâdık (ö. 1595),
Saîd (ö. 1551), Şehriyâr ve Vâlihî’nin doğduğu şehirdir (İsen: 1997, 518). Bugün Sırpçada Türkçe
vasıtasıyla geçen Arapça-Farsça kelimeler hâlâ muhafaza edilmektedir. Lâkin Sırpçaya geçen bu
1
Rečnik srpskohrvatskog književnog jezika, Matica srpska – Matica hrvatska, Novi Sad – Zagreb 1971-1976.
2
Rečnik srpskoga jezika, Matica srpska, Novi Sad, 2007.
3
Türkçe Sözlük,
11. bs,
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih
Kurumu Basım Evi, Ankara 2010.
4
Pasif kelime hazinesinde, artık kullanılmamakta olan veya kullanımı sınırlı olan Türkçe kelimeler, eski biçimler,
tarih ile ilişkili olan kelimeler yer almaktadır.
5
Bu eskimiş kelime Karišik soyadı aracılığıyla izleri bugünlere kadar korumuştur.
277
Yrd. Doç. Dr. Hakan YALAP-Doç. Dr. M. ĐINĐIĆ/Çağdaş Sırp Edebiyat Dilinde Arkaik Türkçe…
kelimeler öylesine muhafaza edilmiştir ki, standart Sırp dilinin bir parçası olan duvan (tur. duhan
6
), alaša
(tur. alaşa
7
), bazulmet (tur. bazubend
8
), čilaš (tur. çil at), čust (tur. çüst
9
) gibi bazı kelimelerin, Türkçede
günlük konuşma dilinde çok fazla kullanılmadığı görülmektedir. Öyle ki, Arapça kökenli duhan kelimesi
Türkçenin yazı dilinde çoktan
10
kullanımdan düşmüş ve onun yerine günümüzde tütün kelimesi
kullanılmaktadır.
Öte yandan. ajan (tur. âyan), bazarđan (tur. bezirgân), baljemez (tur. balyemez), diba (tur. diba),
dundar (tur. dümdar), espap (tur. esbap), zijanćer (tur. ziyankâr), kanara (tur. kanara), mazbata (tur.
mazbata), mangura (tur. mangır), maraz (tur. maraz), mahmudija (tur. mahmudiye), miralaj (tur.
miralay), mirija (tur. mirî), mukadem (tur. mukaddem), mulazim (tur. mülazım), murafa (tur. murafaa),
muselez (tur. müselles), mutesarif (tur. mutasarrıf), muhasera (tur. muhasara), muhafiz (tur. muhafız),
mušir (tur. müşir), nefer (tur. nefer), peškeš (tur. peşkeş), redif (tur. redif), ridžal (tur. rical), ruždija (tur.
rüştiye), rufet (tur. hirfet), salta (tur. salta), sarf (tur. sarf), softa (tur. softa), sufara (tur. supara), taftija
(tur. sahtiyan), tevabija (tur. tevabi), tevdil (према tur. tebdil), tezgere (tur. teskere), tekavud (tur.
tekaüdiye), telbiz (tur. telvis), temerut (tur. temerrüt), temre (tur. temren), tetrivan (tur. tahtırevan), tećmil
(tur. tekmil), teferič (tur. teferrüç), tuvana (tur. tüvana), tugjan (tur. tuğyan), tumbećija/tumbećina (tur.
tömbeki), tutija (tur. tutya), hara (tur. hare), harar (арар) (tur. harar), harba (tur. harbe), hatula (атула)
(tur. hatıl), hašer (tur. haşir), džamadan (tur. camadan), džanfez (tur. canfes), džeba (tur. cebe), dželep
(tur. celep), džerida/džeride (tur. ceride), džerima (tur. cereme), šešana (tur. şişhane), šićar (tur. şikâr)
gibi birçok kelimenin Türkçede ve aynı zamanda Sırpçada kullanım alanının azaldığını görmekteyiz.
Yaptığımız karşılaştırma neticesinde de, kelimelerin bazılarının (duvar, pendžer, avlija, musafir
gibi) hâlâ Sırpça ağızlarında yaşadığını belirtmemiz gerekiyor. Sırpça ağızları ile cağdaş Sırpçanın
Türkizm söz varlığı açısından karşılaştırılması çalışmalarında ölçünlü dil yanında Sırpça ağızlarının da
onemli bir alan olduğunu göstermesi bakımından dikkate değer bir durumdur.
KAYNAKÇA
Büyük Türkçe Sözlük, http://tdkterim.gov.tr/bts/.
Đinđić, Marija (2013). Turcizmi u savremenom srpskom književnom jeziku (semantičko-derivaciona analiza),
doktorska disertacija (basılmamış Doktora Tezi), Beograd.
Erdem, Mehmet Dursun (2013). Ağız Sözlükçülüğü Üzerine. Turkish Studies International Periodical For the
Languages, Literature and History of Turkish or Turkic. 8/95, 95–102.
İsen, Mustafa (1997). Ötelerden Bir Ses Divan Edebiyatı ve Balkanlardaki Türk edebiyatı Üzerine Makaleler,
Ankara: Akçağ Yayınları.
Karadžić, Vuk Stefanović (1818), Sabrana dela Vuka Karadžića, knjiga druga, Srpski rječnik istumačen
njemačkijem i latinskijem riječima, Beograd.
Karadžić, Vuk Stefanović (1852), Srpski rječnik istumačen njemačkijem i latinskijem riječima, Beč.
Peco, Asim (1987). Turcizmi u Vukovim rječnicima, Beograd: Vuk Karadžić.
Rečnik srpskohrvatskog književnog jezika, Matica srpska – Matica hrvatska, Novi Sad – Zagreb 1971-1976.
Rečnik srpskoga jezika, Matica srpska, Novi Sad, 2007.
Škaljić, Аbdulah (1989). Turcizmi u srpskohrvatskom jeziku, Sarajevo: Svjetlost.
Tarama Sözlüğü I-VIII (1995). Ankara: TDK Yayınları.
Tietze, Andreas (2002). Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugatı, Cilt 1, A-E, Simurg Yayınları: İstanbul-
Viyana.
Tulum, Mertol (2011). 17. Yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Türkçe Sözlük (2010). Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yayınları.
6
Duhan: Tütün (Tulum: 2011, 616).
7
Alaşa: Karışık renkli (Tarama Sözlüğü I: 1995, 81). Sert başlı, huysuz, haşarı (at) (Tarama Sözlüğü I: 1995, 88).
8
Bazubend: Kolçak, ellik (Tulum: 2011, 381).
9
Çüst: yığmaklık, çalak, çapar (Tulum: 2011, 538).
10
Tietze de (2000, 658) duhan kelimesi için 16. yüzyılın bir kaynağına yer vermiştir.
278
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
ALTAY VE HAKAS TÜRKÇELERİNDE EDATLARIN KARŞILAŞTIRMASI
Arş. Gör. Harun BOZKURT
Özet: Bu bildiride, Güney Sibirya Türk lehçeleri arasında yer alan Altay ve Hakas Türkçelerindeki edatların
işlevsel özelliklerine karşılaştırmalı olarak değinilmiştir. Bu lehçelerde bulunan edatlar söz dizimi, yapı ve
köken bakımından incelenip aralarındaki benzerlikler ya da farklılıklar göz önüne alınarak bir sonuca
varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk lehçeleri, Altay, Hakas, Edatlar, Karşılaştırma.
Comparison of Prepositions in the Altai and Khakas Turkish Dialects
Abstract: In this paper, prepositions in the Altai and Khakas Turkish dialects among located in South
Siberian Turkic dialects, will be discussed comparison. Prepositions in these dialects will be examined in
terms of syntax, structure and origin, by considering the differences or similarities between them and will be
reached to a conclusion.
Keywords: Turkish dialects, Altai, Khakas, Prepositions, Comparison.
Kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan diller arasında yer alan Altay ve Hakas Türkçelerindeki
edatların yapıları ve kullanım şekilleri, Türkoloji açısından ayrı bir önem arz edeceği kanısındayız.
Bunları dikkate alarak iki lehçedeki edatların yapıları, kullanılışları ve kökenleri karşılaştırmalı olarak
incelenip aralarındaki farklar veya benzerliklerden yola çıkarak lehçelerin birbirleriyle ilgisini göstermeye
çalışacağız.
“Karşılaştırma”, kavram olarak iki varlık arasında denkleştirme, karşılaştırma veya eşitlik
göstermektedir. İki varlığın oluş veya kılışlarını birbirine nitelik bakımından çakıştırıp benzetmek
demektir (Öner 2003: 147-148) Edatlar, tek başlarına bir anlam ifade etmeyen, isim ya da isim soylu
sözcüklerden sonra gelerek anlam bakımından onlarla bağ kuran, eklendikleri kelimelerle cümlenin öteki
kelimeleri arasında çeşitli anlam ilişkisi kuran görevli sözlerdir (Korkmaz 2014: 895).
Türkiye Türkçesindeki edat olarak ifade edilen sözler, Altay Türkçesi gramerciliğinde, hareketin
önemini; işin yapıldığı yeri, zamanı, sebebi ve amacını bildiren, “ulantı” sözüyle ifade edilirken
(Tıbıkova vd, 2010: 140), Hakas Türkçesi gramerciliğinde ise yardımcı dil unsurları arasında “çastitsa,
poslelog”, tabiriyle ifade edilmektedir (Arıkoğlu 2007: 1126). Bu iki lehçe arasında söz dizimi, anlamları
ve kökenleri bakımından çekim edatlarını incelemeyi amaçlamaktayız.
1.
Söz Dizimi Açısından
a)
Yalın Halle Bağlananlar
Altaycada: uçun, sayın, caar, döön/töön, kereginde, oşkoş, çılap/çilep, ajıra, keçire, ötküre, ebire,
kire.
Enem staxanov iji uçun eki katap sıy algan. (Annem gözlük işi için iki defa ödül aldı.), Ay sayın
añdap cüredim.(Her ay avlanırım.), Bajın köznök caar burıy soktı.(Başını pencereye doğru çevirdi.),
Karuulçıktar ozo baştap key döön atkandar. (Nöbetçiler ilk önce havaya doğru ateş ettiler.), Altay til
kereginde şüülteni ulaltıp biçiger. (Altay dili hakkındaki düşünceleri açıklayın.), Aru üni köznök ötküre
ugulıp turdı. (Tatlı sesi pencere arasından duyuldu.), Onıñ cüzi kar çılap/çilep ağara berdi. (Onun yüzü
kar gibi ağardı.), Üyde cok oşkoş. (Evde değil sanki.), Maşın ajıra keldim. (Arabayla geldim.), Col keçire
bardıs. (Yoldan geçtik.), Elbek calañdı ebire acıktap kördi. (Geniş ova boyunca seyre daldı.), Uuldar bir
bereste kire cerdi ödö baskıladı. (Oğullar bir mil kadar yeri geçtiler.)
Hakasçada: üçün, say, çĭli, oshas, ötĭre, kizĭre/kiçĭre, azıra, çoğar, ibĭre.
At üçün 8 salkovayğa çallanıp, mında çol pashan. (At için 8 ruble ödeyip yola çıkmışlar.), Pĭs çıl
say polısçabıs. (Biz her yıl yardımlaşırız.), Püür çĭli körçeler. (Kurt gibi bakıyorlar.), Hılıs oshas igĭr
müüsterĭ tırbayısçalar. (Kılıç gibi boynuzlarıyla tırmalaşıyorlar.), Gladkovo teremne ötĭre parça.
(Gladkov köyünden geçiyor.), Pĭstĭñ çolıbıs ol suuçak kizĭre/kiçĭre çatça. (Yolumuz o nehirden geçiyor),
Hoshar on çıl azıra ösçe. (Hoshar on yıldan fazla yaşıyor.), Tülgücek çol çoğar oyli halğan. (Tilkicik
yoldan yukarı koşuyordu.), Aal ibĭre köp ağas. (Köy boyu hep ağaç var.)
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, harun-b@hotmail.com
280
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
b)
İlgi Haliyle Bağlananlar
Altaycada: uçun, sayın, aldında, turkunına, şıltuuzında, kiyninde, soñ.,
Onıñ uçun biçikterdi bis boyıs alıp bereyis. (Onun için kitapları, biz kendimiz alacağız.), Künniñ
sayın bistiñ kolxozgo gazet kelip cat. (Her gün bizim kalhoza gazete gelir.), Cañı cıldıñ aldında ayıldap
kelip cürgender. (Yeni yıldan önce misafirliğe geldiler.), Üç künniñ turkunına bis corıktadıbıs. (Üç
gündür yürüyoruz.), Onıñ şıltuuzında men boo keldim. (Onun sayesinde ben buraya geldim.), Onıñ
kiyninde ben ogo bargam. (Ondan sonra ben oraya gittim.)
Достарыңызбен бөлісу: |