Yöntem
Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. “Doküman
analizi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini
kapsar” (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 187).
Bulgular
Araştırmada Transaksiyonel Analiz kuramı açısından Ergin’in (2008) Dede Korkut Kitabı- 1 isimli
eserindeki “Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı” adlı hikâye incelenmiştir. Bu hikâyede, Uşun Koca adında
bir kişi vardır ve bunun da iki oğlu vardır. Büyüğünün adı Egrek'tir ve yaman, deli dolu bir yiğittir.
Bayındır Hanın sohbetine canı ne zaman istese gider. İçeri girdiğinde beyleri çiğneyip Kazan Han'ın
hemen önüne oturur. Bir gün Oğuz yiğitlerinden Ters Uzanmış, kendisine kızarak oturduğu yeri hak
etmediğini söyler. Egrek bu duruma üzülür ve Kazan Handan akın ister. İstediği izni alan Egrek şölenler
verip eğlenir sonra da akına çıkar. Gökçe Denize kadar olan bütün memleketleri yağmalar. Daha sonra
Kara Tekfurun çaşıtının (casusunun) bulunduğu Alınca Kalesine gelir. Buradaki ganimetleri toplarken,
casuslar onu zindana kapatırlar.
Aradan yıllar geçer, Egrek’in kardeşi Segrek büyür. Bir tartışmada yiğit olmak istiyorsa ağabeyini
Alınca Kalesi'nden kurtarmasını söylerler. Gerçeği öğrenen Segrek ana-babasının yanına gelir ve
ağabeyini kurtarmaya gideceğini söyler. Onlar da Segrek’i bu kararından vazgeçirmek için onu tez
zamanda evlendirirler.
Gerdek gecesi durumu eşine anlatır ve yıl içinde geri gelmezse evlenmesini söyler. Segrek ana
babasının elini öpüp yola koyulur. Bunu duyan tekfur Segrekin önüne altmış asker yollar. Segrek bunları
yener. Tekfur bu kez yüz asker daha gönderir. Segrek bunları da yener. Tekfur da son çare olarak Egrek
ve Segrek’i savaştırmaya karar verir ve Egrek’e, göstereceği kişiyi yendiği takdirde serbest kalacağını
söyler.
Egreki, Segrek’in konakladığı yere gönderirler. Egrek, Segrek’in belindeki kopuzu görünce onun
da Oğuz elinden olduğunu anlar ve kopuzu eline alıp çalmaya başlar. Çalarken ona dönmesi gerektiğini
yoksa onu öldüreceklerini söyler. Böylece kardeş olduklarını anlarlar ve birbirlerine sarılırlar. Daha sonra
iki kardeş düşmanla savaşıp onları yenerler ve evlerine dönerler. Davullar çalınır, ziyafetler verilir, iki
kardeş birbirlerine sağdıç olurlar. Hikâye her zamanki gibi Dede Korkutun duasıyla sona erer. (Ergin,
2008)
İyilerin kazandığı, kötülerin kaybettiği bir sonla biten bu hikâyede, Transaksiyonel Analiz
kuramındaki her bireyin kişiliğinde bulunan benlik durumlarının farklı örneklerinin bulunduğu tespit
edilmiştir.
Bunlardan birincisi, Uşun Koca’nın büyük oğlu Egrek’in Bayındır Han’ın sohbetine istediği vakit
gitmesi ve diğer beyleri çiğneyip beylerbeyi Kazan’ın hemen önüne oturması ve bu durum karşısında
Ters Uzamış isimli yiğidin gösterdiği tepkide kullandığı cümlelerde karşımıza çıkmaktadır. “Ters Uzamış
derlerdi Oğuz’da bir yiğit var idi, der: Bre Uşun Koca oğlu bu oturan beyler her biri oturduğu yeri kılıcı
ile, ekmeği ile almıştır, bre sen baş mı kestin kan mı döktün, aç mı doyurdun, çıplak mı donattın dedi.
Egrek der: Bre Ters Uzamış baş kesip kan dökmek hüner midir dedi. Der: Evet hünerdir ya! Ters
Uzamış’ın sözü Egreğe tesir etti. Kalktı Kazan Bey’den akın diledi. (Ergin, 2008) Ters Uzamış’ın bu
sözlerine “yetişkin benlik durumunun” hâkim olduğu görülmektedir. Ters Uzamış, her nerede olursa
olsun gerçekleri söylemenin bir erdem olduğu, ayrıca bir durumu ortaya koyarken gerekçeleri ile dile
getirme gibi yetişkin benlik durumunun özelliklerini sergilemekte ve bu doğrultuda davranmaktadır.
301
Okt. Hüseyin TAŞ/Dede Korkut Hikayelerinin İşlemsel Çözümleme Yaklaşımı Açısından İncelenmesi
Hikâyede, Transaksiyonel Analiz kuramı açısından ikinci bir benlik durumunun sergilendiği yer,
Segrek’in esir olan bir kardeşi olduğunu öğrenmesi ve onu kurtarmak istemesi ve bu iş için anne ve
babasından izin almak üzere onların yanına geldiğinde yaşanılanlardır. Segrek’in anne ve babası büyük
oğulları Egrek gibi Segrek’i de kaybetmemek için onun bu gidişine şu cümlelerle müsaade etmezler.
“Babası der: Yanlış haberdir oğul, kaçan giden senin ağabeyin değil, başkasıdır, aksakallı ben babanı
ağlatma, ihtiyarcık olmuş ananı sızlatma dedi.” (Ergin,2008)
Buradaki tavır anne ve babanın Transaksiyonel Analiz kuramındaki “ebeveyn benlik
durumlarından seven/destek olan/koruyan ebeveyn benlik durumuna” göre davrandığını göstermektedir.
Anne ve baba, Segrek’i kaybetmekten korktukları için koruyucu bir tavır içerisinde yer almaktadır. Bu
duygularını da gerçeği bildikleri halde Segrek’e yalan söyleyerek açığa çıkarmaktadırlar.
Anne ve babasının bu tavrı karşısında Segrek’in gösterdiği tepki ve kardeşini kurtarma fikrinden
vazgeçmeyişi “çocuk benlik durumlarından doğal/özgür benlik durumunun” bir örneğidir. Segrek,
duygularıyla hareket etmekte, talepkâr davranmakta ve bu duygularını, isteğinin gerçekleşmesi için açığa
çıkarmaktadır.
Transaksiyonel Analiz kuramındaki benlik durumlarının hikâyedeki dördüncü örneği de Segrek’in
evlendiği gece eşi ile yaşadıklarıdır. Segrek burada yine “çocuk benlik durumlarından doğal/özgür benlik
durumu” ile hareket etmekte ve kardeşini kurtarmak için eşi ile murat alıp vermeden yola çıkmak
istemektedir. “Der: Kız sen beni bir yıl bekle, bir yılda gelmezsem iki yıl bekle, iki yılda gelmezsem üç
yıl bekle, gelmezsem o vakit benim öldüğümü bilesin, aygır atımı boğazlayıp aşımı ver, gözün kimi
tutarsa, gönlün kimi severse ona var dedi.” (Ergin,2008) Bu cümleler Segrek’in eşine karşı ebeveyn
benlik durumlarından seven/destek olan/koruyan ebeveyn benlik durumuna göre davrandığını
göstermektedir.
Hikâyedeki diğer benlik durumları, Segrek’in abisini kurtarmaya giderken kendisine izin vermeyen
anne ve babasından ayrıldığı durumda ortaya çıkmaktadır.
“Baba ana ah ettiler. Yerlerinden kalktılar oğul gitme diyerek, gördüler çare olmadı. Elbette o
ağabeyimin tutulduğu kaleye varmayınca edemem dedi. Babası anası sür oğul, uğurun açık olsun,
sağ esen varıp gelesin geleceğin var ise dediler. Babasının anasının elini öptü, kara koç atına
sıçrayıp bindi. Geceyi gündüze kattı, at sürdü ” (Ergin,2008).
Bu durumda, oğullarını vazgeçirmekte başarılı olamayan anne ve babanın durumu kabullenerek
“yetişkin benlik durumunda” hareket etmeyi tercih ettikleri görülmektedir. Yine bu durum karşısında
Segrek’in anne ve babasının ellerini öpmesi ve onların duasını alması çocuk benlik durumlarından uygulu
çocuk benlik durumunun bir örneğidir.
Hikâyede transaksiyonel analiz kuramı açısından tespit edilen bu benlik durumlarının yanında,
hikâyelerin sonunda Dedem Korkut’un gelip “şadlık çalıp destanlar söylemesi, dünyanın geçiciliğini
anlatan manzume ile ozan duası” etmesi gibi davranışları da Transaksiyonel Analiz kuramındaki
“eleştiren/kontrol eden ebeveyn benlik durumunun” güzel bir örneğidir. Dedem Korkut, bu
davranışlarıyla hikâyelerde yer alan karakterler üzerinden bu hikâyelerinin okuyucularına bir “kültür
mirasçısı” olarak seslenmektedir. Onların da hayatlarında aynı hatalara düşmemeleri, insanlarla
ilişkilerini sağlıklı bir şekilde yürütmeleri gibi toplumsal bağlamın gerektirdiği kuralların taşıyıcısı rolünü
üstlenmektedir.
Ayrıca hikâyede, kadın karakterlerin Transaksiyonel Analiz kuramındaki benlik durumlarından
“seven/destek olan/koruyan ebeveyn benlik durumu” ile “yetişkin benlik durumu”; erkek karakterlerin ise
daha çok “özgür/doğal çocuk” ve “kontrol eden/eleştiren ebeveyn” benlik durumları içerisinde daha fazla
yer aldıkları görülmektedir. Bu da erkek ve kadın karakterlerin hikâyelerdeki baskın davranış ve söylem
biçimlerini göstermesi bakımından dikkate değerdir.
Sonuç ve Tartışma
Türk edebiyatının en önemli isimlerinden merhum Fuat Köprülü’nün “Bütün Türk Edebiyatını
terazinin bir gözüne, Dede Korkut Destanı’nı öbür gözüne koysanız, yine Dede Korkut ağır basar.”
sözleriyle ne kadar değerli olduğunu ortaya koyduğu Dede Korkut hikâyeleri, gerçekten Türk tarihinin ve
kültürünün en muazzam hazinelerinden biridir. Bu hazinelerde Türklerin tarihî varlık sahasında, hangi
değerlere, inanış biçimlerine, davranış kalıplarına vb. sahip oldukları rahatlıkla görülebilmektedir.
Hikâyeler, Türklerin hayatlarında, bireysel ve toplumsal ilişkilerini yürütürken itimat ettikleri değerler,
davranış kalıpları gibi farklı iletişim süreçlerinin en güzel örneklerini barındırmaktadır. Nitekim bu
302
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
çalışmada Dede Korkut hikâyelerinden “Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı” Transaksiyonel Analiz Kuramı
açısından incelenmiş, bu hikâyedeki benlik durumları tespit edilmeye çalışılmıştır.
İncelenen “Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı” adlı ilk hikâyede, Transaksiyonel Analiz Kuramı
açısından özellikle “ebeveyn benlik durumlarından seven/destek olan/koruyan ebeveyn benlik durumu”
ile “çocuk benlik durumlarından doğal/özgür benlik durumu” nun ön plana çıktığı görülmektedir.
Hikâyedeki karakterlerin içerisinde oldukları bu benlik durumlarının yanında, hikâyenin sonunda
Dedem Korkut’un gelip destanlar söylemesi ve dua etmesi gibi davranışları da Transaksiyonel Analiz
Kuramı’ndaki “eleştiren/kontrol eden ebeveyn benlik durumunun” dikkate değer bir örneğidir. Böylece
Dedem Korkut bu hikâyeleri dinleyecek ya da okuyacak olanlara aynı hatalara düşmemeleri için öğütler
vermekte, toplumsal norm ve kuralların taşıyıcısı, aktarıcısı işlevini üstlenmektedir.
Sonuç olarak Halk edebiyatının anonim ürünlerinin birçoğunda bu kuramın varlığını gösterdiği
söylenebilir. Önemli olan sadece bu kuramın anonim ürünlerdeki varlığını ortaya koymak değil, bu
ürünlerdeki bu iletişim şeklini, eğitim sürecinde anonim ürünleri ele alırken dikkate almaktır. Çünkü
kişiler arası bu iletişim şeklinin varlığı, eğitim sürecindeki bireylere kavratılırsa bu sürece katılan birey,
kendi yaşantısında bu kuramdaki iletişim şeklinin varlığını bilerek davranışlarını ona göre şekillendirecek
ve eğitimin insan davranışlarını olumlu yönde değiştirme hedefi böylece gerçekleştirilmiş olacaktır.
KAYNAKÇA
Akbağ, M., Deniz, L., (2003), Öğretim Elemanı ve Öğretmen Adaylarının Birbirlerine Yönelik Algıları
Transaksiyonel Analiz Açısından Bir Değerlendirme. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 3(2), 263-
293.
Akkoyun, F., (2007), Transaksiyonel Analiz. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Berne, E., (1988), What Do You Say AfterYou Say Hello?. California: Corgi Boks.
Ergin, M., (2008), Dede Korkut Kitabı-1. (6. baskı). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Kayalar, M., Yöneticinin İşyerindeki Ego Durumunun Transaksiyonel Analiz Açısından Değerlendirilmesi.
http://www.sdu.edu.tr. (Erişim Tarihi: 18.01.2016).
Sevim, S. (1996), Transaksiyonel Analize Dayalı Bir Eğitim Programının Evli Çiftlerin Ego Durumları ve Evlilik
Yaşamlarına İlişkin Bazı Değişkenlere Etkisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Yıldırım, A., Şimşek, H. (2011), Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
ESKİ TÜRK RUNİK YAZISINDA
[ F ] LİGATÜRÜNÜN KÖKENİ VE /Ń/ SESİ ÜZERİNE
Arş. Gör Hüseyin YILDIZ
Özet: Türkçede ilk olarak Eski Türk runik harfli metinlerinde rastlanan /ń/ sesi, F (ny) ligatürüyle
gösterilmekte ve Eski Uygurcadan itibaren /n/ ve /y/ şeklinde iki farklı ses hâlinde Eski Uygur ağızlarını ayırt
etmede kullanılan kıstaslar arasında yer almaktadır. Hem F (ny) ligatürünün kökeni hem de /ń/ sesinin yapısı
konusunda akademik tartışmalar devam etmektedir.
Bu çalışmada, bahsi geçen tartışmalar verilerek F (ny) ligatürü ve /ń/ sesine yönelik ileri sürdüğümüz
değerlendirme ve görüşler, istatistik ve fonetik yönelim bakımından ispatlanmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Eski Türkçe, runik yazısı, F (ny)ligatürü, /ń/ sesi
On the Origin of the [ F ] Ligature of Old Turkic Runic Script and the /ń/ Phoneme
Abstract: The /ń/ phoneme which is firstly seen in Old Turkic Runic inscriptions is indicated with the
ligature F (ny) is also among those criteria used to distinguish the dialects of Old Uyghur, which differ from
each other by the ramification of the /ń/ phoneme as /n/ and /y/. Scholarly discussions on the ligature F (ny)
and the quality of /ń/ phoneme have still been made.
In this study, it is tried to prove what we set forth concerning the ligature F (ny) and the /ń/ phoneme, in
terms of statistics and phonological propensity.
Keywords: Old Turkic, Runic script, [ F ] ligature, /ń/ phoneme
“... Argular, kelimenin ortasında veya sonunda bulunan ى
harfini ن ye çevirirler. Türkler “koyun”a “ ﻭﻗ
ى koy”, Argular “ ﻭﻗ
ن
kon” derler. Türkler “yoksul”a “ ﺎﻐﺠ
ى
çıgay”, Argular “ ﺎﻐﺠ
ن
çıgan” derler. Türkler “hangi şey?” anlamına olarak “ﻙﻨﺎﻨ ﻭﻴﺎﻗ
kayu neng”, Argular “ ﻗ
ﻭﻨﺎ kanu” derler.”
(DLT I 31: 10-14)
Epigraftaki cümleler, Kaşgarlı Mahmud’un Dīvānü Lūgati’t-Türk’ünden alıntıdır ve Karahanlı
dönemi Türk lehçeleri arasındaki n ~ y denkliğine işaret etmektedir. Eski Türkçeye, özellikle de
Köktürkçeye bakıldığında bu denklik, kendini ń sesinde birleşmiş olarak gösterir.
Türkçede ilk olarak Eski Türk runik harfli metinlerinde rastlanan /ń/ sesi, F (ny) işaretiyle
gösterilmekte ve Eski Uygurcadan itibaren /n/ ve /y/ şeklinde iki farklı ses hâlinde ağızları ayırt etmede
kullanılan kıstaslar arasında yer almaktadır. Bu düşünceye göre Mani yazmalarının çoğu ve bazı Köktürk
harfli metinler /n/ sesini, Uygur ve Brahmi harfli Budist metinlerinin çoğu da /y/ sesini tercih etmektedir
(ETG: 2-4). Bu özellikleri öne çıkarılarak söz konusu ağızlar /n/ ağzı ve /y/ ağzı olarak da
adlandırılmaktadır.
Çoğu kaynakta /n/ ve /y/ harflerinin bitişik yazılıp üzerlerine bir dalga konulmasıyla (n͡y) gösterilen
/ń/ sesi hakkında kaleme alınmış birkaç müstakil çalışma bulunmaktadır (bk. Karadoğan: 2002, Çağıran:
2012, Sertkaya: 2012). Köktürkçe hakkında bilgi veren gramer çalışmalarında sesle ilgili aşağı yukarı
benzer bilgiler verilmektedir.
Genel Türkoloji bilgisinde net olarak ortaya konan üç temel tespit vardır:
1. Eski Uygurcada /n/ ve /y/ fonemlerine değişerek ağız belirleyicisi olmuştur (Mani metinlerinde
/n/, Budist metinlerinde /y/) (Gabain: 1988, 2-3).
2. Çağdaş Türk lehçelerinden Halaçça, Tofaca, Yakutça ve Dolganca’da rastlanmaktadır (Gül:
2011, 25).
3. Tarihî lehçeler arasında yalnızca Köktürkçede bulunmaktadır.
1.
F /ń/ İşaretinin Kökeni Üzerine
F /ń/ işaretinin kökenine yönelik olarak Clauson ve Tuna tarafından iki farklı görüş ileri
sürülmüştür.
Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, hyildiz@gazi.edu.tr
304
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
Sir Gerard Clauson Turkish and Mongolian Studies (TMS) adlı eserinde iç içe geçmiş iki N (= /n
1
/)
işaretinin /ń/ sesini oluşturma ihtimaline değinir (Clauson: 1962, 80).
1
Osman Nedim Tuna Eski Doğu Türk Yazısında Kullanılan Ligatürler ve Bunlarla İlgili Bâzı
Meseleler Hakkında başlıklı makalesinde F /ny/ (= /ñ/)ligatürünün N (= /n
1
/) ve y (= /y
2
/) işaretlerinin
birleşiminden oluştuğunu iddia etmektedir (Tuna: 1994, 217).
Mevcut kaynaklardan tespit edilen 36 kelime ses düzeni bakımından incelendiğinde, 28’inin kalın,
8’inin ise ince sıradan kelimeler olduğu görülür. Yüzdelik ifadeyle söylemek gerekirse /ń/ sesinin
kullanıldığı kelimelerin yaklaşık % 80’i kalın sıradandır. Bu, azımsanacak bir oran değildir.
Köktürk harflerinin yazım kuralları dikkate alındığında, sözü edilen işaretin kaynağının, söz
konusu kelimelerin çoğunluğunun kalın sıradan olduğu da düşünülerek Osman Nedim Tuna’nın bahsettiği
gibi F /ny/ (= /ñ/) < N (= /n
1
/) + y (= /y
2
/) değil de, bizce F /ny/ (= /ñ/) < N (= /n
1
/) + Y (= /y
1
/) şeklinde
olması da pekâlâ mümkündür.
Ayrıca Osman Nedim Tuna’nın bahsettiği y (= /y
2
/) sesi ince ünlülerle kullanılmaktadır ve bizce, N
/n
1
/ (= an) ve Y /y
1
/ (= ay, ya) seslerinin kalın ünlülerle kullanılan fonemler olduğu dikkate alındığında bu
iki sesin birleşiminden oluşan F /ny/ (= ñ) işaretinin de kalın sıralı kelimelere gelmesi tabiî olsa gerektir.
2.
Runik Harfli Eski Türkçe Metinlerde /ń/ Sesli Kelimeler
Türkçede ilk defa runik harfli Eski Türkçe metinlerde görülen /ń/ sesiyle ilgili olarak A.von
Gabain’in Eski Türkçenin Grameri (ETG), Talât Tekin’in Orhun Türkçesi Grameri (OrTG), Marcel
Erdal’ın A Grammar of Old Turkic (GOT) ve Kemal Eraslan’ın Eski Uygur Türkçesi Grameri (EUTG)
isimli eserlerinde çeşitli sayıda örnekler verilirken Ferruh Ağca /ń/ ünsüzünün yazıtlarda toplam on üç
kelime ve bir ekte geçtiğini tespit eder (Ağca: 2006, 159).
Osman Fikri Sertkaya, Yenisey Yazıtlarının Yayınlarındaki Bazı Okuma ve Anlamlandırmaların
Düzeltilmesi, Yeni Okuma ve Anlamlandırma Teklifleri (YYSert) başlıklı yazısında öncelikle /ń/ sesinin
kelime ortasında 9 isim ve bir ekte, kelime sonunda ise 6 isim ve 8 fiilde geçtiğini belirterek bunlara iki
yeni örnek daha ekler: an͡y- ‘ölmek; öldürmek’, tan͡y ‘evlât, oğul’. Böylelikle içinde /ń/ sesi bulunduran
örneklerin sayısı Sertkaya’ya göre 26’ya ulaşır.
Bahsi geçen kaynaklardaki örnekler karşılaştırmalı olarak topluca, şöyle listelenebilir:
ań-
an͡y- ‘ölmek; öldürmek’ (YYSert, 70)
ańıg
anyıġ, anıġ, ayıġ ‘kötü, fena’ (ETG, 39); añıg ‘kötü, fena’ (OrTG, 68); añïg ‘bad’ (GOT, 71); an͡yıg
(YYSert, 69); an͡yıġ ‘fena, kötü’ (EUTG, 70); anyıg ‘çok, aşırı derecede; kötü’ KT G 3, 5; BK K 2, 4;
Kara Balgasun G 3 (Ağca: 2006, 159); añığ ‘extreme(ly), excessive(ly)’ (EDPT, 182); añığ ‘bad,
excessive(ly)’ (TMS, 91)
bakańak
bakan͡yak (YYSert, 69); baka:ñak ‘Den. N. fr. baka:; ‘the frog’ in a horse’s hoof (the metaphor is the
same as in English)’ (EDPT, 316)
bań-
ban͡y- (YYSert, 70); bañ- ‘See mayıl, mayıl-, mayış- and *bañak’ (EDPT, 348); baynak ‘dung’ (GOT,
72), mayak ‘dung’ (GOT, 74)
bäńi
beyin ‘brain’ < *bäñi (GOT 73); *beni (TMS, 91)
bogań
bogan͡y (YYSert, 70); bogañ ‘See boğay’ (EDPT, 316); boğay ‘low’ (EDPT, 322)
boń
moyum ‘confused’ < *moy-, *boñ-, moymal-, boymaş- (EDPT, 773), moyum ‘confused’ (GOT, 74)
bulgańok
bulgayok ‘confused’ < bulgan- (GOT, 74)
buńuz
boynuz ‘horn’ (GOT 72), muŋuz, müŋüz, muyuz ‘horn’ (GOT, 74)
çıgań
çıġany, çıġay ‘fakir’ (ETG, 39); çıgañ ‘yoksul’ (OrTG, 68); čïgañ ‘destitude’ (GOT, 71); çıgan͡y
(YYSert, 70); çığa:ñ ‘poor, destitude’ (EDPT, 408); çıgany ‘fakir’ KT; BK (Ağca: 2006, 159); çığan
‘destitude’ (TMS, 91)
1
Tasarlanmış runik birleşimlerde Sertkaya 2012’deki şekillerden, dolayısıyla Levent Alyap tasarımından yararlanılmıştır.
305
Arş. Gör. Hüseyin YILDIZ/Eski Türk Runik Yazısında [ F ] Ligatürünün Kökeni ve /ń/ Sesi Üzerine
kań-
kan͡y- (YYSert, 70); kañ- ‘See kayın-, *kañak (EDPT, 408); DLT kayak, Argu kanak, Middle and
Modern Turkic kaymak, Khaladj kanak (GOT, 74); kan͡yak (YYSert, 69); *kañak ‘Dev. N. fr. *kañ-;
‘the skin on milk, clotted cream’ an the like’ (EDPT, 636)
kańu
ḳanyu, ḳayu ‘kim, hangi’ (ETG, 39); kañu ‘hangi’ (OrTG, 68); kañu ‘which’, kanyu (GOT, 71); kan͡yu
(YYSert, 69);; kanyu “hangisi” (Ağca: 2006, 159); ka:ñu ‘(1) Interrog. ‘which?, what?’; (2) Indefinite
‘some’ and the like; with other Interrog. Functions in oblique cases’ (EDPT, 632); kañu: ‘which?’
(TMS, 91)
keń
mungkeye ‘sıkıntı, keder, tasa’ < mung keye (Ağca: 2006, 172)
Достарыңызбен бөлісу: |