Iii beynəlxalq türk dünyasi araşdirmalari simpoziumu III. Uluslararasi türk dünyasi araştirmalari sempozyumu ІІІ халықаралық ТҮркі әлемі зерттеулері симпозиумы



Pdf көрінісі
бет48/102
Дата03.03.2017
өлшемі42,43 Mb.
#6018
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   102

Yöntem 

Araştırmada  nitel  araştırma  yöntemlerinden  doküman  analizi  yöntemi  kullanılmıştır.  “Doküman 

analizi,  araştırılması  hedeflenen  olgu  veya  olgular  hakkında  bilgi  içeren  yazılı  materyallerin  analizini 

kapsar” (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 187).  



Bulgular 

Araştırmada Transaksiyonel Analiz kuramı açısından Ergin’in (2008) Dede Korkut Kitabı- 1 isimli 

eserindeki “Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı” adlı hikâye incelenmiştir. Bu hikâyede, Uşun Koca adında 

bir  kişi  vardır  ve  bunun  da  iki  oğlu  vardır.  Büyüğünün  adı  Egrek'tir  ve  yaman,  deli  dolu  bir  yiğittir. 

Bayındır  Hanın  sohbetine  canı  ne  zaman  istese  gider.  İçeri  girdiğinde  beyleri  çiğneyip  Kazan  Han'ın 

hemen  önüne  oturur.  Bir  gün  Oğuz  yiğitlerinden  Ters  Uzanmış,  kendisine  kızarak  oturduğu  yeri  hak 

etmediğini söyler. Egrek bu duruma üzülür ve Kazan Handan akın ister. İstediği izni alan Egrek şölenler 

verip eğlenir sonra da akına çıkar. Gökçe Denize kadar olan bütün memleketleri yağmalar. Daha sonra 

Kara  Tekfurun  çaşıtının  (casusunun)  bulunduğu  Alınca  Kalesine  gelir.  Buradaki  ganimetleri  toplarken, 

casuslar onu zindana kapatırlar. 

Aradan yıllar geçer, Egrek’in kardeşi Segrek büyür. Bir tartışmada yiğit olmak istiyorsa ağabeyini 

Alınca  Kalesi'nden  kurtarmasını  söylerler.  Gerçeği  öğrenen  Segrek  ana-babasının  yanına  gelir  ve 

ağabeyini  kurtarmaya  gideceğini  söyler.  Onlar  da  Segrek’i  bu  kararından  vazgeçirmek  için  onu  tez 

zamanda evlendirirler. 

Gerdek  gecesi  durumu  eşine  anlatır  ve  yıl  içinde  geri  gelmezse  evlenmesini  söyler.  Segrek  ana 

babasının elini öpüp yola koyulur. Bunu duyan tekfur Segrekin önüne altmış asker yollar. Segrek bunları 

yener. Tekfur bu kez yüz asker daha gönderir. Segrek bunları da yener. Tekfur da son çare olarak Egrek 

ve  Segrek’i  savaştırmaya  karar  verir  ve  Egrek’e,  göstereceği  kişiyi  yendiği  takdirde  serbest  kalacağını 

söyler. 

Egreki, Segrek’in konakladığı yere gönderirler. Egrek, Segrek’in belindeki kopuzu görünce onun 

da Oğuz elinden olduğunu anlar ve kopuzu eline alıp çalmaya başlar. Çalarken ona dönmesi gerektiğini 

yoksa onu öldüreceklerini söyler. Böylece kardeş olduklarını anlarlar ve birbirlerine sarılırlar. Daha sonra 

iki  kardeş  düşmanla  savaşıp  onları  yenerler  ve  evlerine  dönerler.  Davullar  çalınır,  ziyafetler  verilir,  iki 

kardeş  birbirlerine  sağdıç  olurlar.  Hikâye  her  zamanki  gibi  Dede  Korkutun  duasıyla  sona  erer.  (Ergin, 

2008) 

İyilerin  kazandığı,  kötülerin  kaybettiği  bir  sonla  biten  bu  hikâyede,  Transaksiyonel  Analiz 



kuramındaki  her  bireyin  kişiliğinde  bulunan  benlik  durumlarının  farklı  örneklerinin  bulunduğu  tespit 

edilmiştir.  

Bunlardan birincisi, Uşun Koca’nın büyük oğlu Egrek’in Bayındır Han’ın sohbetine istediği vakit 

gitmesi  ve  diğer  beyleri  çiğneyip  beylerbeyi  Kazan’ın  hemen  önüne  oturması  ve  bu  durum  karşısında 

Ters Uzamış isimli yiğidin gösterdiği tepkide kullandığı cümlelerde karşımıza çıkmaktadır. “Ters Uzamış 

derlerdi Oğuz’da bir yiğit var idi, der: Bre Uşun Koca oğlu bu oturan beyler her biri oturduğu yeri kılıcı 

ile, ekmeği ile almıştır, bre sen baş mı kestin kan mı döktün, aç mı doyurdun, çıplak mı donattın dedi. 

Egrek  der:  Bre  Ters  Uzamış  baş  kesip  kan  dökmek  hüner  midir  dedi.  Der:  Evet  hünerdir  ya!  Ters 

Uzamış’ın  sözü  Egreğe  tesir  etti.  Kalktı  Kazan  Bey’den  akın  diledi.  (Ergin,  2008)  Ters  Uzamış’ın  bu 

sözlerine  “yetişkin  benlik  durumunun”  hâkim  olduğu  görülmektedir.  Ters  Uzamış,  her  nerede  olursa 

olsun  gerçekleri  söylemenin  bir  erdem  olduğu,  ayrıca  bir  durumu  ortaya  koyarken  gerekçeleri  ile  dile 

getirme gibi yetişkin benlik durumunun özelliklerini sergilemekte ve bu doğrultuda davranmaktadır.  



301 

Okt. Hüseyin TAŞ/Dede Korkut Hikayelerinin İşlemsel Çözümleme Yaklaşımı Açısından İncelenmesi 

Hikâyede,  Transaksiyonel  Analiz  kuramı  açısından ikinci  bir  benlik  durumunun  sergilendiği  yer, 

Segrek’in  esir  olan  bir  kardeşi  olduğunu  öğrenmesi  ve  onu  kurtarmak  istemesi  ve  bu  iş  için  anne  ve 

babasından izin almak üzere onların yanına geldiğinde yaşanılanlardır. Segrek’in anne ve babası büyük 

oğulları  Egrek  gibi  Segrek’i  de  kaybetmemek  için  onun  bu  gidişine  şu  cümlelerle  müsaade  etmezler. 

Babası der: Yanlış haberdir oğul, kaçan giden senin ağabeyin değil, başkasıdır,  aksakallı ben babanı 

ağlatma, ihtiyarcık olmuş ananı sızlatma dedi.” (Ergin,2008)  

Buradaki  tavır  anne  ve  babanın  Transaksiyonel  Analiz  kuramındaki  “ebeveyn  benlik 

durumlarından seven/destek olan/koruyan ebeveyn benlik durumuna” göre davrandığını göstermektedir. 

Anne  ve  baba,  Segrek’i  kaybetmekten  korktukları  için  koruyucu  bir tavır  içerisinde  yer almaktadır.  Bu 

duygularını da gerçeği bildikleri halde Segrek’e yalan söyleyerek açığa çıkarmaktadırlar.  

Anne ve babasının bu tavrı karşısında Segrek’in gösterdiği tepki ve kardeşini kurtarma fikrinden 

vazgeçmeyişi  “çocuk  benlik  durumlarından  doğal/özgür  benlik  durumunun”  bir  örneğidir.  Segrek, 

duygularıyla hareket etmekte, talepkâr davranmakta ve bu duygularını, isteğinin gerçekleşmesi için açığa 

çıkarmaktadır.  

Transaksiyonel Analiz kuramındaki benlik durumlarının hikâyedeki dördüncü örneği de Segrek’in 

evlendiği gece eşi ile yaşadıklarıdır. Segrek burada yine “çocuk benlik durumlarından doğal/özgür benlik 

durumu”  ile  hareket  etmekte  ve  kardeşini  kurtarmak  için  eşi  ile  murat  alıp  vermeden  yola  çıkmak 

istemektedir.  “Der: Kız sen beni bir yıl bekle, bir yılda gelmezsem iki yıl bekle, iki yılda gelmezsem üç 

yıl  bekle,  gelmezsem  o  vakit  benim  öldüğümü  bilesin,  aygır  atımı  boğazlayıp  aşımı  ver,  gözün  kimi 

tutarsa,  gönlün  kimi  severse  ona  var  dedi.”  (Ergin,2008)  Bu  cümleler  Segrek’in  eşine  karşı  ebeveyn 

benlik  durumlarından  seven/destek  olan/koruyan  ebeveyn  benlik  durumuna  göre  davrandığını 

göstermektedir. 

Hikâyedeki diğer benlik durumları, Segrek’in abisini kurtarmaya giderken kendisine izin vermeyen 

anne ve babasından ayrıldığı durumda ortaya çıkmaktadır.  

“Baba  ana  ah  ettiler.  Yerlerinden  kalktılar  oğul  gitme  diyerek,  gördüler  çare  olmadı.  Elbette  o 

ağabeyimin tutulduğu kaleye varmayınca edemem dedi. Babası anası sür oğul, uğurun açık olsun, 

sağ  esen  varıp  gelesin  geleceğin  var  ise  dediler.  Babasının  anasının  elini  öptü,  kara  koç  atına 

sıçrayıp bindi. Geceyi gündüze kattı, at sürdü ” (Ergin,2008).  

Bu  durumda,  oğullarını  vazgeçirmekte  başarılı  olamayan  anne  ve  babanın  durumu  kabullenerek 

“yetişkin  benlik  durumunda”  hareket  etmeyi  tercih  ettikleri  görülmektedir.  Yine  bu  durum  karşısında 

Segrek’in anne ve babasının ellerini öpmesi ve onların duasını alması çocuk benlik durumlarından uygulu 

çocuk benlik durumunun bir örneğidir.  

Hikâyede  transaksiyonel  analiz  kuramı  açısından  tespit  edilen  bu  benlik  durumlarının  yanında, 

hikâyelerin  sonunda  Dedem  Korkut’un  gelip  “şadlık  çalıp  destanlar  söylemesi,  dünyanın  geçiciliğini 

anlatan  manzume  ile  ozan  duası”  etmesi  gibi  davranışları  da  Transaksiyonel  Analiz  kuramındaki 

“eleştiren/kontrol  eden  ebeveyn  benlik  durumunun”  güzel  bir  örneğidir.  Dedem  Korkut,  bu 

davranışlarıyla  hikâyelerde  yer  alan  karakterler  üzerinden  bu  hikâyelerinin  okuyucularına  bir  “kültür 

mirasçısı”  olarak  seslenmektedir.  Onların  da  hayatlarında  aynı  hatalara  düşmemeleri,  insanlarla 

ilişkilerini sağlıklı bir şekilde yürütmeleri gibi toplumsal bağlamın gerektirdiği kuralların taşıyıcısı rolünü 

üstlenmektedir. 

Ayrıca  hikâyede,  kadın  karakterlerin  Transaksiyonel  Analiz  kuramındaki  benlik  durumlarından 

“seven/destek olan/koruyan ebeveyn benlik durumu” ile “yetişkin benlik durumu”; erkek karakterlerin ise 

daha çok “özgür/doğal çocuk” ve “kontrol eden/eleştiren ebeveyn” benlik durumları içerisinde daha fazla 

yer aldıkları görülmektedir. Bu da erkek ve kadın karakterlerin hikâyelerdeki baskın davranış ve söylem 

biçimlerini göstermesi bakımından dikkate değerdir. 



Sonuç ve Tartışma 

Türk  edebiyatının  en  önemli  isimlerinden  merhum  Fuat  Köprülü’nün  “Bütün  Türk  Edebiyatını 

terazinin  bir  gözüne,  Dede  Korkut  Destanı’nı  öbür  gözüne  koysanız,  yine  Dede  Korkut  ağır  basar.” 

sözleriyle ne kadar değerli olduğunu ortaya koyduğu Dede Korkut hikâyeleri, gerçekten Türk tarihinin ve 

kültürünün  en  muazzam  hazinelerinden  biridir.  Bu  hazinelerde  Türklerin  tarihî  varlık  sahasında,  hangi 

değerlere,  inanış  biçimlerine,  davranış  kalıplarına  vb.  sahip  oldukları  rahatlıkla  görülebilmektedir. 

Hikâyeler,  Türklerin  hayatlarında,  bireysel  ve  toplumsal  ilişkilerini  yürütürken  itimat  ettikleri  değerler, 

davranış  kalıpları  gibi  farklı  iletişim  süreçlerinin  en  güzel  örneklerini  barındırmaktadır.  Nitekim  bu 



302 

III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu 

çalışmada Dede Korkut hikâyelerinden “Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı” Transaksiyonel Analiz Kuramı 

açısından incelenmiş, bu hikâyedeki benlik durumları tespit edilmeye çalışılmıştır.  

İncelenen  “Uşun  Koca  Oğlu  Segrek  Destanı”  adlı  ilk  hikâyede,  Transaksiyonel  Analiz  Kuramı 

açısından  özellikle  “ebeveyn  benlik  durumlarından  seven/destek  olan/koruyan  ebeveyn  benlik  durumu” 

ile “çocuk benlik durumlarından doğal/özgür benlik durumu” nun ön plana çıktığı görülmektedir.  

Hikâyedeki  karakterlerin  içerisinde  oldukları  bu  benlik  durumlarının  yanında,  hikâyenin  sonunda 

Dedem  Korkut’un  gelip  destanlar  söylemesi  ve  dua  etmesi  gibi  davranışları  da  Transaksiyonel  Analiz 

Kuramı’ndaki  “eleştiren/kontrol  eden ebeveyn  benlik  durumunun”  dikkate  değer  bir  örneğidir.  Böylece 

Dedem Korkut bu hikâyeleri dinleyecek ya da okuyacak olanlara aynı hatalara düşmemeleri için öğütler 

vermekte, toplumsal norm ve kuralların taşıyıcısı, aktarıcısı işlevini üstlenmektedir. 

Sonuç  olarak  Halk  edebiyatının  anonim  ürünlerinin  birçoğunda  bu  kuramın  varlığını  gösterdiği 

söylenebilir.  Önemli  olan  sadece  bu  kuramın  anonim  ürünlerdeki  varlığını  ortaya  koymak  değil,  bu 

ürünlerdeki  bu  iletişim  şeklini,  eğitim  sürecinde  anonim  ürünleri  ele  alırken  dikkate  almaktır.  Çünkü 

kişiler arası bu iletişim şeklinin varlığı, eğitim sürecindeki bireylere kavratılırsa bu sürece katılan birey, 

kendi yaşantısında bu kuramdaki iletişim şeklinin varlığını bilerek davranışlarını ona göre şekillendirecek 

ve eğitimin insan davranışlarını olumlu yönde değiştirme hedefi böylece gerçekleştirilmiş olacaktır.  



KAYNAKÇA 

Akbağ,  M.,  Deniz,  L.,  (2003),  Öğretim  Elemanı  ve  Öğretmen  Adaylarının  Birbirlerine  Yönelik  Algıları 

Transaksiyonel  Analiz  Açısından  Bir  Değerlendirme.  Kuram  ve  Uygulamada  Eğitim  Bilimleri,  3(2),  263-

293. 


Akkoyun, F., (2007), Transaksiyonel Analiz. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. 

Berne, E., (1988), What Do You Say AfterYou Say Hello?. California: Corgi Boks. 

Ergin, M., (2008), Dede Korkut Kitabı-1. (6. baskı). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.  

Kayalar,  M.,  Yöneticinin  İşyerindeki  Ego  Durumunun  Transaksiyonel  Analiz  Açısından  Değerlendirilmesi. 

http://www.sdu.edu.tr. (Erişim Tarihi: 18.01.2016). 

Sevim, S. (1996), Transaksiyonel  Analize Dayalı Bir Eğitim Programının Evli Çiftlerin Ego Durumları ve Evlilik 

Yaşamlarına  İlişkin  Bazı  Değişkenlere  Etkisi.  Yayınlanmamış  Doktora  Tezi.  Ankara  Üniversitesi  Sosyal 

Bilimler Enstitüsü, Ankara. 

Yıldırım, A., Şimşek, H. (2011), Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Seçkin Yayıncılık. 

 


ESKİ TÜRK RUNİK YAZISINDA 

F ] LİGATÜRÜNÜN KÖKENİ VE /Ń/ SESİ ÜZERİNE 

Arş. Gör Hüseyin YILDIZ



 

Özet:  Türkçede  ilk  olarak  Eski  Türk  runik  harfli  metinlerinde  rastlanan  /ń/  sesi,  F  (ny)  ligatürüyle 

gösterilmekte ve Eski Uygurcadan itibaren /n/ ve /y/ şeklinde iki farklı ses hâlinde Eski Uygur ağızlarını ayırt 

etmede kullanılan kıstaslar arasında yer almaktadır. Hem F (ny) ligatürünün kökeni hem de /ń/ sesinin yapısı 

konusunda akademik tartışmalar devam etmektedir.  

Bu  çalışmada,  bahsi  geçen  tartışmalar  verilerek  F  (ny)  ligatürü  ve  /ń/  sesine  yönelik  ileri  sürdüğümüz 

değerlendirme ve görüşler, istatistik ve fonetik yönelim bakımından ispatlanmaya çalışılacaktır. 



Anahtar Kelimeler: Eski Türkçe, runik yazısı, F (ny)ligatürü, /ń/ sesi 

On the Origin of the [ F ] Ligature of Old Turkic Runic Script and the /ń/ Phoneme 

Abstract:  The  /ń/  phoneme  which  is  firstly  seen  in  Old  Turkic  Runic  inscriptions  is  indicated  with  the 

ligature F (ny) is also among those criteria used to distinguish the dialects of Old Uyghur, which differ from 

each other by the ramification of the /ń/ phoneme as /n/ and /y/. Scholarly discussions on the ligature F (ny) 

and the quality of /ń/ phoneme have still been made. 

In  this  study,  it  is  tried  to  prove  what  we  set  forth  concerning  the  ligature  F  (ny)  and  the  /ń/  phoneme,  in 

terms of statistics and phonological propensity. 



Keywords: Old Turkic, Runic script, F ] ligature, /ń/ phoneme 

 

“... Argular, kelimenin ortasında veya sonunda bulunan  ى 

harfini ن ye çevirirler. Türkler “koyun”a “  ﻭﻗ

ى  koy”, Argular “ ﻭﻗ

ن  

kon”  derler.  Türkler  “yoksul”a  “ ﺎﻐﺠ

ى

  çıgay”,  Argular  “ ﺎﻐﺠ

ن

 

çıgan”  derler.  Türkler  “hangi  şey?”  anlamına  olarak  “ﻙﻨﺎﻨ  ﻭﻴﺎﻗ 

kayu neng”, Argular “ 

ﻭﻨﺎ  kanu” derler.”  

(DLT I 31: 10-14) 

Epigraftaki  cümleler,  Kaşgarlı  Mahmud’un  Dīvānü  Lūgati’t-Türk’ünden  alıntıdır  ve  Karahanlı 

dönemi  Türk  lehçeleri  arasındaki  n  ~  y  denkliğine  işaret  etmektedir.  Eski  Türkçeye,  özellikle  de 

Köktürkçeye bakıldığında bu denklik, kendini ń sesinde birleşmiş olarak gösterir. 

Türkçede  ilk  olarak  Eski  Türk  runik  harfli  metinlerinde  rastlanan  /ń/  sesi,  F  (ny)  işaretiyle 

gösterilmekte ve Eski Uygurcadan itibaren /n/ ve /y/ şeklinde iki farklı ses hâlinde ağızları ayırt etmede 

kullanılan kıstaslar arasında yer almaktadır. Bu düşünceye göre Mani yazmalarının çoğu ve bazı Köktürk 

harfli metinler /n/ sesini, Uygur ve Brahmi harfli Budist metinlerinin çoğu da /y/ sesini tercih etmektedir 

(ETG:  2-4).  Bu  özellikleri  öne  çıkarılarak  söz  konusu  ağızlar  /n/  ağzı  ve  /y/  ağzı  olarak  da 

adlandırılmaktadır.  

Çoğu kaynakta /n/ ve /y/ harflerinin bitişik yazılıp üzerlerine bir dalga konulmasıyla (n͡y) gösterilen 

/ń/ sesi hakkında kaleme alınmış birkaç müstakil çalışma bulunmaktadır (bk. Karadoğan: 2002, Çağıran: 

2012,  Sertkaya:  2012).  Köktürkçe  hakkında  bilgi  veren  gramer  çalışmalarında  sesle  ilgili  aşağı  yukarı 

benzer bilgiler verilmektedir.  

Genel Türkoloji bilgisinde net olarak ortaya konan üç temel tespit vardır:  

1. Eski Uygurcada /n/ ve /y/ fonemlerine değişerek ağız belirleyicisi olmuştur (Mani metinlerinde 

/n/, Budist metinlerinde /y/) (Gabain: 1988,  2-3). 

2.  Çağdaş  Türk  lehçelerinden  Halaçça,  Tofaca,  Yakutça  ve  Dolganca’da  rastlanmaktadır  (Gül: 

2011, 25). 

3. Tarihî lehçeler arasında yalnızca Köktürkçede bulunmaktadır. 



1.

 

F /ń/ İşaretinin Kökeni Üzerine 

F  /ń/  işaretinin  kökenine  yönelik  olarak  Clauson  ve  Tuna  tarafından  iki  farklı  görüş  ileri 

sürülmüştür. 

                                                                 

 Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, hyildiz@gazi.edu.tr 



304 

III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu 

Sir Gerard Clauson Turkish and Mongolian Studies (TMS) adlı eserinde iç içe geçmiş iki N (= /n

1

/

işaretinin /ń/ sesini oluşturma ihtimaline değinir (Clauson: 1962, 80). 

1

 

Osman  Nedim  Tuna  Eski  Doğu  Türk  Yazısında  Kullanılan  Ligatürler  ve  Bunlarla  İlgili  Bâzı 



Meseleler  Hakkında  başlıklı  makalesinde  F  /ny/  (=  /ñ/)ligatürünün  N  (=  /n

1

/)  ve  y  (=  /y

2

/)  işaretlerinin 

birleşiminden oluştuğunu iddia etmektedir (Tuna: 1994, 217). 

 

Mevcut kaynaklardan tespit edilen 36 kelime ses düzeni bakımından incelendiğinde, 28’inin kalın, 



8’inin  ise  ince  sıradan  kelimeler  olduğu  görülür.  Yüzdelik  ifadeyle  söylemek  gerekirse  /ń/  sesinin 

kullanıldığı kelimelerin yaklaşık % 80’i kalın sıradandır.  Bu, azımsanacak bir oran değildir.  

Köktürk  harflerinin  yazım  kuralları  dikkate  alındığında,  sözü  edilen  işaretin  kaynağının,  söz 

konusu kelimelerin çoğunluğunun kalın sıradan olduğu da düşünülerek Osman Nedim Tuna’nın bahsettiği 

gibi F /ny/ (= /ñ/) < N (= /n

1

/) + y (= /y

2

/) değil de, bizce F /ny/ (= /ñ/) < N (= /n

1

/) + Y (= /y

1

/) şeklinde 

olması da pekâlâ mümkündür.  

Ayrıca Osman Nedim Tuna’nın bahsettiği y (= /y

2

/) sesi ince ünlülerle kullanılmaktadır ve bizce, N 

/n

1



/ (= an) ve Y /y

1

/ (= ay, ya) seslerinin kalın ünlülerle kullanılan fonemler olduğu dikkate alındığında bu 



iki sesin birleşiminden oluşan F  /ny/ (= ñ) işaretinin de kalın sıralı kelimelere gelmesi tabiî olsa gerektir.  

 

2.



 

Runik Harfli Eski Türkçe Metinlerde /ń/ Sesli Kelimeler 

Türkçede  ilk  defa  runik  harfli  Eski  Türkçe  metinlerde  görülen  /ń/  sesiyle  ilgili  olarak  A.von 

Gabain’in  Eski  Türkçenin  Grameri  (ETG),  Talât  Tekin’in  Orhun  Türkçesi  Grameri  (OrTG),  Marcel 

Erdal’ın A Grammar of Old Turkic (GOT) ve Kemal Eraslan’ın Eski Uygur Türkçesi Grameri (EUTG) 

isimli  eserlerinde  çeşitli  sayıda  örnekler  verilirken  Ferruh  Ağca  /ń/  ünsüzünün  yazıtlarda toplam  on  üç 

kelime ve bir ekte geçtiğini tespit eder (Ağca: 2006, 159). 

Osman  Fikri  Sertkaya,  Yenisey  Yazıtlarının  Yayınlarındaki  Bazı  Okuma  ve  Anlamlandırmaların 

Düzeltilmesi, Yeni Okuma ve Anlamlandırma Teklifleri  (YYSert) başlıklı yazısında öncelikle /ń/ sesinin 

kelime ortasında 9 isim ve bir ekte, kelime sonunda ise 6 isim ve 8 fiilde geçtiğini belirterek bunlara iki 

yeni örnek daha ekler: an͡y- ‘ölmek; öldürmek’, tan͡y ‘evlât, oğul’. Böylelikle içinde /ń/ sesi bulunduran 

örneklerin sayısı Sertkaya’ya göre 26’ya ulaşır. 

Bahsi geçen kaynaklardaki örnekler karşılaştırmalı olarak topluca, şöyle listelenebilir: 



an͡y- ‘ölmek; öldürmek’ (YYSert, 70) 

ańıg 

anyıġ, anıġ, ayıġ ‘kötü, fena’ (ETG, 39); añıg ‘kötü, fena’ (OrTG, 68); añïg ‘bad’ (GOT, 71); an͡yıg 

(YYSert, 69); an͡yıġ ‘fena, kötü’ (EUTG, 70); anyıg ‘çok, aşırı derecede; kötü’ KT G 3, 5; BK K 2, 4; 

Kara  Balgasun  G  3  (Ağca:  2006,  159);  añığ  ‘extreme(ly),  excessive(ly)’  (EDPT,  182);  añığ  ‘bad, 

excessive(ly)’ (TMS, 91) 



bakańak 

bakan͡yak (YYSert, 69); baka:ñak ‘Den. N. fr. baka:; ‘the frog’ in a horse’s hoof (the metaphor is the 

same as in English)’ (EDPT, 316) 



bań- 

ban͡y- (YYSert, 70); bañ- ‘See mayıl, mayıl-, mayış- and *bañak’ (EDPT, 348); baynak ‘dung’ (GOT, 

72), mayak ‘dung’ (GOT, 74) 



bäńi 

beyin ‘brain’ < *bäñi (GOT 73); *beni (TMS, 91) 

bogań 

bogan͡y (YYSert, 70); bogañ ‘See boğay’ (EDPT, 316); boğay ‘low’ (EDPT, 322) 

boń 

moyum ‘confused’ < *moy-, *boñ-, moymal-, boymaş- (EDPT, 773), moyum ‘confused’ (GOT, 74) 

bulgańok 

bulgayok ‘confused’ < bulgan-  (GOT, 74) 

buńuz 

boynuz ‘horn’ (GOT 72), muŋuz, müŋüz, muyuz ‘horn’ (GOT, 74)  

çıgań 

çıġany,  çıġay  ‘fakir’  (ETG,  39);  çıgañ  ‘yoksul’  (OrTG,  68);  čïgañ  ‘destitude’  (GOT,  71);  çıgan͡y 

(YYSert, 70); çığa:ñ ‘poor, destitude’ (EDPT, 408); çıgany ‘fakir’ KT; BK (Ağca: 2006, 159); çığan 

‘destitude’ (TMS, 91) 

                                                                 

1

 Tasarlanmış runik birleşimlerde Sertkaya 2012’deki şekillerden, dolayısıyla Levent Alyap tasarımından yararlanılmıştır. 



305 

Arş. Gör. Hüseyin YILDIZ/Eski Türk Runik Yazısında F ] Ligatürünün Kökeni ve /ń/ Sesi Üzerine 



kań- 

kan͡y-  (YYSert,  70);  kañ-  ‘See  kayın-,  *kañak  (EDPT,  408);  DLT  kayak,  Argu  kanak,  Middle  and 

Modern Turkic kaymak, Khaladj kanak  (GOT, 74); kan͡yak (YYSert, 69); *kañak ‘Dev. N. fr. *kañ-

‘the skin on milk, clotted cream’ an the like’ (EDPT, 636) 

kańu 

ḳanyu, ḳayu ‘kim, hangi’ (ETG, 39); kañu ‘hangi’ (OrTG, 68); kañu ‘which’, kanyu (GOT, 71); kan͡yu 

(YYSert, 69);; kanyu “hangisi” (Ağca: 2006, 159); ka:ñu ‘(1) Interrog. ‘which?, what?’; (2) Indefinite 

‘some’  and  the  like;  with  other  Interrog.  Functions  in  oblique  cases’  (EDPT,  632);  kañu:  ‘which?’ 

(TMS, 91) 



keń 

mungkeye ‘sıkıntı, keder, tasa’ < mung keye (Ağca: 2006, 172) 


Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   102




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет