Keywords: Turkish literatüre, Rubaie, Mawlana
GİRİŞ
Bıraktıkları edebi eserlerle tarihe ve insanlığa mâl olmuş kişiler, estetik / haz kavramlarını da
aşarak yaşadıkları devre neredeyse yön verebilecek irfana ve iktidara ulaşabilmişlerdir. Mütecessis,
mutasavvıf ve şair Muhammed Celâleddîn Rûmi de bu minval üzere büyük bir şahsiyettir.
Mevlana Celaleddin Rumi’nin sosyal konuları ele alış biçiminin bilinmesi, günümüz sosyolojisinin
bazı temel problemlerinin çözümüne katkıda bulunabileceği gibi Türkiye’nin gittikçe karmaşıklaşan
tabaka ve güç yapısının daha iyi ve sağlam bir tahlilinin yapılmasını sağlayacağı düşünüldüğünde (Çelebi,
2001: 50); O’nun eserlerini okurken satıhta gezmek yerine daha derinlerde değişenlerin özünde
değişmeden kalabilen tözlere ulaşarak çıkarımların yapılması anlamlı olacaktır.
Tüm dünyada “hoşgörünün sembolü” olarak tanınan Mevlana’ya sadece bu gözle bakmak O’nun
adeta birer “terapi” niteliğindeki eserlerindeki kişisel gelişime dair yüzlerce tespiti görmezlikten gelmek
demektir ki bu her türlü bilimsel ve vicdanî değerlendirmelerden varestedir.
Mevlana ilmin, irfanın şairce duyuşun buluştuğu bir bilge kişi olarak, toplumun gündelik hayatıyla
yakından ilgilenmiş ve insan ruhunun çıkmazlarına ikna edici çözümler sunmuştur. Taşıdığı aşk ve
istiğrak hali onu çevresinden ve gündelik hayattan uzaklaştıramamıştır. (Karaismailoğlu, 2005: 27)
Onun öğretisi “keşf”, “esrar” ve “vüsûl” üzeredir. Herkesin kavrayamayacağı gizli manaların
(esrar)ın keşf ile görülerek ve tadılarak anlaşılması ve bu itibarla ilmin hakikat mertebesine erişmesi
(vüsûl) tahakkuk eder ki bu da maksadın temelidir. İşte Mevlana’nın poetikası “vüsûl” üzerine yoğunlaşır.
Hallac-ı Mansur’un deyimiyle “Allaha vasıl olmak için iki adım atmalı, birinci adımı dünyadan, ikinci
adımı ahiretten, üçüncü adımda Allaha ulaşılır.” Mevlana şiirlerinde özellikle ilk iki adıma yönelik hayatı
tanzim etme çabası içerisindedir. Vuslata Hakk’ın rızası yönünde ermeye yönelik davranışları tembih
eder. Bu itibarla özellikle şiirleri güçlü bir irfânî epistemolojinin sonucudur.
Onun şiirleri anlaşılmaz ve güç tevilleri içermediği gibi tam aksine muhatap direkt olarak gönüldür.
Okuyucu sanatlarla yoğrulmuş söyleyişin henüz lezzetini idrak ederken birden kendisini arka planda
uçsuz bucaksız bir düşünce ikliminin ortasında bulur ve artık okuyucunun meşrebi ile tem arasında
şiddetli bir muhakeme başlayacaktır. Bu işlem uzun sürmeyecektir zira çoğunlukla bir sehl-i mümtenî
diyebileceğimiz şiirleri her çeşit algıya kolaylıkla ulaşacaktır. Bu konuya ilişkin henüz Mesnevisinin
başında (5 ve 6. beyit) adeta ciddi uyarılar vardır:
Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem
Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem
Gazi Üniversitesi, TÖMER Öğretim Elemanı, konevi@hotmail.com
374
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
“ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Kötü huylu olanlarla da, iyi huylu olanlarla da
düşüp kalktım.”
Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men
Vez derûn-i men necüst esrâr-i men
“herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki esrârı araştırmadı.”
Kaldı ki Mevlana’nın kendisi, zamanında çok dinamik ve hareketli bir yaşam sürmüştür. Bütün
kitaplarında bunu görebilmek, hissedebilmek de mümkündür. Mevlana, bir kenara çekilip oturmuş,
hayattan kopuk, dünyadan el etek çekmiş bir insan olarak karşımıza çıkmaz. Yaşadıklarını,
düşündüklerini, anladıklarını adeta sansürsüz olarak şiirlerine ve konuşmalarına, vaaz ve nasîhatlerine
yansıtmıştır (Aktay, 2005: 10). O içten samimi bir halk dostudur. Mektuplarında sık sık kullandığı “tatlı
suyun başı kalabalık olur” ifadesi, insanlarla ilişkilerinde yansımasını bulmuş, bir tarîkat kurmadığı
halde, etrafı insan kalabalıklarıyla dolup taşmıştır (Güzel, 2007: 120). Günümüzde kimi İslamî guruplar
arasında yaygın olan ayrımcılığı hiçbir zaman tasvip etmemiştir. Âriflerin, “yâ rabbî; kötülere merhamet
et; İyilere zaten lutfetmiş, onları iyi yaratmışsın” söylemine uygun davranmıştır. Âkif, bir münâcâtındaki
beyti bu minval üzere söylemiştir:
Mü’minlere imdâda yetiş merhametinle
Mülhidlere lâkin daha çok merhamet eyle
Mevlana, aslında bir rubai şairi değildir. Ancak estetikle bürünmüş türlü mana ve hakikatleri havi
rubaileri kendine has üslupla birleştirerek aşkını, insani görüşünü, duygusunu terennüm etmiştir.
Bildirimizin başında da zikredildiği üzere O’nun rubaileri, ruhların tezkiye ve eğitiminde büyük rol oynar.
İnsanda fıtrî olarak var olan iyi huyların benlik tarafından “keşf”edilip geliştirilerek, bu ilmin amele
dönüştürülmesini teşvik eder. Ayrıca keşfedilip davranışa dönüşen bu erdemlerin psişik yaşamda sabit
olması / korunmasının gerekliliğini terennüm eder. Doğruluk, edeb, sabır, dikkat, şükür, kanaat, cömertlik
bu kabîldendir. İkinci adımda ise tasavvufun en mühim tembihi devreye girer ki bu da nefis terbiyesidir.
Rubailerde insanda var olan kötü huyların ayıklanması metaforlara bezenerek büyük bir ustalıkla
anlatılmıştır. Zira olgun ve mutlu bir insanın psişik aleminde kibir, haset, hırs, tamah, öfke gibi
hastalıklara yer yoktur. Bu itibarla Mevlana, başımıza gelen iyi / kötü hâli tartışmaz; O bu hallerin nasıl
algılanması gerektiği ile uğraşır. İşte Mevlana’yı tarihin derinliklerinden bugünlere taşıyan da bu yüksek
idraktir.
Aşağıda tasnif edeceğimiz rubailer O’nun Hakka/Dosta, Aşka/Muhabbete, İnsana ve Dünyaya dair
bakış açısını dikkatlere sunacaktır. Metnimizdeki rubailer Ziya Avşar’ın, bütün rubaileri Farsçadan
Türkçeye nazmen çeviri neşrinden alınmıştır.
A.
ZÂHİDÂNE TENBİH
Mevlana’nın neredeyse bütün şiirlerinde “tembih üslubu” esastır. Aşağıdaki rubaileri zâhidâne
üslup üzerinedir:
(540) dünya ve ahiret hayatının dengesi:
Ey beni dünyaya dalmış kişilerden sanan
Gönlün ayıksa, benden bir nükte, ey cân!
Dünyalık sahibiyim, ancak dinim de vardır,
Sende ne o, ne de bu var, sensin miskin olan!
(541) tecrübe edilen bilgi daha değerlidir:
Çözülmüş olanı bağlayıp düğümleyenler,
Hem kendi hâline, hem cihan haline güler,
Ayrılık ve kavuşmadan söz ederler ammâ,
Nasıl kavuşur, ayrılığı hiç bilmeyenler?
(545) sadece kendine değil amme için de çalışmak:
Cevr edersen ne kıymeti var ezelî andın?
Zehri sunduktan sonra, ne hükmü kalır balın?
Uğraşmak halk içinse, hayırlı bir iştir o,
Kendin içinse, değeri yoktur, bundan sakın!
(549) taassuplarla boğulmamış islamın diğerlerinin yanındaki değeri:
Sevgilim, gözünde binlerce büyü var mutlak!
Yüzlerce binlerce can bağlanmış o göze bak!
Zülfün küfür, ay gibi parlak yanağın dindir,
375
Okt. M. Ziya BAĞRIAÇIK/Mevlana’nın Rubaîlerine Dair Sosyolojik Bir Okuma
Küfür yüzünden bak da gör, din ne kadar parlak!
(590) vefa her tür hasletten üstündür:
Bir adam ki, nice hüner sahibidir, bakma!
Vefâlı mı, ahde sâdık mı, ona bak ama!
Ahdinin üstesinden gelemiyorsa o zat,
Ne kadar översen öv, fazladır o adama!
(650) hikmetin sorgulanması (detayda kaybolmak):
Her feyiz ve türeme, ilk sebepten bir eser,
Her sûret de, ilk maddenin izinden gider,
Her parça bütünden meydana geldi, ne var ki,
Her bütünün parçalanması gereksiz derler!
(655) tüm endişelerden önce insan olabilmek:
Âşıksın, çok hassa ruhlu olman gerek senin,
Parmakla gösterdiği olmalısın herkesin!
Eğer insansan, insanlarla anlaş, hoş geçin,
Yok meleksen, gök yaraşır, nedir yerde işin?
(687) samimiyetin (ihlasın) mihnek taşıdır oruç:
Bir mihnek oruç, iyiyi kötüyü ayıran,
Sakın, “nasıl olur?” deme, çıkageldi haktan!
İyiliğin günden güne arttığından beri,
Oruç, gökler ötesinden gelen bir armağan!
(707) fazla erbâb niteliği bozdu:
İyilikten, kötü bir hal ve gidiş kalmadı,
Azı çoğuyla bitti, gamda bir iş kalmadı!
Celâlinin ordusu, cümle âlemi tuttu,
Herkes bir padişah oldu, derviş kalmadı!
(711) bâtın zâhire asla kurban edilmemeli:
O yârin dil ucuyla söylediği bir sır var,
İşin aslından da sadece, o haberdar,
Yüzlerce değirmen biliriz, sudan alçakta;
Ama susuzluk sebebiyle, işten kalmışlar!
(715) içi-dışı başka olanlar, fitne için her yolu mubah sayanlar:
Put hânede fitne koparan güzeller,
Putlar meyhanesinde yolumuzu kestiler!
Kâfir gönüllü, kan içici, şakî idiler,
Hileler yapıp zâhit ve âbit göründüler!
(772) ayıp ve kusur aramak kişiyi mahcup eder:
Hak dostlarıyla oturanlarla otur, ey yar!
Kaldırır sendeki keder dumanını onlar!
Düşünme onların ayıbını, kusurunu,
Aklından geçeni, önceden bilir o dostlar!
(852) tevhit hulûl değildir, görüneni bırak öze dön!:
Kul, öz varlığından fâni olmadıkça mutlak,
Olmaz onun için, tevhide ermek muhakkak!
Tevhit hulûl değildir, varlıktan sıyrılmandır,
Olamaz yoksa boş laflarla, bâtıl olan hak!
B.
GERÇEK MUTLULUĞUN İDRAKİ, MANEVİ TERAPİ
(502) bencillikten kurtulmaktır esas kurtuluş:
Ey efendi söyle, köle misin yoksa âzât?
Kim köle satın alır, çıkarsın diye fitne fesat!
Ey duaya el açan, eli kim verdi sana?
Kendi muradından geç, doğrusu odur murat!
(513) satıhta dolaşanlar gerçeği göremezler:
Zamânede, kötüye çıkarsa iyi adlar,
376
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
Ad san aramak, onları daha kötü yapar,
İnci arıyorsan, denizin dibinde ara,
Kıyıda, köpükten başkasının ne işi var!
(519) nasıl değil ne olduğuna bakmak:
Olursa bir adam, varlık ve yokluğa kânî,
Varlık ve yokluk, olur tümüyle ona mânî,
Fiil ve sıfatlara, ne diye tutulur o?
Yapılandan dışarı çıksa, bulur yapanı!
(532) oruç açlığı değil sabrı ölçer:
Ramazanda, vücut toprağın altına döner,
Ezilip göze sürme yapılan taşa benzer!
İnci parçasına döner, o iftar lokması,
Ya o sabredişin, açar gönlünde gözler!
(631) sadece emin kişi olmak da bir gayedir:
Zindanım daha güzel, kurtuluştan necattan,
Öfkelenmem daha tatlıdır, baldan nebattan,
Kılıcım daha güzeldir, gayesiz hayattan,
Yakutum daha değerli, bağıştan zekattan!
(667) mutluluk biriken kederler içerisinde değerlidir:
Dostluğun olmadan, gitmez gönül mağaraya,
Gam lütfunu görmedikçe, gam yemez havaya!
Çoğalıp artan her şeyin değeri azalır;
Gamların ise, çoğaldıkça biner bahaya!
(670) ruha dokunamayan bilgi noksandır:
Gönlümde aşkın, parlayıp da yanınca ey yâr!
Aşkından başka neyim varsa, ateşe yanar!
Aklı, dersi, kitabı rafa kaldırıp gönül;
Şiir, gazel ve rubâî öğrenmeye başlar!
(755) kendini yenilemeyen kaybeder:
Yeni ara, yeniyi ara, çok zevkli yeni,
Eski palan, yağır eder eşeğin sırtını!
“sen de yaşlandın!” de, bırak yeni bir yar ara,
Yeniye bakmak, tâzeler kof gönlün içini!
(848) nefis terbiyesi, ilmin ve güzelliğin kaynağıdır:
Eğer nefsini, hakkıyla mahkum etsen bir an,
Resullerinilmi, malum olur sana toptan!
Bütün cihanın aradığı gaybın güzeli,
Yalnız senin idrak aynanda görünür, ey can!
(855) zâhir aldatır, bâtın gerçeği söyler:
Sen kasten istiyorsun ki, olmasın kul handan,
Bunu kuldan gizleme ki, gizli değil kuldan!
Eğer bir bağın üstüne, “zindandır” diye yazsan,
Bağ, o yazı sebebiyle olur mu hiç zindan?
(872) söylemesem gönlüm sıkılır, söylesem bîgâne aldanır:
Sabretsem, gönül, derdinden daralır, üzülür,
Açıklasam, hasetçi benimle cenge yürür!
“sakınayım da, sırçaya taş değmesin!” derim,
Der ki, “aşktan mı utanırsın, buna gülünür!”
C.
GURURUN KOVULUP VAKARIN DAVETİ
(641) gerçek vakar ahde vefadır:
Sadece yanan tandırlar sıcak olmaz, har har
Birden kapımdan gir de, gör neymiş sıcak, ey yar!
Soğuk da, hep kış soğuğundan ibaret değil,
Söz verir de gelmezsen, soğuk o zaman çıkar!
(739) kazansan da “hiç”sin kaybetsen de:
377
Okt. M. Ziya BAĞRIAÇIK/Mevlana’nın Rubaîlerine Dair Sosyolojik Bir Okuma
Harâbât yöresinde yer yoktur tekebbüre,
Bu semtin başında mertlik var, açık mertlere!
Oraya varınca kumar oynamak gerekir,
Hazır ol, hem ütmelere, hem ütülmelere!
(750) gerçek dostun ilkesidir eeleştiri:
Bana sıdk ile, candan ikrar veren birisi,
Oyuncak gibi, satı Pazar eder ertesi!
Bezmişim o işten, Pazar malı değilim ben,
Beni inkar edenin, kölesiyim kölesi!
(771) “kendini bilmek” irfanın en yüce mertebesidir:
Kölesiyim ben, “kendini bilen” kimselerin,
Kılarlar kalplerini her dem, yanlıştan emin,
Bir kitap yazıp, kendi zat ve sıfatlarından;
“enelhak” derler adına, ondaki girişin!
(817) merhamet etmeyen merhamet bulamaz:
Uyku nedir hiç bilmeyen bu bendeyi affet!
Bağışla, suyu bitmiş susamışı, merhamet!
Bağışla ki, bağışlamasını bilmeyenin,
Allah katında hiçbir sevabı olmaz elbet!
(860) gururu bırakırsan iki cihanda da iltifat görürsün:
Git, gözünü kapa da, gönlün göz olsun bütün!
Sana öyle bir gözden, başka cihan görünsün!
Eğer sen, kendini beğenmekten kurtulursan,
Yaptığın işlerin hepsi beğenilir, o gün!
SONUÇ
Şüphesiz rubailerdeki tespitler bu kadarla sınırlı değildir. Bu nedenle başlığımızı “Sosyolojik
Okuma II” olarak seçtik. Bu metni 500 rubaiyi dikkate alarak hazırladık. Mevlana’nın bütün rubaileri
Şefik Can’ın derlemesi itibariyle 2217 civarındadır. Ancak bu rakam tekrarların ve de kendisine ait
olmadığı sonradan tespit edilenlerle 2188’e düşmüştür. Kalan rubailer de başka çalışmalarla dikkatle
incelenerek bu minval üzere sonuçlar elde edilecektir.
KAYNAKÇA
Çelebi, Nilgün (2001). Sosoyoloji ve Metodoloji Yazıları. Ankara.
Karaismailoğlu, Adnan (2005). Mevlana ve Kültürümüz. Konya.
Aktay, Yasin (2005). Mevlanaya Sosylojik Bir Yaklaşım(Mülakat). Bilgi Yolu 5/8.
Güzel, Ahmet (2007). Aşkın Simurgu. Konya.
Avşar, Ziya (2007). Sırların Dili (Bütün Rubailer). Konya.
378
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
TÜRKMEN SÖZ ÝASALYŞYNYŇ WAJYP MESELELERI
Maral Annayewna TAGANOWA
Jem: Türkmen dilinde sözýasalyşyň meselelerini öwrenmek uly gyzyklanma döredýär. Türkmen dil
biliminde söz ýasalyşynyň sözleriň formal-semantik gatnaşyklary, söz ýasalyş gatnaşyklary, tipleri we
gatnaşyklary, söz ýasalyş öýjükleri ýaly meseleleri wajyp hasaplanylýar.
Açar Sözler: türkmen dili, söz ýasalyş, formal-semantik gatnaşyklar, söz ýasalyş öýjükleri.
The Important Problems of Turkmen Derivations
Abstract: The great interest inTurkmen language is the study of the problem
of derivations. The important problems of Turkmen linguistics are formal semantic relations of words,
derivation connections, types and relationship, formative families and exc.
Key words: Turkmen language, word formation, derivation, formal semantic relations, formative families.
Bütin dünýä dil biliminde bolşy ýaly, türkmen dil biliminde-de söz ýasalyş dil biliminiň aýratyn bir
bölümi hökmünde XX asyryň 90-njy ýylllarynda öwrenilmäge başlandy. Sözleriň düzümi, kök söz,
goşulmalar baradaky düşünjelere, olar bilen baglanyşykly meselelere näçe köp üns berip, olary çuňňur
öwrendigiňçe, şonça-da söz ýasalyş bilen bagly çözülmeli meseleleriň köpdügi ýüze çykýar.
Söz ýasalyşyň özboluşlylygy dünýä dilleriniň materiallarynyň esasynda eýýäm XIX asyrda köp
işleriň ýazylmagyna getirýär. Ol işlerde söz ýasalyşyň ençeme meseleleri beýan edilipdir. Şol döwürden
bäri söz ýasalyşyň meselelerine bagyşlanan dürli häsiýetli işler, ýagny kandidatlyk we doktorlyk
dissertasiýalar, monografiýalar we okuw gollanmalary we ş.m. ýazylýar.
Söz ýasalyşyň meselelerine ünsli seretmek türk lingwistlerine mahsusdygyny oňa bagyşlanan
işlerden görmek bolýar. E.W.Sewortýan häzirki zaman türk dil bilimi ilki bilen söz ýasalyşa degişli
derňewlerden başlaýar diýmek bolar diýip dogry belleýär (Sewortýan: 1966: 7-8). Söz ýasalyşa degişli
materiallary ýygnamak we ulgamlaşdyrmak bilen bilelikde türki dillerinde söz ýasalyşyň serişdeleri we
ýollary boýunça derňew alyp barmak bilen, türkologlar öwrenilýän dil hadysalarynyň manysyna aýratyn
üns berip, formal we taryhy tarapyna ünsi çekipdirler. Türki dilleri boýunça soňky ýyllarda, ýagny XXI
asyrda neşir edilen işlerde türki dillerini, esasan hen onuň söz ýasalyşyny öwrenmäge täzeçe
çemeleşmeleriň duşýandygyny görmek bolýar (Ganiýew, 2000, 2009, 2015; Guzew,2015; Korkmaz,
2003; Esipowa, 2010; Erdal,1991; Işbaýew, 1996; Berta, 1996; Abdullina, 2001; Azarh,2000;
Andreýewa, 2002; Braýmud, 2009; Džalilow,1990; Doržu,2005; Bawuu-Sýurýun,2000; Darža, 2006;
Ondar, 2000, Tarakanowa, 2008; Tadykin, 2002; Kolesnikowa, 2004).
Häzirki zaman türkologiýasynda degşirme-deňeşdirme dil biliminiň çäginde geçirilýän ylmy-
barlaglar has giň gerime eýe bolýar. Türki dil biliminde haýsydyr bir türki diliniň söz ýasalyşyň haýsydyr
bir bölüminde gelip çykyşy boýunça garyndaş ýa-da garyndaş bolmadyk diller bilen degşirmek arkaly
aýratynlygy ýüze çykarylýar. Munda esasan söz ýasalyşyň affiksal ugruna ýykgyn edilýär. Affiksleriň
funksional-semantik ewolýusiýasyny öwrenmek täze ugur hökmünde görülýär. Onda affiksiň
semantikasynyň ol ýa-da beýleki görnüşiniň ýuwaş-ýuwaşdan üýtgemegini (grammatik ýa-da kategorial
we hususy we şahsy) ýa-da bir funksiýadan beýlekä (söz ýasalyş, formaýasalyş, söz üýtgediş) geçmegi
göz öňünde tutulýar (Çarekow, 1989: 6-7).
Ýakyn wagtlara çenli türkologiýada wajyp söz ýasalyş düşünjeleri bolan söz ýasalyş gatnaşyklary,
motiwasiýa bazasy, ýasaýjy söz, ýasama söz, söz ýasaýjy jübüt, söz ýasaýjy tip, söz ýasalyşyň birlikleri
we başga-da köp düşünje öwrenilmändi, indi olar giňişleýin ylmy-barlag işleriniň esasyny düzýärler.
Alymlar esasy iki sany meseläni çözmek has wajyp hasap edýärler. Olara türki dilleriniň söz ýasalyşynyň
ulgamlaýyn gurluşynyň meselelerini işläp düzmek we söz ýasalyşyň diliň beýleki ýaruslary bilen
arabaglanyşygyny ýüze çykarmak degişli bolup durýar. Bu ugurda edilýän işler köp. Olarda söz ýasalyş
ulgamynyň esasy birliklerini kesgitlemek, olaryň düzümini anyklamak, ulgamdaky her bir birligiň ornuny
anyklamak, söz ýasalyşyň ähli birlikleriniň arabaglanyşygyny we özara gatnaşygyny öwrenmek ýaly
meselelere üns berilýär.
Türkmenistanyň Ylymlar Akademiýasynyň Milli golýazmalar instituty, manyeje@mail.ru
380
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
Türki dilleriniň köpüsi üçin häzirki zamanda hem asyl we ýasama sözleriň massiwini ýüze
çykarmak, olaryň ähli söz toparlarynyň materialynda mukdar gatnaşygyny anyklamak, her söz
toparyndaky ýasama sözleriň doly klassifikasiýasyny bermek wajyp bolup galýar. Bu türkmen diline hem
degişlidir. Her bir türki diliniň söz ýasalyşynyň wajyp meselesi bolup, her bir söz toparynyň ähli söz
ýasalyş modelleriniň doly düzümini anyklamak şolaryň esasysy bolup durýar. Şeýle inwentirizasiýa
olaryň häzirki zaman söz ulgamynda işjeňligini ýa-da önümliligini ýüze çykarmaga mümkinçilik berer.
Mundan başga-da, her bir söz toparynyň söz ýasalyş öýjükleriniň ähli gurluş tiplerini ýüze çykarmak we
öwrenmek gerek, hem-de olaryň tipologiýasynyň düzmek gerek.
Türkmen diline degişli P.Azymowyň (Azymow, 1950, 1969), A.Borjakowyň (Borjakow, 1993) рт
we beýlekileriň işlerini mysal getirmek bolar.
Belli bir derejede edilýän işleriň bardygyna seretmezden, türkmen dil biliminde söz ýasalyşyň
işlenilmeli wajyp meseleleriniň we ugurlarynyň az däldigini görmek bolýar. Ýokarda umumy türkologiýa
degişli meselerden ugur almak bilen türkmen dil biliminde hem söz ýasalyşyň aşakdaky ýaly meseleriniň
çözülmegine garaşýandygyny görmek bolýar:
1. Söz ýasalyşyň esasy obýekti şekil we many (gurluş we many) taýdan çylşyrymly birligi emele
getirýän söz bolandygy üçinem bu ylmyň esasy wajyp usullarynyň biri gurluş-many usuldyr. Ol arkaly
her bir gurluş birligini hem many taýdan, hem her bir sözdäki manyny onuň şekiliniň ýüze çykyş serişdesi
bilen bilelikde öwrenýär. Ähli söz ýasalyş kategoriýalar we hadysalar iki tarapdan öwrenilýär: aňladylyşy
we mazmun taýdan. Bu usul türkmen dil biliminde köp lingwistik açyşlaryň üstünden barmaga kömek
edýär.
2. Söz ýasalyşda derňew geçirmegiň söňky döwürde iň bir köp ulanylmaga başlanan we oňyn netije
berýän usul hökmünde funksional prinsip hem bellidir. Bu usul haýsydyr bir dil hadysasynyň lingwistik
hyzmatynyň esasynda ýüze çykarylmagyna üns berýär (nominatiw, kommunikatiw, semantik, gurluş,
stilistik we beýlekiler).
3. Söz ýasalyş teoriýasynda derňew edilýän materialy öwrenmekde sinhroniýanyň we
diahroniýanyň prinsiplerini tapawutlandyrmak hem uly orun eýeleýär. Sinhronik usulda morfemalar söz
ýasalyş ulgamynyň häzirki zamandaky ýagdaýyny derňemegi, şol ulgamyň faktlaryny, hadysalaryny,
elementlerini söz ýasalyş prosesiniň ahyrky netijelerini göz öňünde tutup öwrenilýär, başgaça oňa statik
aspekt hem diýilýär. Türkmen dilinde şu günki güne çenli geçirilen söz ýasalyşa degişli derňewleriň
köpüsi statik ugur boýunça alnyp baryldy diýsek ýalňyş bolmaz. Bu ugry doly ulanyp geçirilen derňew
diliň häzirki ýagdaýyny bilmek we beýan etmek üçin gymmatly maglumatlary berip bilýär.
Diahronik usul türkmen dilinde esasy ösdürilmeli we giňden ulanylmaly ugur bolup durýar. Bu
usulyň kömegi bilen söz emele geliş we ösüş aýratynlygyna üns berilýär hem-de ony taryhy hadysa
hökmünde öwrenmegi göz öňünde tutýar. Munda sözüň ýa-da onuň belli bir bölegi bilen baglanyşykly
bolup geçýän ähli özgerişlere üns berilýär.
Derňew geçirilende, köplenç, sinhron we diahron söz ýasalyşyň netijelerini gabat gelmeýändigini
görmek bolýar. Mysal hökmünde şu mysala üns berip bolýar. Eger diahronik nukdaýnazardan göz, agyz
sözlerindäki z gadymy ikilik sanynyň görkezijisi bolup, bu sözler iki morfemadan ybaratdyr. Sinhronik
nukdaýnazardan bolsa, olar böleklere bölüp bolmaýan sözlerdir.
Dil biliminde söz ýasalyş derňewini geçirmek üçin, häzirki döwürde söz ýasalyşda esasy ulanylýan
usul sinhronik-beýan ediliş bolsa-da, köp alymlar bu usullaryň (sinhroniki we diahroniki) ikisinem
bilelikde ulanmagyň mümkindigini belleýärler. Türkmen diliniň materiallary derňelende hem şeýle edilse,
gowy netijeler gazanyp bolar. Sebäbi söz ýasalyş prosesisiniň netijelerini bu usullaryň biri-birinden
üzňelikde öwrenmek mümkin däl. Sinhroniýa bilen diahroniýanyň biri-biri bilen aýrylmaz baglanyşygy
barada I.A.Boduen de Kurtene örän gowy jaýdar aýdypdyr. Ol dilde hereketsiz zadyň bolmaýandygyny,
rahat, duran, doňup galan ýaly hadysalar diňe göwnümizedigini, bu kiçijek üýtgeşmeleriň şertinde
hereketiň özboluşly ýagdaýdygyny we statikanyň öz gezeginde dinamikanyň özboluşly ýagdaýy bolup
durýandygyny belleýär (Бодуэн де Куртенэ, 1963: 349).
Türkmen dil biliminde esasy üns berilmeli meseleleriň biri hem söz ýasalyş öýjügi, söz ýasalyş
maşgalasy, söz ýasalyş paradigmasy ýaly meselelerdir. Bu ugurdan sözleriň ýasalyşyny öwrenmegiň
ähmiýetiniň uludugyny geçirilýän derňewler görkezýär (Taganowa, 2015: 117).
Sözüň söz ýasalyş paradigmasy barada aýdylanda bolsa, ol bir kökden ýasalan ähli sözleriň
mümkin bolan toplumydyr. Olaryň arasyndaky many gatnaşyk ýitmän, saklanyp galýar. Başgaça
aýdylanda, ol ilkinji derejeli ýasaýjylyk bilen tapawutlanýan söz ýasalyş öýjügidir. Söz toparynyň
381
Maral Annayewna TAGANOWA/Türkmen Söz yasalışının Wajıp Meseleleri
paradigmasyna bir kökden emele gelen, ähli bolup biläýjek ýasama sözler degişlidir. Şeýlelikde, söz
ýasalyş paradigmasy aýratyn alnan sözüň we söz toparynyň morfologik paradigmasyna meňzeş bolup
durýar.
7. Sözler ýasalyş aýratynlygy boýunça derňelende, onuň gurluşynda bolup geçýän ähli özgerişleri
göz öňünde tutmaly bolýar. Ol özgerişler iki topara bölünýär we sözüň gurluşynda içki hem daşky
özgerişler bolup geçýär. Daşky özgerişlere transformasiýa, deformasiýa, transaffiksasiýa transuffiksasiýa
we transfleksiýa), gysgaltma, desuffiksasiýa, dekomponizasiýa, orun çalyşma girýän bolsa, içki
üýtgeşmelere transstilýasiýa, transsemantizasiýa, desemantizasiýa, transmodelýasiýa we demodelýasiýa
hadysalary degişlidir. Bu hadysalaryň her biri boýunça çuňňur derňew geçirmek gerekdir.
8. Türkmen dil biliminde söz ýasalyş mehanizmini öwrenmek hem üns merkezinde duran
meseleleriň biridir. Belli bolşy ýaly, diliň söz ýasalyş mehanizmi ýerine ýetirýän hyzmaty boýunça
birmeňzeş däl. Umuman, ony bäş gornüşe bölýärler we olar öwrenilýän dilde gepleýän adamyň
kommunikatiw maksadyny ýüze çykarylyşyny ýüze çykarýar. Olar indiki ýagdaýlarda ýüze çykýar. Şol
dilde gepleýän adam haýsydyr bir zady atlandyrjak bolanda, hususy nominatiw hyzmat (1), jümläniň
sintaktik gurluşyny üýtgetjek bolsa, konstruktiw hyzmat (2), eger sözleýji has gysgaça atlandyrmagy
amala aşyrmak islese, kompressiw hyzmat (3), eger haýsydyr bir ekspressiw şekili aljak bolsa, ekspressiw
hyzmat (4), eger sözleýşiň belli bir görnüşine degişli serişdeleri ulansa, stilistik hyzmat (5) ýüze çykýar.
Olar aýratynlykda öwrenilse, söz ýasalyş ylmynyň esasy meseleleriniň doly çözülmegine getirer.
9. Şeýlelikde, umumy dil biliminde, türküşynaslykda we türkmen dil biliminde söz ýasalyşyň
öwrenilişi bilen tanyşylanda, bu mesele boýunça sinhron we diahron söz ýasalyşyň tapawudy we biri-
birine gatnaşygy, sinhron söz ýasalyşyň dinamikasy; söz ýasalyş derňewiniň usulyýeti, söz ýasalyşyň
dürli ýollary, şeýle-de onuň sintaksise bolan gatnaşygy, söz ýasalyş modelirowaniýasynyň meseleleri,
ýasama we goşma sözleriň nominatiw funksiýasy we beýlekileriň öwrenilişine üns berlendigini göz
ýetirildi. Käbir söz ýasalyş usulynda prefiksasiýanyň orny (onuň söz goşulyşa gatnaşygy, söz ýasalyşyň
usuly hökmünde özbaşdaklygy) onuň suffiksasiýa bilen bilelikde affiksal söz ýasalyşa gatnaşygy “ýarym
affiksasiýanyň” bolmagy – onuň söz ýasalyşa we affiksasiýa gatnaşygy we söz ýasalyşyň özbaşdak usuly
hasaplanmagy: söz ýasalyş manysynyň anyklanmagy, söz ýasalyş paradigmasy, söz ýasalyş zynjyry, söz
ýasalyş öýjügi, söz ýasalyşyň tekstiň nazaryýetindäki hyzmaty ýaly meseleler öz çözgüdini tapyp başlady.
Çuňňur öwrenilmeli meseleleriň hataryna sözler goşulmalar arkaly ýasalanda, ýüze çykýan
hadysalar, önümli we önümsiz goşulmalar, kök söz bilen ýasama sözüň many gatnaşygy, goşulmalar
goşulanda, ýüze çykýan manylar, söz ýasalyş öýjüginiň emele geliş kanunalaýyklyklary, söz ýasalyş bilen
şekil ýasalyşyň aratapawudy, olaryň söz ýasalyş öýjügindäki orny ýaly birnäçe meseleler degişlidir.
Häzirki döwürde sözleriň diňe bir häzirki zamandaky düzümine däl, eýsem olaryň taryhyna degişli
jedelli meseleler hem öz çözgüdini tapmaga başlady.
Достарыңызбен бөлісу: |