Değerlendirme
Son dönemin tanınan yazarlarından olan Ahmet Haldun Terzioğlu, Türk edebiyatına yeni bir bakış
açısıyla ismini yazdırmıştır. İlk kitabı 2004 ‘de çıkan, tarihi, mitoloji ve siyasi konularda eserler veren
Terzioğlu, denemiş olduğu farklı yöntemlerle son dönemde dikkatleri üzerine toplamıştır. Romanlarının
konularını eski Türk tarihi, mitolojisi ve halk hikâyelerinden alan Terzioğlu, anlatılarını kurgu üzerine
değil tarihte var olduğu gibi, gerçeklik üzerine kurmuştur. İncelediğimiz romanlarında mekân
tasvirlerinde görsel öğelerin, anlatıda ağırlıklı koyduğunu söyleyebiliriz. İşitsel öğelere pek değinmeyen
yazar, görsel öğeleri kullanarak okuyucuyu tamamen romanın içine çekmeyi amaçlamıştır. Açık mekânı
kapalı mekâna eserlerinde tercih eden yazar, Türk tarihini anlatırken anlatımın inandırıcılığına önem
vererek, kapalı mekân kullanımından kaçınmıştır. Mekân seçiminde yapılan tercihler, roman kişilerinin
bulunduğu ortamın ve kişilerin kendi benliğinin özellikleriyle paralel gider. Bahsi geçen roman kişilerinin
özelliği genelde aynıdıır. Tarihten alınmış, ismi bilinen ve milliyetçi- Türkçü karakteriyle ön plana çıkmış
kişileri onun romanlarının merkezini ve yardımcı kişilerini oluşturmaktadır. Kurgusal yönden romanlara
bakıldığında tarihi, özyaşam ve yaşamöyküsel romanlar yazarın romanlarının temelini oluşturmaktadır.
Öztürkçe kelimelerin çoğunlukta olduğunu görmekteyiz. Düşman yerine “yağı”, aile yerine “oguş” gibi
kelimeleri eserlerde rastlamak mümkündür.
KAYNAKÇA
Bayat. F.(2006), Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı, İstanbul: Ötüken Neşriyat.
Çelik, T. (2015), Türk Kültüründe Kurt İzleri, İstanbul: İleri Yayınları.
Terzioğlu, A. H. (2004), Gök- Tanrı’nın Çocukları, Ankara: Yurt-Kitap Yayınları.
1
Sayvan:
Güneşten, yağmurdan korunmak için veya süs olarak bir şeyin üzerine çekilen dam saçağı gibi düz veya
eğimli örtü.
538
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
Terzioğlu, A. H .(2005), Oğuz Han, Ankara: Yurt Kitap Yayın.
Terzioğlu, A. H. (2013), Mete Han, Ankara: Kripto Yayınları.
Terzioğlu, A. H. (2014a), Alp Er Tunga, Ankara: Panama Yayıncılık.
Terzioğlu, A. H. (2014b), Çiçi Han, Ankara: Panama Yayınları.
KAZAKLARDA ŞEŞENDİK (HAZIR CEVAPLIK) SANATININ GELİŞMESİ
VE BAZI ÖNEMLİ ŞEŞENLER
Perizat YERTAYEVA
Özet: Kazak halkı doğuşundan itibaren şeşendik sanatına eğilimi olan bir halktır. Onların kıvrak zekâlı,
akıllı, nasihatlı, kısa ve anlatımı etkili düşünceleri hakkında kendimizin olduğu kadar başkaları da
hayretlerini saklamamaktadırlar. Şeşendik- belli bir olay hakkında hazır cevap verebilen, kıvrak bir zekâ ile
söylenmiş ve halk tarafından kabul edilen, ağızdan ağıza yayılan güzel ve manalı sözlerdir. Şeşendik- uzun
zamanlardan beri gelen halk tarafından itibar görmüş, halkla birlikte yaşayan çok değerli söz mirasıdır. Eski
zamanlarda halk şeşendik sanatını ‘sanatların padişahı’ şeklinde adlandırıp, şeşenlere çok önem vermişlerdir.
Şeşendik sanatı Kazak halkı için milli kültürün vazgeçilmez bir parçasıdır. Kazak halkı veciz sözlere
fazlasıyla değer verip, «söz kıymeti-öz kıymetim» diyerek keskin dilli söz hatiplerine büyük saygı
göstermişlerdir. Kazak halkının başından geçen siyasi ve sosyal olaylar ile toplum hayatına dair söyleyecek
sözleri olan kıvrak zekâlı şeşenler her çağda ortaya çıkmışlardır. Kazak şeşendik söz sanatının tarihi kökleri,
eski çağlara dayanmaktadır. Bunlar Mayki Biy, Ayaz Biylerden (12-13 yy) başlayıp, Şiyrenşe Şeşen,
Karaşaş, Asan kaygı isimleriyle (14-15yy) dek devam etmektedirler. Şeşendik sözlerin gelişimi 18 yüzyılın
sonlarına kadar devam etmiştir. 19 y.y başından itibaren etkili olan Çarlık Rusyasının baskıcı, otoriter ve
sömürgeci siyasetinden dolayı şeşendik sanatı ve bu sanatı icra edenler de duraklama dönemine girmiştir. Bu
çalışmada Kazak sözlü edebiyatında yer alan şeşendik sanatının gelişimi ve o dönemlerdeki belli başlı
şeşenler üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: şeşen, şeşendik söz, biy, Kazak sözlü edebiyatı
Developing of Kazakh Oratorical Art and Some of the Important Eloquence Speakers
Abstract: Kazak h people have always been good at oratorical art. Everybody made no bone about their
quick-wittedness, wisdom, admonition and meaningful. Oratorical art is finding the right words to any
problems. İt`s quick-wittedness, wisdom, admonition and meaningful words which known by people by
heart. Oratorical art is the legacy of the past and it has the important role in peoples` life. Oratorical art was
been named as “King of the arts” by people in the past. Oratorical art is one of the important national
cultures. Kazak h people appreciate keenly the oratory and say “The value of words is my quality”. There
were many wise eloquence speakers in any periods of time of Kazakh people. The history of Kazakh
oratorical art is related to the old times. For example, there were Mayki Biy, Ayaz Biylerden (12-13 yy) and
also Zhiyrenshe Sheshen, Karashash, Asan kaigy (14-15yy). Oratorical art had been developed till the end of
20th century. Oratorical art stopped its developing in the first half of 19th century being under the influence
of Russian empire. Article is based on oratorical art which has an important role in Kazakh folklore, its
developing and it is about the eloquence speakers who lived during that period.
Keywords: orator, oratory, biy (judge), folklore
Giriş
Şeşen kavramı, şeş fiilinden yani düğüm, mesele, bulmaca çözmek, açmak anlamına gelmektedir.
Şeş- fiil köküne fiilden isim yapan -en ekinin getirilmesiyle türemiştir. Şeşen; güzel konuşan, hatip
anlamına gelmektedir (Bayniyazov vd. 2012: 742). Kazak Türkçesinde nakil söz, biy sözü biçiminde de
adlandırılan şeşendik (hikmetli/bilgelik) sözler yapı ve tür açısından farklı bir özelliğe sahiptir. Kazaklar
arasında bilge kişilere Şeşen veya Biy denilmiştir. Şeşendik sözlere, özdeyiş (vecize) denilmesi mümkün
gibi görülürse de, bu nitelendirme kavramın bütününü kapsamaz. Şeşendik sözler kavramın Türkiye’de
ilk defa Ali Abbas Çınar tarafından gündeme getirilmiş ve ‘hikmetli söz’ karşılığı olarak
nitelendirilmiştir. Ancak, hikmetli söz kavramının yanında söyleyenlerin bilge kişiler olmasından dolayı
‘bilge sözü’ olarak da kullanabileceği de belirtilir (Çınar, 2004: 64). Bu tespitlerin yansıra Değirmenci
şeşendik sözlerin fıkra türüne yakın birkaç cümlelik vecize olabileceğini ileri sürer (Değirmenci, 2013:
225).
Şeşendik sanatı ve üzerinde yapılan çalışmalar
Şeşendik sanatı, halkın eski çağlardan bu yana kullanmış olduğu efsane ve hikâyelerde kendisini
göstermektedir. Efsaneler ve hikâyeler temelinde gelişen halk edebiyatı ürünleri olan destanlarda,
masallarda, aşk destanlarında, bilmecelerde, atasözlerinde şeşen konuşma sanatının örnekleri
Niğde Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü TDE ABD Doktora Öğrencisi perizat_86_e@mail.ru
540
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
görülmektedir. Kosımava’ya göre şeşendik sözler kıvrak zekâyla söylenen, insanı düşündüren, bilge
düşünceler içeren hayallerimizi geliştiren güzel ve etkili sözlerdir. Kanıtlarıyla kendine hayran bırakıp,
hayrete düşüren bu bilgece sözler, yaşanmış ya da yaşanmakta olan olayları insan gözünde canlandıran,
derin anlamlı kesin yargılı sözlerdir (Kosımova 2003: 16). Şeşendik sanatı; devlet yönetimi, toplumdaki
insani ilişkileri düzenleme ve nesil terbiyesi gibi önemli meselelerden doğmuş ve gelişmiştir. Şeşenliğin
sırrı, varlığı, toplumdaki yeri ve önemi, şeşendik sanatını kullanarak konuşmanın yöntemleri, geçmişten
bu yana araştırmalara konu olmuştur. Şeşendik sanatına önem verme Demosfen, Tsitseron, Kvintiliyan,
El-Farabi, I. Altınsarin, V. V. Radlof, A. Levşin, A. Yanuşkeviç, A. Baytursunulu’ndan başlayıp,
günümüze kadar araştırmacıların dikkatinden kaçmamıştır. Ayrıca Kazak şeşendik sözlerini derleyip,
yayımlayanlardan biri de Ibıray Altınsarindir.
Kazak şeşendik sanatı, çok uzun zamandan bu yana varlığını sürdürse bile bu sanatın bilimsel
olarak teorik açıdan araştırılması A. Baytursunulu’ndan başlamaktadır. A. Baytursunulu Kazak
şeşenliğini tasvir eden ilk bilim adamıdır. 1926 yılında ‘Edebiyattanıtkış/Edebiyat tanıtımı’ adlı eserinde
‘şeşendik söz’ adlı özel bir bölüm oluşturmuş ve şeşendik sözleri beş türe ayırarak ayrıntılı bir şekilde
incelemiştir.
1. Şeşenler toplumu etkileyip, devlet işlerine ilişkin karar çıkarmada kullandıkları sözlere siyasi
unvan şeşendik sözler denir.
2. Bir kişinin iyi yönlerini, yaptıklarını övücü şekilde söylenen şeşen sözlere övücü şeşendik söz
denir.
3. Şeşenlerin mahkemelerde zanlı kişiyi aklamak için ya da tam tersi suçlamak için hâkimi
etkilemek adına söyledikleri sözlere iktidar şeşen söz denir.
4. Bilge adamların mazmun bir tarz ile konuşmalarına bilgeli şeşen söz denir.
5. Din hakkında söylenen dini sözlere – öğüt denir. (Baytursunov 1989: 223)
Milli şeşen sözleri (teorik) bilimsel açıdan ilk kez araştırılmasını ve bu konunun tanıtımı A.
Baytursunulı tarafından yapılması yanısıra Kazak şeşendik sözlerini A.Vasiliyev’in, A.Divayev’in,
M.Köpeev’in eserlerinden de görebilmekteyiz.
Şeşendik sözleri halk edebiyatının bir ürünü olarak ilk araştıranlardan birisi de - M. Avezov’dur.
M. Avezov, ‘Biyler atışması’ eserinde şeşenlik sözlerin her türünden örnekler vermiştir. Kazak edebiyatı
tarihi adlı eserinde şeşendik sözleri ayrı bir bölümde incelemiş ve daha önce yazılı edebiyatının ürünü
kabul edilen bu sözleri, ilk defa sözlü edebiyatın bir ürünü saymıştır. (Avezov 1948: 267-276)
1930’lu yıllarda şeşenlik sözleri derleyip araştırmalara katkıda bulunanlardan birisi de Saken
Seyfullin’dir. Seyfullin, şeşendik sanatı temelinde oluşan şeşendik sözlerin edebiyat tarihinde önemli rolü
olduğunu savunmuş ve ‘Biyler atışması’ şeklinde adlandırarak bu alanın daha da derin bir şekilde
incelenmesi gerektiğini belirtmiştir
1
. Onun ‘Kazak edebiyatı’ (1932) adlı eserinde ‘Biylerin sözü’
şeklinde bir bölüm ekleyip, şeşendik sanatına ayrı bir edebi tarz olarak bakmıştır. Biylerin sözlerinden
birçok örnekler vererek, şeşenlik sözler ile atasözleri arasındaki ilişkiye parmak basmıştır. Seyfullin,
şeşendik sözlerin bir şahsa ait olmadığını, bir biyin sözünü diğer bir biyin ezberleyip başka bir yerde
kullanabildiğini söylemiştir. Bir şeşen sözü, bir biyden yola çıkarak araştırmaya kalkacak olursak, bu
sözün çok eski zamanlarda başka bir şeşene ait olduğunu da görebiliriz. (Seyfullin 1932: 144)
Baltabay Adambayev şeşendik sanatını edebi açıdan inceleyerek, kitap haline getirmiştir.
Araştırmacı, kendisine kadar gelen ve diğer bilim adamlarının kullanmış oldukları ‘biyler sözü’ teriminin
yerine ‘şeşendik sözler’ terimini kullanmıştır. «Şeşendik sözleri sosyal, ahlaki ve estetik açıdan
özelliklerini ayrıntılı bir şekilde incelemek için söz örneklerini tahlil ederiz. Muhtevasına göre şeşendik
arnav (ithaf etme, adama), şeşendik dav (tartışma, münakaşa), şeşendik tolgav olarak üçe, kuruluş
bakımından termeli söz ve perneli söz olarak ikiye ayırarak incelenebilir.
2
» (Adambayev.1999: 195)
demektedir.
Şeşendik sanatının gelişmesi
1
Kazaklarda ‘Biy’ kelimesi I-hâkim, yargıç anlamlarına gelir. II- Boylar arasındaki tartışma veya davaları çözen,
hâkimlik yapan adil, bilgeli kişidir. Kazak halkının en ünlü biyleri: Töle Biy, Kazaıbek Biy, Ayteke Biy’dir.
(T.Januzakov. Kazak Tilinin Tüsindirme Sözdigi, Almatı 2008)
2
Arnav: ithaf etme, adama,birisine güzel söz söyleme; dav:I) tartışma, münakaşa II) Soy büyüklerinin arasında
tartışılan mesele ; tolgav- aşığın belirli bir olay ya da kişiye yönelik doğaçlama olarak söylediği şiir, yır.
(T.Januzakov. Kazak Tilinin Tüsindirme Sözdigi, Almatı 2008)
541
Perizat YERTEYEVA/Kazaklarda Şeşendik (Hazır Cevaplık) Sanatının Gelişmesi ve Bazı Şeşenler
Genel olarak şeşendik sanatının ortaya çıkması toplumun ortaya çıkması ve gelişmesi ile ilgilidir.
Kazak ruları (soyları) ve uluslarının ortaya çıkışından bu yana topluma yön verecek keskin zekâlı
konuşmacılara ihtiyaç duyulmuştur.
Kazak halkının şeşendik sanatı 18 yüzyılda daha da gelişmiştir. Sanatın gelişiminde üç temel neden
bulunmaktadır. Birincisi, Tavke han dağılmış olan üç Kazak boyunu, cüzlere
3
birleştirip, onların başına
yüksek mevkilerden olmayan, halk arasından çıkan üç Biyi koymuştur. Daha sonraları kardeş Kırgız
halkını ve Karakalpak halkını birleştirdikten sonra onları biylerle yönetmiştir. Toplumdaki ilişkileri
belirleyen ‘Yedi yargı/Jeti jargı’ kanununu oluşturup, biylerin şöhretini arttırmıştır
4
. İkinci olarak Kazak
halkına komşu olan joñğar, oyrat hanlıklarının Kazakların bulunduğu bölgeleri istila ettikleri dönemlerde
halkın milliyetçi duygularını uyandıracak sözlere ihtiyaç duyulması nedeniyle şeşen, biylere ihtiyaç
duyulmuştur. Kazak şeşendik sanatının gelişmesinin üçüncü dönemi 18. yüzyıla denk gelmektedir. Çarlık
hükümetinin sömürgeci siyasetinden dolayı ortaya çıkan milli azat isyanın yaşandığı dönemdir. Kazak
şeşendik sanatının gelişmesinin dördüncü dönemi 19 -20 yüzyılın başlarıdır. 19. yüzyılda Kazak hanlığı
ortadan kalkıp Kazak toprakları Rusya’ya dâhil olduktan sonra biyler mahkeme işlerinden ayrılmak
zorunda kalmışlardır. Yüksek makamlarca karar verilip, resmileştikten sonra şeşendik sanatı
sınırlandırıldı. Şeşenler eski zamanlarda olduğu gibi halkın sorunlarının çözülmesine katkı veremez
duruma geldiler. (Adambayev 2008: 15) Durum böyle olsa da asırlarca süregelen biylik (yönetmenlik)
geleneği ve şeşendik sanatı birden ortadan kaybolmadı. Arada sırada köylerde halk arasındaki bazı
davaları çözmeye devam etmektedirler.
Şeşendik sanatının ortaya çıkması toplumun gelişme safhalarıyla ve şeşenlerin ortaya çıkması ve
onların sözleriyle yakından ilişkilidir. Bu açıdan bakılacak olursa Kazak halkının şeşendik sanatının tarihi
efsanelerde isimleri geçen Mayki Biy ile Ayaz Biyden başladığını da kabul edebiliriz.
Önemli Biy ve Şeşenler
Mayki Biy tarihi kişiliği olan birisidir. Cengiz hanın danışmanlığını yapmış, dağınık Kazak
uluslarını birleştirmiş, Alaşa hanı yönetici yapmış, Kazakların ilk hanlığını kurmuş, Kazak ulusları ile
kavimlerinin simgelerini taşa oyan tarihi bir şahsiyettir. Asırlarca halk ağzında dolanan, Abay ve meşhur
Yusuf’un da onayladığı, ‘tüm sözün kökü bir, kök atası Maykı Biy’ seklinde olan sözden de, Maykı
Biy’in Kazak şeşenlerinin başı, halk şeşendik sözlerinin atası olduğu görülmektedir. Değişik kaynaklarda
“Maykı, Bayki, Bayku’ olarak ta kullanılmaktadır. Bu yüzden onun, tüm Türk halkları özellikle Kazak,
Tatar, Başkurt, Karakalpak, Özbek Türkleri kendilerinin baş biyi olarak gördükleri düşünülmektedir.
Efsanelere göre Maykı Biy bir ayağı kısa olarak doğmuş ve topaldır. Bir ayağı kısa doğduğu için ona
Mayıp adı verilmiştir
5
. Daha sonraları kıvrak zekâsı, keskin bir dilinin olması nedeniyle ve Cengiz hanın
sağ kolu olması münasebetiyle ona Maykı adı verilmiştir (Törekulov vd.,1993:9).
Maykı biyle aynı dönemde yaşayan diğer bir kişi de Ayaz biydir. Aral denizi kıyısında yaşamıştır.
Onun da tarihi bir kişilik olduğunu Aral denizinin kıyısından bulunan bir şehrin adının Ayaz olması da
ispatlamaktadır (Adambayev 2008: 12). Asırlarca halkın hafızasında yer alan ‘Ayaz halini bil, karınca
yolunu bil’ şeklindeki sözler onun da şeşen bir kişi olduğunu göstermektedir. Kazak şeşendik sanatının
ikinci dönemi Asan Kaygı ve Jirenşe Şeşen isimleriyle anılmaktadır. Asan Kaygı’nın yeryüzüyle ilgili
yaptığı eleştirileri ve Janibek hanı eleştiren tolgavı, Jirenşe Şeşen’in Janibek’in sorularına verdiği
cevapları, Güzel Karaşaş ile buluştuğunda söylediği zekice sözler, gerçek bir şeşen sözü olduğunun
kanıtıdır.
Kazak efsane ve hikâyelerinin ünlü kahramanlarından biri olan Jirenşe Şeşen’in şeşenlik sanatıyla
ve kıvrak zekâyla söylediği sözlerin efsaneler ve hikâyeler arasında özel bir yeri vardır. Jirenşe, Kazak
şeşenlerinin önemli bir örneğidir. Onun adıyla ilgili sözler ve efsaneler, genel olarak Janibek hanın
döneminde ortaya çıkmıştır. Aslında Kazak halk edebiyatında şeşen kelimesi Jirenşe’den itibaren
kullanılmaya başlanmış olup, ancak bu ismi bugüne kadar ‘biy’ olarak kullanılmıştır. Eski dönem Kazak
şeşenlerinin özelliklerinden bir tanesi de söylenecek olan sözlerin önceden tasarlamamış olmaları ve bu
3
Cüz: Kazak halkını, yüz ölçümüne göre üç bölgeye ayırırken kullandıkları terim, soy bakımından Kazak Türklerini
oluşturan üç ana koldan biri Ulu cüz (Büyük cüz), Orta cüz, Kişi cüz (Küçük cüz)
4
Jargi, Yedi Yargı ):Kazak toplumunun kanunlar kuralı. Kazak hanı Tavke han döneminde kabul edilen büyük
reformlardan biri tarihte Yedi Yargı (Tavke han Kanunu) diye bilinen Kazak örf-adet ve nizamlarının tamamını
içine alan, hukuki bakımından düzenleyen önemli bir kurallar derlemesidir. (T.Januzakov. Kazak Tilinin Tüsindirme
Sözdigi, Almatı 2008)
5
Mayıp, mayıp boldı: kırık, bir yeri kırılmak, sakatlanmak
542
III. Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Sempozyumu
sözleri yazıya aktarmadan halkın hafızasında saklamış olmalarıdır. Şeşendik sözler, böylece nesiller
boyunca ağızdan ağıza aktarılarak halk mirasına dönüşmüştür. Janibek, Altın Ordu devleti yıkıldıktan
sonra 15-16 yüzyıllarda Kazak hanlığın yeniden kurduğu tarihlerde yaşamıştır. Buradan da Kazak
şeşendik sanatının Kazak halkının ilk hanı olan Alaşa han döneminde yani 12-13 yüzyıllarda Maykı biy
ve Ayaz biyden başlayıp, Kazak hanlığını kurup onu güçlendiren Janibek han dönemi olan 14-16
yüzyıllarda Asan Kaygı ile Jirenşe şeşenlerle süregeldiğini söyleyebiliriz.
Kazak şeşenleri ile ilgili çalışmalar birbirinin tekrarı olmakla birlikte çoğu hikâye ve efsane halk
hafızasında yer almaktadır. Ancak onlar Kazak halkının başından geçen küçüklü büyüklü olayların
yankısı gibi halkın özgürlüğü, vatanının bütünlüğü için mücadele edip, iyi vasiyetleriyle birliğe,
kahramanlığa, insanlığa çağırmış bilge kişilerdir. Bu nedenle halkın değer verdiği ve asırlar boyu
hafızasında itina ile sakladıkları şeşendik sözleri derleyip, incelemenin gerekliliği de buradan
gelmektedir. Kazak halkının dilini, edebiyatını, kültürü öğrenmek isteyen bir araştırmacı jıravların
(âşıklar) şiiri gibi şeşenlerin sözlerine, efsane ve hikâyelerine önem vermeden bunu gerçekleştiremez.
Sonuç
Geleneksel şeşendik sözler, belli bir olaya hazır cevap şeklinde tatlı, güzel bir dille söylenen, halk
tarafından benimsenen ve sık kullanılan sistemli sözler bütünüdür. Şeşendik sözlerden halkın başından
geçen olaylara bakışı, halkın düşünceleri, halkın hayal ve dilekleri ve dünya görüşleri görülebilmektedir.
Ayrıca, şeşendik sözler çalışan insanların kendilerine kötü muamelede bulunan insanlara karşı
kullandıkları bir silah haline de dönüşmüştür.
Diğer sözlü edebiyat mahsullerinde olduğu gibi şeşendik sözler de ağızdan ağıza yayılarak
değişimlere uğrar ve ortak manevi hazineye dönüşür. Buradan da yola çıkacak olursak Kazak halkının
şeşendik sözlerinin de artık Kazak Türklerinin kültür hazinesine dönüşmüş olduğunu söyleyebiliriz.
Yüzyıllar boyu varlığını geliştirerek söylene gelen ve ilk günkü tazeliğini koruyan bu sözleri söyleyen biy
ve şeşenlerin sözlerinden bir milletin yaşadıklarını ve hayat anlayışlarını görmek mümkündür. Kazak halk
edebiyatında önemli bir yer alan bu sanat, sadece Kazak halkı için değil, tüm Türk halkları için çok
önemlidir. Bilge kişilerin söylemiş oldukları veciz sözleri unutmadan, o sözlerden ders alarak, gelecek
nesillere aktarılması bizim insanlık borcumuzdur. Kazak kültüründe şeşendik sanatı işlevseldir, ancak
şeşendik söyleyen sanatçı sayısı eskiye göre azalmıştır.
KAYNAKÇA
Adambayev, B. (1999). Altın Sandık, Almatı: Jazuşı yay.
Adambayev, B. (2008). Kazak Şeşenderi, Almatı: Bilim yay.
Auezov, M. (1948). Kazak Edebiyatı Tarihi, Almatı: Akademiya Navuk Kazak skoy SSR.
Bayniyazov, A –Kenan Koç-Vehbi Başbakan. (2012). Kazak Türkçesi-Türkiye Türkçesi Sözlüğü, Almatı
Baytursunov, A (1989) .Şıgarmaları, Almatı: Jazuşı yay.
Çınar, Ali Abbas, (2004) “Kazak Anlatı Sanatında “Şeşenlik (Hikmetli)” Sözler”,KSÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi
Değirmenci F. (2013) “Kazak Halk Edebiyatında Hikmetli Bir Deyiş:Şeşendik Sözler” Dumlupınar Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi
Januzakov, T. (2008) Kazak Tilinin Tüsindirme Sözdigi, Almatı: Dayık-Press yay.
Kosımova,G. (2003). Kazak Şeşendik Önerinin Negizderi, Almatı: Bilim yay.
Kosımova,G. (2007). Kazak Şeşendik Önerinin Negizderi, Almatı: Bilim yay.
Seyfullin, S. (1932). Kazak Edebiyatı, 1 kitap, Almatı
Törekulov, N. Kazbekov,M. (1993). Kazaktın biy –şeşenderi, Almatı: Jalın yay.
|