Қаралық ғылыми­практикалық конференция I том



Pdf көрінісі
бет48/98
Дата03.03.2017
өлшемі9,92 Mb.
#6485
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   98

Список литературы: 

1  Исследовательская  деятельность:  Словарь  под  ред.    Е.А.  Шашенкова  ­  М.:  УЦ 

«Перспектива» / 2010 г. С.14. 

2  Обухов  А.С.  Развитие  исследовательской  деятельности  учащихся  –  М.: 

Издательство «Прометей» МПГУ, 2006 – 224 с. С.6. 

3  3Леднев  В.С.  Научное  образование:  развитие  способностей  к  научному 

творчеству. Издание второе, исправленное – М.: МГАУ, 2002. – 120 с., С. 22. 

4  В.  М.  Кожухар.  Основы  научных  исследований:  Учебное  пособие  —  М.: 

Издательско­торговая корпорация «Дашков и К°», 2010. — 216 с. С.8. 

5  5Методические  рекомендации  по  организации  проектной  и  исследовательской 

деятельности  обучающихся  в  образовательных  учреждениях  г.  Москвы  от 

20.11.2003 № 2 ­34­20. 

6  Психологический  толковый  словарь  ­  [Электронный  ресурс]  –  Режим  доступа  ­ 

http://magazine.mospsy.ru/dictionary/dictionary.php?term=335. 

7  Психология 

и 

бизнес 


­ 

[Электронный 

ресурс] 

– 

Режим 



доступа 

http://www.psycho.ru/library/3184. 

8  Зимняя  И.А.  Ключевые  компетентности  как  результативно­целевая  основа 

компетентностного  подхода  в  образовании.  Авторская  версия.  –  М.: 

Исследовательский центр проблем качества подготовки специалистов, 2004. 

9  9Чакликова  А.Т.//Компетентностный  подход  как  целевая  основа  новой 

образовательной парадигмы//SosyalBilimlerDergisi//Sayı: 22 2009г./С. 64­67. 

 

УДК 378.02:37.016 



Berikbolova Perizat

1

 , Ömer Çam





Öğretim görevlisi , Süleymen Demirel Üniversitesi, Almatı/ Kazakıstan, 

perizat.berikbolova@sdu.edu.kz  

2

4 sınıf öğrencisi, Süleymen Demirel Üniversitesi, Türkoloji Bölümü,  Almatı/ Kazakıstan. 

 

KAZAKISTAN'DA YAŞAYAN TÜRK ÇOCUKLARINA TÜRK EDEBIYATI 

ÖĞRETIMINDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR" (GALAXY İMRETNATIONAL SCHOOL 

ÖRNEĞI) 

Abstract.  Bu makalede Kazakistan'da Yaşayan Türk Çocuklarına Türk Edebiyatı Öğretiminde 

Karşılaşılan  Sorunlar  ele  alindi.  Çalışma  Galaxy  İmretnational  School  öğrencileri  ve  öğretmenleri 

katılımı ile hazırlandı. Sorunlar tespit edilerek çözüm yolları sunuldu. 

Anahtar Kelimeler: Ttürk Edebiyatı, Ders kitapları, Müfredat, Kaynak kitap 

 

Ana dili, bir insanın kimliğini belirleyen en temel unsurlardandır. Yabancı bir ülkede ana dilin 



önemi  daha  çok  artmaktadır,  zira  dilin  gelecek  kuşaklara  sağlıklı  bir  şekilde  aktarılması  yurt  dışında 

daha da büyük bir sorumluluktur. Diğer yandan yapılan birçok bilimsel araştırma, ana dilin akademik 

başarıya katkısının önemli ölçüde yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca, ana dilin kültürel kimliğin 

yeni kuşaklara iletilmesinde önemli bir araç olduğu da bir gerçektir. (1) 

Kazakistandaki vatandaşlarımızın çocukları açısından düşündüğümüzde, ana dilinin önemi daha 

da  artmaktadır.  Göçmen  aileye  mensup  olan  çocuk,  bir  taraftan  kendi  ailesi  içerisinde  yerli 

toplumunkinden  tamamen  farklı  bir  dili  öğrenerek  farklı  değer  ve  normları  edinerek  ayrı  bir 

sosyalleşme  süreci  yaşarken,  diğer  taraftan  içinde  yaşadığı  toplumun  okullarında,  yerli  arkadaşlık 

gruplarında,  işyerlerinde,  yüz  yüze,  yakından  ve  uzaktan  ilişki  içerisine  girdiği  sosyal  çevrede  ise,  o 

toplumun dilini öğrenir, inanç, değer ve normlarına göre ayrı bir sosyalleşme süreci yaşar.  

Günümüzde  yurt  dışında  yaşayan  Türk  ailelerin  çocukları  kültürlerini,  kimliklerini 

sürdürebilmek  için  kendilerini  öz  kültürlerine  bağlayan  anadilleriyle  birlikte  içinde  yaşadıkları 



331 

 

toplumun  dilini  de  iyi  öğrenmek  zorundadır.  Bunun  için  sistemli  ve  programlı  bir  ana  dili  öğretimi 



ortamı  sağlanmalıdır.  Aksi  takdirde  ana  dili  yeterliklerine  sahip  olamayan  bireylerin  duygu  ve 

düşüncelerini ikinci bir dile doğru bir şekilde aktarabilmesi mümkün değildir. Bu bağlamda yurt dışında 

yaşayan  Türk  çocuklarının  Türkçeyi  konuşabilmeleri,  kendilerini  ifade  edebilmeleri,  öğretimle  ilgili 

etkinliklere  katılabilmeleri  ve  soydaşlarıyla  etkileşimlerini  sürdürebilmeleri  için  ana  dili  yeterliklerini 

kazanarak etkili bir biçimde kullanabilmeleri gereklidir. (2)  

Kazakistan’ın  Almatı  şehrinde  bulunan  Galaxy  İnternational  Okulunda  bir  araştırma  yaptık. 

Araştırmamızın asıl amacı orda okuyan Türk öğrencilere Türk edebiyatı dersi okutulurken karşılaşılan 

sorunlardır. Bu bağlamda orda çalışan Türk dili ve edebiyatı hocalarına bir anket uygulaması yaptık. Bu 

ankette verilen sorular aşagıdaki gibidir: 

1. Yurt dışındaki Türk öğrencilerin Edebiyat derslerinde karşılaştığı zorluklar ve öğretmenlerin bu gibi  

durumlarda uyguladığı yöntemler nelerdir? 

2. Ders kitapları Türkiye’deki ders kitaplarıyla aynı mı? 

3. Öğrenciler haftada kaç saat Edebiyat dersi görüyor ve bu gördükleri ders sayısı yeterli mi? 

4. Müfredat olarak Türkiye’yle  aynı mı ? 

5. Öğrencilerin günlük hayatında yabancı dil kullanmalarının Edebiyat derslerine etkisi nedir.? 

6.  Öğrenciler  kaynak  kitap  bulma  konusunda  ne  tür  zorluklar  çekiyorlar  ve  öğretmenlerin  bu  konuda 

öğrencilere ne tür yardımı oluyor? 

7. Anne veya babanın (daha çok annenin) başka milletten (Kazak yada Rus) olması çocuğun Türkçesini 

ve Edebiyat dersini  ne şekilde etkiliyor? 

8. Okulda Dil,Edebiyat ve Türkçe haftası yapılıyor mu ve Türk Klasikleri okutuluyor mu ? 

9. Okulda toplam öğrenci sayısı kaç? 

10. Edebiyat dersleri kaçıncı sınıftan itibaren okutuluyor? 

 

Okulda Türk Dili  ve Edebiyatı  dersine giren beş öğrentmene uygulamış olduğumuz bu ankete 



göre karşılaşılan zorluklardan birisi öğrencilerin edebiyat terimlerine çok uzak olması,öğrenci bir uyak, 

tevriye, söz  sanatları gibi osmanlıca ve farsça ifadelere çok uzak olduklarını, edebiyata olan ilgilerinin 

azaldığını ve edebiyat alanında bir ilerleme kat edemediklerini dile getirmişler. 

Okul  genellikle  yabancı  dil  eğitimi  üzerine  olduğu  için  öğrencilerin    edebiyat  derslerine  çok 

önem  vermediklerini  ,  bulundukları  ortam  ve  ülke  türk  edebiyatını  iyi  şekilde  öğrenmelerine  engel 

olduğunu,  iyi  bir  edebiyat  eğitimi  almak  isteyenlerin  de  üniversiteyi  Türkiye’de  okumalarının  daha 

faydalı olacağı kanaaatinde olduklarını ileri sürdüler. 

Genellikle  kaynak  kitap  bulma  konusunda  zorluk  çektiklerini  ,  okulun  kütüphanesinin  yeterli 

olmadığını ,bu sıkıntıları   Türkiye’den kitap sipariş verilerek önlenmeye çalışıldığını ifade ettiler. 

Öğrenciler  sadece  türk  kültürüyle  yetişmedikleri  ve  bulundukları  ülkede  farklı  kültürlerden 

etkilendikleri  için edebiyat derslerini gereksiz bulduklarını ve eksik şekilde öğrendiklerini , daha önce 

edebiyatla  ilgili  sağlam  bir  alt  yapıları  olmadığı  için  derslerde  zorluk  çektiklerini  ve  edebiyatı 

anlayamadıklarını, öğretmenlerinse edebiyat derslerinde öğrencilerin anlayacağı şekilde yani edebiyatın 

yüzeysel yüzünü anlattıklarını belirttiler. 

Anketin  ikinci sorusunda öğretmenlere şu soruyu yönelttik ders kitapları Türkiye’dekiyle aynı 

mı  verilen  cevap  genel  olarak  ders  kitaplarının  Türkiye’den  geldiğini  ve  aynı  olduğunu,    ek  olarak 

Zambak ve Gök kuşağı kitaplarının da  ağırlıklı olarak kullanıldığını söylediler. 

Türkiye’de  lise  seviyesine  uygulanan  Türk  dili  ve  edebiyatı  müfredatı  Kazakistan’daki  Türk 

okullarında  da  uygulandığını  söyleyebiliriz.Bazı  okullarda  Türkiye’den  mezun  olmuş  ve  Türkiye’de 

uzun süre çalışmış olan bazı hocaların şuan Kazakistanda çalışmaları ve Türkiye’de edindikleri bilgileri 

ve  branş  alanındaki  bilgi  ve  birikimlerinin  aynısını  burda  da  uyguladıklarını  söyleyebiliriz,  bunun 

yanında  kitapları  ve  konuları  Türkiye  ile  aynı  olduğunu  öğrendik  mufredat  olarak  Türkiye  ile  aynı 

olduğunu ve hiçbir fark olmadığını öğrendik. 

Anketin  üçüncü  sorusunda  ise  öğrencilerin  haftada  kaç  saat  ders  gördüklerini  ve  bu  ders 

sayısının  yeterli olup  olmadığını sorduk,öğrenciler  haftada iki saat edebiyat dersi  gördüğünü öğrendik 

ve  bu  gördükleri  iki  saat  ders  sayısının  öğrencilerin  edebiyatı  öğrenmeleri  için  yetersiz 

olduğunu,öğrencilerin edebiyatı daha iyi anlayabilmeleri ve öğretmenlerin edebiyatı daha iyi şekilde ve 

derinlemesine anlatabilmesi için ders sayısının en az dört saat olması gerektiğini dile getirdiler.Bu ders 



332 

 

sayısının  dörde  çıkarılması  öğrencilerin  edebiyatı  daha  iyi  bir  şekilde  öğrenebilmelerine  ve 



öğretmenlerin  de  konu  yetiştirme  sorunu  yaşamadan  öğrencilerin  dersi  daha  iyi  şekilde  öğrenmesini 

sağlayabilir.  Lise  seviyesindeki  öğrenciler  haftada  iki  saat  Türk  dili  ve  edebiyatı  dersi  görüyorlar, 

haftada verilen iki saatlik dersin yeterli olmadığını öğrendik, haftada en az 3 veya 4 saat olması gerekir. 

Edebiyatın güzelliklerinin ve inceliklerinin iyi  bir şekilde anlatılabilmesi için derslerin en az 3 veya 4 

saat olması ordaki şiirleri, şiirdeki edebi sanatları , kafiyeyi, şiirdeki temayı bunları daha güzel ve zevkli 

verebilmek  için  ders  saatinin  en  az  3  veya  4  saat  olması  gerekir  Haftada  iki  saat  edebiyat  dersinin 

olması yeterli olmuyor, konuların fazla olması ve uzun olması konularda yeterince detaya girilemiyor, 

konuları yetiştirebilmek için yüzeysel olarak geçiliyor. 

Haftada  derslerin  en  az  3  veya  4  saat  olması  öğrenciler  için  daha  faydalı  olacağını  

söyleyebiliriz.anlatılacak  olan  konular  hem  derinlemesine  hemde  öğrencilerin  anlayabileceği  şekilde 

anlatılabilmesi için derslerin 3 veya 4 olması daha faydalı olacaktır 

Anketin  dörtüncü  sorusunda  ise  müfredatınTürkiye’dekiyle  aynı  olup  olmadığını  sorduk  ve 

öğretmenlerin 

geneli 


genellikle 

aynı 


olduğunu 

söylediler 

ve 

okullarında 



işledikleri 

müfredatTürkiye’ninkiyle  aynı,öğretmenlerin  çoğu  Türkiye’den  mezun  oldukları  için  genellikle 

Türkiye’deki müfredatı uygulamaya çalışıyorlar. 

 

Anketin  beşinci  sorusunda  ise  öğrencilerin  birden  çok  dil  bilmesi  edebiyat  dersini  



öğrenmelerine  engel  olup  olmadığını  sorduk,  öğretmenlerin  geneli  öğrencilerin  çoğunun  Türk  olması 

münasebetiyle  edebiyat  dersini  etkilediğini  söyleyemeyeceklerini  ifade  ettilerse  de  öğrencilerin 

çoğunun edebiyatın ne olduğunu bilseler de, bazı kelime ve konulara yabancı oldukları için dersleri çok 

iyi  anlayamadıklarını  söylediler.  Diğer    bir  sorun  ise  yaşadıkları  ülke  Türkiye’den  uzak  olduğu  için 

edebiyata ilgi duymak istemediklerini, ilginin artması için öğrencinin uzun zaman Türkiye’de kalması 

faydalı  olacağını  belirttiler.  Öğrencilerin  yabancı  dil  bilmeleri  okulda  her  hangi  bir  sorun 

yaratmamaktadır,  sebebi  ise  öğrencilerin  çoğunun  türk  olması,edebiyat  dersleri  öğrencilere  iyi  bir 

şekide  verildiği  takdirde    edebiyattan  lezzet    alacaklarını,  diğer  dillerin  ise  edebiyatı  öğrenmelerine 

engel  olmayacağı  kanaatinde  olduklarını  belirttiler.  Genellikle  öğrencilerin  çoğu   Türklerden  oluştuğu 

için çok sıkıntı olmadığını, sadece bazı  edebi terimlerin  onlara yabancı  geldiğini ve bu konuda sıkıntı 

yaşadıklarını ve çokça Türk klasiklerini okumaları gerektiğini söylediler 

Anketin  altınçı  sorusunda  ise  öğrencilerin  dersle  alakalı  kaynak  kitap  sıkıntısı  çekip 

çekmediklerini sorduk bu sorudada iki öğretmen öğrencilere verilen kaynak kitapların onlar için yeterli 

olduğunu söyledi,diğer üç öğretmen ise öğrencilere verilen ders kitaplarının onlar için yeterli olduğunu 

ama  öğrenciler  ekstıra  bir  araştırma  veya  konuyla  ilgili  soru  bankası  çözmek  isterse  okulda  bulunan 

kütüphanenin  yetersiz  olduğunu  ve  bu  sorundan  dolayı  öğrencilerin  tek  kaynak  olarak  araştırma 

yaptıkları yer internet ortamı olduğunu söylediler. 

Ders kitapları Türkiye’den gelmekte ve hem öğrenciler  hem de öğretmenler için yeterlidir. Öğrenciler 

yabancı  bir  ülkede  okudukları  için  Türk  edebiyatı  derslerinde  kaynak  bulmaları  çok  zor  oluyor, 

Türkiye’den  sipariş  yoluyla  bu  zorluklar  aşılmaya  çalışılsa  da    yeterli  olmadığını  ve  genellikle 

öğrencilerin  kaynak  olarak  araştırma  yaptıkları  yer  internet  alemi  olduğunu  ve  öğretmenlerin  ise  ek 

olarak  öğrencilere  faydalı  olabilecek  testleri  fotokopi  yoluyla  öğrencilere  vermeye  çalıştıklarını  ifade 

ettiler 

Anketin  yedinci  sorusunda  ise anne  veya  babanın  başka  milletten  olması  öğrenciyi  ne  şekilde 

etkilediğini sorduk. Öğretmenlerin geneli aynı cevabı verdiler. Bu konuda annenin çocuk üzerinde daha 

çok  etkili  olması  bu  yüzden  de  çocuğun  ilk  önce  annenin  bulunduğu  ortamı  ve  annenin  gelenek  ve 

göreneklerini  öğreniyor  olması  göz  önünde  bulundurulmalıdır.  Örnek  olarak  Kazakistan’da  yaşayan 

birTtürk  vatandaşının  bir  Kazakla  evlenmesi  bu  evlilikten  sonra  çocuğun  önce  annenin  bulunduğu 

ortamı daha sonra annenin gelenek ve göreneklerini öğrenmesi daha sonra babanın bulunduğu ortamı ve 

geleneğini  öğrenmesi  bu  tür  öğrencilerin  türkçeyi  bildikleri  için  sadece  edebiyatın  yüzeysel  yüzünü 

öğrenebilmeleri ,bu tür öğrencilerin edebiyatı iyi bilebilmeleri için Türkiye’de okumaları ve o dersleri 

devam  etmeleri  gerekir.  Anne  veya  baba  farklı  milletten  olduğu  zaman  çocuk  mecburen  iki  dil  ve iki 

kültürü  öğrenmek  zorunda  kalıyor,eğer  çocuk  Türkiye’den  ayrı  bir  ülkede  yaşıyorsa  önce  o  ülkenin 

kültürünü  öğrendiği  için  Türkçe  veya  edebiyat  derslerine  sıcak  bakmıyor  ve  edebiyatı  da  çok  iyi 

bilmediği için ilgi alanına girmiyor. Bu konu çocuğu genellikle dil ve kültür yönünden etkilemektedir. 

Daha  çok  dil  konusunda  etkiliyor,  çocuğun  konuşması  ve  telafuzu  diğer  öğrencilere  göre  daha  zayıf 



333 

 

oluyor. Tabi bunun tam tersi de olabiliyor nadir de olsa. Evde Türkçe dışında kullanılan dil, Türkçeyi 



anlamayı  zorlaştırıyor,  deyim  veya  atasözleri  konusunda  çok  zorlanıyorlar,  özellikle  anne  yabancı  ise 

dilin inceliklerini anlamada zorluk çekiyorlar. 

Anketin sekizinci sorusunda ise eğitim verilen okulda türkçe haftası veya elstra dersler oluyor 

mu diye sorduk öğretmenlerin hepsi aynı çevabı verdi,türkçe haftası ve ekstra dersler yapılıyor yapılan 

bu  derslerde  öğrencilerin  anlamadığı  konular  tekrarlanıyor.  Her  fırsatta  öğrencilere  türk  klasikleri 

okutuluyor. 

 

Anketin dokuzuncu sorusunda ise okulda toplam öğrenci sayısı kaç diye sorduk ve toplam 519 



öğrenci olduğunu öğrendik. 

Son anket sorumuz ise öğrencilerin kaçıncı sınıftan itibaren edebiyat dersleri gördüğünü sorduk 

ve öğrencilerin edebiyat derslerini 9. Sınıftan itibaren gördüklerini öğrendik. 

 

Şimdi  bu  anketin  sonucuna  göre  Galaxy  İnternational  Okulunda  okuyan  öğrencilerin  ve 



öğretmenlerin Türk Edebiyatını okurken karşılaştıkları başlıca sorunlar şunlardır: 

 

1­  Öğrencilerin edebi terimlere uzak olmaları. 



2­  Yabancı dil üzerine eğitim görmeleri. 

3­  Kaynak kitap yetersizliği. 

4­  Kütüphanenin yetersizliği. 

5­  Sağlam alt yapının olmaması. 

6­  Konunun yüzeysel olarak anlatılması. 

7­  Ders saatinin az olması. 

8­  Konularda detaya girilememesi. 

9­  Soru bankalarının yetersizliği. 

10­ Birden fazla dil kullanılması. 

11­ Velilerden birinin Türk olmaması. 

12­ Deyin ve atasözlerini kavrayamama. 

13­ Dilin inceliklerini anlayamama. 

 

Öğretmenlere  yaptığımız  anketten  bu  sonuca  vardık  ve  bu  sorunların  çözülmesine  hem 



öğretmenlerle hem kendi çalışmalarımızla aşağıdaki çözüm yollarını sunmak istiyoruz. 

 

1­  Türk dili ve edebiyatını daha iyi öğrenmek isteyenler üniversiteyi Türkiye’de okumalı. 



2­  Lisedeki ders saaati dörde çıkarılmalı. 

3­  Türk klasikleri bol bol okutulmalı. 

4­  Edebiyat dersleri renklendirilmeli. 

5­  Edebiyatı sevdirme adına günümüzde yaşayan yazar veya şairlerle imza programları yapılabilir. 

6­  Edebiyat geceleri etkinlikleri yapılabilir. 

7­  Kütüphaneye kitap takviyesi yapılmalı. 

8­  Yaz tatillerinde Türkiye’de edebiyat kampları yapılabilir.  

Bu  makalemizde  Galaksy  International  School  okulunda  okuyan  Türk  öğrencilerin  Türk 

edebiyatını  okurken karşılaştıkları sorunlar ve çözüm  yollarına dikkatinizi çekmek istedik. Bu konuda 

bize  yardımcı  olan  bu  okulun  tüm  Türkçe  öğretmenlerine  teşekkür  etmek  istiyorum.    Edebiyat  dersi 

başlı başına zor bir derstir ama yurt dışındaki öğrenciler için bu tamamen ayrı bir zorluk olduğunu bu 

incelememiz  sayesinde  farketmiş  olduk.  Gelecekte  bu  sorun  özerinde  daha  ayrıntılı  olarak  çalışma 

yapacağımız ümidiyle hepinize ilginiz için teşekkür etmek istiyorum.   

 

Kaynak: 

1­  Cemal YILDIZ  Yurt Dışında Yaşayan Türk Çocuklarına Türkçe Öğretimi. Ankara, 2012 

2­  Ş.  Dilek  BELET  BOYACI,  Berrin  GENÇ  ERSOY,  YURT  DIŞINDA  YAŞAYAN  TÜRK 

ÇOCUKLARINA 

SÖZCÜK 


ÖĞRETİMİ 

SÜRECİNE 

İLİŞKİN 

ÖĞRETMEN 

GÖRÜŞLERİNİN  DEĞERLENDİRİLMESİ.  Turkish  Studies  International  Periodical  for  the 

Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 10/15 Fall 2015, p. ANKARA­

TURKEY 


334 

 

3­  Ismail Çetin, Dil ve Edebiyat Öğretim Yöntemleri, Ankara,2015 



4­  Beytullah BEKAR, ALMANYA’DA TÜRKLER VE TÜRKÇE, Turkish Studies ­ International 

Periodical  For  The  Languages,  Literature  and  History  of  Turkish  or  Turkic  Volume  8/9 

Summer 2013, p. 771­787, ANKARA­TURKEY 

 

 



ӘОЖ 37:36 

Ботабаева Б.Е.  

2­курс студент­магистрант, әл-Фараби атындағы Қазақ Ұлттық Университеті,  



Алматы, Казақстан,e-mail: b.kaznu@mail.ru 

 

БАЛАЛАР ҮЙІ ТӘРБИЕЛЕНУШІЛЕРІНІҢ ПСИХОЛОГИЯЛЫҚ ЖАҒДАЙЫ 

 

         Аңдатпа.      Мақалада  балалар үйі тəрбиеленушілернің психологиясының қазіргі 

таңдағы дамуының  психологиялық жағдайы берілген. Сонымен қатар, балалар үйіндегі 

жасөспірімдердің 

эмоционалды­еріктік 

ерекшеліктері 

жəне 


балалар 

үйіндегі 

тəрбиеленушілердің өзара əрекеттестігі кеңінен талқыланады.  

        Кілт  сөздер:  балалар  үйі,  жетім  балалар,  психологиялық  жағдай,  эмоционалды 

ахуал. 

 

Бала  психикасының  дұрыс  қалыптасуында  жанұяның  ерекше    орын  алатыны  



белгілі.  Жанұяның  мəні  баланың  тəжірибе  жинақтауға  жасалатын  жағдайларымен  

анықталады.  Адам  ерте  балалық  шағынан  бастап,  ересектерден  тек  жүру,  сөйлеу, 

заттарды  дұрыс  қолдану,  ойлану,білім  алу,  еңбек  етуге  ғана  емес,  сезімдерге,  ойлауға, 

күйзеліске, өзіне жəне өзге адамдармен қарым­қатынас жасауға үйренеді. Жанұяда бала 

табиғи  жағдайда    өмірге  бейімделе  алады,  себебі  күнделікті,  таңертеннен  кешке  дейін  

ата­аналары,  аға­апайлары,  апа­аталары    баланың  алдында  мінез­құлық,    жүріс­

тұрыстың əртүрлі үлгілерін ұсынады: сөйлеу жəне  ым­ишара мəселелері, еңбекке баулу, 

адамдармен қарым­қатынас жасау,  саясатқа деген  көзқарасын қалыптастыру т.б. 

Жанұяда бала тек қалай өмір сүру керектігін ғана емес, нені білу керегі  мен шын 

мəніндегі  өмірді    түсінуді    естіп­біледі.:  адамның  өзара    жəне  өзге  адамдармен  қарым­

қатынасы  олардың  бағалаулары мен  пікірлері, күйзелістері мен ой толғаулары. т.б. 

Дүниежүзінің  əр  түкпірінде  əртүрлі  құрылымдағы    балалар  мекемелері  ашылуда, 

олардың бірінде балалр тек 2­3 сағаттарын  ғана осындай мекеде өткізіп, қалған уақытта  

жанұяда болса, екіншісінде    аптаның бес күнін сонда өткізіп, сенбі­жексенбіде өз үйіне 

барып тұрады, ал үшіншісінде , балалрға тəрбие беру мекемелерінде тұрақтап тұрады да, 

жақын  туыстары  кездесуге  келіп  тұрады.  Бұлардың  біріншісі  —  күнделікті  келетін 

мекемелер,  екіншісі  –  тəуіліктік  немесе  апталық,    үшіншісі  жабық  түрдегі  мекеме  деп 

аталады.  

У. Денис пен П. Наджарьян Ливанда 100 жетімді зертей  отырып,  балалар үйінде  

тəрбиеленушілердің өмірінің  бірінші жылының аяғында­ақ жанұяларда тəрбиеленуші өз 

қатарластарынан  психикалық  даму  жағынан    кейін  қалатындығын  анықтаған.  

Зерттеушілер    бұндай  ерекшеліктердің    себебін    ана  мен  бала  қарым­қатынасының 

кемшілігінен деп тапқан.  

Л.  Ярроу  анасымен    жəне  анасыз  тəрбиеленген    балалардың    биологиялық  жəне 

əлеуметтік  жағынан  дамуында  ерекшеліктері  болатындығын  анықтаған.  Дəл  осындай 

қорытындыға  М. Раттер  жабық түрдегі мекемелерде  тəрбиеленуші балалардың  «кері» 

тəрбиеленуінің  себебі  анасымен  жеткіліксіз  эмоционалды  қатынасы,  сенсорлы    жəне 

əлеуметтік стимуляциялардың  адығынан деп  түсіндіреді.   

Ана бала үшін жалғыз  ғана жақын  адамы, қамқоршысы болады.  Балалр  үйінде де 

бірнеше  қамқоршы­тəрбиешілер  бар,  олар  сондағы  балалардың    туған  анасын  

алмастыруға  əрекеттер жасайды.  Балалар үйі тəрбиешілерінің жұмысының тиімділігі , 


335 

 

балалардың    жеке  адам  болып  қалыптасып,  дамуы,  мінез­құлқы,  жүріс­тұрысына 



тигізетін  əсері туралы мəселелерді  көптеген психологтар жан­жақта  қарастырған. Г.Х. 

Рейнгольд  пен  Н.  Бейли  (1959)  көп  аналардың  балаға  тигізер  психологиялық  əсерін 

сипаттады.  Олар  өз  эксперименттерінде    екі  топтағы  балаларды  қарастырады.:  бірінші 

топта  –  6  айлық  баланы  8­айының  соңына  дейін  бір  ғана  тəрбиеші  күткен,  ал  екінші  

топтағы балаға  төрт тəрбиеші  қамқор болған. 3 ай  мерзімінде  жүргізілген эксперимент  

нəтижесі  бірінші  топтағы    баланың  екінші  топтағы    балаларға  қарағанда    əлеуметтік 

реактивтіліктің  жоғарылығын  көрсетті,  ал  1  жылдан  соң,  бұл  эксперимент  алдыңғы 

нəтижені  қайталамады.  Зертеушілер  балаға  бір  немес  бірнеше  тəрбиешінің  

қамқорлығында    болуы  оның  дамуына    ерекше  əсер  етпейтіндігі    туралы  қорытындыға 

келеді.    Осы  мəселеге  байланысты  өзге  зерттеулерде    ғалымдар  мынадай  қорытындыға 

келеді:  «Қанша    адамның    қамқор  болуы  бала  үшін  маңызды  емес,    аса  маңыздысы  əр 

баланың   қамқорлық пен сүйіспеншілікті  біліп,  сезініп өсуінде»,—дейді.  Тəрбиешінің 

аздығы    баланың  дамуын  етежейді,  даму  ең  алдымен    ересектермен  қарым­қатынас  

процесінде, іс­əрекетте  ілгері басады. Нəресте неғұрлым жас болса,  соғұрлым ол əлсіз 

болады, сондықтан да қай ортада өмір сүрсе, соған тəуелді болады.  

Жанұяда  жəне  жанұядан  тыс  тəрбиеленген    балалардың    психологиялық  дамуы 

жөніндегі    ғалымдардың  зерттеулеріне    сүйенсек,  көп  жағдайда    жанұя  тəрбиесіндегі  

балаларға  қарағанда    жанұядан  тыс  тəрбиеленушілердің    даму  барысының    əлде  қайда 

баяу  екендігін  көреміз.    Вербалды  емес  функцияның    қалыптасуының    тоқырауға  

ұшырауы  ерте  жастағы    ойлауға  ,  балалардың  айналадағы  адамдармен    қарым­

қатынасына, сөйлеуіне, т.б іс­əрекеттері де із қалдырады.  

Мектеп  интернаттарында    балалар  дамуындағы  шынайы  қауіп  —  оларды 

«өзгелердің    ақылымен»  басқарыла  отырып,  өмір  сүруінде.  Үнемі  қатарластарының  

ішінде  жүруі,  шулы  уақытта    бос  өткізетін  ортада  жүруі,    ересектердің  оларға    сирек 

көңіл  аударуы,  балалардың    жүйкесінің  шаршауына    себепші  болады.  Бұл  тəрбиенің  

жетіспеушілігі  болып табылады.  

Балалар үйі, интернаттар жағдайындағы «жабық» орта сенсорлық «аштық» тудыра 

отырып  кез­келген  жастағы  адам  баласына  зиянды  болып  есептелінеді.  Әсіресе,  жаңа 

дамып,  өсіп  келе  жатқан  бала  психикасы  үшін  оның  зардаптары  өте  көп.  Осы  балалар 

үйіндегі  тəрбиеленушілердің  мəселелері  аса  күрделі  жағдайда.  Бұл  жағдайға  қатысты 

өзекті мəселелердің негізгілері  мыналар:  жетім балалар денсаулығына деген əлеуметтік  

қамқорлықты  күшейту,    олардың  құқығына  қол  сұқпау,  қоғам  өмірінің  барлық 

салаларына толық араласуға жағдай жасау. 

Осы  мəселелерді  шешуде  негізгі  екі  көзқарас  қалыптасқан.  Бір  жағынан,    балалар 

үйі 

мен 


мектеп­интернаттың 

балалары 

отбасында 

тəрбиеленетін 

балалардан 

ерекшеленбейді  жəне  олардың  мəселелерін  тек  материалдық  жағдайда  жақсарту  жəне 

оқу­тəрбие  процесіне  бірқалыпты  жағдай  туғызу  арқылы  шешуге  болады  десе,  екінші 

жағынан, қазіргі таңда балалар үйінде жəне интернаттардағы балалардың дені сау емес,  

барлығы  ауыр  тұқым  қуалаушылыққа  негізделген  соматикалық  жəне  психикалық 

аурулармен  ауырады  деген  көзқарас  қалыптасқан.  Осы  екі  көзқарастың  да  шындыққа 

жақындайтын жерлері бар сияқты. 

Балалар үйі мен интернаттың тəрбиеленушілерінің ішінен жоғары оқу орындарына 

түсіп, түрлі салаларда қызмет атқарып, қоғамдық өмірге белесене араласып жатқандары 

бар  екені  белгілі.    Дегенмен,  қазіргі  кездегі  балалар  үйіндегілердің  барлығы  бірдей  

жетім  балалар  емес.    Мұндай  мекемелерде  ата­аналық  құқынан  айырылғандардың 

балалары,  жалғызбасты  ата­аналардың  балалары,  ата­аналары  тастап  кеткен    балалар, 

ауруына  байланысты  əрекетке  жарамсыз  деп  танылғандардың  балалары,  ата­анасы 

сотталып  кеткендердің балалары,  жетім жəне тастанды балалар тəрбиеленеді. Бұларды 

«əлеуметтік жетімдер» деп атайды. 


336 

 

Баланың əділдігі,  адамгершілігі, сыйластығы – дұрыс   тəрбиенің негізгі шарттары 



осылар, əсіресе жетім­балаларда осы жеке жəне əлеуметтік қорғанссыздығы жас қосқан 

сайын өткір  бола түседі. 

Интернаттар  мен  балалар  үйлері  білім  беру  жүйесінде  қажеттігі  мен 

пайдалылығына  орай,  ондағы  тəрбиеленушілерге  бірқатар  ерекшелік  –  сипаттарды 

дарытады.  Ең бастысы,  интернат,  балалар үйі дегеніміз олар үшін – ұжымдық мекеме, 

онда  балалар  үшін  «менің  үйім»,  «менің  бөлмем»,  «менің  бұрышым»,  «менің 

ойыншықтарым»,  «менің  ата­аналарым»  тағы  басқа  осы  сияқты  ұғымдар  жоқ.    Үй 

болмай,    үлкен  ұжым  үшін  мекеме  бола  отырып,  ереже  бойынша  бұл  балалар  үйлері 

балалардың  бойындағы  жеке­дара  сұраныстар  мен  қажеттіліктерді  қалыптастыра 

қоймайды жəне мұнда «мен» сезімі өз дəрежесінде дами қоймайды.  Осыған орай, əрине 

жанұялық  типтегі  балалар  үйлерінің  жүйесі  жеткілікті  кемелденген  болады.  Жанұялық 

типтегі  балалар  үйлерінде  педагогтар  ата­аналар  функциясын  атқарады,  ал  6­10  бала  – 

соларға бала,  қыз,  бір­біріне апа,  сіңлі,  аға,  іні рөлдерін атқарады. 

Жанұялық  үйлер,  əрине,    жетімдік  проблемасын  шешудің  тиімді  жолы,  бірақ 

өкінішке  орай,  бұл  экономикалық  тұрғыдан  қымбат  мекеме,  сондықтан  да  əлі  де  ұзақ 

ууақыт  бойына  дəстүрлі    интернаттық  типтегі  балалар  үйлері  сақтала  бермек.Ол 

мекемелердегі 

тəрбиелік 

процесс 

ұжымдық 


өмір 

принциптеріне 

негізделген 

регламенттік сипатта болады. 

Дегенмен  бұл  жағдайларда  да  балалардың  өмірін  едəуір  дəрежеде  жанұялық  үй 

үлгісіне жақындатуға болады. 

 



Достарыңызбен бөлісу:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   98




©emirsaba.org 2024
әкімшілігінің қараңыз

    Басты бет